PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Asrın felaketi olarak anılan Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Türkiye'nin 11 ilini vuran, yaklaşık 14 milyon nüfusu doğrudan ilgilendiren deprem felaketinde, Türkiye 53 bin 496 vatandaşını kaybetti. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre; depremde 107 bin 204 kişi yaralandı. Geçen yıl Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ekonomik faturası Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda 103.6 milyar dolar olarak ifade edildi. Bu büyüklüğün milli gelirin yaklaşık yüzde 9'una ulaşabileceği öngörüldü. Depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükü içerisinde en önemli bileşenini yüzde 54.9 oranıyla, 54.9 milyar dolar tutarıyla konut hasarı oluşturdu. İkinci ağırlıklı hasar kalemi ise 12.9 milyar dolarla kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkımdan oluştu. Konut hariç özel kesim hasarı ise 11.8 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu kalem içerisinde imalat sanayii, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri, küçük esnaf ile ibadethanelere ilişkin hasar yer aldı. 2023'te deprem için sadece merkezi yönetim bütçesinden 950 milyar liralık harcama yapılırken, 2024 yılı bütçesinden deprem ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayrıldı. Son bir yılda depremin yaralarını sarmak için seferberlik ruhuyla topyekûn çalışıldı.
PARA Dergisi olarak biz de büyük bir üzüntüyle andığımız asrın felaketinin birinci yılında, depremin vurduğu Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ'dan oluşan 11 ildeki mevcut ekonomik tabloyu ortaya koyduk. Bölgede yatırımları olan iş insanları, bölgenin nabzını tutan oda/borsa başkanları ile konuştuk. İş insanları yapılan yatırımlara, verilen desteklere rağmen, hala deprem öncesi günlere dönülemediğinin altını çiziyor. Finansmana erişimin kolaylaştırılması, destek ve teşviklerinin artırılarak devam etmesi, deprem bölgesine özel "süper teşvikler" getirilmesi taleplerini dile getiren iş insanları, istihdamın korunabilmesi, nitelikli iş gücünün bölgeye çekilmesi için teşvik edici uygulamaların hayata geçirilmesini bekliyor. İş insanları, yeni yatırımlar için uygun koşulların oluşmadığı konusunda hem fikir olsalar da bölgedeki savunma sanayine yönelik yatırımları ve iş birliklerini büyük bir heyecanla dile getirenler de var. Ayrıntılar haberimizde…
"VAR OLANI KORUMAK ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ"
Önce, depremden etkilenen iş insanlarına kulak veriyoruz. Mado, 6 Şubat depremlerinden etkilenen şirketlerden biri. Depremde Mado'ya ait dört iş yeri ve bir fabrika yıkıldı "Yıkım sırasında iş yerlerinde hiç kimsenin bulunmaması en büyük şansımızdı. Ancak birçok çalışanımız ve çalışanlarımızın birinci derece yakınları maalesef hayatlarını kaybetti" diyen Mado Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur, iş yerlerinin yeniden dönüşüm projesi kapsamında ve zemin etüdlerinin onaylanması halinde yapımına başlanacağını vurguladı. Yıkılan iş yerlerindeki çalışan personeli mevcut tesislerde istihdam etmeye devam ettiklerini söyleyen Kanbur, şunları kaydetti:
"Mevcut istihdam ettiğimiz çalışanlarımızı korumaya çalışıyoruz. İş yerlerimizin tekrar inşa edilmesi halinde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Birlikte düştük hep birlikte ayağa kalkacağız. Mevcut üretim kapasitemizin altına düşmeden var olanı korumak öncelikli hedeflerimiz arasında. Yeni yatırım yapabilmemiz için şehrin fiziki ortamının da düzelmesi elzem."
Kanbur, yıkılan iş yerlerinin ayağa kaldırılmasının yanı sıra, Kahramanmaraş'ın en önemli simgelerinden olan Yaşar Pastanesinin tekrar şehre kazandırılmasının da gündemlerinde olduğunu söyledi.
