1874 yılında Osmanlı döneminde Beyoğlu'nda kurulan Sabuncakis o yıllarda ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında ülkenin en önemi çiçekçisi olarak öne çıkıyordu. Hatta Atatürk'ün cenazesindeki tüm çelenkler ve daha sonra Anıtkabir inşa edildikten sonraki tüm anmalarda yer alan çiçeklerde yine Sabuncakis markası yer alıyordu. Fakat son yıllarda marka tescil, telif ve sahte imza davaları ile uğraşıyor. Sabuncakis'i kuran Istrati Sabuncakis'in 4. kuşak torunu olan Evi Sabuncaki "Çiçek hazırlamaktan daha fazla zamanım mahkeme koridorlarında geçiyor" diyor.
Sabuncakis'in davalık olduğu kişiler ise 1965 yılında şirkete çırak olarak giren Daştan kardeşler. Çalışmaları karşılığında şirketin yüzde 25 hissesi kendilerine verilen kardeşler, ilerleyen yıllarda yüzde 25 hisse daha alarak şirketin yarısına ortak oluyorlar. Evi Sabuncaki'nin iddilarına göre, 2000'li yıllarda türlü oyunlarla şirketin geri kalan hisselerini Sabuncakis'lerin dördüncü kuşak torunlarının ellerinden alıyorlar. İddiaya göre sahte imza olayı da o yıllarda gerçekleşiyor. Üstünde isim yazmayan sözleşmede, Sabuncakis'in ticari ünvanının kaşesinin üstüne atılmış bir imza ile Sabuncakis'in web sitesinin 2 yıllık periyotlarla Daştan kardeşlere devredilmesi öngörülüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan şirketin dördüncü kuşak temsilcisi Evi Sabuncaki; "Sahte imzalı sözleşme ile maalesef mahkemeyi kazandılar. Mahkeme kararı ile web sitesi yönetiminin kendilerine ait olduklarını iddia ettikleri dönemlerin gelirlerini faizi ile alacaklar. Bizim böyle bir parayı karşılama gücümüz yok. Bu da gerçek tarihi Sabuncakis'in sonu demek oluyor. Çünkü, bu parayı karşılayamadığımızdan haciz gelecek" dedi.
Yalnız sahte imza olayı değil marka tescili konularında da yıllarca mücadele ettiğini belirten Sabuncaki şu açıklamayı yaptı: "Marka tescil davalarını kazandık. Normalde bu insanların Sabuncakis adı ile herhangi bir girişimde bulunmamaları lazım. Buna rağmen, her geçen gün Sabuncakis adı ile farklı ve tescilli olmayan internet sayfaları açarak markamız üstünden haksız kazanç elde ediyorlar. Şimdi ise sahte imza ile alın terimiz ve emeğimiz ile kazandığımız paraları bizden faizi ile geri istiyorlar. Bu mesele yalnız para ya da marka meselesi değildir. Türkiye'nin ilk markalarından birine karşı olan bir yok etme mücadelesidir. Hem Osmanlı'yı hem de Cumhuriyet'i görmüş bir tarihi ve kültürü ortadan kaldırmak istiyorlar."
Sahte imza olayı ile ilgili üst mahkemeye itirazda bulunduklarını dile getiren Evi Sabuncaki, buna rağmen yasal olarak üst mahkeme kararını beklemeden davacıların haciz getirebileceğini belirterek; "Artık Sabuncakis'in kaderi, haciz memurlarının gelme zamanına bağlı. Yarın artık Sabuncakis var olmayabilir. Bu yüzden herkesten destek bekliyoruz. Sabuncakis Osmanlı ile Cumhuriyet arasında köprü kuran ve iki kültürü de bünyesinde eriterek yaşatan bir tarihtir. Bu tarihi hep beraber yaşatalım" dedi.
Bomonti'de küçük bir dükkanda ayakta kalmaya çalışan Sabuncakis, internet satışları ile bir tarihi ve kültürü yaşatmaya devam ediyor. Marka tescil davalarını kazanan markanın sahte imza davasını kaybetmesi, 1874 yıllık bir kültürün yok olmasının önünü açıyor.
