Türkiye’nin “beyin” merkezi: NÖROM

NÖROM, Türkiye’nin en büyük bilim yatırımlarından biri. Gazi Üniversitesi koordinatörlüğünde Ankara Üniversitesi ve ODTÜ ortaklığında kurulan ulusal nörobilim mükemmeliyet merkezi, insan beyninin gizemini çözmeye çalışıyor. Nöro-endüstri girişimlerinin başlatılıp desteklenmesi, nörobilime dayalı sürdürülebilir sağlıklı yaşam, nöroeğitim, nöroekonomi, nöromimari, yeni nörobilimcilerin yetiştirilmesi ve ekosistemin oluşturulması NÖROM’un öncelikli hedefleri arasında…
29.06.2024 12:52 GÜNCELLEME : 01.07.2024 00:01

PARA BİLİM/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Nörobilim ve Nöroteknoloji Mükemmeliyet Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi (NÖROM), Türkiye'nin en büyük bilim yatırımlarından biri. Gazi Üniversitesi koordinatörlüğünde Ankara Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ortaklığında kurulan NÖROM, insan beyninin gizemini çözmeye çalışıyor. NÖROM, başlatacağı "nöro-endüstri girişim" hamlesinin yanı sıra, nörobilime dayalı sürdürülebilir sağlıklı yaşam, nöroekonomi, nöromimari, nöroeğitim, nöroergonomi, nöral arayüz ve yapay zeka sistem uygulamaları ışığında topluma katkı sağlamayı hedefliyor. Eğitime nörobilim temelli açılım getirilmesi, yeni nörobilimcilerin yetiştirilmesi, ekosistemin oluşturulması da NÖROM'un öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Çok disiplinli ulusal bir nörobilim mükemmeliyet merkezi olan NÖROM, 25 üniversitenin 85 araştırmacısına ve 40 öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Misyonu tüm araştırmacılara açık ulusal bir nörobilim araştırma altyapısı oluşturmak olan NÖROM, nitelikli bilim insanlarını istihdam etmeyi, yurtdışındaki Türk araştırmacıları ülkeye geri kazandırmayı öncelikliyor. Disiplinler arası geçişli nörobilim araştırmaları ile üretilen bilgi ve teknolojiyi toplumla paylaşmayı hedefliyor. 140 adet 130 milyon lira değerinde Ar-Ge cihazına sahip merkez, bilimsel araştırmalar için ihtiyaç duyduğu diğer cihazları alabilmek için farklı kaynak arayışlarını sürdürüyor. Bu cihazlardan biri de beyinde ileri görüntüleme imkanı sağlayan 7 Tesla MR (manyetik rezonans). NÖROM, ihtiyaç duyduğu cihazların temininde, nörobilim ve nöroteknoloji araştırmalarını destekleyecek bireysel ve kurumsal destek ve işbirliklerine sıcak bakıyor.

Yurtiçinde tek olan ve yurtdışındaki örnekleriyle rekabet edecek düzeyde dünya standartlarında bir "Tematik Araştırma Merkez" olma hedefine kilitlenen NÖROM'un kuruluş öyküsünü, çalışmalarını ve hedeflerini Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi ve NÖROM Müdürü Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen anlattı. Röportajımıza, epilepsi alanında çalışmalarıyla dikkat çeken, NÖROM'un araştırmacılarından, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrem Yıldırım da eşlik etti.

HER ŞEY NÖROBİLİM ÇAĞRISIYLA BAŞLADI

Önce NÖROM'un kuruluş öyküsüne bir göz atalım. Sağlık, mühendislik, robotik, yapay zeka, eğitim, temel ve sosyal bilim alanlarındaki araştırmacıların çok disiplinli beyin araştırmaları gerçekleştirmesini sağlamak üzere kurulan NÖROM'un hikayesi, 2018'de "nörobilim" adına açılan ilk çağrıyla başladı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan, NÖROM Müdürü Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, bu çağrıya bir mikroskop alımı için başvurduklarını aktardı. Belen, işte o günlerde, Ankara'daki araştırma üniversitelerince nörobilim alanında çalışmalar yapmak üzere ortak bir araştırma merkezi kurulmasının gündeme geldiğini kaydetti. Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, ODTÜ'nün rektörlerinin ve araştırmacılarının projelerini çekerek, tek bir projeye dönüştürdüklerini söyleyen Belen, T.C. Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın kuruluşuna öncülük ettiği NÖROM Projesi'nin, 21 Kasım 2019'da Cumhurbaşkanı oluruyla Yatırım Programı'na alındığını kaydetti. NÖROM'un ilk ve öncü ortak uygulama araştırma merkezi (UY-GAR) olduğuna işaret eden Prof. Dr. Belen, bu nedenle üç üniversitenin ortak merkez kurabilmesini sağlayacak Yükseköğretim Kanunu değişikliğine gidildiğini (2020) ve yönetmelik çıkarıldığını dile getirdi. 28 Aralık 2020'de ise NÖROM Ortak UY-GAR'ın resmi gazetede yayınlanarak kuruluşunun gerçekleştiğini kaydetti.

