PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt'un çok ilginç bir hikayesi var. Sıfırdan zirveye çıkan bir başarı öyküsü. Bugün, 20 milyar TL'lik ciroya koşan Medicana Sağlık Grubu'nun kaptan köşkünde. Son dönemlerde büyük hastane yatırımları ile gündemde. Son beş yılda 500 milyon dolarlık hastane yatırımı yaptı. 2020 yılında İzmir, 2021 yılında İstanbul Ataşehir hastanelerini açan Medicana Sağlık Grubu, İstanbul'da iki büyük hastane daha açıyor. İstanbul Ataköy'de açılış için her şey hazır. Sadece resmi onaylar bekleniyor. Medicana Zincirlikuyu ise iki aya kadar açılacak. Bu iki hastanenin açılışından sonra rota yurtdışına çevrilecek. Bosna'da yerel ortak hastane binasının inşaatını tamamlar ise 2024 yılında ilk yurtdışı hastanesi de açılacak. Hastane sayısı yenilerle birlikte 17 olacak. Bozkurt, önümüzdeki beş yıl içinde yurtdışında beş hastane açarak uluslararası bir hastane zinciri olma hedefiyle yola çıkmış. Almanya, İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde hastane açmak istiyor.
Hüseyin Bozkurt, sağlık alanında yatırımlarına devam ederken eğitim sektöründe de önemli işlere imza atıyor. MBA (Medicana Bilimler Akademisi) Okulları ile beş yıl önce sektöre adım attı. Bugün 14 şubesi bulunuyor. Hedef 100 okula ulaşmak. Fenerbahçe Üniversitesi'nin de isim hakkını kiralayarak kapanmaktan kurtaran Dr. Hüseyin Bozkurt, üniversite için de önemli projeler hazırlıyor.
Medicana Sağlık Grubu, MBA Okulları ve Fenerbahçe Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt ile son yatırımı Medicana Ataköy Hastanesi'nde görüştük. Hem gelecek planlarını hem de yatırımlarını anlattı…
-Medicana Sağlık Grubu son yıllarda peş peşe büyük hastane yatırımları yapıyor. Dikkat çekici bir büyüme söz konusu. Son beş yılda kaç hastane yatırımı yaptınız? Bu yatırımlar sonrasında hastane sayısı, ciro ve çalışan sayısı ne oldu?
Beş yılda İzmir, İstanbul Ataşehir, Kadıköy, Ataköy ve Zincirlikuyu dahil 500 milyon dolarlık yatırım yaptık. Toplam hastane sayımız Zincirlikuyu ile 16, Bosna ile 17 olacak. Yeni açılan yerlerle birlikte 12 bin kişi istihdam olur. Bin 400'ü doktor ve bu kadronun yarısı da doçent. 3 binin üzerinde hemşiremiz var. Bu sayı 4 bine ulaşacak. Ciromuz da 10 milyar TL üzerinde. Bu yıl sonu yüzde 100 büyüyeceğiz. Seneye 20 milyar TL'yi bulacağız. Yeni hastanelerle birlikte bu rakamı rahat yakalarız.
-Yeni hastane yatırımlarınız olacak mı? Hangi illerde varsınız, yeni hastaneler hangi illerde açılacak?
Bundan sonra Türkiye'de bir-iki hastane daha açıp yurtdışına yoğunlaşmak istiyoruz. Ankara, Samsun, Bursa, Sivas ve Konya'da hastanelerimiz var. Antalya ve Adana'da çok ciddi yer bakıyoruz.
-Ataköy hastanesi ve Zincirlikuyu hastanelerinin açılışları ne zaman yapılacak?
Ataköy'de hasta kabulü henüz başlamadı. Evrakları Ankara'ya gitti. Bakanlıktan son imzalar bekleniyor. Bizde AVM açılışı gibi olmuyor. Bütün onaylar tamamlandıktan sonra hizmet verebiliyoruz. Bir sürü denetim süreçleri var. Bakanlığa gidiyor. Biz hazırız, imzayı bekliyoruz. Bu süreç devam ederken de doktor, hemşire ve diğer kadrolar da belirlenip maaşlarının ödenmesi gerekiyor. Ataköy hastanemizde şu an 500 kişinin maaşı ödeniyor. Doktorlarımızın büyük çoğunluğu da doçent. Sayın bakanımızın onayını bekliyoruz. Zincirlikuyu hastanemizi de bir iki aya kadar açarız. İzmir'i 9 Eylül'de açmıştık, Zincirlikuyu hastanemizi 29 Ekim'e yetiştirmek istiyoruz.
