Egon Zehnder Kıdemli Ortağı Murat Yeşildere, üst düzey yöneticilerin geleceğine ışık tuttuğu yazısında, yeni dönemde küresel yöneticilerin radikal bir değişim içinde olduklarını ifade etti. Paradergi için bir yazı kaleme alan Yeşildere, "Küresel yöneticiler 'sil baştan' yapacak" dedi...
...Yaklaşık yirmi üç yıldır hizmet verdiğim Egon Zehnder liderlik danışmanlık firmasının covid salgını sonrasında tamamladığı küresel CEO anketine gelen yanıtlardan birisinde, milyarlarca dolarlık ciroları yöneten tepe icra yöneticilerinden birisi, "Geçtiğimiz yılı bir daha asla yaşamak istemem ama kesinlikle öngöremeyeceğim deneyimler kazandığımı da ifade etmem gerekiyor" demişti. Ankete küresel olarak yaklaşık bin CEO katılırken, bu yöneticilerin toplamda 4 trilyon dolarlık bir ciroyu yönettiğinin altını çizeyim. Aynı ankete Türkiye'den de yaklaşık 20 CEO görüş bildirerek, dahil oldu.
Yaşanan zorluklardan doğan bu kişisel gelişim ruhu, CEO'ların verdiği yanıtlarda görülen ortak bir özellik idi. Yaşanılan sürecin koşullarının kuruluşları üzerindeki etkisi sorulduğunda, CEO'ların çoğu, daha hızlı karar alındığını, değişimler yaşandığını ve ekonomik belirsizliğin etkisinin daha da arttığını vurguladılar. Katılanların yüzde doksanı, CEO'ların son yıllarda daha yüksek seslerle ifade edilen ve farklı yönlerden gelen görüşlerin merkezine yerleştikleri hususunda aynı fikirdeler. Hatta daha da ileri giderek, ankete katılan yöneticilerden bir tanesi, kendisini rahatsız eden kakafoniden duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, "CEO'luk görevinin yapılmaya değer bir iş olup olmadığını sorgulamaya başlıyorum" diye yanıt vermiş ve eklemiş "CEO görevine getirildiğiniz zaman, artık kendinize ait değilsiniz." Bu yazıyı okuyanların arasında var mı böyle hisseden? Kontrolün, hatta hayatınızın ellerinizin arasından kayıp gittiğini düşünen…
Giderek zorlaşan iş dünyası ve ekonominin kırıcı etkileri şirket performansını da etkiliyor. Bu performansı iyileştirecek çareler arayan hissedarlar, yatırımcılar, yönetim kurulları çevresel şartları değiştiremeyecekleri için, yapısal değişiklikler yapmak daha zor ve sancılı olacağı için yönetim değişikliği yapmayı tercih ediyorlar. Salgının yarattığı ortam da yukarıdaki durumu daha da zorlaştırdı. Egon Zehnder firmasının eski Yönetim Kurulu Başkanı Jill Ader, danışmanlık yaptığı pek çok CEO'nun "Yeterli miyim?" diye kendi kendini sorguladığını belirtiyor. Bazı CEO'lar ise daha da ileri giderek, hayal kırıklığına uğradıklarını veya tükendiklerini söylüyor. Hani derler ya, paran mı var, derdin var; aslında sadece para değil, gücün mü var, unvanın mı var, derdin var! Ya da veciz sözlerimizden birisinde ifade edildiği gibi, "büyük başın derdi de büyük olurmuş."
Egon Zehnder'in 214 halka açık küresel kapsama alanı olan büyük şirketle ilgili tamamladığı bir analize göre, bu kuruluşların yarısı 2011'den 2020'ye kadar olan on yıllık dönemde üç veya daha fazla CEO değiştirmiş. 2011 yılından bu yana neredeyse her sene bu bağlamda bir rekor kırılmış ve içinde bulunduğumuz 2023 yılında da bu rekorun bir kez daha kırılması muhtemel görünüyor. Görevinden ayrılan CEO'ların endişe verici bir kısmı bunu beklenmedik bir şekilde yapıyor. Liderlik değişimlerinin tam olarak yüzde otuz dokuzu "acilen" yapılmış ya CEO birden istifa etmiş ya beklemediği bir anda işten çıkarılmış ya da yönetim kurulunu hazırlıksız yakalayarak sözleşmesini uzatmamış. Ne yazık ki, önemli sayıda CEO değişimi de ciddi hastalık veya ölüm nedeniyle gerçekleşmiş.
Halka açık şirketlerde CEO değişiminin giderek hızlanması, beraberinde organizasyonel yapılanmaların da benzer hızda değişimini getiriyor. Öyle ki, "metal yorgunluğu" yaşayan bazı organizasyonlarda, kalıcı değişimi başlatma motivasyonu azalıyor ve çalışanlar "bir sonraki dalgaya" hazırlanmayı daha anlamlı buluyorlar.
Egon Zehnder Küresel CEO anketine katılan bin liderin neredeyse hepsinin "CEO olarak hem kendimi hem de organizasyonumu dönüştürme kapasitesine ihtiyacım var" fikrini kabul etmesi, gerçekten çalışmanın gündemimize getirdiği en çarpıcı bulgu oldu. Dahası, CEO'ların yaklaşık yüzde sekseni, kişisel ve organizasyonel değişimden oluşan bu "ikili yolculuğun" önemi konusunda kesinlikle hemfikir. Geçmiş yıllarda, yapılan benzer anketlerde, CEO'ların çoğunluğu bu ifadeyi kabul ediyor iken, geçmiş anketlere katılanların sadece dörtte biri bu ikili yolculuğa ikna olmuş idi.
Özetle yeni dönemde küresel yöneticilerin radikal bir değişimi ajandalarına aldıklarını görüyoruz. Hatta Şebnem Ferah'ın gönüllere taht kuran şarkısında olduğu gibi öğretilerinin önemli bir kısmını "sil baştan" yapacak kadar, sadece kendileri değil, içinde bulundukları organizasyonu da değiştirecek kadar kararlılar. Bu kararlılık da beni heyecanlandırıyor, zira içinde bulunduğumuz zorlukların çözümünü ancak bireysel, kurumsal, toplumsal ve küresel bir SİL BAŞTAN'ın ardından bulabileceğimize inanıyorum. Peki ya siz? ...