YATIRIMA VE ARAŞTIRMAYA DEVAM

Pandemi, deprem, ekonomik zorlu süreçler ve araştırmacıların çalışmalarını sürdüreceği ortak bir merkez bina olmaması NÖROM'un bilimsel çalışmalarına engel olmadı. Araştırmacıların çalışmalarına Ankara Yenimahalle'deki merkez bina olmadan başladıklarını söyleyen Prof. Dr. Belen, "Üç üniversitenin araştırmacıları olarak kaynaşıp kenetlendik. Çalıştaylar gerçekleştirdik, projelere başvurduk, yayınlar yaptık. Bir enstitünün, kurumun bilimsel olarak ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyan göstergelere baktığımızda; 2020'den bu yana NÖROM'un H indeksi 9, NÖROM adresli 75 makale, 500'e yakın atıf var. Bürokratik bir takım engeller aşılarak, 2022 Nisan'da binamızın temeli atıldı ve 2023 Nisan'da NÖROM bu merkezde faaliyetlerine başladı. Bütçe imkanları çerçevesinde cihazlarımız alındı. T.C. Strateji ve Bütçe Başkanlığı, NÖROM'a inanılmaz destek verdi. Cihaz alımlarını yüzde 85-90'a kadar tamamladık. Bazı Ar-Ge cihazlarımız eksik olmasına karşın laboratuvarlarımız çalışmaya başladı. Bu arada Emniyet Şehitleri Vakfı, NÖROM'a araştırmacı odaları ve konferans salonunun tefrişatı için hibe destek sağladı. Nörobilim ve nöroteknoloji araştırmalarını destekleyecek bireysel ve kurumsal desteklere, işbirliklerine açığız. Burada özellikle yapay zeka, makine öğrenmesi kısmında çalışacak, verileri analiz edecek araştırmacılara, bursiyerlere ihtiyacımız var" dedi.

Bu arada NÖROM'un Ankara Yenimahalle'deki merkez binasının yerinin Gazi Üniversitesi tarafından verildiğini, ayrıca NÖROM'un personel ve teknik ihtiyaçlarının Gazi Üniversitesi Rektörlüğü'nce desteklendiğini hatırlatalım

TÜM ARAŞTIRMACILARA NÖROM'UN KAPISI AÇIK

"Türkiye'de üç ortakla ve ulusal merkez hedefiyle kurulan böyle bir merkez yok" diyen NÖROM Müdürü Prof. Dr. Belen, projesiyle gelen tüm araştırmacılara NÖROM'un kapısının açık olduğunu söyledi. NÖROM'un yönetim kurulunun üç üniversitenin rektör yardımcıları ve üç üniversiteden iki araştırmacı olmak üzere toplam dokuz kişiden oluştuğuna işaret eden Belen, "NÖROM'da haftalık bilimsel toplantılar yapıyoruz. Beyin fırtınası odalarımızda her grup, her laboratuvar kendi toplantılarını gerçekleştiriliyor. Aylık Ar-Ge toplantılarımız oluyor. Lisans öğrencileri, bursiyerler bizim haftalık toplantılarımıza katılıyor. Bilimsel tartışmalara tanıklık ediyorlar. Merkezimizde projeler yürüyor. Lisans, Yüksek lisans, doktora öğrencileri projelerde görev alıyor. Doktora sonrası araştırmacıları merkezimizde istihdam ediyoruz. Bir anda nörobilim ve nöroteknolojinin her alanında çalışmalara odaklanmak mümkün değil. Araştırmacılarımızın uzman olduğu alanlarda çalışmalara odaklanıyoruz" diye konuştu.