-İstanbul Havalimanı'nda hizmete başladınız. Ne zamandır hizmet veriyorsunuz?
Havalimanında sağlık hizmetini Şafak Grubu yönetiyordu, şimdi biz aldık. Hızlı tadilat yapıyoruz. Hizmet vermeye başladık, ama daha tam anlamıyla hizmet veriyoruz diyemiyoruz. Burası bir poliklinik. Havaalanında 85 bin kişi çalışıyor. Yolcuları saymıyorum. Bir şehir var orada. Bir hastane projesi de var havalimanı işletenlerinin. Hastane için henüz erken, ama bizim poliklinik büyütülebilir. Orada yaşam gelişiyor. Orası da büyüyecek. Orası bizim vitrinimiz. Para pul bir kenara, prestij işi olarak görüyoruz. Uluslararası bir yer. Hem ülkemizi temsil edelim mahcup olmayalım. Oradaki insanları iyi tedavi edelim. Bu bize yeter. Basit bir poliklinik değil burası tabii ki. Aprona, uçakta fenalaşan bir misafire de müdahale edebilecek ekipler bulunuyor.
-Yurtdışında yoğunlaşacağız dediniz. Hangi ülkelerde olacaksınız? İlk hastane nerede açılacak?
İlk yurtdışı hastanemiz Bosna'da olacak. Yerel bir ortak ile yapıyoruz yatırımı. Hastane inşaatını yerel ortağımız yapıyor. Yıl sonuna kadar inşaatı bitirir ise 2024 yılında Bosna'da olacağız. Bizim yurtdışı hedeflerimiz büyük. Sadece Bosna'da olmayacağız. Avrupa'da olmak hedeflerimiz arasında. Almanya, Avusturya, İngiltere, Hollanda'da olmak istiyoruz. Dünyada nüfus yaşlanıyor. Her geçen yıl doktora, hemşireye, yeni hastaneye ihtiyaç var, artıyor. Avrupa yaşlanıyor. Hemşire, doktor bulamadığı için hastaneler kapanıyor. Çaresizlikten kapatıyorlar. Girişleri gevşetiyorlar o yüzden. Geçen sene Türkiye'den bin 150 doktor gitti. Eskiden direkt almıyorlardı. İki yıl daha eğitime tabii tutuyorlardı. Şimdi altı ay gibi hızlı bir eğitim ile hemen başlatıyorlar. Yurtdışında beş yıl içinde 500 milyon dolarlık yatırım yaparak beş-altı ülkede olmak istiyoruz. Bu yatırımlarımızı tamamladıktan sonra da Londra'da halka arz planımız var.
-Türkiye'deki hastaneler Avrupa'da varlık gösterebilir mi?
Türkiye'deki hastaneler çok iyi konumda. Yabancı hastalar Türkiye'ye geliyorlar. Hastaneler Avrupa ülkelerinden bile iyi hale geldi. Büyük bir birikim oldu. Bunu bir gün mutlaka yurtdışına taşıyacak özel hastaneler. Şu anda Acıbadem, Medicalpark, Memorial yurtdışında hizmet veriyor. Medicana olarak biz de gidiyoruz. Gelecekte Türkiye'den dünya çapında bir sağlık markası çıkabilir. Dünya çapında bir marka, bu dört markadan biri olabilir. Bu çok ütopik değil.
-Geçmişte yurtdışı yatırım planlarınızda farklı ülkeler vardı. Rusya, Romanya, Ukrayna, Kazakistan'daki yatırım planlarınız ne oldu?
Rusya'da beş hastanesi olan bir grup ile yatırım için görüştük. Hastanenin yapımını onlar, işletmesini biz yapacaktık. Yüzde 50 ortaklı bir girişim. Uçak düşünce proje bitti. Kazakistan'da projeler çizildi, yatırım başlamıştı ama ülkede iç karışıklık oldu, o da bitmek zorunda kaldı. Ukrayna öyle. Kiev'de yatırım yapacaktık orada da savaş çıktı. O yüzden biri beni çağırdığında çağırmayın savaş çıkar diyorum. Irak ve diğer yerlerde bekliyoruz. Artık şunu gördük. Bir yatırım yapacak isek Avrupa Birliği ülkeleri gibi demokrasinin daha yerleşik yerlerde yapalım istiyoruz. Hakkımızı savunabileceğimiz yerlerde yatırım yapalım istiyoruz.
