Doruk Un 5 yılda 50 milyon dolar yatırım yapacak

Doruk Un hastalık ve zararlılara karşı geliştirdiği tohum çeşitlerini çiftçilerle paylaşacak…2023’te bir önceki yıla göre TL bazında yüzde 100 büyüme ile 8.14 milyar TL, dolar bazında ise yüzde 35 büyüme ile 329 milyon dolar ciro elde eden Doruk Un, gündemine aldığı yeni yatırımlarla 2024 yılında da hız kesmeden büyümesine devam etmeyi planlıyor.
29.07.2024 12:43 GÜNCELLEME : 29.07.2024 12:43

Bu yıl toplamda 8.5 milyon TL Ar-Ge yatırımıyla perakende markası PanPan ile sağlıklı un portföyünü tüketiciyle buluşturan Doruk Un, 2024'ün ilk 6 ayında ihracat pazarlarında yüzde 11, iç piyasada da yüzde 44 tonaj büyümesi gerçekleştirdiğini açıkladı.

Perakende pazarında bu yılın sonunda en az yüzde 20 büyüme hedeflediklerini belirten Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Gürsel Erbap, Doruk Un'un yıllık 438 bin ton buğday kırma kapasitesi, yıllık 350 bin ton un üretimine sahip olduğunu söyledi. Kapasitesinin yüzde 65-70'lik kısmını 41 ülkeye ihraç ettiklerini hatırlatarak, evsel kullanımdan fırınlara, restoranlardan otellere kadar geniş bir skalada ihtiyaca ve kullanım amacına özel ürünler geliştirdiklerini hatırlattı. Kendi tohumunu geliştiren tek un üreticisi ünvanını da elinde bulundurduklarını kaydeden Erbap pazara giriş yaptığımız perakende markası Panpan ile 2024'te iç pazarda yüzde 50'nin üstünde tonaj artışı hedeflediklerini kaydetti. Erbap "Tohumculuk yatırımlarıyla da sektörde güçlü bir büyüme öngörüyoruz. Yaklaşık 3 yıldır devam eden Ar-Ge çalışmalarımız sonunda 2024 ekim dönemine 5 çeşit sertifikalı tohumu üreticiler ile buluşturmaya hazırlanıyoruz" dedi.

Doğru unla doğru lezzete ulaşılacağı yaklaşımıyla yola çıktıklarını ve bu amaçla paketli un yatırımı yaparak PanPan Un markasıyla perakende pazarına giriş yaptıklarını dile getiren Erbap "Türkiye'de ilk defa 'Sağlıklı Un' kategorisiyle yerli ata tohumlarından bol lifli ve son derece besleyici 3 farklı ürünü tüketici ile buluşturduk. Ürün ailemize glutensiz unu da ekleyerek markalı ve paketli un pazarında büyümeyi hedefliyoruz. Online kanallar ve tüm büyük marketler dahil olmak üzere güçlü bir penetrasyon oluşturarak paketli un pazarında Türkiye'nin öncü markası olmayı planlıyoruz. Doruk Un olarak tarladan sofraya değer zincirinin tüm kategorilerinde yer alıyoruz. PanPan markasıyla tüketici ürün grubu ciromuzun yüzde 10'unun, karlılığın ise yüzde 20'sinin 'Sağlıklı Ürün' portföyünden gelmesini öngörüyoruz. PanPan olarak paketli un kategorisinde 5 yıl içinde yıllık 50.000 tondan fazla tonaja ulaşarak Türkiye'nin en büyük 3 paketli un markasından biri olmayı planlıyoruz"

Fabrika silo kapasitesinin 20 bin tonu için antrepo yatırımını da bu yıl devreye almayı planladıklarını ifade eden Erbap "Beş yılda 50 milyon dolar yatırım yapmayı hedefliyoruz. Yenilikçi ve katma değerli ürün gruplarında glutensiz un, noodle üretim yatırımı, depolama ve lojistik alanında yatırımları da devreye alacağız. Ayrıca Doruk Un olarak üretim, Ar-Ge, donuk unlu mamuller üretim ve mağazacılık, lojistik ve depolama, yeni ürün geliştirme, sürdürülebilir tarım ve gıda projelerine de yatırım yapacağız" bilgisini verdi.