Yeni nörobilimcilerin yetiştirilmesi noktasında NÖROM'un önemli bir rol üstleneceğine dikkat çeken Prof. Dr. İrem Yıldırım ise,"Gençler burada bilimin nasıl yapıldığını öğreniyor. Mutidisipliner bir alanda, projelerin nasıl geliştirildiğini, üretildiğini, veri tabanının nasıl oluşturulduğunu görüyor" dedi.

BİYOBELİRTEÇLER ARANIYOR!

Şimdi de YÖK öncülüğünde kurulan Türkiye'nin ilk ve tek çok disiplinli nörobilim merkezi NÖROM'un projelerine bir göz atalım. Şimdiden birçok araştırması kamuoyunda ses getiren Merkez'de ağrı ve migren başağrısı, bilişsel beyin görüntüleme, derin öğrenme ve bilgisayarlı görü, hücre dışı veziküler araştırma, moleküler nörogenetik ve nörofizyoloji, nöroinflamasyon, beyin bağırsak ekseni ve mikrobiyata, otizm spektrum bozukluğu ve vagal sinir stimülasyonu, çoklu işlevsel beyin görüntüleme laboratuvarı olmak üzere birçok çalışma grubu bulunuyor. EEG başta olmak üzere ileri teknoloji cihazlarla, eylemlerin insan beynindeki izi takip ediliyor. Beyin hastalıklarına çare aranıyor, beyin işlev kaybına yol açan hastalıkların erken teşhisi için biyobelirteçler aranıyor. Öğrenme güçlüklerinin nasıl aşılabileceği ya da daha iyi nasıl öğrenilebileceği üzerinde çalışılıyor. Uzun lafın kısası NÖROM, farklı beyin hücreleri ve/veya yapılarının sinerjik çalışmasını temel alan nörol ağ, yapay zeka ve makine insan etkileşim modelleri, zihin işlevleri ve bozukluklarında beyin-beden etkileşimine odaklanan bütüncül yaklaşım, büyük veri işleme, sistem ve hastalık modelleme, tedaviye yönelik yeni ilaç ve nöroteknolojik ürünlerin geliştirilmesini yönelik çalışmalara odaklanıyor.

İKİ MİGREN ÇALIŞMASI YÜRÜTÜLÜYOR

NÖROM Müdürü Prof. Dr. Belen, baş ağrısı, migren alanında çalışmalar yürütüyor. Belen'in önderliğinde yürütülen çalışmada migren hastalığında ilk kez beyinle bağırsak etkileşimi ortaya konuldu. NÖROM'da yürütülen iki migren çalışması olduğunu söyleyen Belen şunları kaydetti:

"Biri beyin MR görüntülemede tanısal bir biyobelirteç bulunması ile ilgili. Diğeri de kandaki bazı belirteçlere bakılması. Çalışma grubunda migren, kronik ağrı ve nöroinflamasyon ile ilgili klinik çalışmalar yanı sıra geçerli ağrı modelleri üzerinde araştırmalar yapılıyor. Yangı ya da iltihabi süreç, bir çok beyin hastalığın kötüleştiricisi gibi görünüyor. Alzheimer, Parkinson, MS, migrenin kronikleşmesi bunların arasında yer alıyor. Migren ataklarının kronikleşmesi de mide bağırsak sisteminin bozukluklarıyla da birlikte görülüyor. Biz de iki üç yıldır araştırma destekli YÖK projeleri ve TÜBİTAK 1004 Ar-Ge projeleriyle o alana yöneldik. Oradan da güzel sonuçlar çıkıyor ve önemli makaleler yayınladık."

