Nikah şekerlikleri ile başlayan güzel bir hikaye

Kar Porselen Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdürü Erbil Aşkan, yüzde 100 HoReCa markası Bonna’nın gelecek planlarını anlattı. Dayanıklılığı ve tasarımları ile öne çıkan Bonna, Kocaeli Çayırova ve Bilecik Pazaryeri’nde iki fabrikada üretiliyor. Her yıl ortalama yüzde 40 büyüyen Bonna için yeni yatırım hazırlıkları yapılıyor…
01.10.2024 13:35 GÜNCELLEME : 01.10.2024 13:35

PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL İş dünyasında girişimci öğretmenleri hep duyarız. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, üretim, ihracat, istihdam söz konusu olduğunda da hünerlerini gösterirler. Bunun çok örneğini biliyoruz. Şimdilik buna sadece Borusan Holding ve Opet'i örnek vermekle yetinelim.

Porselen tabak markası Bonna'nın doğuşunda da yine öğretmenlerimiz var. Bu ilginç hikayeye geçmeden önce Bonna'dan birkaç cümleyle söz edelim. Türkiye'nin ilk ve tek yüzde 100 HoReCa markası olarak iş dünyasında farklı bir yeri var çünkü. Bugün bildiğiniz tüm ünlü restoran ve beş yıldızlı otellerde önünüze gelen yemekler bu firmanın porselen tabaklarıyla servis edilir.

Gelelim bu ünlü markanın hikayesine. Matematik öğretmeni Tahsin Aşkan ve resim öğretmeni Özer Aşkan'a ait Kar Porselen'in temeli, bu iki kardeşin 1983 yılında kurdukları küçük seramik atölyesine dayanıyor. Birinin tasarım, diğerinin hesap yapma yeteneğini birleştirerek giriştikleri bu işte, nikah şekerlikleri üretip satmışlar. Bonna markasını ise 2014 yılında piyasaya çıkarmışlar. Bugün Bonna markası ile bin kişinin çalıştığı iki büyük üretim tesisleri var. İlk fabrika 1999 yılında, ikincisi ise 2019 yılında kurulmuş. 110 ülkeye ihracat yapan Bonna'nın bu yılki ihracat hedefi 65 milyon euro.

Müthiş bir başarı hikayesi değil mi? Bu kadarla da yetmiyor. Azimli ve ileriye gören iki kardeşin kurduğu Bonna, HoReCa sektöründe bir dünya markası olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Aşkan. Ancak firmayı daha ileriye götürme görevini oğlu Erbil Aşkan almış durumda. Firmanın genel müdürlüğünü yürüten Erbil Aşkan, Sabancı Üniversitesi Ekonomi mezunu. Daha öğrencilik yıllarından bu yana şirkette mesai yapıyor. Öyle ki tatillerde bile ara vermeden çalıştığını söylüyor. Kar Porselen Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Genel Müdürü Erbil Aşkan ile şirketin hedeflerini ve yeni yatırım planlarını konuştuk…

Önce şirketin kuruluşundan başlayalım. Bize geçmişinden bahseder misiniz?

Hikaye iki öğretmen kardeşin kurduğu seramik atölyesi ile başlıyor. Rahmetli amcam güzel sanatlar fakültesinde okurken seramiğe merak sarıyor. Yarımca Porselen, İstanbul Porselen gibi şirketlerde yaz stajlarına gidiyor. Seramik atölyelerinde hobi olarak ne yapabilirim diye fikir üretiyor. Nikah şekerlikleri tasarlıyor. Nikah şekerliklerinin satışı ile başlayan bir ticari hayatımız var. Çok da güzel ürünler geliştiriyorlar. Yüksek adetli siparişler almaya başlayınca öğretmenliği bırakıp sıfırdan bu işe adım atıyorlar. Dedem köy enstitüsü çıkışlı. Babamla amcama çok kızıyor. "Devlet bırakılır mı? Batacaksınız" diye azarlıyor onları. Dedem bu işe çok muhalifti. Arabasını bile kullandırmazdı babamlara. "Kendi başınızın çarenize bakın" derdi.

Atölyeden sanayiciliğe geçiş nasıl olmuş peki?

1999 yılına kadar yenilikçi hediyelik ürünler üretmişler. Nikah şekerlikleri, örgü sepet tabaklar yapmışlar. Pastane pastane gezerek ürettikleri ürünleri pazarlamışlar. Sonra bir aşçı kaşıklıklar furyası oldu. Her evde vardır. Bunun ilk üreticisi biziz. 1999 yılında bir karar alıp "hediyelik eşyadan sofra eşyasına dönelim" demişler. Böylece sofralık ürünlerin üretimi başlamış. Bizim yola çıkışımız farklı. Türkiye'de üretilen seramikler daha koyu renkli. Karo hammaddeleri kullanılarak üretimler yapılıyordu. Biz farklı olarak kendi hammaddemizi kendimiz geliştirdik. İtalya'dan gelen beyaz seramikler vardı. Bunun ithalatı zordu. O yüzden bu ürünü kendimiz geliştirdik. Beyaz seramik sofra eşyaları ürettik ve bu işte büyük bir başarı yakaladık. O dönemde Kar Porselen markası ile üretim yapıyorduk. Hızlı bir büyümemiz vardı. Ben ilk kez adetsiz sipariş gördüm o dönemde. Ne üretirseniz alacağız şeklinde geliyordu siparişler.

