PARA RÖPORTAJ/ MERVE YILMAZ GERGİN Müzik kuşkusuz ruhun gıdası. Kadim kültürlere beşiklik eden Anadolu toprakları, halk müziğinde olsun, Batı müziğinde olsun birçok ozan, söz yazarı ve besteci yetiştirmiş. Bugün halen Avrupa'dan Uzakdoğu'ya tüm dünyanın dilinde olan şarkılarımız var. Bu toprakların bir diğer özelliği de girişimci yatağı oluşu. Üstelik girişimcilerimiz öyle bir iki geleneksel sektörde değil, yazılımdan savunma sanayine donanımlı beyin ve teknoloji gerektiren alanlarda da kendilerini gösteriyor. Gördüğümüz kadarıyla fark yaratan bu girişimlerden biri de müzik alanında.
Anatolian Harps, arp üretimiyle öne çıkan bu firmalardan biri. Şirketin Kurucusu Zeynep Öykü. Arp üretimi ise çocukluk hayali. Zorluklarla dolu bir maceraya yelken açan Öykü, arp üretiminde Türkiye'nin ismini tüm dünyaya duyurmak istiyor. Bugüne kadar yaklaşık 150 adet arp üreten firma, arp sanatçısı yetiştirmek için bu enstrümanın eğitimlerini de veriyor. Öykü bu özel müzik aletinin üretiminde Türkiye'yi merkez yapmak konusunda çok iddialı. Kaliteli arplere dünyanın her yerinden talep olduğunu belirten Öykü, bu estrümanın ihracatını hedefliyor. Anatolian Harps'da en ekonomik model arp fiyatları 750€+KDV olarak belirlenmiş. Türkiye'de de yerli yapımı arplere ilginin yoğun olduğunu vurgulayan Öykü, bu aletlerin yerli ağaçlar kullanılarak üretildiğini söylüyor. Bu ürünlerin yurtdışındaki benzerlerine kıyasla daha uygun fiyatlarla piyasaya sunulduğunu söyleyen Öykü, yurtiçi ve yurtdışında gerçekleştirdikleri işbirlikleriyle de müzik aletleri sektöründe büyümeyi hedeflediklerinin altını çiziyor. Anatolian Harps Kurucusu Zeynep Öykü ile arp yolculuğunu, üretim süreçlerini ve hedeflerini konuştuk…
Bize biraz kendinizi ve Anatolian Harps projenizi anlatır mısınız? Arp ile olan yolculuğunuz nasıl başladı?
Anatolian Harps Türkiye'nin ilk ve tek arp üreticisi. Arp üretimi dünyada çok az ülkede; Amerika, İtalya, İngiltere, Fransa, Rusya ve Japonya'da var. Almanya, İrlanda gibi belli başlı yerlerde ise tek tük ustalar var. Ancak birçok Avrupa ülkesinde arp üretimi olmadığı gibi satışı day ok. Örneğin Norveç, Danimarka gibi kuzey ülkelerinde, yine Doğu Avrupa ya da Yunanistan gibi komşu ülkelerde bu enstrümanın tamirini yapacak kişileri bile bulmak zor. Bu ülkelerin tümü arpi, üreticisi olan birkaç ülkeden alıyorlar. Bu yüzden bizim üretimimiz dikkat çekti. Anatolian Harps, bir fikirden çok zorunluluktan doğdu. 20 yıldır arp çalıp, 16 yıldır da eğitim veren biri olarak çok fazla arpim vardı ve bunların tamir ve bakımını yaptıramıyordum. En ufak bir şey için yurtdışından usta getiriyorduk. Bu nedenle Amerika'daki ustamdan temel bazı eğitimler almıştım. Bu konularda hali hazırda bilgi ve becerisi olan eşimle birlikte arplarımın tamir ve bakımını yapıyorduk. Pandemi ile birlikte tedarik ağlarında iyice kopmalar oldu. Daha önce yüksek olan kargo ve ithalat masrafları ani bir şekilde çok daha fazla arttı. Bu artış şu anda da devam ediyor. Türkiye'de çok sayıda kişiye eğitim veren hoca olarak öğrencilerim için arp ithal edemez oldum ve üretimi başlatma zorunluluğu doğdu. Arpa başlama hikayem ise bambaşka bir öykü, çocukluğumdan beri görsel sanatlara ilgim vardı. Resim eğitimi için İngiltere'deyken bir müzik mağazasında ilk kez arp gördüm. Büyülenmiş gibi oldum ve böylece hayatım başka bir anlam ve yön kazandı.
