Depreme rağmen yüzde 4 büyüdük

Türkiye ekonomisi depremin olumsuz etkilerine karşın 2023’ün ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüdü. Büyümeyi, hanehalkı tüketimi tetiklerken, net dış talep ve stok azalışı aşağı çekti. Hizmetler, inşaat ve finans büyümeye pozitif katkı verdi. Sanayi ve tarım sektöründe daralma sürdü. İşgücü ödemelerinin gayrisafi katma değerde içindeki payı yüzde 38’e çıktı.
07.06.2023 13:21 GÜNCELLEME : 09.06.2023 00:00

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye ekonomisi 2023 yılının birinci çeyreğinde yüzde 4 büyüyerek beklentilerin üzerinde bir performans gösterdi. Depremin olumsuz etkilerine rağmen Türkiye ekonomisi bu performansıyla ilk çeyrek verisi açıklanan OECD ülkeleri arasında yüzde 6.4 büyüyen İrlanda'nın ardından ikinci, G20 ülkeleri arasında yüzde 5 büyüyen Endonezya, yüzde 4.5 büyüyen Çin'in ardından üçüncü sırada yer aldı. Türkiye ekonomisinin büyüme süreci kesintisiz 11 çeyrek devam etti. Gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) ilk çeyrekte hanehalkı tüketimi 10.9, kamu tüketimi 0.7 puan, yatırım harcamaları 1.2 puan pozitif katkı verdi. Stok değişimi 6 puan, net ihracat 2.8 puan negatif katkıyla büyümeyi aşağı çekti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak 2023'ün ilk çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.3, takvim etkisinden arındırılmış GSYH yüzde 3.8 arttı. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH 2023 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın dönemine göre yüzde 84.4 artarak, 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL oldu. GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 245 milyar 464 milyon olarak gerçekleşti.

BÜYÜME DEVAM EDECEK…

Depremin olumsuz etkilerine karşın iç talebin katkısıyla Türkiye ekonomisinin büyüdüğüne dikkat çeken ekonomistler, 2023 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin ağırlıklı olarak yüzde 2.5 ile 4 bandında büyüyebileceğine işaret ediyor. 2023'ün ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin, önceki iki çeyreğe yakın bir performans gösterdiğine dikkat çeken Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Gür, deprem felaketlerinden dolayı büyümenin bir miktar ivme kaybedebileceğinin düşünüldüğünü hatırlatarak, "Ama öncü verilerin de işaret ettiği üzere, ekonomi bu büyük şokun etkisini üzerinden atma yolunda beklenenden hızlı reaksiyon gösterdi. Depremlerin fiziki ve psikolojik yöndeki yıkıcı etkilerine rağmen, büyümenin yüzde 4 bandında istikrarını koruması son derece önemli" dedi.

Depremin etkileri orta ve uzun vadede ortadan kaldırılması noktasında Türkiye ekonomisinin gereken canlılık, irade ve potansiyele sahip olduğunu belirten Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman, Türkiye'nin büyüme iştahının yerinde olduğunu, ekonominin de bu beklentilere cevap verecek düzeyde olduğunu kaydetti. Ferman, "Tüm mesele enflasyonu makul seviyelere çekerek kalkınmaya tercüme etmekten geçiyor. Yeniden inşa etkisinin, sadece 2023'de değil; önümüzdeki yıllara da sarkan çoğaltan etki ortaya koyacaktır" diye konuştu.

TÜKETEREK BÜYÜDÜK

Geçen yıl olduğu gibi yılın; ilk çeyreğinde de büyümeyi en çok tetikleyen vatandaşın tüketim harcamaları oldu. TÜİK verilerine göre 2023 yılının ilk çeyreğinde yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları zincirlenmiş hacim endeksi olarak yıllık yüzde 16.2 arttı. Hatırlanacağı üzere vatandaşın tüketim harcamaları 2022 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 16.1, 2022 yılı genelinde yüzde 19.7 artmıştı. 2023 yılı birinci çeyreğinde yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalkı yurtiçi tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15.8 artış gösterdi. Bunun alt kırılımlarına bakıldığında; dayanıklı mallarda yüzde 29.6, yarı dayanıklı mallarda yüzde 28.8, dayanıksız mallarda yüzde 12.3, hizmetlerde yüzde 12 artış yaşandı.