İlk fabrikayı o dönemde mi kurdunuz?

Evet 1999-2000 yılında Çayırova fabrikamızın temelini attık. İşi büyütme hayali başladı. Var olan yapılar bize yetmez oldu. İki hayalimiz vardı. Biri daha sıcak ve beyaz ürünler diğeri de HoReCa yani otel restoran sektörüne girmekti. Ev tüketiminin içindeydik ama otel tarafı bambaşka bir sektördü. Bu iki hayalin gerçekleşmesi aşama aşama oldu. Seramikten daha dayanıklı ürünlere döndük. Porselen üretmeye başladık.

Markalaşma çalışmaları ne zaman başladı? Bonna nasıl doğdu?

Markalaşmak temel motivasyonumuzdu. Öyle bir marka yaratalım ki dünyada ses getirelim dedik. Bonna böyle başladı. Bonna bütün dillerde rahat okunan, telaffuz edilen bir kelime. Akılda kalan, birçok dilde iyi, iyilik anlamına gelen bir sözcük. Klasik ürünlerin dışında yeni ürünler geliştirelim dedik. Ar-Ge çalışmaları yaptık. Yurtdışından danışmanlıklar aldık. Aynı zamanda bir TÜBİTAK projesidir. Daha dayanıklı bir ürün çıkaralım istedik. Başarılı bir proje oldu. Bunu da otel ve restoran sektörüne dönük kullanalım istedik. Yol değiştirerek ve odağımızı daraltarak bir büyüme hikayesi yarattık. Hem de bunun katma değerli bir şekilde ihracatını yaptık. O döneme kadar porselen fason olarak üretilen bir ürün kategorisinde idi. Porselende markalaşma olabileceğini gösterdik. Bonna markamızı orta ve orta üst segment bir marka olarak konumlandırdık.

Ürünlerinizin ev tüketiminden farkı nedir?

Yüzde 100 HoReCa markası olarak konumlandırdık. Çözümlerimizi de sektöre dönük geliştiriyoruz. HoReCa sektöründe dayanıklılık önemlidir. Tabaklar günde 30-40 defa yıkanıyor. Evdeki gibi değil. Dayanıklılık çok önemli sektör için. Bu anlamda ürünlerimizin üstün bir dayanma özelliği vardır. Kenardan çatlama olmaz bizim ürünlerimizde. Ortalama tabakların yüzde 30-40'ını değiştirmek zorunda kalır oteller. Biz porselende kenar çıtlamama garantisi veren ilk firmayız. Birçok tasarımımıza ömür boyu garanti veriyoruz. Yıllık değişim bizim ürünlerde yüzde 6'ya kadar düştü. Birçok rakibimiz bizimle dalga geçti. Bu tabak kırılmaz ise siz kime satacaksınız, batarsınız dediler. Kimse yeniden almaz dediler. Sürdürülebilir değil dediler. Tam tersine dünya için sürdürülebilir bir üretim oldu. Doğal kaynaklar kullanıyoruz üretimde. Çok kıymetli bir ürün çıkarıyoruz. Dayanımdan gelen mutluluk, tüketici sorunlarına çözüm, bizim büyümemizi sağladı. Yıllık yüzde 40 gibi büyümemiz var. Global bir marka olmayı hedefliyoruz. 110 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracatımızın yüzde 90'ı Bonna markalı. Ciromuzun yüzde 60'ı ihracattan geliyor. 65 milyon euro bu seneki ihracat hedefimiz.

Çayırova dışında üretim yeriniz var mı?

İlk fabrikamızı Çayırova'da kurduk. Kapasiteyi üç katına kadar çıkardık yatırımlarla. Sonrasında Bilecik Pazaryeri'nde 2019 yılında yatırım yaptık. Tam pandemi öncesi. İkea'ya üretim yapan kapanmış bir tesis vardı, onu alarak hızlı bir şekilde üretime kazandırdık. Yatırımı hızlı bir şekilde realize ettik. Çayırova'daki tesisimiz de üretime devam ediyor. O dönem 10 milyon dolarlık bir yatırım oldu. Üzerine yeni yatırımlarla bu tesis 30 milyon dolara mal oldu.

Yeni bir fabrika yatırımı daha planlarınızda var mı?