Üretime destek vererek dışa bağımlılığı azaltıp Türkiye'de üretilen ürünlerle katma değerli ihracat hedeflediklerini de kaydeden Erbap sözlerine şöyle devam etti "Doruk Un buğdayın kalbi Tekirdağ'da 20 bin metre kare ileri teknoloji ile donatılan üretim fabrikamızda yıllık 350 bin ton un üretimi gerçekleştiriyor. Ekim alanı büyüklüğü ve verim açısından Marmara Bölgesi'nin ve Trakya topraklarının Türkiye buğday hasadı için önemi küçümsenemez. Nitekim Marmara Bölgesi Türkiye buğday ekim alanlarının yüzde 15-16'sını, üretimin yaklaşık yüzde 21'ini karşılıyor. Ayrıca bölgenin ortalama buğday verimi (350-400 kg/da), Türkiye ortalaması (250-300 kg/da) ile kıyaslandığında, bölge ortalaması Türkiye ortalamasından yüzde 40 daha fazla. Bütün bu veriler, buğday tarımının bölge için önemini açıkça ortaya koyuyor. Yıllık yağış ortalaması yaklaşık olarak 585 mm olduğu bölgede iklim ve toprak özelliklerinin de hububat tarımı için uygun olması ve yüksek verim elde edilmesi, dolayısı ile yüksek gelir getirmesi ekmeklik buğday tarımının bölge için önemini artırıyor."

Marmara Bölgesi'nde buğday veriminin uzun yıllardır aynı seviyede bulunduğunu da hatırlatan Erbap, 2023 yılına göre de yaklaşık olarak yüzde 10 artış beklendiğinin altını çizdi. Erbap sözlerine, "Buğdayın verimliliği için en önemli nokta ekim zamanında yağış alınması. Bu sene Marmara Bölgesi'ndeki ekim zamanı yaşanan kuraklık ve sonrasında alınan aşırı yağış sebebiyle lokal alanlarda ekim hazırlığı yapılamadı. Ekimler bu nedenle bazı bölgelerde az gerçekleşti, fakat ekim yapılan tarlalarda döllenme ve dane dolum dönemimdeki (kritik dönem) uygun yağışlar nedeniyle, rekoltede yüzde 10 ila yüzde 15 arasında artış bekleniyor. Lokal olarak ekim yapılamayan alanlara ise ekim zamanı ve bölge şartları nedeniyle ayçiçeği ekimi yapıldı." şeklinde devam etti.

Savaşlar ve iklim değişiklikleri sebebiyle gelecekte ülkelerin en büyük sorununun 'gıda tedariği' olacağından yola çıkarak sürdürülebilir tarım ve sertifikalı tohum çalışmalarını hayata geçirdiklerine de dikkat çeken Erbap bu kapsamda Doruk Un olarak tarım ülkesi olan Türkiye'de ekim alanlarını ve verimliliği artıracak çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Erbap Doruk Un'un verimlilik oranı yüksek ve sürdürülebilir çeşitlere odaklandığını da belirterek şunları söyledi "Gelecek; sürdürülebilir gıda tedariği konusunda yatırım yapan şirketlerin olacak, bu konuda ciddi çalışmalara imza atıyoruz. Doğru tarım politikaları ve verimliliğe odaklanmış üretim yaklaşımlarıyla Türkiye 2 yıl içinde buğday ithal etmeden ihracat gerçekleştirebilir. Buradan yola çıkarak Doruk Un'un iştiraki Doruk Tohumculuk çatısı altında Marmara Bölgesi'nde üç, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde beş olmak üzere toplam sekiz ayrı sahada buğday, arpa, yulaf, mısır, ay çiçek, acıbakla gibi 80'e yakın tohum geliştiriyoruz. Türkiye buğday verimi açısından kıyaslandığında 3 kat fazla verim gösteren çeşitlerimiz, en önemli kalite parametresi olan protein değerinde de Türkiye ortalamasının yaklaşık yüzde 25 üzerine çıktı. Yaptığımız AR-Ge çalışmaları sonunda 2024 ekim dönemine 5 çeşit sertifikalı tohumu üreticilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Yüksek verimliliği hedefleyen yeni tohumlarla Doruk Tohumculuk olarak da sektörde güçlü bir yer edinmeyi planlıyoruz. Öncelikli amacımız üreticilerin aynı tarım arazisinde maksimum verim elde etmesini sağlamak. Dünyada iklim değişikliği nedeniyle ciddi bir gıda krizi söz konusuyken tarım arazilerindeki azalma sebebiyle bu kriz yıllar içinde daha da derinleşecek. Bu açıdan tarım arazilerinin maksimum verime ulaşması bugünün ve gelecek yılların en büyük meselesi. Tarım arazileri çoğalmayacağına göre verimi artırmak, üretimi teknolojiyle buluşturmak, çiftçi ve üreticilerin bilinçlendirilmesini sağlamak sektörün en önemli konusu olmalı. Biz de bu vizyonla 'Geleceğe Tohum' hareketimizle her yıl farklı bir bölgede sertifikalı tohumun önemi ve tarım faaliyetleri alanında bilinçlendirme çalışmalarına ev sahipliği yaparak milli değerimiz olan tarımı ve sertifikalı tohumu hak ettiği değere ulaştıracak çalışmalar yapıyoruz."