Arp üretiminin Türkiye'nin müzik aletleri sektörüne ve ihracatına ne ölçüde katkısı olabilir? Bu alanda nasıl bir potansiyel var?
Arp tüm dünyada az çalınan, az üretilen, satılan, az alıcısı olan bir enstrünman. Bununla birlikte belki de dünyanın en pahalı enstrümanı diyebiliriz. Ben sadece olan pazara girmek gibi bir hedefte değilim, hiç olmayan bir pazar yaratmak istiyorum. Amerika'da şu an arp için çok büyük bir pazar var. Diğer ülkelerde ise bu kadar fazla bir ilgi yok. Amerika'da her düğünde, cenazede, hasta bakım evlerinde arp çalınır, böyle bir kültür var. Hobi olarak arp çalmak çok popüler. Özellikle emeklilerin çok sevdiği bir hobi. İnsanı dinlendiriyor, huzur veriyor. Amerika'dan sonra en çok hobi olarak arp çalınan ülke Çin. Çin'de arp üretimi de var ancak kaliteleri o kadar düşük ki dekorasyondan başka bir amaca hizmet etmiyor diyebiliriz. Çin'deki hiç bir arpist yerli üretim enstrümanları çalmaz, Amerika'dan ithal ediyorlar daha çok. Hayalimiz bu pazara girip, Amerika yerine bizden satın aldıkları bir gelecek yaratmak. Şu an Japonya'dan da arplarımıza ilgi var. Çin'e de kendimizi tanıtmak istiyoruz. Ayrıca, Amerika'dakine benzer bir ilgiyi Türkiye'de de canlandırmak asıl hayalim. Olmayan bir pazarı yaratmak niyetindeyim. Bunun da ilk adımlarını eğitim projemizle attık.
Üretim süreciniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Anatolian Harps olarak pazara getirdiğiniz yenilikler nelerdir?
Arp üretiminde tüm dünyanın en büyük eksiği Ar-Ge. Ses olarak kimseyi tatmin etmeyen elektro-arpları saymazsak arp, 100 yıldır hiçbir teknik gelişme yaşamamış enstrümanımız. Arp maalesef çok fazla mekanik aksama sahip olduğu halde aynı yerde duruyor hatta geriye gidiyor. Çalan az olduğu için fabrikalar maliyeti düşüren, üretimi hızlandıran malzemelere yöneliyorlar ve ses kalitesi, sağlamlık gittikçe düşüyor. 200 yıllık arplar bugün hala ayakta dururken yeni aldığınız bir arpın 20 yıl ayakta duracağının bir garantisi yok, durmuyorlar da zaten. Ses olarak da yeni modeller eski arplardan çok geride. Biz sadece olan modelleri üretmek istemiyoruz. Hem arp üretimine yenilikler getirmek, hem de kaybolmuş teknikleri canlandırmak için sürekli Ar-Ge yapıyoruz. İlk modellerimizin ilk prototipleri Amerikalı ustamızın verdiği ölçüler üzerine yapıldı. Bazı meslek sırlarımız oluştu. Bu Ar-Ge süreçleri içinde hem kendi buluşlarımız oldu hem de ustamızdan aktarılan bilgiler var. Sonuç olarak arpımızın sesi fabrikasyon bir muadiline göre çok gür ve derin bir hale geldi. Ben ses mühendisiyim aynı zamanda. Eşim ise yazılım mühendisi. Üretim tarafını o yürütüyor. Bir mühendis kafasıyla baktığı için süreci sürekli iyileştiriyor. Kaliteden ödün vermeden hatta kaliteyi de arttırarak hızlandırıyor. Enstrümanların akustik yapısını ince hesaplarla yapıyoruz. Tasarımdaki değişikliklerle sesi istediğimiz yönde şekillendirebiliyoruz. Tasarımlarımız şu an fabrikasyon üretilen büyük markaların arplarına göre açık bir fark göstermekte. Ses olarak, deneyen, dinleyen yerli yabancı tüm arp sanatçıları bu farkı görerek şaşırıyorlar.
