HUKUKÇU GÖZÜYLE/ YAK AVUKATLIK Teknolojik ilerlemenin son derece hızlandığı günümüzde yapay zekânın hayatımızdaki yeri katlanarak artıyor. Yapay zeka teknolojilerinde yaşanan gelişmeler ile otonom araçlar, konuşma tanıma ile sanal asistanlar (Alexa, cortana, siri,) gibi birçok teknoloji artık günlük hayatımızın bir parçası. YAK Avukatlık Ortaklarından Hande Yayla Oğuzülgen, Avrupa Komisyonu'nda konuyla ilgili yakın tarihte alınan kararları hukuki olarak değerlendirdi.
...2022 yılının ikinci yarısında yaşanan en büyük gelişmelerden biri kendi varlığının bilincinde olan ve interaksiyon içerisinde olduğu kişilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen ilk self-aware yapay zekâ prototipinin geliştirildiğinin açıklanması oldu. Sağlık, bankacılık, pazarlama, lojistik, ulaşım ve eğlence sektörü gibi birçok alanda aktif olarak kullanılan, topladığı veri ve edindiği deneyimler aracılığıyla kendi kendini eğiten yapay zekâ (self-taught AI) hayatı kolaylaştırmakla beraber, ortaya çıkardığı sorunların da çözümüne ilişkin düzenleme yapma zorunluluğu getirmiştir.
Verilerin dijital ortamlarda toplandığı, sürücüsüz taksilerin yolcu taşıyıp, dronların ve mini arabaların paket servisi yaptığı günümüz dünyasında ortaya çıkan ve çıkacak olan problemlerin hukuksal olarak nasıl giderilebileceği konusunda çalışmaların hız kazandığı söylenebilir. Avrupa Komisyonu yapay zekâya ilişkin hukuk kurallarının mevcut sisteme uyarlanabilmesi ve yeni hukuk kurallarının oluşturulması adına ciddi adımlar atmakta.
Eylül sonunda yayımlanan Yapay Zekâ Sorumluluk Direktifi zarar görenlerin karşılaştığı kanıtsal engellerin azaltılmasını amaçlıyor. Direktif, bu doğrultuda temel olarak yapay zekâ geliştiricileri, sağlayıcıları ve kullanıcılarına karşı "nedensellik varsayımı"nın kullanılmasını ve "ilgili kanıta ulaşabilme" hakkını tanıyan bir düzenleme olarak karşımıza çıkmakta.
Mevcut AB düzenlemelerinde kusura dayalı sorumluluk hallerinde zarara uğrayan kişi ortaya çıkan zararı ve zarara sebep olan ihmal veya kusuru detaylı bir şekilde anlatmakla yükümlü olup bu ikisi arasındaki bağlantıyı açık bir şekilde ispat etmesi gerekmektedir. Direktif uyarınca ise kusuru veya ihmali bulunan tarafın ortaya çıkan zararla ilgili olan bir hukuki düzenlemeye aykırı hareket ettiğinin ve zararın bu hareketin olası bir sonucu olduğunun gösterilmesi halinde; zararın "geliştirici, kullanıcı ve/veya sağlayıcı tarafından ilgili düzenlemelere uygun hareket etmemekten kaynaklandığı" varsayımı mahkemece kabul edilecektir.
Diğer bir deyişle, sorumluluğun yapay zekâ geliştiricileri, kullanıcı ve sağlayıcılarına yüklenebilmesi söz konusu olabilecek. Kusuru veya ihmali bulunan tarafın bu durumda kabul edilen olgunun aksini daha somut delillerle ispat etmesi gerekecektir.
Yapay Zeka Kanun Tasarısı ile sunulan düzenlemelerin temel olarak üye devletler özelinde uygulanması öngörülüp, Avrupa Birliği nezdindeki "Avrupa Yapay Zeka Kurulu" aracılığı ile üye devletler ile uyum sağlama sürecinin oluşturulması da amaçlanmaktadır.
Bir madalyonun iki yüzü olarak tanımlanan Direktif ve Tasarı düzenlemelerinde, temel olarak önleyici güvenlik önlemlerine ilişkin adımlar Tasarı ile atılırken, Direktif zarara uğrayanların etkili bir şekilde uğradıkları zararın tazmin edilmesine olanak tanımaktadır.
Bahsettiğimiz gibi Direktif yalnızca hukuk sistemin yapay zekaya adapte edilme sürecinin bir parçası. Düzenlemelerin uygulamaya konulmasıyla beraber hissedilen eksiklikler ışığında ortaya çıkacak olan kuralların daha stabil bir hukuki süreci de beraberinde getireceği tahmin edilmektedir....