Evet var. Şu anda üzerinde çalışıyoruz. Ekonomi normale döndüğünde yeni yatırımlarımız olacak. Kapasite artırımı yatırımı yapacağız. Geçen yıl büyük bir lojistik merkezi yatırımı yaptık Pazaryeri'ne. Lojistik merkezi, depo değil. İmza projemiz. Sürdürülebilirliğe uygun. Yağmur sularını topladığımız, kendi enerjisini üreten, akıllı sistemlerle minimum elektrik tüketimi yapan bir yer. Fabrikalarımızdaki panellerle birlikte tükettiğimiz enerjinin yarısını kendimiz üretiyoruz. GES yatırımlarımız da olacak. Kullandığımız enerjinin tamamını kendimiz üretmek istiyoruz.

Şirketin ortaklık yapısı nasıl? Aileden başka ortak var mı? Şirketi halka arz etmeyi düşünüyor musunuz?

Şirkette aileden babam ve ben varım. Aile şirketiyiz. Dışarıdan ortak yok. Halka arz ile ilgili yakın zaman için bir planımız yok. Uzun vadede halka arz da olabilir. Zamanlama önemli. Stratejik ortaklıklar da olabilir.

2023 yılı itibarıyla yıllık cironuz ne kadardı? 2024 yılı için hedefleriniz nelerdir?

2023 yılı için kendimize koyduğumuz büyüme hedefimize ulaştık ve yılı 50 milyon euro ciro ile kapattık. 2024 yılında ise 65 milyon euro hedef belirledik ve bu hedefe ulaşmak için çalışıyoruz. Çayırova ve Bilecik Pazaryeri fabrikamızda 1050 kişi istihdam ediyoruz.

Satışlarınızın ne kadarı yurt içi, ne kadarı yurt dışı piyasalarına yönelik?

Yılda 40 milyon ürünü sektörle buluşturuyoruz. İhracat yönü kuvvetli olan bir marka olarak, 2023 yılında ciromuzun yaklaşık yüzde 56'sı ihracat tarafında gerçekleşti. 2024 yılında cironun yüzde 60'ını ihracattan bekliyoruz.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz? Yeni pazarlar var mı?

Bonna ürünleri, bugün 6 kıtada 100'den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Yurtdışındaki distribütör ağımızı her geçen gün artırıyoruz. Son olarak Slovakya, Tunus, Nijerya, Ruanda, Güney Kore, Nikaragua, Porto Riko ve Fildişi Sahili ülkelerinde kazandığımız yeni partnerlerimizle bugün artık tam 109 ülkede yaratıcı şeflerin her defasında en iyiyi sunma tutkusunu paylaşıyoruz. Ağırlıklı olarak Avrupa, Rusya, Latin Amerika'ya ürün ihracatımız var. En büyük pazarlarımızı ise İspanya, Mısır, İtalya, Rusya, Meksika, İsveç, Fransa ve Almanya olarak sıralayabiliriz. Önümüzdeki dönemde ihracat yaptığımız mevcut pazarımız olan İngiltere, İtalya, İsveç, Fransa, Almanya ve İspanya'da büyümeyi hedeflerken, ABD ve Uzak Doğu bölgesinde yeni pazar çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

"Şeflere mekanlara özel tasarımlar yapıyoruz"

Ürünleri tasarlayan özel bir ekibimiz var. Pazarlama ve ürün yönetimi birlikte hareket ediyor. Sahanın ihtiyaçlarına göre oluşuyor. Ar-Ge, Ür-Ge ve tasarım ekipleri ayrı ayrı çalışıyor. Şeflerin geri bildirimleri ile birleştirilip bir ürün çıkıyor.

Ünlü şeflerle işler yapıyoruz. İtalyan Şef Danilo Zanna'nın restoranlarının tabakları bizden. Restorana özel tasarımlar yaptık. Yurt dışında Michelin yıldızlı restoranlara da tabak veriyoruz. Şeflere özel tabaklar yapıyoruz. Çok şubeli restoranlara özel üretimlerimiz var. BigChefs, Tavuk Dünyası gibi restoran zincirlerine ilk şubelerinden bu yana tabak tedariki yapıyoruz. Sadece o restoranlara özel tabaklar bunlar. Bizim tabaklar dayanıklı, kırılmaz özelliklidir. İlk şube için aldıkları tabaklar halen kullanılıyor. Bugün yeni birçok şubeleri oldu. 50 şubeli dönemdeki kadar tabak kullanımı olmuyor. Çünkü kırılma yok dayanıklı ürünler. 50 şubede iken yıllık kullandıkları tabak sayısını bugün 200'ün üzerindeki şube ile ulaşmış değiller. Karlılık oranlarını da dolaylı olarak desteklemiş olduk.

BİZE ULAŞIN