“Görünenin 1,5 katı sağlık hizmeti ihracatımız var”

Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi’nde konuşan T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Dr. Emre Orhan Öztelli, “Görünenin 1,5 katı sağlık hizmeti ihracatımız var” dedi.
18.12.2022 19:29 GÜNCELLEME : 19.12.2022 00:01

Sabah Gazetesi tarafından Turkuvaz Medya Center'da düzenlenen Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nde 'Türkiye'nin Hizmet İhracatı Vizyonu, Fırsatlar ve Yeni Teşvikler' ve 'Sağlık Turizmi Hizmetlerine Yönelik Yeni Teşvikler ve Sağlık Hizmeti İhracatı Vizyonumuz' başlıklarıyla iki panel gerçekleştirildi. T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Dr. Emre Orhan Öztelli, bu yıl kayıt altında olan sağlık hizmeti ihracatının 2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini dile getirerek, "Ancak kayıt dışılık göz önüne alındığında şu anda 5 milyar dolar seviyesinde sağlık hizmeti ihracatı olduğunu düşünüyoruz. Yani görünenin 1,5 katına yaklaşan bir ihracat söz konusu" dedi.

Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör'ün moderatörlüğünde düzenlenen "Türkiye'nin Hizmet İhracatı Vizyonu, Fırsatlar ve Yeni Teşvikler" konulu panele T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürü Emre Orhan Öztelli, İGE A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz, Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney, Hizmet İhracatı Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Komitesi Başkanı Orhan Gazi Yiğitbaşı konuşmacı olarak katıldı.

Öztelli, hizmet ihracatını 2012 yılından beri desteklediklerini dile getirerek, "Şimdiye kadar elimizdeki tecrübeleri bir araya getirerek, biri de revizyon olmak üzere 4'lü bir destek paketi açıkladık. Gelişmekte olan ülkelerin GSMH'daki payı içinde yüzde 60-80 oranına sahip bir hizmet sektörü payı var. Türkiye'de de GSMH içinde hizmet sektörünün payı yüzde 65. Sağlık sektörü de pandemi döneminde payını katladı. Mümkün olduğunca hizmet sektörü içindeki bu payımızı artırmak ve dünyaya ihraç ederek, ülkemize döviz kazandırmak hedefimiz var. Aslında bu konuda oldukça başarılıyız. 62 milyar dolar hizmet ihracatımız vardı, bu yıl içerisinde 87 milyar doları buldu. Sene sonuna kadar hizmet ihracatının 100 milyar doları geçeceğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımızın kararıyla genel destek hizmetlerini sınıflandırdık ve tamamladık. Tüm hizmet sektörlerini kapsayabilmek için diğer hizmetler kategorisi açtık. Hizmet ihracatı içinde 1 milyar dolarlık dizi film ihracatı var. Korsanda 500 milyar dolar kayıp var, bunu da destek paketinin içine dahil ettik. Ayrıca yine ürün yerleştirme reklam gelirlerini de destek kapsamına aldık" diye konuştu.

Kayda almak için TÜİK'le çalışma yürütülüyor

Sağlık hizmeti ve bilişim ihracatına pozitif ayrımcılık yaptıklarını dile getiren Öztelli, destek oranını da yüzde 60'a çıkardıklarını ifade etti. Öztelli, şunları söyledi:

"Katma değer olarak bu iki sektör diğerlerinin önünde gidiyor. Geri dönüşü de çok fazla. Sağlık sektöründe şöyle bir durum var. Normal turistin 800 dolar getirisi var, 40 milyon turistle 37 milyar dolar gelir oluyor. Sağlık sektöründe estetik operasyon için 4 bin dolar, saç ekimi için 10 bin dolar gelir getiren kalemden bahsediyoruz. Biz sektörü sadece desteklemek için değil, TÜİK ile çalışmalar yaparak nasıl kayıt altına almamız gerektiğini de konuşuyoruz. Yılın ilk 10 ayında 1,6 miyar dolarlık sağlık hizmeti ihracatı yaptık. Yılı da 2 milyar doların biraz üzerinde kapatacağız gibi görünüyor. Sektörü veri revizyonu ile kayıt altına aldığımızda 5 milyar doları aşan sağlık hizmeti ihracatı göreceğimizi düşünüyoruz. Sektörde destek paketleri çok iyi karşılık gördü. Hizmet ihracatçısı birliğinde destek paketi çıkmadan önce 2 bin üye vardı, bunların yaklaşık 400 tanesi sağlık sektöründeki kuruluşlardı. Şimdi üye sayısı 3 bin 500'ü geçti ve üyelerin 824 tanesi sağlık kuruluşu oldu".