İLK GÜNDEN İTİBAREN SAHADA…
Osmaniye ve İskenderun'daki tesislerinde üretim açısından bir sorun yaşanmasa da depremin etkilerini en fazla hisseden şirketlerden biri de Tosyalı Holding oldu. Depremde iş arkadaşlarını, onların aileleri ve yakınlarını kaybetmenin derin açısıyla sarsıldıklarını söyleyen Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, buna rağmen hızla toparlandıklarını, işlerine dört elle sarılarak bölgenin yeniden ayağa kalkması için çalıştıklarını vurguladı. Tosyalı, o günleri şöyle anlattı:
"Depremden sonraki ilk dönemde bölgedeki bazı tesisler faaliyetlerine devam edemedi. Sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak oldukça zorlayıcı bir süreç yaşandı. Ancak devletimizin, kurumlarımızın, iş dünyasının ve halkımızın el ele vermesiyle yaralar sarılmaya başladı. Bölgede sanayi hızla toparlandı, esnafımızı da ayağa kaldırmak için gerekli adımlar atıldı. Biz de Tosyalı Holding olarak ilk günden itibaren sahada olarak tesislerimizin bulunduğu İskenderun ve Osmaniye'de tüm toparlanma çalışmalarına yoğun destek verdik."
Kahramanmaraş'ın tekstil devlerinden BLC Group, 6 Şubat depremlerinde grup şirketlerinde bütünsel bir yıkım olmasa da kısmi hasarlar yaşadı. BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, güçlendirme ve onarım süreçlerinin bölgedeki ekip yetersizliği nedeniyle uzun sürdüğünü belirterek, "Ağustos ayı itibarıyla tesislerimiz faaliyete geçmeye başladı. Şu anda tekstil, kompozit, gıda tesislerimizden çalışmayan yok. Fakat norm kadrolarımızdaki eksiklerden dolayı yeterli sayıda personelle çalışamıyoruz. Bu da üretim kapasitelerimizi düşürüyor. Son bir yılda, deprem bölgesinde tadilat ve revizyon hariç herhangi bir yeni yatırım yapmadık. Bölgedeki bazı temel şartlar sağlanmadan yeni yatırımı düşünmüyoruz" dedi.
YEREL ÜRETİCİYİ DESTEKLİYOR
Dondurma sektöründe 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yerli üretici Golf Dondurma, Bursa'daki fabrikasına ek olarak 2014'te açılan Kahramanmaraş fabrikasında da dondurma üretimi yapıyor. 6 Şubat depreminin ardından sosyal marka iradesiyle bir yandan Kahramanmaraş'a sağladığı istihdam ile birlik, beraberlik ve dayanışmayı pekiştiren Golf Dondurma, bir yandan da bölge üreticilerinden ürün temin ederek afet bölgesinin kalkınmasına destek olmaya devam ediyor. Depremden sonra oluşturduğu, 'Golfkent' adı verilen konteyner kent ile çalışanlarının barınma sorununun önüne geçen ve 2024'te de konaklama desteğini sürdüren Golf Dondurma, istihdam artışı ve yerel tedarik ile bölge halkının yanında yer alıyor. Depremin ardından kısa sürede yeniden aktif hale getirdiği fabrikasıyla dondurma üretimine devam eden Golf Dondurma, depremden sonra Kahramanmaraş'taki çalışan sayısını 180 kişiye çıkardı. Golf Maraşım'ı da ürettiği Kahramanmaraş fabrikası için bölgedeki üreticilerden Mart 2023-Eylül 2023 tarihleri arasında 4 milyon litrenin üzerinde keçi ve inek sütü temin etti.
ÖNCELİKLİ SORUN FİNANSMANA ERİŞİM
Şimdi de depremin vurduğu illerin nabzını tutan oda/borsa başkanlarının açıklamalarına bir göz atalım. Deprem bölgesi illerde iş dünyasının öncelikli sorunları arasında finansmana ulaşım, maliyetlerin yüksek oluşu ve iş gücü temini geliyor. Malatya'nın depremden en ağır hasar alan iller arasında olduğunu söyleyen Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, şunları kaydetti;
"Depremden en çok, küçük ve orta ölçekli işletmeler zarar gördü. Odamıza kayıtlı 10 bin 600 üyemizin yüzde 80'i depremden olumsuz etkilendi. Esnafın ışıkları yanmadan, ticaret devam etmeden, sanayide çarklar dönmeden şehri yeniden ayağa kaldırmak çok güç. En önemli sorunumuz finansa ulaşamamak. Ticari varlığımızı sürdürebilmemiz için kapsamlı desteklere ihtiyacımız var. Deprem bölgesine verilen destek ve kolaylaştırıcı adımlar artarak devam etmeli. Finansmana ulaşım ve maliyetlerin yüksek oluşu da en büyük sorunlarımız arasında yer alıyor" diye konuştu.