Bugüne kadar ne kadar arp üretip ihraç ettiniz? Üretim miktarınız nedir?
Satışımızın aşağı yukarı yarısı dışarı gidiyor. Şu ana kadar 150 adet kadar arp ürettik. Tabii bunların hepsi satış için değil. Eğitimlerde kullanmak için ayırdığım arplar oluyor. Ayrıca kiralama hizmeti de veriyoruz. Bu iş için de birçok arp ayırıyor ve yeniden üretiyoruz. Otellerde çalınan arplar, etkinlik ve organizasyonlarda birçok arpımızı görebilirsiniz. Ayrıca satın almadan önce denemek isteyen kişilerin de 3-6 ay gibi sürelerle
kiralama yapması mümkün oluyor.
Türkiye'ye yönelik arp üretimi ve satışı ne durumda? Arp üretiminde ya da eğitiminde işbirliği yaptığınız kurumlar var mı?
Türkiye'deki ilk ve tek arp üreticisiyiz. Bizim dışımızda ithalat yapan iki mağaza bulunuyor. Bunlar genelde sipariş usulü çalışıyor, yani istediğiniz arpı yurt dışından.getirtiyorsunuz. Anatolian Harps'dan aldığınızda ise üretimi, tamiri, bakımı, yedek parçası yanı başınızda oluyor. Bu çok büyük bir artı. Türkiye'de de, yurtdışında da konservatuarlarda arp eğitimi o kadar az ki konservatuvarlara genelde sadece arp bölümü öğrencisi olarak 1-2 kişi alınıyor. Bunun nedeni orkestrada bir, en fazla iki arp olması. Hobi olarak çalan kişi sayısı ise çok daha fazla. Asıl pazar burada olduğu için biz de buna yöneliyoruz. Bu pazarı Türkiye'de yaratmak ve büyütmek için çalışıyoruz.
Sadece arp üretmiyor, aynı zamanda arp eğitimi de veriyorsunuz. Türkiye'de arp eğitimi almak isteyenlerin ilgisi nasıl?
Ben yaklaşık 16 yıldır eğitim veriyorum ve Türkiye'deki tüm konservatuvarların arp öğrencisi toplamı kadar benim özel öğrencim var diyebilirim. Henüz 33 yaşıma yeni girmişken böyle bir şey söylemek garip belki ama gençlere yol açmaya çalışıyorum. Eğitim sadece benimle sınırlı olursa hayal ettiğim gibi büyüyemez. Yeni hocalar yetiştiriyorum ve bayrağı onlara devrediyorum. Amerika'daki kadar yoğun bir ilgi ile Türkiye'de arp çalınan yakın bir gelecek görüyorum. Yeni başlattığım grup eğitim projesi ile daha ilk adımda 20 öğrenciye ulaştık. Bu çok büyük bir sayı. Bugüne kadar ülkede arp çalan 50-60 kişi olduğu düşünülürse öğrencilerde gençler ve orta yaşlılar yarı yarıya hemen hemen. Lise ve Üniversite çağında ya da yeni mezun gençler için çok güzel bir hobi. Aynı zamanda arpa büyük ilgi duyan 60 yaş üstü emekli bir grup da var. Gençlerin ilgisi yurtdışına göre bizde daha fazla. Bu beni çok mutlu ediyor, içlerinden ileride hocalık bayrağını devralacak, profesyonel olabilecek olanlar da çıkıyor. Şu an açtığımız arp kursunda (Türkiye'de ilk kez kurs çerçevesinde bir arp eğitimi bu) benim dışımda yetiştirdiğim öğrencilerim de eğitim veriyor.
Türkiye'de yüksek kaliteli arp üretimi yaparken karşılaştığınız zorluklar neler oldu? Bu zorlukları nasıl aştınız?