İGE'den 33 milyar TL ek kefalet paketi

İGE A.Ş. Genel Müdürü Kasım Akdeniz de panelde bir sunum yaparak İGE gibi bir kuruma neden ihtiyaç duyulduğu konusundaki soruya cevapladı. Dünyadaki tüm ekonomi modellerinde ihracatın ve KOBİ'lerin özel bir önemi olduğuna dikkat çeken Akdeniz, "Yurt içinde üretip yurt dışına satmak, yurt içinde üretip yurt içine satmaktan daha avantajlı. Hele bir de bugünkü konumuz olan hizmet ihracatı olunca daha da kıymetli" dedi.

Akdeniz, sunumunu şöyle sürdürdü:

"İthalat girdisine gerek olmadan tamamen insanla yaptığımız, ürettiğimiz ve sattığımız bir alan. Bu hizmetle ortaya konulan katma değer bir şekilde yurt dışına satılırsa bu normal mal ihracatından daha kıymetli. Merkeze ihracatı koyduğunuz zaman, ihracatın arttırılmasıyla ilgili en önemli unsur olan finansa erişimi de çözmemiz gerekiyor. Eğer finansman yoksa hiçbir şey yok demektir. Sermaye yoksa yatırım motivasyonunuzu destekleyecek hiçbir unsur yok demektir. Bu anlamda ihracatın ekonomiye verdiği katkı kadar, bankacılık sektöründen hak ettiği payı alıp almama sorusu karşımıza çıkıyor. İhracat GSYİH'ya yüzde 25 oranında bir katkı sağlıyor. 2021'de yüzde 11,4'lük büyümenin yüzde 5,3'ü yani neredeyse yüzde 50'si ihracattan geliyor. Bu rakamlara baktığımızda ihracatın bankacılık sektöründen burada telaffuz edilen yani GSYİH'ya katkısı kadar bir pay alması beklenir. Ne yazık ki öyle bir tablo yok karşımızda. İhracatın bankacılık sektörü toplam kredilerinden aldığı pay sadece yüzde 12… Maalesef bu yüzde 12'nin yarısını da Eximbank sağlıyor. Eximbank'ın dışında bankalar diye baktığımızda toplam kredilerin yüzde 6-7'si civarında bir ihracat girdisi rakamı ortaya çıkıyor ki, GSYİH'ya katkısı diye baktığımızda net şekilde desteklediğimiz ihracatın parasal anlamda hak ettiği payı hizmet sektöründe almadığını görüyoruz."

2017'den bu yana ihracatın finansı için Hazine kaynağından kullandırılan kredilerin yüzde 15 olduğunu belirten Kasım Akdeniz sunumunda İGE'nin kuruluş amacının bu finansal tablo olduğunu söyledi. Akdeniz, "Temelde yapmak istediğimiz şey ihracat kredilerinin toplam krediler içindeki payını ve özelde de ihracat kredileri içindeki KOBİ ihracatçılarının payını arttırmak. Bankacılık sektörüne elindeki fonları hangi alanlara plase edeceği yönünde yönlendirmelerde bulunmak. Kredi kullandırılacak alanın getirisi yüksek, riski az olan alanlar olmasını istiyoruz. İhracatçının finansa erişimini kolaylaştırmak için ihracatçı lehine kefalet vererek, bankalardan kredi alırken, ihracatçının veremediği teminatı vereceğiz. Böylece finansmana erişimi kolaylaştırıp çeşitlendireceğiz ve sürdürülebilir kılacağız."

Kredi vermiyor kefalet veriyoruz diye hatırlatan Akdeniz, verdikleri kefaletler kadar karşılığının da kendilerinde bulunması gerektiğini, bunun içinde öz kaynaklar ve hazine kaynaklarını kullandıklarını belirtti. Akdeniz, "Bu kaynaklarımızı kullanarak 840 milyonluk bir paket hazırladık ve bu rakam toplamda 13,3 milyar TL kefalet hacmi yaratıyor. Bu hazırladığımız paket bu yılsonuna kadardı ve tamamen tükendi. İlave bir 33 milyar TL kredi yarattığımız bir paketi bugün öğleden sonra onaylayarak bunu 2023'e de taşıyacağız" dedi.