2023 yılının ilk çeyreğinde devletin nihai tüketim harcamaları yıllık bazda yüzde 5.3 arttı. Hatırlanacağı üzere devletin nihai tüketim harcamaları 2022 yılı son çeyreğinde yüzde 9, yıl genelinde ise yüzde 4.5'lik bir artışa işaret etmişti.

YATIRIMLAR ARTTI

Yılın ilk çeyreğinde gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) yüzde 4.9 arttı. Geçen yıl üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 0.8 daralan gayrisafi sabit sermaye oluşumu son çeyrekte yüzde 2.6, 2022 yılı genelinde ise yüzde 5.2 büyümüştü. Yatırımların alt kırılımlarına bakıldığında; yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8 artış gösterdi. Özel sektör yatırımlarının bir göstergesi olan makine ve teçhizat yatırımlarında kesintisiz büyüme süreci 14 çeyrektir devam etti. İnşaat yatırımları ise yılın ilk çeyreğinde yüzde 1.3 artış gösterdi. Hatırlanacağı üzere beş çeyreklik daralmanın ardından inşaat sektörü yatırımları 2022 yılı son çeyreğinde yüzde 0.3 artış göstermişti.

2023 yılının ilk çeyreğinde mal ve hizmet ihracatı yıllık yüzde 0.3 daralırken, ithalatı yüzde 14.4 arttı. 2022 yılı son çeyreğinde mal ve hizmet ihracatı yüzde 3.3 azalmış, mal ve hizmet ithalatı yüzde 10.2 artış göstermişti.

İHRACATTA İRTİFA KAYBINA DİKKAT!

Türkiye'nin büyüme performansında en önemli konulardan birinin ihracatta irtifa kaybı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Ferman, şunları kaydetti:

"Özellikle dış ticaret partnerimiz Almanya'nın teknik resesyona girmesi, dünyada büyüme dostu iklimin olmaması, dış pazarlara yönelik ihracat performansımızı yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Bu çerçevede ince ayarlar yanında, yapısal reformlar olarak adlandırılan daha köklü ayarlara da ihtiyaç olabilir. Münhasıran Gümrük Birliği müzakerelerinin tamamlanması, serbest ticaret anlaşmalarına eğilmek gerekiyor. Hizmetler sektörünün gelir getiren kalemlerinden turizmde de, 40 yılı aşkın modelin yeniden gözden geçirilmesi gerekli. Türkiye turist sayısında birinci, turizm gelirinde sekizinci sırada. Bu makas kapatılmalı."

EN BÜYÜK KATKI HİZMETLERDEN

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı birinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; hizmetler yüzde 12.4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 11.2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8.1, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 7.8, inşaat yüzde 5.1, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.6 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 1.4 arttı. Tarım sektörü yüzde 3.8, sanayi ise yüzde 0.7 azaldı. Tarım sektörü GSYH'sı 2022'de sadece üçüncü çeyrekte yüzde 2.3 büyümüş, yılın birinci çeyreğinde yüzde 1.5, ikinci çeyreğinde yüzde 2, son çeyreğinde yüzde 0.3 daralmıştı. 2022 yılı ilk üç çeyreğinde ivme kaybına karşın büyüyen sanayi sektörü GSYH'si ise yüzde 3 daralmıştı. Bu arada 2022 yılı son çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1.6 daralan imalat sanayinin 2023 yılı birinci çeyreğinde yıllık yüzde 1.6'lık arttığını hatırlatalım.