HİBE, KREDİ İMKANLARI ARTIRILMALI
Kahramanmaraş TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Buluntu da deprem bölgesindeki işletmelerin finansmana erişimlerinin hızlandırılması ve kolaylaştırılması gerektiğini vurgulayarak, "Hibe/kredi imkânları artırılmalı. Yatırım teşvikleri alanında iyileştirmeler yapıldı. Ancak teşvikler daha da geliştirilmeli. Başta ilimiz olmak üzere deprem bölgesi cazibe merkez olarak kalmalı. Deprem nedeniyle şehirden ayrılan çalışanların geri dönmelerini sağlamalıyız. Yeni istihdam yaratmak için alım süreçlerini hızlandırmalıyız. Daha geniş bir işe alım ağı oluşturmalıyız. Bölgemizde ulusal ve uluslararası fuarlar düzenleyerek insanlar şehre çekebiliriz. Şehre geri taşınmak isteyen çalışanlara yer değiştirme yardımı, ek sorumluluklar üstlenen çalışanlara bonus veya teşvikler sağlanabilir. Toplum genelinde iş eğitimi ve geliştirme programı oluşturmak için diğer yerel işletmelerle iş birliği yapılabilir" dedi.
Malatya TSO Başkanı Sadıkoğlu, üretimin yüzde 100 kapasiteye ulaşabilmesi için deprem şehirlerinin maaş konusunda cazip hale getirilmesi gerektiğini dile getirdi. Sadıkoğlu, asgari ücretteki devlete ödenen işçi ve işveren paylarının doğrudan personele ödenerek kazancın arttırılması tekliflerinin bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini belirterek işçilik maliyetleri çok yüksek olduğunu, girdi maliyetlerinin arttığını kaydetti.
"MEVCUT PERSONELLERİ DE TYP ALDI"
Adıyaman TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torunoğlu, iş gücü temini ve istihdam konusuna dikkat çekti. Adıyaman'da deprem öncesinde de kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu anımsatan Torunoğlu, deprem sonrasında ise var olan çalışanların barınma endişesi nedeniyle göç etmelerinin istihdamda daralmaya yol açtığını kaydetti. Adıyaman'da üretimi engelleyen önemli sorunlardan birinin iş gücündeki azalma olduğuna dikkat çeken Torunoğlu, depremin imalat sanayisi iş yerleri üzerindeki en önemli ve telafisi güç olan etkisinin, vasıflı iş gücünde ortaya çıkan kayıp olduğunu belirtti. Bazı tesislerde kilit personel kaybı ve personel koşullarından kaynaklanan zorluklar nedeniyle operasyonlarda kesintiler olduğunun altını çizdi. Deprem sonrası Adıyamanlı vatandaşların kenti terk etmemeleri ve düzenli gelir elde etmeleri amacıyla İŞKUR tarafından çıkarılan Toplum Yararına Programlar'ın (TYP) reel sektörde kalifiye eleman sıkıntısına yol açtığını ifade eden Torunoğlu, "Daha rahat ve devlet desteğinde olan TYP'ye Adıyaman OSB'de çalışan işçiler de ilgi gösterdi. Sanayicilerin, barınma sorunu nedeniyle göç eden personellerinin yanında mevcut personelleri de TYP aldı" dedi.
SÜPER TEŞVİK TALEBİ…
Torunoğlu, Adıyaman'ın yeniden canlanması için kamu yatırımlarının teşvik edilmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Depremde ağır hasar gören birkaç il olduğunu, bunların başında da Adıyaman'ın geldiğini söyleyen Torunoğlu, "Başta Adıyaman olmak üzere Hatay, Kahramanmaraş, Islahiye ve Nurdağı gibi depremden ağır hasar gören illere öncelik verilmeli, teşvikler ve destekler buna göre düzenlenmeli. İşçilerimizin birçoğu yatırım teşviklerinde Altıncı Bölgeden faydalanan depremden hasar görmeyen diğer illere kaydılar. Şu anda Altıncı Bölgeden faydalanan ve depremden hasar görmeyen iller çok büyük potansiyel sanayi şehri olma yolunda ilerliyor. Bizler de kan kaybediyoruz. Bu konuda deprem bölgesine özel 'Süper Teşvik' bölgesi gibi geçici bir paket oluşturulabilir. Mevcut OSB'mizde yatırımcıya arsa tahsisi yapılamıyor. Yatırımcılarımız bunun için Kuyulu Organize Sanayi Bölgesi'nin bir an önce tamamlanıp yatırımcıya arsa tahsisi yapılmasını bekliyor. Biz Adıyaman TSO olarak, çeşitli programlar ve projeler hazırlayıp hayata geçirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Diyarbakır TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, deprem illerinin hem tarımsal üretim hem de sanayi üretimi açısından önemli merkezler olduğunu vurgulayarak, yatırımların sürdürülmesi için özel politikalar gerektiğini ifade etti Kaya, "Deprem sonrası kırsal alanlarda hem barınma hem de üretim için farklı modellerin geliştirilmesi de mümkün. Depremin bölgemizde orta vadede daha çok tahribat yaratacağını düşünüyor, yereldeki kurumlar iş birliğinde daha ciddi ve sonuç alıcı önlemler alınması gerektiğini ifade ediyoruz" dedi.
