PARA RÖPORTAJ/ HAYRİYE MENGÜÇ "Sürdürülebilirlik dediğimiz zaman refahtan bahsediyoruz, Tüketicilerin refahı… Markalar da bu refahı sağlamanın kendi varlıklarını devam ettirmenin tek yolu olduğunun farkında." Bu sözler, Sustainable Brands'in Turkey Ülke Direktörü Semra Sevinç'e ait.
Geçtiğimiz hafta "Merkezine Dön, Geçmişini Hatırla ve Hızlan" temasıyla İstanbul'da 10'uncu kez düzenlenen ve dört gün süren Sustainable Brands Turkey Konferansı'nın ardından Para Dergisi'nin podcast serisi Sürdürülebilir Yeşil Ekonomi'ye konuk olan Semra Sevinç, Türkiye'deki markaların sürdürülebilirliğe yaklaşımını değerlendirdi. Sevinç, markaların gerçekçi, şeffaf, paylaşımcı, güvenilir olmalarının ve stratejilerini tamamen değiştirmelerinin önemine dikkat çekti.
Sustainable Brands'in Turkey Ülke Direktörü Semra Sevinç, sorularımıza şöyle yanıt verdi:
Geçen hafta düzenlediğiniz konferansın en dikkat çekici yönü neydi sizce? Kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Geçen hafta dört gün boyunca süren, Sürdürülebilir Markalar Konferansı'nın en önemli konusunu; birkaç alt başlıkta açıklamak istiyorum. Birincisi, artık yeni bir iş modeli var. Yani yalnızca kâr odaklı değil markalar, marka değeri ve tüketiciye verdikleri sözler de ekonomik değerlerle birlikte tüketicinin kendi refahı ve gezegenin refahını da düşünmek zorunda. Bu düşünce ekseninde böyle strateji değiştiren markaların giderek arttığını gördük. İkincisi; adına ne dersek diyelim bireylerin veya tüketicilerin aradığı, şeffaflık. Markalar daha fazla şeffaf olduklarını örneklerle anlattılar. Tüketicilerin güven duymak istediğini paylaştılar. Güveni sağlayacak stratejileri de geliştiriyorlar. Dolayısıyla bu dört günün en önemli çıktısı; gerçekçi, şeffaf, paylaşımcı, güvenilir olmak ve stratejiyi topyekûn değiştirmenin önemi, diyebiliriz.
Peki, genel olarak Türkiye'deki markaların sürdürülebilirliğe yaklaşımları nasıl sizce?
Bu yıl 10'uncu buluşmamızı gerçekleştirdik. Geriye baktığımızda, bu markaların sayısı hızla artıyor. Artık şöyle bir gerçek var; sürdürülebilirlik dediğimiz zaman refahtan bahsediyoruz, Tüketicilerin refahı… İşte kurumlar da bu refahı sağlamanın, kendi varlıklarını devam ettirmenin tek yolu olduğunun farkında. Dolayısıyla o sayı giderek artıyor. Bir tarafta küresel markaların Türkiye operasyona, diğer tarafta Türkiye'deki markaların operasyonlarına ve KOBİ'lere bakıyoruz; kısacası herkeste çok hızlı bir değişim var, diyebiliriz.
Markalar yeni iş modelleri ve marka stratejilerine ihtiyaç duyuyorlar, değil mi? Bu konudaki gözlemlerinizi de alabilir miyim?
Tabii ki… Şimdi strateji değişiyor. Bir defa riskler dünyasındayız. Krizler, eşitsizlikler var ve ciddi şekilde markaların karşı karşıya kaldığı her gün yeni zor koşullar var. Şimdi bu koşullarda dünün iş modelleri, onların varlıklarını sürdürmeye yetmiyor. Birincisi, iyi büyüme yakalamak zorundalar; pazar paylarını artıracaklar, marka değerlerini yeniden tanımlayacaklar… Bunları yaparken unutmamaları gereken birinci şey, evet para kazanmak zorundalar, ama bireyin refahını göz ardı edemezler. Ne üretirsem satarım değil, hem bireyin refahını düşünen hem de gezegenin refahını eş zamanlı düşünen ürünler üretmek zorundalar. Bu da o zaman iş modelini değiştirmeyi zorunlu kılıyor. Yani bütün süreçlerde; tepe yönetimi, şirket sahibi, yönetim kurulu başkanı ya da genel müdür… Ne dersek diyelim, bu seviyeden başlayan bir dönüşüm kaçınılmaz.
Ve bu dönüşüm başladı...
Evet. Ve bu amacı yeniden tanımlamak gerek artık. Aman ne güzel sürdürülebilirlik güzel bir kelime, biz de bununla ilgili şirkette bir şeyler yapılımın çok ötesindeyiz artık.
Grup olarak gelecekteki çalışmalarınız hakkında neler söylersiniz?
Biz şuna inanıyoruz; etki, birlikte büyür. Bütün dünyaya baktığımız zaman gerçekten hızlı bir değişim ve dönüşüm var. Bu risklerle savaşmanın önemli araçları, kurumların açıkladığı risk raporları var. İşte bu etkiyi birlikte büyütmek adına önümüzdeki dönem çalışmalarımız; daha fazla marka ile daha fazla kurumla yeni alanlarda genişlemeler yapmak olacak. Bütün sanayinin alt sektörleri, ticaret, hizmet sektörlerinde her anlamda bu dönüşümün nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili eğitimler, seminereler, webinar'lar, bizlerin önümüzdeki dönem planlarında yer alıyor.
Podcast'i dinlemek için:
Google Podcast: https://podcasts.google.com/feed/aHR0cHM6Ly9hbmNob3IuZm0vcy85MGE2Yzg3OC9wb2RjYXN0L3Jzcw
Spotify: https://open.spotify.com/show/1Cg4Iopf1zyafglkNYVaFI?si=56903c7603424d8c