MİGRENİ TETİKLEYEN GIDALAR

Prof. Dr. Belen ve ekibinin yapay zekayla yaptığı bilimsel araştırma, migreni tetikleyen gıdaları da ortaya koydu. Literatüre bakıldığında Türkiye'nin kültüründe günlük hayatta alışık olunan gıdaların migreni tetikleyici gıdalar listesinde yer almadığına işaret eden Belen, "Bu gıdaların neler olduğunu test etmeye çalıştık. Oradaki elde ettiğimiz sonuçlardan birisi de geçirgen bağırsak sendromu ile ilgili şikayetlerin neredeyse iki katı kadar artmış olduğuydu. Bu hastalara, neyi farklı yaparsak yardımcı olabiliriz diyerek çalışmaya başladık. Hastalardan aldığımız kanlara bir belirteç yakalayabilir miyiz diye baktık. Oradan birkaç tane hedef seçtiğimiz belirteçler var. Şimdi onların üzerine gideceğiz. Bir yandan da yine aynı tanılı hastalarda yaklaşık bir yıldır İstanbul Acıbadem Üniversitesi ile yaptığımız ortak çalışmada mikrobiyata dediğimiz bağırsakta bulunan bakterilerin genetik analizi yapılıyor. Migreni tetikleyen gıdalara gelince, kaymak, krema, poğaça, simit, işlenmiş et ürünleri, hazır konserve ve dondurulmuş gıdalar, mayonez, ketçap gibi hazır soslar, kırmızı renkli gıda boyası içeren tatlılar bu listede yer aldı. Bir öğünde çok fazla yemek, çok fazla karbonhidrat içeriği yüksek gıda tüketmek, çok hızlı yemek tüketilmesi de ağrıyı tetikleyebilen faktörler" şeklinde konuştu.

"STRES BEYİNDEKİ ZAMAN ALGISINI BOZUYOR"

NÖROM araştırmacıları, bir başka projeyle stresin beyindeki zaman algısını bozduğunu tespit etti. NÖROM araştırmacısı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metehan Çiçek ve sinirbilim, fizyoloji, psikoloji, genetik ve bilgisayar mühendisliği disiplinlerinden oluşan ekibi, TÜBİTAK destekli, "Sosyal Stresin Zaman Algısı Üzerine Etkisi: Epigenetik ve Beyin Görüntüleme Çalışması" yürütüyor. Proje ile stresli deneyimler ile tetiklenen psikofizyolojik yanıt farklılıklarının zaman algısı üzerine etkisinin DNA metilasyon değişiklikleri ve işlevsel/yapısal beyin görüntüleme ile değerlendirilmesi amaçlanıyor.

NÖROM'da psikiyatri hastalığı, baş ağrısı, okuma bozukluğu, disleksi, matematik öğrenme güçlüğü olanlara yönelik çalışmalar yapıldığını belirten Belen, özellikle demanslı ve Alzheimer hastalarına yönelik bir çalışma başlatıldığını kaydetti. Belen, "Beyne manyetik uyarı vererek beynin o kısmını uyarmak mümkün. Tekrarlayan bu uyarıların Alzheimer hastalarına iyi geldiği düşünüldüğü için NÖROM'da böyle bir TÜBİTAK projesi başlıyor. Bu projeyi Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Bülent Cengiz yürütüyor" dedi.

ODTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yeşim Aydın Son'un tükürükten alınan örnek üzerinden yapılan genetik testi yorumlayarak erken evre Alzheimer riskini tespit eden yapay zeka temelli bir teknoloji çalışmasının klinik deneylerinin de NÖROM'da yapılacağını dile getiren Prof. Dr. Belen, sözlerine şöyle devam etti:

"Merkezimizde motor nöron hastalığı olarak da bilinen ALS'ye yönelik de çalışmalar yapılıyor. Ayrıca, inme sonrası işlev kaybına uğrayan uzvun yerine gelebilmesi için robotik ile yapılan çalışmalar var."

"NÖROBİLİM ÇOK YOL KAT ETTİ"

NÖROM araştırmacısı, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrem Yıldırım ise epilepsi, uyku ve klinik nörofizyoloji, EEG (elektroensefalografi) alanlarında çalışmalar yapıyor. Nörobilimin artık EEG üzerinden çok büyük bir yol kat ettiğini söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, "EEG'yi, MR ve diğer tetkiklerle birlikte kullanıyoruz. Beyin fonksiyonlarının araştırılması ve haritalamasını yapıyoruz. Onunla ilgili yaptığımız ve yeni başlattığımız birçok çalışmamız var. Hastalıkların nörörobilişsel test verilerine bakıyoruz. Zihin işlev haritası ve bağlantılarını eşzamanlı gösteren işlevsel EEG ile epilepsi dışında, disleksi, otizm spektrum bozukluğu, diğer psikiyatrik hastalıklar ile görsel uyarılar, sosyal alanlara yönelim gibi çocuklar ve gençler üzerinde çalışmalar Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Canan Kalaycı ve Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hulusu Kafalıgönül ve ekipleri tarafından sürdürülüyor" dedi.