İŞGÜCÜ ÖDEMELERİ YÜZDE 126.1 ARTTI

İşgücü ödemeleri, 2023 yılı birinci çeyreğinde yıllık yüzde 126.1 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 48.7 artış gösterdi. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı yüzde 31.1'den yüzde 38'e çıktı. İlk çeyrekte, net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 47.6'dan yüzde 38.2'ye geriledi. İşgücü ödemelerinin GSYH'ye oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artması işgücü ödemelerinin katma değer içerisindeki payını arttırdı. EYT etkisi hariç bırakıldığında, işgücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payının yaklaşık yüzde 33.5 olacağı tahmin edildi.

Prof. Dr. Nurullah Gür, işgücü ödemelerinin GSYH'den aldığı payın son iki yıldır düşüş trendinde olduğunu belirterek, "Bu trend ekonomik büyümenin tabana yayılmasını güçleştiriyordu. Geçen yılın ilk çeyrekte yüzde 31.1 olan bu oran, 2023'ün aynı döneminde yüzde 38'e yükseldi. Büyümeyi kapsayıcı hale getirme noktasında olumlu bir gelişme. Bu artışı EYT düzenlemesine bağlı olarak yaşanan kıdem tazminatı ödeme artışları ve asgari ücret zammı tetikledi" dedi.

EKONOMİK GÜVEN ARTTI

Ekonomik güven endeksi son 20 ayın zirvesinde. TÜİK verilerine göre ekonomik güven endeksi Mayıs'ta bir önceki aya göre yüzde 1.4 artarak 103.7 değerini aldı. TÜİK geçen hafta, belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan hizmetlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen hizmet üretici fiyat endeksini (H-ÜFE) de açıkladı. Buna göre H-ÜFE Nisan'da aylık yüzde 3.90, yıllık yüzde 71.81 artış gösterdi.

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI, Mayıs'ta değişim göstermeyerek 51.5 düzeyinde kaldı. Üst üste beşinci ay eşik değer 50'nin üzerinde gerçekleşen endeks, Türk imalat sektörünün faaliyet koşullarında iyileşmenin sürdüğüne işaret etti.

ENFLASYONA ÜCRETSİZ DOĞAL GAZ AYARI

Bu arada TÜİK 5 Haziran'da Mayıs ayı enflasyon verisini açıklayacak. A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden, Mayıs ayı enflasyon beklentisinin yüzde 2.3 ve yıllık yüzde 42.5 olduğunu vurguladı. Önümüzdeki aylarda enflasyonun yüzde 40 seviyesinin altına gerileyebileceğini dile getiren Özden, "Yaz aylarından sonra Kasım ayına kadar enflasyonda yükseliş eğiliminin güçlü olduğunu düşünüyor ve yılsonu enflasyon tahminimizi yüzde 42 olarak koruyoruz" ifadelerini kullandı.

Bu arada Karadeniz'deki keşif nedeniyle abonelere verilen bir aylık ücretsiz doğal gaz, enflasyon hesabına sıfır fiyat olarak yansıtılacak. TÜİK'ten yapılan açıklamaya göre; 2023 yılı Haziran'dan 2024 yılı 1 Mayıs'a kadar tahakkuk edecek her bir faturada 25 metreküpe kadar doğalgazın Bakanlık bütçesinden karşılanacak olması da TÜFE hesaplarında dikkate alınacak.

Prof. Dr. Abuzer Pınar, enflasyonun baz etkisi ile yüzde 40'lara kadar gerilediğini hatırlatarak, TÜİK'in doğal gaz kalemindeki revizyonu ile enflasyonun Mayıs'ta da düşük çıkabileceğini söyledi. Pınar, "Ancak ciddi bir anti-enflasyonist program açıklanmadan bu düşüş eğiliminin devam etmesi mümkün görünmüyor" dedi.