"YENİLENEBİLİR GES İHTİSAS ENDÜSTRİ BÖLGESİ KURULMALI"
Şanlıurfa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, önümüzdeki bir yıl için, genel anlamda en büyük beklentilerinin enflasyonun düşmesi, küresel ve ulusal çapta yaşadıkları ekonomik sorunların çözülmesi ve buna bağlı olarak sektörel büyüme adına girdi maliyetlerinin mümkün mertebe minimum seviyeye inmesi olduğunu söyledi. Yetim, "Bu şekilde iş dünyamızın en büyük sorunlarından olan finansmana erişim ile ilimizin ihtiyacı olan yatırım, üretim, istihdam ve ihracat sorunları çözüme kavuşturulabilir. Somut olarak söylemek gerekirse, Organize Sanayi Bölgemiz'in büyütülmesi, büyük bir güneş enerjisi potansiyeline sahip ilimizde 'Yenilebilir GES İhtisas Endüstri Bölgesi'nin kurulma çalışmalarının desteklenmesi ve hızlandırılması, aynı şekilde Göbeklitepe gibi tarihsel ve kültürel bir mirası barındıran Şanlıurfa'mızda turizm sektörüne yönelik yatırımların artırılması, yine tarım kenti olan ilimizde tarıma dayalı ve yaşadığımız dönemin ruhuna uygun olarak dijitalleşmeye dayalı sanayinin gelişmesi adına gerekli hibe, teşvik ve destek programlarının sunulması ve bu tür programlardan yararlanma şartlarının kolaylaştırılması, ihracat potansiyelimizin hak ettiği seviyeye gelmesi adına İhtisas Vergi Dairesi'nin ilimizde kurulması gibi temel beklenti ve ihtiyaçlarımız olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu.
"DEVLETE OLAN BORÇLAR AFFEDİLMELİ"
Antakya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bünyamin Yavuz, depremde şehrin altyapısında olduğu gibi işletmelerin de altyapılarında ciddi zarar meydana geldiğine işaret ederek, verilen teşviklerin yetersiz olduğunu kaydetti. Üreticilerin büyük bölümünün üretim makinelerini kaybettiğini ifade etti. "İşverenin borçları sadece ötelendi" diyen Yavuz, borçlandırarak sorunu ertelemek yerine bölgedeki işverenin özellikle devlete olan borçlarının affedilmesinin gerektiğini vurguladı. Teşviklerin sektör ayrımı yapılmaksızın artırılması, verilen desteklerde devreye giren aracı kuruluşların maliyet artışının önüne geçmek için aradan çıkarılması gerektiğini ifade eden Yavuz, aynı zamanda işverene işçi çalıştırabilmesine yönelik destek sağlanırken işçilere de bölgede yaşamlarını sürdürebilmelerine yönelik destek ya da teşvik verilmesi ihtiyacına dikkat çekti.
Deprem sonrasında genel olarak dikkatlerin OSB'lere çekilirken küçük sanayi sitelerinin (KSS) gözden kaçtığını ileri süren Yavuz, "Hemen her sektörün ara üreticisi konumunda bulunan ve temel hizmetlere ulaşma konusunda önem taşıyan Antakya KSS neredeyse yerle bir oldu ve ciddi imkansızlıklar içerisinde çok küçük bir azınlık hizmet verebiliyor. Orta ve uzun vadede OSB'lerin taşeronu ya da fason üretimini yapan KSS'lerin işlevselliğini kaybetmesinden dolayı OSB maliyetlerinin de her geçen gün artacağını ve kapasite düşürme yoluna gideceklerini tahmin ediyorum" dedi.