Uykunun birçok beyin hastalığının erken belirtisi olduğuna işaret eden Yıldırım, Alzheimer, Parkinson, vücudun diğer denge ve metabolizmasını etkileyen hastalıkların çoğunun temelinde uykunun yattığını kaydetti. Yıldırım, uyku bozukluklarını araştırmak için NÖROM'da cihazlar olduğunu ve çalışmalara başladıklarını vurguladı.

EPİLEPSİ CERRAHİSİ ÜZERİNE ÇALIŞILIYOR

Yıldırım, beyin ameliyatlarında ortak çalıştıkları Bilkent Üniversitesi ekibiyle epilepsi cerrahisi üzerine de çalıştıklarını söyledi. Beyindeki epilepsi odağını, sara merkezini saptayıp, çıkarılmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Yıldırım, "Cerrahi operasyon öncesinde ve sonrasında beyin fonksiyonlarını izliyoruz. NÖROM'un nörobilim ekibi, Gazi Üniversitesi nöroloji, nükleer tıp, beyin cerrahisi bölümleri ile Bilkent Üniversitesi'nin psikoloji bölümünün, pet, MR ve EEG'yi kullanarak çalıştığımız ortak projelerimiz var. Ayrıca iki yeni projeye başvurduk. Epilepsi nöbetlerini azaltmak için epilepsi pili takılması uygulamasını da tetkiklerle birlikte yapıyoruz. Uygulama öncesi ve sonrasında beyni ve vücudu nasıl etkilediğini inceliyoruz" dedi.

SANAL GERÇEKLİK LABORATUVARI

Prof. Dr. Belen, NÖROM'un "Sanal Gerçeklik" laboratuvarında şu anda çok önemli projeler yürütüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklenen sanal gerçeklik tabanlı cerrahi eğitimi, Ankara Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Hasan Onur Keleş hocamızın bir projesi. Genel cerrahi asistanları, yeterliliklerini burada yapıyorlar. Yine aynı şekilde fonksiyonel nörogörüntüleme amacıyla yakın kızılötesi spektrokopisi olan FNIRS ile beyin izleme çalışmaları yapıyoruz. FNIRS, EEG gibi derine inemiyor. Ama FNIRS'ı EEG ile kombine ettiğinizde çok önemli sonuçlar elde ediyorsunuz. Biz buraya araştırmalarımıza büyük katkı sağlayacak, klinik çalışmalarımızı çok destekleyecek Türkiye'nin ilk 7 Tesla MR'ını almayı istiyoruz. Binada yeri bile hazır bekliyor, ancak buna ayıracak bütçe yok."

Belen, NÖROM'da ağrıya, dilbilime yönelik çalışmalar yapan merkezlerin de olduğunu kaydetti. Ayrıca NÖROM'da, görme engelliler, disleksi, otizm spektrum bozuklukları gibi alanlarda çalışmaların da yapıldığını kaydetti.

Nöro-endüstri girişim hamlesi

NÖROM, "nöro-endüstri" girişim hamlesi de başlatmak istiyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığı ile dirsek temasında olan NÖROM, yeni ilaç ve nöroteknolojik ürünlerin geliştirilmesine yönelik adımlar atmayı hedefliyor. NÖROM Müdürü Belen, "Endüstrileşme ya da bunun bir ürüne dönüştürülmesi konusunda küçük küçük adımlarımız var ama hepsi bir anda ortaya çıkmıyor. İlk etapta yapay zekayla ilgili uygulamalar ortaya çıkacaktır. Beyin işlev kaybına yol açan hastalıklar için belirteçler, tanı kitleri, ilaç ve nöroteknoloji ürünlerinin geliştirilmesi için zaman gerekecek. Zaten bu yolda ilerliyoruz. NÖROM olarak hedefimiz sadece makale üretmek, eğitim vermek, doktora vermek değil. Artık hedefin ürün olduğu, o ürünlerin de topluma sağlayacağı bir ekosistem oluşturmak. NÖROM'da beynin gizemini aydınlatacak ve beyin hastalıklarına çare arayacak projeler için bireysel, kurumsal desteklere açığız" dedi.