2023'te 1 milyar dolar kaynağı sürdürülebilirlik temalı getireceğiz

Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney de nakdi kredi desteklerinin yarıya yakınının Merkez Bankası kaynağı, yarısının ise yurtdışı fonlamalardan karşılandığını dile getirerek, Türkiye'de bankacılık sektöründe yurtdışından en büyük fonu getiren üçüncü banka seviyesinde olduklarını söyledi. Güney, Eximbank desteklerinden faydalanan firma sayısını artırmak için çalıştıklarını ve KOBİ'lere özel önem verdiklerini belirterek şöyle konuştu:

"Türkiye'nin ihracatının artması için ihracatın tabana yayılması, KOBİ segmentindeki ihracatçıların desteklenmesi önemli. Desteklerinden yararlanan ihracatçı KOBİ oranı yüzde 70'ler seviyesindeydi. Bu rakamı yüzde 81'ler seviyesine ulaştırdık. İGE'nin teminat sorununa çözüm üretmiş olması bizim ihracatın tabana yayılması konusunda önemli ve KOBİ müşterilerine desteğimizin artmasında kaldıraç etkisi yarattı. 17,5 milyar dolar olan 11 aylık nakdi kredi desteğinde hizmet ihracatçılarının aldığı pay 2 milyar dolar. Burada bir yoğunlaşma var. Tabana yaygınlaşması için önümüzdeki dönemde ciddi aksiyonlar alacağız. Önümüzdeki sene Eximbank açısından hizmet ihracatına verdiğimiz desteklerin tabana yayılması ve artırılması için faaliyet içindeyiz."

Eximbank'ın sürdürülebilir fon kaynaklarına erişiminin her geçen gün arttığını kaydeden Güney, sürdürülebilirlik prensibini ana unsur haline getirdiklerini, tematik fonlara erişim için bankada yapılması gereken aksiyonları tamamladıklarını vurguladı. Güney, şunları söyledi:

Sera gazı takibi, emisyon takibi raporlaması belgesini aldık. Böylece aslında Eximbank'tan kredi kullanan müşterilerin faaliyetlerinden dolayı sarf etmiş oldukları emisyonu takip ederek onlara raporlayabiliyoruz. 10 milyon dolar ve üzerindeki kredileri sürdürülebilirlik süreçlerine sokuyoruz ve geçen firmalara bunu sağlıyoruz. Bu ihracatçılarda da farkındalık oluşturuyor. Bu sistem alınan sertifikasyonlar da yeşil fonlara erişimde de güçlü kılıyor. 2 milyar dolara yakın fonu getirip ihracatçılara kullandırdık ve devam ediyoruz. Bu yıl sürdürülebilirlik temalı 2 sendikasyon gerçekleştirdik, bu 1,4 milyar dolarlık bir fona tekabül ediyor. Önümüzdeki sene uluslar üstü kuruluşlardan Hazine garantisiyle beraber ciddi anlamda fon getirmeyi planlıyoruz. Getirdiğimiz fonları nötr karbon salınımı, yeşil mutabakata uyum konusunda ihracatçılara kullandıracağız. Bu fonlar uzun vadeli uygun maliyetli kaynaklar oluyor. Önümüzdeki sene 1 milyar dolara yakın kaynağı getirmeyi planlıyoruz."

Sağlık turizminin kişi başı geliri 2850 dolar

HİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Sağlık Komitesi Başkanı Orhan Gazi Yiğitbaşı birliğin 2018 yılında kurulduğunu ve tüm hizmet ihracatçılarını kapsayan yapısıyla büyük bir sinerji oluşturduğunu vurguladı. Tüm yönetim kurulunun her ay toplantılarda inanılmaz katkılar sağladıklarını belirten Yiğitbaşı, "Temel görev üyelerimizin sahadaki firmalarımızın taleplerini organizasyon yapılarını geleceğe dönük projeksiyonlarını algılayıp, bunu bakanlıklarımızla ilgili bürokrasi mercileriyle paylaşabilmek, organize edebilmek. Bu açıdan her sektör belli periyotlarla tüm üyeleriyle çalıştaylar düzenliyor. Üye sayımız 3 bin 500'ü geçti her geçen gün artıyor" dedi.

Dünyada sağlık hizmeti turizmiyle ilgili 100 milyar dolarlık hacim olduğunu söyleyen Yiğitbaşı şöyle konuştu:

"Sağlıkla ilgili de 4-5 milyar dolar aslında bir ihracatımız var. Kıymetli bir alan. Klasik turizm hizmetinde turizm başına gelir 850 dolarken bizde 2.850 dolar civarında. İthalat yüzde 8 sadece. Ekonomik anlamda çok kıymetli ve bir hastayı iyileştirdiğinizde sağladığı kanaat gelip geçici değil. Sosyal çarpan etkisi var. Bizim sağlık komitesi olarak 850 civarında üyemiz var ve her geçen gün artan kapasitede gidiyoruz. Ama bir yunus hareketine ihtiyacımız var. Doğru ve kaliteli yapabilmek için ihracatı doğru planlama ve strateji gerekiyor. Elinde çanta Kazakistan'a gidiyorum dersen bir şey yaparsınız ama bunun masaya yatırılması lazım. Uygulamada fena değiliz, ama planlamada olduğu gibi, kalitesiz merdiven altı uygulamaları kontrol mekanizmaları zayıf. Kontrol ve standartta zayıfız. Bu zayıf olunca da düzeltici önlemlerde geri kalıyoruz. İhracatta yükseldik, belki biraz daha yükseleceğiz, ama bu önlemleri alamazsak ivme aşağı doğru gider ve rakiplere kayar. Bu konuları sürekli genel müdürlüklerde kendi ekiplerimizle de istişare ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi bu tür organizasyonlara müsait, gerekli yunus hamlesi yapılacaktır diye düşünüyorum."

Sağlık hizmeti ihracatına özel şube kurulacak

Zirve'nin ikinci paneli ise "Sağlık Turizmi Hizmetlerine Yönelik Yeni Teşvikler ve Sağlık Hizmeti İhracatı Vizyonumuz" başlığında gerçekleştirildi. T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Hizmet İhracatı Birliği Denetim Kurulu Üyesi Dr. Tunç Bozbura, Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Üyesi İdris Sarıaydın, TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi Başkanı Özgür Öztan'ın katılımıyla yapılacak paneli Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem yönetti.

T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdür Yardımcısı Alperen Kaçar, sağlık hizmeti ihracatının bakanlık için çok önemli olduğunu dile getirdi. Kaçar, "Sağlık turizmini tırnak içinde söylüyorum. Sonuçta mal veya hizmet bir ürün ihracatı varsa, biz bunu eşit oranda destekliyoruz. Hizmet sektörü ihracatını ilk defa sınıflandırıp tanımladık ve kredi desteklerinden eşit ölçüde yararlanmasını sağladık. Eximbank referans kaynağı olmayınca zorluk çekiyordu, ancak şimdi var. Sağlık hizmeti ihracatında bakanlığın bakış açısı çok geniş. Medikal turizm için 100 milyar dolardan bahsediliyor. Ülkemiz termal açıdan da çok öne çıkıyor. Sağlık hizmeti ihracatının üçüncü önemli ayağı yaşlı ve engelli bakımı. Ülkemizin potansiyelini düşündüğünüzde sağlık turizminde medikalin yanı sıra esenlik bakımından 4 trilyon dolarlık ekonomiden bahsediyoruz. Bu çok büyük bir ekonomi. Yaşlı bakımında da kalış süresi artıyor. Deniz kum güneş turizmi 700-800 dolar bırakıyor. Medikalde bu rakam 6-7 bin dolara çıkıyor. Tıpkı diğer hizmet sektörlerindeki gibi sinerjiden yararlanmak gerekiyor."

Yeni teşviklerden artık sağlık turizmi aracı kurumlarıyla sağlık kuruluşlarının eşit şekilde yararlandığına işaret eden Kaçar, "2.200 sağlık hizmeti ihracatçısının 860'ı sağlık ihracatçıları birliğine üye. Bu sayı birbirini yakaladığında optimuma ulaşacak. Desteklerden yararlananlar artarken sağlık hizmeti ihracatı da artacak. Genel müdürlüğümüzde sağlık ihracatına yönelik bir şube kurulması da söz konusu. Termal tesislerin teşvikten yararlanmasını da sağlamış bulunuyoruz" dedi.

Güveni sağlarsak katma değerimiz daha da büyüyecek

Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı ve HİB Denetim Kurulu Üyesi Dr. Tunç Bozbura da sağlık hizmeti ihracatının katma değerini büyütmede en önemli konunun güvenlik olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"Sağlık turizmi diğerlerinden farklı olarak parasını ödeyip almış olduğunuz hizmetten memnun olmazsanız bir daha almam demenizin ötesinde bir hizmet. Bu bakımdan bu hizmeti satacaksak, hastaya ziyaretçiye güven aşılamamız gerekiyor. O güven varsa ki, bu güven sağlıkta gelip hizmet almak ve ondan sonra ülkesine döndükten sonra bunun devamını sağlamak. Eğer bunu sağlayabilirsek ya da bu algıyı oluşturabilirsek o zaman bizim katma değerimiz çok daha büyüyecektir. Bu güven de aslında müşterinin hastanın havalimanında uçağa binmesiyle başlıyor. Çok yönlü çok farklı değişkenleri olan bir problem bu. Bu güveni oluşturmak için ana noktaları iyi belirlememiz lazım. Ana konu hastane. Hizmet sunduğunuz yeri bir üniversiteyle bütünleştirir: Bir bağ kurarsanız, gelen ziyaretçinin güven duygusu da farklılaşmaya başlıyor. Arkasında bir üniversite olması algıyı geliştiriyor. Bizim üniversiteler ile sağlık hizmetini veren yerlerin birleştirilmesi ve turizm ayağı da önemli. Paket olarak sunmak gerekiyor. Herkese görev düşüyor. 2023 yılında bu sektörden çok daha büyük katma değer bekliyoruz."