"POZİTİF AYRIMCILIK BEKLEMEKTEYİZ"
Yavuz, bölgedeki barınma sorununa da dikkat çekti. Devletin kira ya da konteynır yardımı bulunduğuna işaret eden Yavuz, konteynırların uzun süreli olarak ailelerin yaşaması için uygun olmadığını, verilen kira yardımının ise herhangi bir mülkün kirasının yarısını dahi karşılayamayacak seviyede olduğunu kaydetti. Depremin hemen sonrasında yaşanan barınma sorununun devletin hızla kurduğu konteyner kentlerle en aza indirilmeye çalışıldığını dile getiren Adıyaman TSO Başkanı Torunoğlu, "Adıyaman hazır giyim sektörünün kalelerinden. Yeni inşaatlarımız devam ediyor. Bundan dolayı mevcut olan insan kaynaklarını heba etmememiz gerekiyor. Depremin verdiği tedirginlik ve gelecek kaygısıyla birçok çalışan il dışına göç etti. Bunun önüne geçmek için OSB içerisinde kurulan devasa konteyner kentlerle çalışanların barınma sorunu çözüldü, başka illere göç etmeleri bir nebze olsun önlendi. Barınma sorunu çözülmeden personeli burada tutmak imkânsız. O nedenle deprem bölgesine pozitif bir ayrımcılık beklemekteyiz. Bizler OSB'de çalışan bir işçiye asgari ücretten fazla vermezsek onları burada tutamayız. Bu noktada asgari ücrete devletimizden ilave destek talep ediyoruz. Ayrıca kırsalda yaşayan ve depremde hasar gören köy halkımızın evleri de şehir merkezinde yapılan yeni inşaatlar gibi bir an önce hızlandırılarak sonuçlanmalı. Köy halkının bir diğer önemi ve sorunu ise hayvancılık yapan köy insanımızın yıkılan ahırlarıdır. Bu ahırların ayrı bir kapı numarası olmadığından yapılacak inşaatlarda yer verilmeyerek köydeki hayvancılık sekteye uğrayacaktır. Bu konuya da yetkililerimiz ayrı bir hassasiyetle bakmalarını talep ederiz" açıklamasını yaptı.
İHRACATTA KAYIPLAR YAŞANDI….
Deprem, ihracatı da olumsuz etkiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'nin ihracatı 2023 yılında yüzde 0.6 artışla 255.8 milyar dolar olurken, deprem bölgesi illerdeki toplam ihracat yüzde 12.6 azalışla 19.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Adıyaman TSO Başkanı Torunoğlu, deprem sonrası fabrikaların günlerce çalışamadığını, kapalı kaldığını vurgulayarak, ayrıca yaşanan göç ve iş gücü kaybının üretimde ciddi aksamalara ve düşüşlere neden olduğunu kaydetti. Torunoğlu, yaşanan bu durumun ihracat rakamlarına da yansıdığına değindi. TÜİK verilerinde Adıyaman'ın 2023'te ihracatı yıllık yüzde 30.6 azalışla 67.5 milyon dolar oldu.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sadıkoğlu ise Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) açıkladığı rakamlara göre, Malatya'nın 2023 yılı ihracatının önceki yıla göre yüzde 13.5 düşüşle 392 milyon 152 bin dolar olarak gerçekleştiğini vurguladı. Sadıkoğlu, "Malatya'nın 2022 yılı ihracatı 453 milyon 214 bin dolardı. İhracatta en önemli ürünümüz elbette kuru kayısı. 2023'te ABD başta olmak üzere 115 ülkeye 70 bin 869 bin ton kuru kayısı ihraç edilerek 408 milyon dolar döviz girdisi sağladık. İhracatçı firmalarımız personel ve üretim anlamında deprem öncesi seviyeye hala ulaşamadı. Üretimde yaşadığımız sıkıntılara bir de pazar daralması eklendi" diye konuştu.
