Milli Teknoloji Hamlesi ile geleceğin teknolojilerini inşa eden ve vizyonuyla binlerce gence ilham veren BAYKARTeknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, MÜSİAD Genel Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte iş insanları ve gençlerle bir araya geldi, projelerini ve tecrübelerini paylaştı. Bugün gördüğümüz savaş uçaklarının üretilen son insanlı muharebe araçları olduğunu söyleyen Bayraktar, "Bundan sonra hepsi insansız olacak. Bizim için en büyük avantajlardan biri, bazıları tarafından dezavantaj olarak gösterilse de ülkemizin dışlandığı F-35 projesi. Bu adım, daha gelişmişini elde etmek için ayağımıza gelen en büyük fırsat olabilir" dedi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) düzenlenen Milli Teknoloji Hamlesi Programı, BAYKAR Teknoloji Lideri ve Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar'ın katılımıyla MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleştirildi. MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Yetkin'in açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, BAYKAR Teknoloji Lideri Bayraktar'ın değerlendirmeleri ve tecrübeleriyle devam etti. Milli Teknoloji Hamlesi ve insansız hava araçları teknolojilerine ilişkin düşüncelerini ve projelerini paylaşan Bayraktar, yakın gelecekte yeni nesil insansız hava araçlarının muharebe tarihinde devrim yapacağını vurguladı.
"Yeni nesil teknolojiler ülkelerin geleceğinde hayati önem taşıyor"
Programda konuşan MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Yetkin, MÜSİAD olarak "Yüksek Ahlak, Yüksek Teknoloji" anlayışıyla hareket ettiklerini ifade ederek, güçlü Türkiye idealinde geliştirilen teknolojilerin önemine dikkat çekti. Uluslararası politikada söz sahibi olmak için milli imkân ve hareket kabiliyetinin öne çıktığını söyleyen Yetkin, "Yeni nesil altyapı ve teknolojiler ülkelerin yarınları için hayati önem taşıyor" dedi.
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Yetkin sözlerine şöyle devam etti:
"Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye'nin kritik teknoloji alanlarında tam bağımsızlık iddiasını sürdürebilmesinin ve bu iddiayı çok daha ileri bir seviyeye çıkarabilme hedefinin en önemli mihenk taşıdır. Ülke olarak; bu amaca ulaşabilmek için gerekli tüm donanıma, altyapıya ve nitelikli iş gücüne sahibiz. Türkiye'de hâlihazırda 80'in üzerinde teknoparkımız, bu teknoparklarımızda 7 bine yakın Ar-Ge faaliyeti sürdüren şirketimiz, bin 600'ün üzerinde Ar-Ge ve tasarım merkezimiz bulunuyor. MÜSİAD olarak, Türkiye'de bilişim sektörü, ileri teknoloji sektörleri, Ar-Ge, tasarım ve yenilik faaliyetleri ilebu alanlarda çalışan insan kaynağının geliştirilmesi, iş gücünün dönüşümü, dijital dönüşüm gibi konularda gerçekleştirilen strateji ve politika çalışmalarının en yakın takipçisi olacağız. Uluslararası politikalarda söz sahibi olmak için milli imkân ve hareket kabiliyetinin ne kadar değerli olduğunun farkındayız. Yeni nesil altyapı ve teknolojiler ülkelerin yarınları için hayati önem taşıyor. Bu da gösteriyor ki, doğru adımlar ve girişimler yarınlarımızın da güvencesi olacak."