Ekolojik uygunluk ve çeşidin verim düzeyine göre ekim yapılmasının önemine de vurgu yapan Erbap "Trakya bölgesinde verimli hasat için kışa ve kurağa dayanıklı çeşit seçilmesi gerekiyor. Ürünün genetik yapısına ve toprağa yatmayacak kadar uzun boylu olmasına dikkat edilmesi önemli. Bölgemizde 150'den fazla buğday çeşidi ekiliyor. Çeşidin bu kadar fazla olması nedeniyle sağlıklı buğday üretimi yapılamazken, daha önceden görülmeyen bazı hastalıklara dayanıklı tohumlar kullanılmadığı için bölgede verim kaybı yaşanıyor. Bu nedenle adaptasyon kabiliyeti yüksek çeşitlere yönelmek oldukça önemli. Doruk Tohumculuk olarak yapmış olduğumuz AR-GE çalışmalarında verimi ve kalitesi yüksek, kuraklığa, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitler geliştirdik. Bu tohum çeşitlerini yakın zamanda çiftçilerimizle paylaşmaya hazırlanıyoruz." dedi.

Türkiye'nin 2024 hasat yılına, buğday da geçen yıla göre yüzde 10 ile 15 arasında verim artışıyla gireceğini de dile getiren Erbap Toprak Mahsulleri Ofisi'nin elinde büyük miktarda stok bulunduğundan ve başlayan hasattaki verim yüksekliğinden dolayı 21 Haziran ile 15 Ekim arasında buğday ithalatının yasaklandığına da dikkat çekti. İhracat yapmak isteyen sanayicilerin, iç piyasadan buğday temin ederek dahilde işleme kapsamında veya doğrudan un ve buğday ihracatı yapabileceklerini belirterek "Dünya üzerinde en çok un ihracatı yapan ülkeler arasında ilk sırayı Türkiye alırken sırasıyla Özbekistan, Kazakistan, Arjantin, Rusya ihracatta Türkiye'yi takip ediyor. Ülkemiz 2023 yılında 3 milyon 656 bin ton un ihracatına imza attı. 2024 yılının ilk 4 ayında 1 milyon 295 bin ton un ihracatı gerçekleşirken un sektörü, 2024 yılı sonunda 4 milyon ton un ihracatına ulaşmayı bekliyor. Dünya un ticaretinde uzun yıllardır birinci olan un sanayicileri, bu durumu yeniden değerlendirerek piyasaya uyum sağlamaya çalışacaklardır" yorumunu yaptı.

Dünya un ticaretinde özellikle Rusya ve Ukrayna gibi Karadeniz ülkelerinden buğdayı alıp 130'dan fazla ülkeye ihracat yapan un sanayicilerinin, rekabet konusunda özellikle enerji maliyetleri, lojistik giderleri ve son dönemdeki işçilik giderlerinden dolayı karlılıktan fedakarlık yaparak büyümesini ve liderliğini sürdürdüğünü de kaydeden Erbap sözlerine şöyle devam etti "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde tarımını geliştirmesi için, ürün desenini bölgelere ve iklim koşullarına göre yeniden dizayn etmesi, sürdürülebilir tarım yaparak kendini geleceğe hazırlaması gerekir."

BİZE ULAŞIN