-Peş peşe hastaneler açıyorsunuz. Finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Türkiye'de yabancı ortağı olmayan tek hastane grubuyuz. Büyük hissedar benim. Tamamı bizde sayılır. Aile dışında küçük bir ortağımız var. Hastane yatırımları büyük yatırımlar. Uzun vadeli uluslararası krediler kullanıyoruz. TL kazanıp döviz ödüyoruz borcu. Bir miktar döviz kazancımız da var. Yüzde 10'luk döviz kazancımızı orta vadede yüzde 50'ye çıkarmak istiyoruz. Sadece Türkiye'ye gelen yabancı hastalarla değil, yurtdışına yapacağımız yatırımlarla döviz gelirimizi artıracağız.
-Yabancı ortağı olmayan tek hastane grubusunuz. Yatırımlar yapıyorsunuz. Fon şirketleri, diğer hastane gruplarında olduğu gibi hiç kapınıza gelmedi mi?
Türkiye'de bir kriz dönemi olunca her kriz fırsattır diye gelenler çok. Ölü fiyata almak istiyorlar. Bizim öyle sıkıntılı bir durumumuz yok ki, niye ölü fiyata verelim. Mali durumumuzda sıkıntı olsa mecbur kalırsın. Tabii ki biri gelir makul bir teklifte bulunur, sizi büyüteceğim dünyaya birlikte açılalım der onu da oturur bakarız. Beş-altı yılda yapacağımızı bir-iki yılda yapmamızı sağlayacak bir ortak olur ise neden olmasın. Hepten kapalı değiliz. Önümüzü açacak, büyütecek bir ortak olabilir.
-Sağlık sektöründe yatış hizmetleri çok eleştiri alıyor. Gecelik konaklama fiyatları 15 bin lira deniyor. Otellerle yarıştıkları ifade ediliyor. Bu konuda neler dersiniz? Hastanelerin otel hizmetleri biraz pahalı mı?
Dünyada nereye giderseniz gidin, ortalama sıradan bir otelde fiyatlar 500-600 euro. Bir gün bir işadamı otelden daha fazla para alıyorsunuz, diye eleştirmişti. Halbuki durum öyle değil. Biz hastanın uzun yatmasını istemeyiz. Hasta uzun yatar ise bizim zararımıza. Hastaneler yatak parasına kalırsa batar. Bizde 2-3 bin lira, ortalama yatak ücreti. 15 bin liralık odalar süittir. Ayrıca Prof. ve doçent uzman hekimlerin de ücreti vardır içinde. Hiçbir hastane uzun süreli hasta istemez, tercih etmez. Yatak bizim için önemli. Parası ne olursa olsun bizim asıl işimiz yatırıp hastaya tutmak değil.
-Fenerbahçe Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı yapıyorsunuz. Fenerbahçe Üniversitesi kimin? Sizin mi Fenerbahçe'nin mi?
Aziz Yıldırım, başkan iken kuruyor Fenerbahçe Üniversitesi'ni. Bir de koleji var. Kurarken bin bir zorlukla kuruyor. Ataşehir'de şu anki binayı kiralıyorlar. Vefa Bey işin başında o zaman. Ali Koç başkan olunca benim grup olarak finanse ettiğim bir üniversite var zaten. Orayı fonluyorum. Kulübün zaten böyle bir parası yok. Benim ne işim var eğitim sektöründe diyerek kapatma kararı alıyor. Üniversite 2016 yılında kuruldu. Tam YÖK'e kapanış için gidilecek iken konuyu açtım ve talip oldum. Kulüp hiçbir şeye karışmasın. Ne harcadıysanız da ben size ödeyeyim dedim. Başkan ile görüştük. Sizden bir şey istemiyorum dedim. Kulübe hem harcadığı parayı vereyim hem de isim hakkı vereyim teklifinde bulundum. Bu adam deli mi filan dediler. Benim kafamda hayalimde bir üniversite kurup tüm gelirini de çocuklara harcamaktı. Üniversiteden ticari bir beklentim yok. Bu üniversiteyi ayağa kaldırırım, geliştiririm daha sonra da daha fazla burs veririm, öğrencilerimizi yurtdışı eğitimine destek olurum diye düşündüm. İsim hakkını kullandığım için 10 yıl yönetimde Fenerbahçe Kulübü'nün belirlediği isimler de olacak. Takip ediyorlar. Beş yıl sonra isim hakkının devamını kullanıp kullanmamaya oturup konuşacağız. Kulüp isim hakkını geri de alabilir, yine devam edebiliriz de. Kulüp hem külfetten kurtuldu hem de gelir elde ediyor. Her yıl Fenerbahçe Kulübü'nün gönderdiği 50 öğrenciyi de bedava burslu okutuyorum. Sporcu çocuklar. Hem spor hem eğitim bir arada yapıyorlar.