Arpın üretimi gerçekten büyük incelik istiyor. Ancak Amerikalı ustamız her adımda yanımızda olduğu için çok sancılı bir Ar-Ge süreci geçirmedik. Sorun arpı tamamlayıp tellerini taktıktan sonra başladı. Arpın üzerinde birçok metal aksam var, klasik arpta bu 1500 parçalık dev bir makine, kelt arpında ise mandal dediğimiz daha basit bir mekanizma. En büyük zorluğu bu metal aksamların üretiminde yaşadık. Bunları ithal ettiğimiz senaryoda arpın fiyatı ithal muadillerinden yükseğe çıkıyordu. Eğer yerli arp üretilecekse bu parçaların da yerli olmasından başka çözüm yoktu. Arpın üretiminden çok bu konuda sıkıntı çektik. Acı bir şekilde fark ettik ki ülkemizde ince iş küçük parça üretimi neredeyse hiç yok. Maalesef herşey Çin'den geliyor. En sonunda metal aksamı da atölye içinde üretmek, bunun yatırımını yapmak ve bilgisini edinmek zorunda kaldık.
Arpa olan talebin beklenenden fazla olduğunu söylüyorsunuz. Türk yapımı arplara olan ilgi hangi bölgelerde daha fazla?
Amerika'da bizim ürettiğimiz kalite ve stilde arp üretimi var. Avrupa ve Asya'da ise benzer ürünleri bulmak çok mümkün değil. O nedenle daha çok Avrupa ve Asya'dan ilgi geliyor. Ayrıca arp satış ve üretiminin hiç olmadığı çevre ülkeler, Yunanistan, Suudi Arabistan oluyor.
Önümüzdeki yıllarda arp üretiminde nasıl bir büyüme öngörüyorsunuz?
Üretimimiz katlanarak artıyor ve buna farklı ürünler de ekledik. Japon arpı Koto ve tarihi arpların replikaları gibi. Şu an yaptığımız arplar harici Ar-Ge sürecinde olan birçok modelimiz var aslında, Rönesans arpına ek olarak Orta Çağ arpı, Elektro Akustik ve Elektro-Arplar… Ürün gamımız genişledikçe daha büyük bir talebe cevap verir hale geliyoruz. Ulaşılması zor arpları üretiyoruz. Hedefimiz Türkiye'yi arp üretiminin merkezine koymak. Büyüme için kaynağa ihtiyacımız var. Şu ana kadar sıfır sermaye ile başladığımız yolculuğumuza makine parkımızı ve hammadde stoğumuzu genişleterek devam ettiriyoruz. Belki bir takım desteklerle ulaşmaya çalıştığımız yere daha hızlı gelebiliriz. Bu anlamda henüz bize ulaşan ya da destek teklif eden olmadı. Bizim yerel yönetime olan destek taleplerimize de herhangi bir dönüş yok. Destek olsun olmasın enstrümanın ülkemizde de yaygınlaşmasını sağlayarak üretim kapasitemizi olabildiğince artırmayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra yurtdışında tanınırlığımızı arttırıp ihracat yaparak doğrudan ve dolaylı olarak ekonomiye katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Üretimimizi istediğimiz boyutta büyütürsek istihdam da yaratmış oluyoruz. Çok ince bir alan, bu kişileri sıfırdan yetiştiriyoruz.
Online derslerin de başlamasıyla birlikte, uluslararası öğrencilerden nasıl bir talep alıyorsunuz? Bu durum arp eğitiminin yaygınlaşmasında nasıl bir rol oynuyor?
Online eğitim sınırları kaldırdı gerçekten. Çok büyük bir şans bu devirde yaşayanlar için. Bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay hale geldi. Ben de kendim için normalde ulaşamayacağım birçok eğitimi online olarak alıyorum ve dünyanın dört bir yanındaki öğrenciye online olarak eğitim veriyorum. En büyük zorluk saat oluyor. Aramızda 10 saat fark olan öğrencilerim var. Uygun vakti bulmak zor oluyor. Türkiye'de de Van'a kadar online olarak eğitim alan öğrencim var. İstanbul dışına da sürekli arp gönderiyoruz. Gerek satılık gerek kiralık olarak.
Arp üretimi ve satışı açısından hedefleriniz neler? Arpı uluslararası arenada daha fazla tanıtmak için ne gibi adımlar atacaksınız?
Şu an yurtdışında üretimi neredeyse hiç olmayan Double ve Triple arpların üretimine soyunduk ve bunlara büyük ilgi gelmeye başladı. Rakibin çok olduğu kelt arpı kulvarında kalitemiz, ses farkımız ile diğer markalarla yarışıyoruz. Ancak üretimi hiç olmayan bu arpların satışı ve pazara girişi tabiiki çok daha kolay. Double sadece Amerika'da 2-3 firmada var. Örneğin, Triple üretimini Amerika'da ve Almanya'da bir kişi yapıyor. Buralarda arpınızı almak için uzun bekleme süreleri var. 2-3 yıl kadar beklemek çok normal. Anatolian'da ise bu süreyi 2-3 aya kadar indiriyoruz, bu büyük bir avantaj rekabet için. Yakın gelecekte Double ve Triple arp üretimini arttırarak bu niş pazarda büyük bir yer alabileceğimizi umuyorum.