"Öğrenilmiş çaresizliği üzerimizden attık"
Programda Milli Teknoloji Hamlesi odağında yapılan çalışmaları anlatan BAYKAR Teknoloji Lideri ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Köklerden Göklere" deyimine atıfta bulunarak, artık gençlerin öğrenilmiş çaresizliği üzerinden attığını ve köklerinden aldığı gücün farkına vardığını ifade etti. Bayraktar ayrıca, Türkiye'nin cumhuriyetin ilk yıllarında havacılıkta öncü ülkelerden bir tanesi olduğunu hatırlatarak, "2000 yılların başında İHA'larıkimse bilmezken ilk milli uçuş bilgisayarını geliştirdik. 2007 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine girdik. 2007'deBayraktar Mini İHA, 2014'te dünyaya nam salmış Bayraktar TB2 ve 2019'da da AKINCI'yı geliştirdik. Bu teknolojiyi şu an dünyada 3 ülke geliştirebiliyor. En gelişmiş teknolojiye sahibiz" dedi.
Bayraktar konuşmasında şunları söyledi:
"Pozitif bilimde hak ettiğimiz yerde olmadığımızı düşünsek de geçmişte pozitif bilimde önde olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Medeniyetimiz bir dönem zirvedeydi. Ancak son dönem ortaya koyduğumuz çalışmalarla öğrenilmiş çaresizliği üzerimizden atmaya başladık. Güçlü olanın haklı olduğunu bir dünyada yaşıyoruz. Sesimizin gür çıkmasını istiyorsak kuvvetli olmalıyız. Yarışa arkadan girdiğinizde yetişmeniz çok zor. Dünyada şu an en büyük dönüşüm rüzgârı, yüksek teknolojide gerçekleşiyor. Bu dönüşüm rüzgârını estirenler, ulusların bekası açısından teknoloji geliştirme kabiliyetlerinin kritik olduğunun farkında. Bu bir paradigma dönüşümü. BAYKAR'ın hikâyesine bakacak olursak; 2000 yılların başında İHA'ları kimse bilmezken ilk milli uçuş bilgisayarını geliştirdik. 2007 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine girdi. 2014'te dünyaya nam salmış Bayraktar TB2 ve 2019'da AKINCI'yı geliştirdik. Bu teknolojiyi şu an dünyada 3 ülke geliştirebiliyor. En gelişmiş teknolojiye sahibiz. 10 sene sonrasının teknolojisini geliştiriyoruz. Milli olmazsa, bağımsız olamıyorsun. Geçmişte ülkemizi SİHA projelerinden dışladılar. Biz daha iyisini milli ve özgün yaptık. Önemli olan mücadele etmek. Askerlerle birlikte, 4-5 senem bilfiil arazide geçti. Bu bizim en büyük avantajımız oldu. Ülkemizi tam bağımsız kılmak için bu çalışmaları yürüttük. BAYKAR'ın genetik kodunda da bu var."
"İnsansız savaş uçakları ile muharebe tarihinde devrim yapacağız"
Dünyada SİHA'lar ile kazanılan ilk savaşın Türk orduları tarafından kazanıldığını vurgulayan Bayraktar, geliştirilen yeni nesil teknoloji ile Türkiye'nin muharebe tarihinde devrim yapacağını söyledi. Bayraktar ayrıca, bugün gördüğümüz savaş uçaklarının üretilen son insanları muharebe araçları olacağını belirtti. Bayraktar sşunları aktardı:
"Dünya muharebe tarihinde devrim yapacağını öngördüğümüz Bayraktar TB2 SİHA'lar filolar halinde uçarak muharebedoktrinlerini değiştiriyor. Dünyada SİHA'lar ile kazanılan ilk savaş Türk orduları tarafından kazanıldı. Şimdi daha ileri gidiyoruz. Kısa pistli gemilerden, uçak gemilerinden kalkıp inebilen SİHA'lar ve insansız savaş uçakları muharebe alanında devrim oluşturacak. Bu hava araçlarını geliştiriyoruz ve bugün gördüğünüz savaş uçakları üretilen son insanlı muharebe araçları olacak. Bundan sonra hepsi insansız olacak. Bizim için en büyük avantajlardan biri, bazıları tarafından dezavantaj olarak gösterilse de ülkemizin dışlandığı F-35 projesi. Bu adım, daha gelişmişini elde etmek için ayağımıza gelen en büyük fırsat olabilir."