"Kadın liderliği karar alma mekanizmalarına farklı bir bakış açısı sunuyor"

Philips Türkiye’de yönetim kurulunun yüzde 100'ünü kadınlar oluşturuyor. Yöneticilerinin de yüzde 52’si kadın. Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sibel Yıldız, kadın liderliğinin karar alma mekanizmalarına farklı bir bakış açısı sunduğunu ifade ediyor.
13.06.2022 12:24 GÜNCELLEME : 13.06.2022 12:24

PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Philips Türkiye'de yönetim kurulunun yüzde 100'ünü kadınlar oluşturuyor. Yöneticilerinin de yüzde 52'si kadın. Kadınların empati yeteneği ve duygusal zekasının, karar alma mekanizmalarına farklı bir bakış açısı sağladığını ifade eden Philips Kişisel Sağlık Türkiye Ülke Müdürü Sibel Yıldız ile kadın liderliği üzerine konuştuk.

Philips Türkiye'de yönetim kurulunuzun yüzde 100'ünün kadınlardan oluştuğunu biliyoruz. Bu nasıl oldu?

Philips olarak şirket politikamızda, insan kaynağı stratejimizi 3 temele dayandırıyoruz; 'Geleceğin iş gücünü yaratmak', 'Performans kültürünü oluşturmak', 'Kapsayıcılık ve çeşitlilik'. Bu doğrultuda önceliklerimiz arasında, hem dünyadaki değişimi hem de stratejimizi destekleyerek, doğru çalışan profilinin şirketimizde yer aldığından ve gelişiminin sürdürülebilirliğinden emin olmak yer alıyor. 'Kapsayıcılık ve çeşitlilik' stratejimiz doğrultusunda, cinsiyet eşitliği ve kadınların iş gücüne katılımı bizim için önemli değerlerden birini oluşturuyor. Tüm uygulamalarımızda ve projelerimizde önceliklendirdiğimiz kadınların iş gücüne katılımını, sosyal sorumluluk projelerimizle de destekliyoruz. Philips Türkiye'de yönetim kurulumuzun yüzde 100'ü ve yöneticilerimizin de yüzde 52'si kadınlardan oluşuyor. Philips olarak üst düzey pozisyonlarda kadın liderlik oranımızı 2025 yılı sonuna kadar globalde de yüzde 35'e çıkarmayı hedefliyoruz. 'Kadın Dostu Şirket' olduğumuz için kendimizle gurur duyuyoruz. Şirket yapımızda kadınlarımızın önemli pozisyonlarda görev alması bizlere önemli bir motivasyon kaynağı sağlarken, ciddi sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bunun için, kadınların iş gücüne katılmalarını sağlamayı ve liderlik yönlerini desteklemeyi sürdüreceğiz.

Kadının empati yeteneği ve duygusal zekasının, iş dünyasına katkısı hakkında neler düşünüyorsunuz?

Kadınların empati yeteneklerinin ve duygusal zekalarının, onlara güç kattığını ve özgürlük sağladığını söyleyebilirim. Şirketlerdeki kadın liderliği, karar alma mekanizmalarına farklı bir yorum ve bakış açısı sağlıyor. Bu iki özellik, iş hayatında güçlü bir yönetimi beraberinde getiriyor. Bizler de kadınların iş hayatındaki bu gücünün farkında olarak hareket ediyoruz. Şirketimizdeki daha tecrübeli kadın liderler, diğer kadın çalışanlara da gönüllü mentorluk yapıyorlar. Hayata geçirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizle de bu geleneğimizi sürdürüyoruz. Örneğin; 2015 yılında hayata geçirdiğimiz 'Süt Saatim' projesinde, 240'ın üzerinde şirkette, 30 binden fazla çalışan annenin hayatına dokunduk. Annelerin, iş hayatının yoğun temposunda bile süt sağmaya ev konforunda devam etmelerini istedik. Gururla hayata geçirdiğimiz bu projeyle, annelerin kendilerini daha mutlu ve huzurlu hissetmelerini hedefledik. Bir annenin, iş yerinde sütünü sağıp, eve gittiğinde bebeğini sağlıklı bir şekilde besleyebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sayede anneler, iş hayatlarına daha rahat bir şekilde odaklanarak, motivasyonlarını koruyabiliyor. Empati yeteneği ve zekasıyla iş hayatında hareket eden her kadının mutlak başarıya ulaşacağına inanıyorum.

Kadınların iş hayatında c-level koltuklarına oturmaya başlamasıyla, sizce iş hayatında neler değişecek?