Nöromimarı çalışmaları başlıyor

Nörömimariye yönelik bir proje için geri sayım yapan NÖROM, nöroekonomi alanında çalışmalar yapacak araştırmacılara da çağrıda bulunuyor. NÖROM Müdürü Prof. Dr. Belen, Bilkent Üniversitesi'nden iki akademisyenin nöromimariye yönelik bir proje başlatmak istediğini söyledi. Belen, "İnsanın beyninin daha iyi çalışabilmesi için mimari yapının, ışığın, nesnelerin nasıl ve ne şekilde yer alması gerektiği üzerinde çalışacaklar. Daha sağlıklı nasıl öğrenilecek, güneş ışığı nasıl kullanacak v.b. gibi" dedi.

NÖROM'da nöro ekonomiyle ilgili henüz bir çalışma olmadığını belirten Belen. "Nöroekonomi gündemizde ve merkezimizde bu alanda da çalışmalar yapılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Araştırma proje bütçesi 16 milyon lira

220 milyon lira bütçeli Ulusal Nörobilim Altyapı Projesi olan NÖROM, Ankara Yenimahalle'de 7 bin 800 metrekarelik yerleşkede, 5 bin 400 metrekare kullanım alanı 2 bin metrekare laboratuvar alanına sahip. NÖROM'un, TÜBİTAK 1004, 1001, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) kaynaklı olmak üzere 16 milyon lira araştırma proje bütçesi bulunuyor. 25 üniversitenin 85 araştırmacı ve 40 öğrencinin faaliyet gösterdiği NÖROM, çok disiplinli beyin araştırmalarına ev sahipliği yapıyor. Nörom'da İnsan Nörogörüntüleme, Hücresel Nörobilim ve İleri Mikroskopik Nörogörüntüleme, Moleküler Nörobilim ve Hücre Kültürü, Davranış Deneyleri ve İn-vivo Elektrofizyoloji, Klinik Nörofizyoloji ve Beyin Uyarımı, Nörorobotik ve Nörorehabilitasyon, Sosyal ve Eğitsel Nörobilim, Hesaplamalı Nörobilim, İyi Klinik Uygulamalar ve Klinik Araştırmalar Ünitesi olmak üzere birçok araştırma laboratuvarı bulunuyor.

Prof. Dr Belen, "Araştırma merkezimiz, ileri teknolojilere sahip mikroskopları bünyesinde barındırarak Merkez Müdür vekili Prof. Dr. Meltem Bahçelioğlu önderliğinde bilimsel çalışmalara en üst düzeyde destek sunuyor. NÖROM'da özellikle hücre biyolojisi ve mikrobiyoloji alanlarında kullanılan ters (inverted) mikroskoplar, hem parlak alan hem de floresan mikroskopi tekniklerinde kullanılabilen floresan mikroskoplar ve stereomikroskopların yanı sıra büyük örneklerin yüksek çözünürlükte ve hızlı bir şekilde görüntülenmesine olanak tanıyan ışık hüzmesi (light sheet) mikroskop ve en ileri teknolojiye sahip süper çözünürlük mikroskop (Elyra) yer alıyor" dedi.

NÖROM'da, deney hayvanları, organoidler ve hücre kültürü üzerinde araştırma yapan da bir laboratuvarlar olduğunu da hatırlatalım. Belen'in verdiği bilgiye göre, Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Burak Derkuş liderliğinde ve Gazi Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Kerem Atalar ile insan beyni organoid çalışmaları NÖROM'da başladı. İnsan beyin organoidlerinin, rat beyin dokusuna yerleşimini, diğer hücrelerle etkileşimlerini ve sinaptik bağlantılarını değerlendiren proje ile beyin gelişim süreçlerinin ve nörolojik hastalıkların anlaşılmasına katkı sağlanması amaçlanıyor.

"Simit ve Peynir" iş başında

NÖROM Nörorobotik'te iki sosyal robot bulunuyor. Hem otizmde hem de ileride demans hastalarıyla ilgili çalışmalarda, bu sosyal robotların kullanımı söz konusu olacak. "Simit ve Peynir" adı verilen bu sosyal robotlar, otizm spektrum bozukluğu olan bireylerle gözle temas kurabiliyor. Dokunuyor, takip ediyor. İnsanla göz teması kurmayan otistik bireylerin, Simit ve Peynir ile göz teması kurabildiğini söyleyen Prof. Dr. Belen, "Sosyal robotlar, konuşmaları, yüz ifadelerini kayda geçiriyor. Sosyal robotlarla yapılacak çalışmalardan, otizm ve demans hastalığına ilişkin önemli sonuçlar elde edebileceğimizi düşünüyoruz" dedi.

BİZE ULAŞIN