İHRACATTA MAYIS REKORU

Deprem felaketinin, üretim ile tedarikte oluşturduğu olumsuzluklara ve küresel ekonomideki belirsiz sürece rağmen, Türkiye'nin ihracatı Mayıs'ta yıllık yüzde 14.4 artışla 21.7 milyar dolar olurken, bu performansla tüm zamanların en yüksek Mayıs ayı ihracat değerine ulaşıldı. Ticaret Bakanlığı'nın geçici verilerine göre 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde ihracat, yıllık yüzde 0.2 artışla 102.5 milyar dolara ulaştı. İthalat 2023 yılı Mayıs'ta yıllık yüzde 16 artışla 34.3 milyar dolar, Ocak-Mayıs döneminde yıllık yüzde 8.9 artarak 158.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Mayıs'ta toplam enerji ithalatı yüzde 23.6 azalarak 5.3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Enerji ithalatındaki düşüşte, 2022'de enerji fiyatlarının gerilemesi önemli ölçüde etkili oldu. Son dönemde, ithalatta izlenen artışta önemli bir etkisi olan altın ithalatı ise yıllık yüzde 114.1 artışla 3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Mayıs'ta ihracatın ithalatı karşılama oranı 0.9 puan azalarak yüzde 63.1, enerji verileri hariç tutulduğunda 7.1 puan azalarak yüzde 70.1, enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise 4.6 puan azalarak yüzde 77.4 olarak gerçekleşti.

"İhracattaki düşüş büyümeyi yavaşlatıyor"

Prof. Dr. Abuzer PINAR / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

Yılın ilk çeyreği için büyüme beklenenin biraz üzerinde geldi. Önceki çeyreğe göre hanehalkı tüketimi korunurken, yatırımda bir miktar artış görünüyor. Düşük kalan döviz kuru nedeniyle ithal ara malı ve yatırım malı alımında artış oldu. Bunu ithalat rakamlarında görmek mümkün. İhracatta ise son iki çeyrekte azalış var. Kamu harcamalarında ise önceki çeyrekte yüksek artış olduğundan, bu çeyrekte bir gevşeme olsa da hala büyümeye yüksek katkı yapıyor. İhracata dayalı bir büyüme stratejisi izlediğimizden ihracattaki düşüş eğilimi büyümeyi yavaşlatıyor. Sonraki çeyreklerde bunun etkisini görmeye devam edeceğiz. Enflasyonu takip edemeyen kur nedeniyle Türk lirası değerlendi ve bu da dış açığın büyümesine neden oldu. Kurun bir miktar hareketlenmesi ile dış ticaretteki açık eğilimi tersine dönebilir. Ayrıca turizm mevsimine girdiğimizden döviz gelirinin artması ile yavaşlama bir ölçüde telafi edilebilir. Depremin etkisini ikinci çeyrekte göreceğiz. Büyümeyi bir miktar aşağı çekecektir. Depremden kaynaklı kayıpları telafi etmek üzere kamu harcamalarındaki artış ile bu kaybın bir kısmı telafi edilebilir.

"Tüketim, büyümeyi yukarı taşımayı sürdürecek"

Prof. Dr. Nurullah GÜR / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

Büyümeyi harcamalar tarafında hanehalkı tüketim harcamalarının, sektörel bazda ise hizmetlerin desteklediği net olarak ortada. Depremin olumsuz etkileri kendini daha çok sanayi ve tarım tarafında göstermişe benziyor. Her iki iktisadi faaliyet alanı önceki çeyrekte olduğu gibi bu çeyrekte de daraldı. Sanayideki yavaşlama hız kaybederken, tarımdaki daralma ise daha belirgin hale geldi. Net ihracatın büyümeye etkisi son iki çeyrektir ekside. Bu durum büyümenin kalitesini bozuyor. 14 çeyrektir devam eden makine ve teçhizat yatırımlarındaki artış ise büyümeye pozitif katkı vermeye devam ediyor. Oldukça uzun bir seri bu. İkinci çeyrekte; enflasyondan korunma güdüsüyle artan tüketim harcamaları büyüme rakamını yukarı taşımayı sürdürecek. Depremler ve seçim atmosferinin etkisiyle kamu harcamalarının büyümeye etkisi ortalamanın üzerinde gelebilir. Seçim atmosferinin neden olduğu belirsizlik ortamı ve kurdaki yukarı yönlü hareketlenme yatırım harcamalarını frenleyebilir. Net ihracat ikinci çeyrekte de büyümeyi aşağıya çekebilir.