Toplumların gelişmesi ve kalkınmasında kadınların çok büyük bir rol üstlendiğine inanıyorum. Kadınların iş gücüne katılması, toplumların gerek sosyal gerekse ekonomik yaşantısının daha iyi bir seviyeye ulaşmasında önemli bir işlevi var. Kadınların iş hayatında karşılarına çıkan olayları farklı bir bakış açısı ile değerlendirme gücünün şirketlere olumlu yönde katkı sağlıyor. Çünkü karar verme mekanizmalarında yer alan kadınların, önlerine çıkan engelleri görme, yorumlara ve çözüm önerilerindeki becerileri kurumlara farklı bir yaklaşım kazandırıyor. 'Analiz edebilme' ve 'aksiyon alabilme' yetenekleri kadınların doğasında olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en yakın örneğini annelikte de görebilirsiniz. Doğuran, büyüten ve yetiştiren bir anne, bebeği üzerinde de bu yetilerini kullanıyor. Kadın çalışanların c-level pozisyonlarında olmasının şirketler üzerinde yarattığı verimliliğin çalışanlara da büyük bir motivasyon sağladığını düşünüyorum.

Biraz da iş konuşalım. Pandemide kişisel bakım ve sağlık ürünleri satışı ne kadar arttı ve en çok hangi kategorilerde artış oldu?

Pandemi döneminde insanlar, evlerinde kişisel bakım becerilerini geliştirirken bir yandan da konforlu ve sağlıklı bir şekilde kişisel bakım rutinlerini yapabileceklerini keşfetti. Bununla birlikte zamanın da ne kadar değerli olduğunun farkına vardı. Tüm bunların doğal bir sonucu olarak da pandemide kişisel bakım ve sağlık ürünlerine ilgi fazlasıyla arttı. Bu artan eğilimin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini düşünüyoruz. IPSOS ile 2021 Kasım ayında üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz 'Sağlık Trendleri Araştırması' Türkiye'deki sağlık trendlerindeki büyük değişimi gözler önüne serdi. Bu yılki araştırmamızda en önemli etken tüm dünyada etkisini gösteren pandemi oldu. Katılımcıların yüzde 89'u pandemi döneminde kendisinin ve ailesinin sağlığına daha fazla dikkat ettiğini; yüzde 72'si bu dönemde daha fazla sağlıklı yaşam alışkanlığı edindiğini söyledi. Önemli bulgulardan bir tanesi de pandemi ile kamuoyunun sağlıklı yaşam ve önlem alma konusunda farkındalığının artması oldu.

Philips olarak pandemi sürecinde, 'Evde Hayatı Birlikte İyileştiriyoruz' kampanyasını hayata geçirdik. İnsanları harekete geçirerek, kendilerini iyi hissettirecek önemli kişisel sağlık rutinlerini aksatmamalarını amaçladık. Geliştirdiğimiz kişisel sağlık çözümleri sayesinde, insanların kişisel sağlık bakım rutinleri oluşturmalarına ve daha iyi hissetmelerine yardımcı olduk. Tüm bunların bir sonucu olarak Türkiye'de; Philips olarak hem kadın tüy alma hem erkek bakım kategorilerinde pazar liderliği konumumuzu arttırarak güçlendirdik, yaptığımız yatırımlarla lider marka olarak pazarların hacmini de büyüttük. Philips Avent markamız ile anne-bebek sağlığında farklı çözümler geliştirdik ve ebeveynlerimizi destekledik. Bu dönemde online alışverişi yapmayı tercih eden anne ve babaların ürünlerle ilgili ön bilgi alabilecekleri, satın alım sonrasında ürünün kullanım özelliklerini öğrenebilecekleri yeni bir tüketici destek hattını da devreye soktuk.

Kişisel bakım ve sağlık ürünlerine olan ilgi pandemi bitmesine rağmen hala devam ediyor mu?

Pandemi döneminde artan evde kişisel bakım alışkanlıklarının pandemi sonrası dönemde de devam ettiğini gözlemliyoruz. Bunun en önemli sebebi "zaman" kavramına yaklaşımımızın değişmesinden kaynaklanıyor. İnsanlar bu dönemde zamanın hayatlarında ne kadar değerli olduğunun farkına vardı. Evlerinde daha fazla vakit geçiren insanlar, sağlıklı ve konforlu bir biçimde kişisel bakımlarını gerçekleştirebileceklerini keşfettiler. Bu da kendilerine, sevdiklerine ve ailelerine daha fazla vakit ayırmayı beraberinde getirdi. 'Sağlık Trendleri Araştırması'nda elde ettiğimiz veriler de kişisel bakım ve sağlık ürünlerine olan ilgiyi gözler önüne serdi. Araştırmada, "Kendimi bakımsız hissettiğimde sağlıksız hissederim" diyenlerin oranı 2019 yılında yüzde 59 iken, 2021 yılında yüzde 66'ya ulaştı. Pandemi döneminde kişisel sağlık çözümleri konusunda hassasiyet ve farkındalık ciddi bir oranda arttı. Buna paralel olarak da uygulamalarımız ve pratiklerimiz de arttı. Sağlıklı yaşam ve önlem alma konusunda artan farkındalık seviyesi, sağlığın önemin artmasına uyumlu olarak da hala devam ediyor.

BİZE ULAŞIN