-Fenerbahçe Üniversitesi'nin kampüsleri nerede? Kaç kampüs var?
Kuruluş aşamasında Silivri'de bir kampüsü vardı. Orası olmadı. Ataşehir'deki tek kampüste eğitim veriyoruz. Sağlık, spor, mühendislik, iletişim, eczacılık bölümlerimiz var. Tıp ve hukuk bölümleri de açacağız. Yazılım mühendisliği ve diş hekimliği de olacak. Bu bölümleri açtıktan sonra başka bir bölüm açar mıyız bilmiyorum. Zaman gösterecek. Top fakültesinde Medicana'nın altyapısını ve hastanelerini kullanacağız. Sadece teorik değil, pratik eğitim de olacak.
-Medicana spor kulüplerine sponsor oluyor. En son Galatasaray ile bir anlaşma yaptınız. Fenerliler bozulmadı mı?
Galatasaray'ın sağlık sponsoru olduk. Fenerbahçe kadın futbol takımının sponsoruyuz. Fenerbahçe'nin sağlık sponsoru Acıbadem Sağlık Grubu. Seneye anlaşmaları bitiyor. Biz de teklif vereceğiz. Belki seneye Fenerbahçe'nin de sağlık sponsoru oluruz. 10 kulübün sağlık sponsoruyuz. Konya, Göztepe, Sivas, Altay, Tofaş. Sadece futbol değil bütün branşlar. Sezon öncesi sağlık kontrolleri, sakatlanma durumundaki, hastalanmaları halinde biz ilgileniyoruz. Tesislerin içinde sağlık merkezleri ve ekipleri var. Sadece maç günü değil, her an her dakika hizmet veriyoruz.
-MBA (Medicana Bilimler Akademisi) Okulları ile beş yıl önce eğitim sektörüne adım atmıştınız. MBA Okulları'nda ne durumdasınız? Bugün kaç şubeye ulaştınız? Eğitimde hedef nedir?
Eğitim ile sağlık aynı sayıda ilerliyor. 14 okula ulaştık.15'inci yolda. İnşaat maliyetleri döviz bazında yüzde 100 arttı. Okul yatırımı yapmak zorlaştı. Okul sayımızda 100 kampüse ulaşmak istiyoruz. Anaokulundan liseye kadar her sınıfımız mevcut. Hak edenin okuyacağı bir okul yapmak istiyoruz. Dünya vatandaşı çocuklar çıksın okulumuzdan istiyoruz. Ankara, İstanbul, Kahramanmaraş, Eskişehir, Bursa'da. Adana'da açıyoruz. Hedefimiz İzmir ve Antalya'da olmak ilk etapta.
"2030'da kenara çekileceğim"
Bir oğlum bir kızım var. Oğlum endüstri mühendisi, kızım avukat oldu. Onlar ne zaman hak ederse o zaman görev alacaklar. Aralıklarla gelip gidiyorlar ama başka yerlerde çalışıyorlar. Çocuklar hep hastanenin içindeler. Bugün gelseler de işi yönetirler ama biraz daha dışarıda kalmaları gerektiğini düşünüyorum. Hatta bir süre de yurtdışında çalışsınlar isterim. Oğlum Ernst & Young'ta çalışıyor. Piyasayı iyice öğrensinler, network'leri genişlesin. Zaten şirketlerin başına gelecekler, o cepte. Biz bir yere kadar. Geldiklerinde kurumu daha ileri taşısınlar isterim. Biz bu kadar yaptık. Uluslararası deneyim önemli. Dijital bir çağdayız. Yeni nesle büyük iş düşüyor. Arkadaşlara söyledim. Ben 2030'da yokum. Eğitim tarafında devam edebilirim. Hastane tarafında sadece izleyici olacağım. 2030'dan önce şirkette görev başlarlar. Üç-dört seneye kadar çocuklar şirketlerde görev alırlar.