Bakanlığın destekleri sektörde yerini buluyor

HİB Sağlık Hizmetleri Komitesi Üyesi İdris Sarıaydın, 2012 yılından önce yabancı hasta tedavisinin bir ihracat olduğunun farkında olmadıklarını, ancak artık tüm desteklerden yararlanan bir konuma geldiklerini vurguladı. Sarıaydın, "Bu da arkadan bir rüzgârın itmesi gibi kamu ve devletin arkanızda olduğunu bilerek, kendinize güvenerek uluslararası piyasaya çıkmamızı sağladı. Çok büyük yetkinliklerimiz olduğunu gördük. Hekim kalitesi ilk başta geliyor. Sonra gelişmiş teknolojiyi takip ettiğimizi fark ettik. Türkiye'de bu kadar MR, tomografi cihazı gerekiyor mu eleştirileri vardı. Avrupa'daki bekleme sürelerini görünce iyi ki bu yatırımları yapmışız diyoruz. Tanıya ulaşma süresi en kısa ülkelerin başında geliyoruz. Bunun yanı sıra Türk insanının misafirperverliğiyle gelen servis kalitesinin çeşitliliği ve derinliği de yararlı oldu. Sağlık hizmeti ihracatı kavramının, bir hasta başına elde edilen gelirin 4 bin dolara yakın olduğu, sektörün içinde bulduk kendimizi. Daha geliştirmemiz gerekiyor. Bu noktada Ticaret Bakanlığı'nın destek ve teşvikleri sektörde yerini buluyor" dedi.

Nitelikli bir istihdam ürettiklerini de dile getiren Sarıaydın, sağlık hizmeti ihracatının gelişmesinin bir istihdam fabrikası gibi çalışmasını sağlayacağını belirtti. Sarıaydın, güven sorunun aşmak için ülkenin dünyadaki algısını yukarıya çekmek gerektiğini ve bunun için herkesin dertlenmesi gerektiğini vurguladı.

Tek bir hata yüzlerce başvurudan olmamıza neden oluyor

TOBB Uluslararası Sağlık Turizmi Meclisi Başkanı Özgür Öztan da sektörün büyük bir ivmeye sahip olduğunu, bazen kontrollü bazen kontrolsüz büyüme içinde olduğunu kaydederek, denetlemeye, eğitime, organize olmaya ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. Sağlık hizmetinde doktorlar ve teknoloji sıkıntısı olmadığını, yan öğelerde çok iyi eğitimler verilmesi gerektiğini dile getiren Öztan, "Nitelikli çalışana çok ihtiyaç duyan bir sektör haline geldi. Özellikle KOBİ'ler için bu çok zor. Burada bir yardıma ihtiyacımız vardı ve Ticaret Bakanlığı teşviklerle bize gizli bir yatırımcı ortak gibi hiçbir kar beklentisi olmaksızın desteğe başladı. Bununla beraber her noktada faaliyet gösterme şansına sahip olduk. Burada büyüdüğümüzü gören, bu işte bize rakip olmak isteyen birçok ülke var. Bu ülkeler negatif kampanyalar oluşturmaya başladılar. Buna karşı Turizm Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı pozitif yönlerimizi öne çıkaran karşı kampanyalar yürütüyor. Saç ekimi ve tüm branşlarda denetlenebilir kaliteli kurum ve kuruluşların olması lazım illegal oluşumlardan arınmamız gerekiyor. Bir hata bize yüzlerce, binlerce başvurunun gelmesinin önünde engel olarak ortaya çıkıyor. Bunu halledersek önlenemez bir yükseliş var" diye konuştu.

Güçlü sponsor desteği

Türkiye İhracat Seferberliği Zirvesi'nin ana sponsorluğunu Halk Leasing, İGE İhracatı Geliştirme A.Ş., Koza Altın İşletmeleri üstlenirken, destek sponsorları ise AYDINLI, Bahçeşehir Üniversitesi ve KARGOMsende oldu.

BİZE ULAŞIN