"KAHRAMANMARAŞ'IN İHRACATI YÜZDE 30 GERİLEDİ"
Kahramanmaraş'ın ihracatının 2023 yılında yüzde 30 oranında gerilediğini vurgulayan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, üretimlerin aksamasına, istihdamdaki kayıplara ve küresel ticaretteki daralmalara rağmen geçen yıl yine de Kahramanmaraş'tan 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Öksüz, "Kahramanmaraş, tekstil sektöründe ihracatçı olmasının yanında Türkiye'nin 82.5 milyar dolar tekstil ve hazır giyim üretimini besleyen, sektörlerimize iç piyasada hammadde tedariki sağlayan, tekstil sektörümüz açısından stratejik bir şehrimiz. Dolayısıyla Kahramanmaraş'ın bir an önce ayağa kalkması tekstil ve hazırgiyim sektörlerimiz açısından büyük önem taşıyor. Bu dönemde Kahramanmaraş'ın tekstil ve hazırgiyim sektörü ihracatı yüzde 30 gerileyerek yaklaşık 700 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Demir ve demir dışı metaller sektörü ihracatımız da yüzde 27, mobilya, kâğıt ve orman ürünleri sektöründe yüzde 49, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektöründe yüzde 14 gerileme söz konusu" dedi.
"ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Şanlıurfa TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yetim, Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Şanlurfa'nın 2023 yılında 450 milyon dolar civarında bir ihracat gerçekleştirdiğini vurguladı. Yetim, "TÜİK verilerine göre her ne kadar bu rakam 320 milyon dolarlık bir seviyede seyretse de mutabık olunan temel konu ihracatımızı artırdığımızdır. Elbette, ilimizin ihracat potansiyeli 2-3 kat daha fazla. Ancak ilimizde bir İhtisas Vergi Dairesi'nin olmaması nedeniyle birçok firmamız, KDV iadesinin etkin ve hızlı bir şekilde sağlanması için işlemlerini komşu ilimiz Gaziantep üzerinden yapmakta, bu da tabii ki, ihracatımızı ciddi anlamda olumsuz etkilemekte. Bununla birlikte ilimizin toplam ihracatının yüzde 30'u civarında başka illerdeki gümrüklerden çıkış yapıyor. Elbette bu da ihracat oranımız açısından bize menfi bir şekilde yansıyor. Ancak her hâlükârda ihracatımızı artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
Diyarbakır TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır'ın ihracatının 2023'te yıllık yaklaşık yüzde 22 düştüğünü vurguladı. Bunda depremin önemli bir etkisi olduğunu dile getiren Kaya, "Özellikle makine ve aksamları, hayvansal ürünler, çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri, otomotiv endüstrisi ve kimyevi maddeler ve mamulleri faaliyet alanlarında ihracatta düşüş yaşandı" dedi.
"BÜYÜK BİR SAVUNMA SANAYİ ŞİRKETİ KURUYORUZ"
Deprem bölgesindeki iş insanları/başkanlar, yeni yatırımlar için uygun koşulların oluşmadığı konusunda hem fikir olsalar da bölgedeki savunma sanayine yönelik yatırımları heyecanla dile getirenler de var. Adıyaman TSO Başkanı Torunoğlu'nun verdiği bilgiye göre; Adıyaman'da savunma sanayi yatırımıyla alakalı ciddi bir hamle başladı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) deprem sonrası yatırımlarını deprem illerine kaydırmak istediğini vurgulayan Torunoğlu, "Biz de Adıyaman'da TUSAŞ'a ait kablo ve konnektör fabrikası kurulması için girişimlerde bulunduk. Başlangıçta 300 kişi istihdam edilecek. TUSAŞ heyeti ilimize gelerek fizibilite çalışmaları gerçekleştirdi. Savunma sanayi yatırım kültürünün ilimizde olmasını istiyoruz. Bu kentimiz için çok ciddi bir fırsat" dedi.
Savunma sanayi yatırımı Kahramanmaraş'ı da heyecanlandırıyor. Bilindiği üzere TUSAS, Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesinde uçak parçası üretim tesisi kuruyor. Kahramanmaraş TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Buluntu, "TUSAŞ üzerinde çok duruyoruz. Bu proje Kahramanmaraş için yüzyılın projesi. TUSAŞ'ın Türkoğlu'na kurduğu tesisin yatırım bedeli 30 milyon euro'nun üzerinde. Makineler etap etap gelmeye başladı ve ilk deneme üretimleri tamamlandı. Bizim esas yapmaya çalıştığımız çok daha büyük bir proje. Büyük bir savunma sanayi şirketi kuruyoruz. Yüzde 70'i Kahramanmaraşlı iş insanlarının olacağı ve yüzde 30 oranında TUSAŞ'ın bizzat ortak olacağı çok ciddi bir projemiz var. Belki dört-beş yıl sonra bu şehir uçak üretebilecek hale gelecek. Bu yatırımlarla beraber de birçok iş kolu oluşacak.
Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya'da savunma sanayi alanında büyük gelişmeler yaşandığını kaydetti. Sadıkoğlu, "Malatya TSO olarak girişimlerimiz neticesinde 9 firmamız ASELSAN ile iş birliği yaparak savunma sanayisi için üretim yapmaya başladı" dedi.
"ÇILGIN PROJE…"
Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep ve çevre illerinin kalkınması ve ticareti için kritik öneme sahip olan bölgenin "Çılgın Proje'si" olarak adlandırdıkları ve sanayiyi limana yakınlaştıracak olan, Dörtyol-Hassa Demiryolu ve Otoyolu Projesi'nin ihalesinin Ocak ayı başında yapıldığını vurguladı. Bu aşamadan sonra projede hızla yapım işine geçilmesi ve tamamlanmasını beklediklerini söyleyen Ünverdi, "Hassa tüneli ile limana olan mesafemiz 163 kilometre kısalacak. Proje ile 20 kilometre uzunluğunda üç tünel yapılacak, iki tünel çift şeritli karayolu olurken bir tünel tek hatlı demiryolu tüneli olarak bölgemizi İskenderun Limanı'na bağlayacak. Deprem sonrası Mersin Limanı'nda yaşanan yoğunluğu da göz önünde bulundurduğumuzda projenin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı" dedi.
Diyarbakır TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, deprem öncesinde Diyarbakır'da yatırım ortamını iyileştirmek için yaptıkları çalışmalar sonucunda ciddi yatırım talepleri aldıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Halihazırda her üç organize sanayi bölgemizde tekstil başta olmak üzere farklı sektörlerde yer tahsis talepleri var ve yatırım yeri taleplerini karşılamak için yeni rezerv alanları oluşturmaya çalışıyoruz. Ancak devam eden ve planlanan yatırımlarda deprem sonrası ertelemeler oldu ve yeni yatırım talepleri de düştü. Bu durum salt deprem nedeniyle güvenli olarak görülmediği için değil, depremin etkisiyle de daha çok hissettiğimiz ekonomik sorunlar nedeni ile bu şekilde."
Fuat TOSYALI /Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı
"2 bin kişiye yeni istihdam sağladık"
Bölgedeki en temel ve kritik meselelerinden biri insanların yerinde, yurdunda kalarak hayatını devam ettirebilmesi. Biz de bu süreçte Türkiye'nin yürüyen en büyük sanayi yatırımı olan ve depremin tam göbeğinde yer alan İskenderun'daki Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi yatırımını tamamlayarak üretime başladık. 4 milyon ton yassı çelik ithalatını ortadan kaldıracak ve katma değerli ihracat konusunda Türkiye'nin örnek tesislerinden birini bölgemize kazandırdık. Bu tesisimizde ve bölgedeki mevcut şirketlerimizde toplamda 2 bin kişiyi aşan yeni istihdam sağladık. Önümüzdeki dönemde fabrikadaki yeni faaliyetlerimizle birlikte istihdam rakamı daha da artacak. Yeşil çeliğin Türkiye'deki ve bölgedeki merkezi konumundaki bu tesisimizin insanlarımızın yerinde, yurdunda kalarak hayatına devam etmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Tabii ki ilk dönemlerde iş gücü ve istihdam konusunda sorunlar vardı ama atılan adımlar ve yapılan yatırımlarla bunu da aşmaya başladık. Esnafımızın yeniden işine gücüne dönmesi hem insani olarak hem de bölgenin refahı açısından en önemli konulardan biri. Biz de bu bilinçle İskenderun'da Tosyalı Çarşı'yı hayata geçirdik. Tosyalı Çarşı'da 17 tane ticarethane kurulumu yaptık. İskenderun Büyük Çarşı İşhanı deprem zamanında yıkılmıştı ve AFAD tarafından bu çarşı yeniden hayata geçirildi. Ancak cephenin ön kısımları camdan olduğundan çok sıcak bir etki yarattığı için bin 890 metrekare alanda camekanların ahşap kaplama işini de Tosyalı olarak üstlenip yaptık.