"Sağlık turizminde 10 milyar dolarlık potansiyel var"
Sağlık turizminden gelen gelir, normal turizme göre çok fazla. Normal turistler 600 dolar civarında gelir bırakırken sağlık turizminde bu rakam 3-4 bin doların üzerinde. Sağlık turizminin katma değeri çok yüksek. Sağlık turizminde şu anda ağırlık, estetik ve saç ekimi üzerine. Bizim hedefimiz ise daha ağır vakalar, cerrahi müdahaleler. Karaciğer, böbrek nakli, yeni doğan bebek kalp nakli gibi daha ağır vakalar Türkiye'de yapılabiliyor. Bu tarz hastaların gelmesini hedefliyoruz. Avrupa'da, Amerika'da sağlık hizmetlerinin bedeli yüksek. Sağlık turizmi 1 milyar dolar seviyesinde şu an. Yedi-sekiz yıl içinde bu rakam 10 milyar dolara çıkar. Sağlık turizmindeki 10 milyar dolar, diğer sektörlerdeki 50 milyar dolara bedel. Net ihracat var, bu sektörde. Diğer sektörler ihracat için ithalat da yapıyor. Sağlık net ihracatçı. Bu çok önemli. Teşvik edilmeli. Ruhsat alamıyoruz, ama var olanların önü açılmalı. Çok iyi doktorlarımız, hekimlerimiz var. Avrupa'da ABD'de hem pahalı hem yavaş. Avrupa'nın üçte biri maliyetle, ABD'nin 10'da biri maliyetle sağlık hizmeti alabiliyorsunuz. Ciddi marjlar. Bu durumu kullanması lazım. Hastanelerimizin teknolojisi de Avrupa'dan ileride.
Sıfırdan zirveye…
İstanbul doğumluyum, Sultanahmet'te dünyaya geldim. Liseyi Pertevniyal Lisesi'nde okuduktan sonra çok kısa bir mimarlık okudum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ne girdim. Ailemde doktorlar vardı. Benim de doktor olmamı istediler. Bildiğiniz gibi tıp eğitimi uzun ve meşakkatli bir eğitim. Hem hekim olup hem de daha çabuk iş hayatına atılmak için diş hekimliğini seçtim. O gün bu gündür çalışıyorum. Sirkeci'de kendi köfteci dükkanımız vardı. Orada okuduk, büyüdük. Orası bizim için bir üniversiteden daha fazla fayda sağlamıştır. Babamız bize hocalık yaptı. Mezun olunca kendi ağız diş sağlığı merkezimi yine Sirkeci'de açtım. Sonrasında bir hastanenin kurucu ortakları arasında yer aldım. Böylelikle hastaneciliğe başladım. Kendi başıma açtığım klinikten başlarsak bu işe gireli 35 yıl oldu.
"Artık doktorların birikimi ile hastane kurma dönemi geride kaldı"
Sağlık işi biraz farklı. Eskiden doktorların birikimlerini bir araya getirerek hastane açardık. O bölgede yoğun çalışan hekimler, elindeki avucundakini ortaya koyardı. Gidip yurtdışından alınan ikinci el ekipmanlarla açılırdı hastaneler. Bu aletleri alıp, bir apartman ya da iş merkezini bozup, yerine hastane yapardık. Bunlar 40-50 yataklı, o zamanın şartlarına göre iddialı hastanelerdi. Bu işte kazandığımızı hep bu işe yatırdık. Böyle büyüdük. Zamanla bu tür hastaneler çok ciddi işletmeler haline geldi. Şu anda bir hastane projesini çizmek bile en az bir yıl sürüyor. Artık hastaneler doktorların küçük birikimleriyle olacak işler değil. Yurtdışında hangi cihaz üretiliyorsa, anında Türkiye'ye geliyor. Ve bunlar çok pahalı cihazlar. Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Dolayısıyla çok hızlı tüketiyoruz. Uluslararası sermaye gerekliliği arttı, yabancı ortaklar devreye girmeye başladı. Şu anda Türkiye'de yabancı ortağı olmayan tek grup biziz. Eski doktor ortaklarla helalleştik, hakları neyse teslim ettik. Yolumuza daha az ortaklı devam ettik. Üç-dört kişiyle devam ediyoruz ve organizasyonu ben yapıyorum. Ağırlıklı hisse bizde.