"Güven verici, moral artırıcı bir büyüme"

Prof. Dr. Murat FERMAN / Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi

İlk çeyrek büyümede, yüzde 3.2'lik beklentilerin üzerinde bir manşetle karşılaştık. Küresel bazda büyüme dostu olmayan bir iklimde, özellikle diğer ekonomilerin performans ve büyüme manşetleri düşünüldüğünde, ilk çeyrekte yıllık yüzde 4'lük bir büyüme, Türkiye açısından güven verici ve moral artırıcı oldu. Geçen çeyrekte olduğu gibi büyümenin lokomotifi hanehalkı harcamaları. Alt kırılımlara bakıldığında; büyüme tarımda yıllık yüzde 3.8, sanayide yıllık bazda 0.7.geriledi. 6 Şubat depremleri sonrasında sanayi üretimi endeksi yıllık bazda Şubat'ta yüzde 8.2, Mart'ta 0.1 düşüş göstermişti. Özellikle deprem ayı Şubat'ta hem üretimdeki durmalar hem de nitelikli işgücünün göçü nedeniyle büyük bir düşüş olmuştu. Ama hemen toparlandı. Bundan sonraki çeyrekler için yeniden inşa ile birlikte milli gelirin hem sanayide hem de inşaatta yukarı yönlü olacağı görünüyor. Uzunca bir dönemdir lokomotif ve canlandırıcı tonik etkisini kaybeden ve büyümeyi aşağı çekici bir rol oynayan inşaat sektörü, ilk çeyrekte yüzde 5'lik büyümeyle yeniden atağa kalktı. Önümüzdeki dönemde de inşaat sektörünün canlandırıcı ve manşeti yukarıya taşıyıcı etkisinin devam edeceği açık ve net olarak görülüyor. Tarım ve sanayinin ilk çeyrekteki negatif görünümünün ikinci ve takip eden çeyreklerde pozitife dönme ihtimali her zamankinden fazla. Tarımda küçülmeye müsaade edemeyiz. Hizmetler sektöründe büyüme devam ediyor.

"Büyüme yoğun olarak iç talep kaynaklı"

Ayşe ÖZDEN /A&T Bank Baş Ekonomisti

2023 birinci çeyrekte yıllık büyüme önceki çeyrekte olduğu gibi yoğun olarak iç talep kaynaklı oldu. Yılın ilk çeyreğindeki iç talebin 6.8 puan yüksek katkısına rağmen, ithalattaki hızlanma ve ihracattaki daralma nedeniyle dış talep toplam büyümeyi 2.8 puan aşağı çekti. Güçlü büyüme eğilimi yılın ilk çeyreğinde yavaşlasa bile canlı talep enflasyonun yükselmesine ve cari işlemler açığının da son yılların en yüksek seviyesine çıkmasına neden oldu. 2023 yılı başlarında, geçen yıla göre büyüme performansını korumanın zor olduğunu ve bunun cari açık, enflasyon ve kurlar üzerinde bir dizi problemi beraberinde getirebileceğini öne çıkarmıştık. Bu nedenle yılın ikinci yarısında bir yavaşlama beklentimizle birlikte 2023 için yüzde 2.5 büyüme beklentimizi koruyoruz. Finansal piyasalardaki gelişmeler ve seçim sonrası detayları ortaya çıkacak hükümet politikaları özellikle 2023 yılı büyüme tahminleri üzerinde belirleyici olacak.

BİZE ULAŞIN