Atölyenizde üretim süreçleri nasıl işliyor? Seri üretime geçme planlarınız var mı?
Aslında dünyada tamamen fabrikasyon bir arp üretimi yok. Büyük fabrikalarda da yine elde ve az sayıda üretiliyor. Dünyanın en büyük arp fabrikası, hatta neredeyse tekel diyebileceğimiz Amerika'daki Lyon&Healy'de yılda 300 adet kadar klasik arp üretiliyor. Örneğin, küçük arplarda ise sayı yaklaşık iki katı. Biz şu anda küçük bir arp atölyesi şeklinde değil orta çaplı bir işletme olarak çalışmaktayız. Küçük atölyelerde bir bekleme listesi olur ve sıra geldikçe her arp tek tek üretilir. Genelde tek bir usta çalışır, varsa iki. Bir kişi sadece varak ve cila işlerine bakar. Anatolian harps'da ise her modelden 5 ila 20 adet arası partiler şeklinde çalışmaktayız. Kişiye özel üretimimiz de var. Standart modellerimiz seri şekilde üretiliyor. Atölyemizin kurulduğu ilk yılımızda 15 kadar arp üretmiştik. Her yıl bunu yaklaşık ikiye katlayarak ilerliyoruz. Ar-Ge'yi sadece arpların sesi ve kalitesini arttırmak üzerine yapmıyoruz. Üretimi hızlandıracak yönlemler de geliştiriyoruz. Şu an dördüncü yılımıza girerken üretebildiğimiz enstrüman sayısı 100'e yaklaştı.
"Yerli ağaçlar kullandığımız için fiyatlarımızı düşük tutuyoruz"
Arp en pahalı çalgılardan biri dedik ama aslında profesyonel seviyede kuyruklu piyanolar ve bazı özellikle antika yaylı çalgılar, profesyonel bir arptan daha pahalıdır. Milyon dolarlık arp yoktur altın kaplı arplarda bile. En yüksek fiyatlar 200.000 $ civarındadır, daha yukarı gitmez. Giriş fiyatı olarak en pahalı enstrüman diyebiliriz. Çünkü ucuz bir keman edinmek mümkündür ancak ucuz arp diye bir şey yoktur maalesef. (seyahat arplarını ayrı tutarsak) En azından 3000$ civarının altında bir başlangıç fiyatından bahsediyoruz. Bunun altında bir öğrenci arpı var ise bir hata bir sorun vardır o çalgıda. Bu kelt arpı tarzı küçük arplar için, klasik arplar ise minimum 20.000$ civarından başlıyor. Biz şu anda, teller hariç her şeyi kendi bünyemizde ürettiğimiz, yerli ağaçlar kullandığımız için fiyatlarımızı düşük tutabiliyoruz. Muadili bir arptan ortalama yüzde 30 alta kadar aşağıda fiyatlandırabiliyoruz Örnek vermek gerekirse küçük boy İrlanda stili bir arp olan Galatia modelimiz en iyi ağaçlardan üretilen, çok özel bir kelt arpı arp ve yurtdışında herhangi bir üreticinin elinde 2000-2500€ bandında satılacakken bizim fiyatımız 1500€+kDV şeklinde. Bu fiyatların biraz daha altına da bu boy bir arp bulmak mümkün. Ancak 3-5 yıl içinde dağılır. İkinci kalite ürünler bunlar. Henüz geçtiğimiz ay satışa sunduğumuz en ekonomik modelimiz Arna ise sağlam ve portatif bir seyahat arpı ve bu arpımızı sadece 750€+KDV şeklinde fiyatlandırdık. Bunlar küçük boy kelt arpları, büyüdükçe ve özellikler arttıkça modellerimizin fiyatları 5000-6000€ bandına doğru artmakta. Henüz klasik arp üretmiyoruz ancak bu da ARGE planlarımız içinde.