Girişimcilik ekosisteminde başarılı olanlar kadar başarısız olanlar da hayli fazla. Finansman eksikliği bu başarısızlıktaki yaygın nedenlerden biri. Peki yatırımcıları ikna etmek için girişimlerin hangi standartları sağlaması gerekiyor? Angel Effect Kurucu Ortağı ve CEO'su Gökhan Akar paradergi için kaleme aldı...
Girişimcilik ekosistemi son 10 yılda sadece dünyada değil, Türkiye'de de hızlı bir büyüme gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Ancak altını çizmek gerekir ki ilk faaliyet yılında başarısız olan girişimlerin oranı da azımsanmayacak kadar çok. Finansman eksikliği bu başarısızlıktaki yaygın nedenlerden biri olarak dikkat çekiyor. Çünkü girişimciler için yaratıcı bir iş fikrine sahip olmak ve rekabetçi bir ürün oluşturmak her ne kadar önemli olsa da startup'lar bu heyecan verici yolculukta zaman zaman "sermaye" adı verilen yakıta ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle girişimcilerin kendilerine en çok sorduğu soruların başında "Girişimimi nasıl finanse ederim?" geliyor. Bu sorunun yanıtı kolay olduğu kadar zor. Yatırımcıları ikna etmek ya da bir başka deyişle cezbetmek için girişimlerin belirli standartları sağlaması gerekiyor. "Bu standartlar nelerdir, girişimciler yatırım yolculuğunda nelere dikkat etmeli?" diye bakacak olursak;
Problem tespiti
Ürünün çalışan bir prototipinin olması veya MVP versiyonunun sunulması yatırımcının bir girişime yatırım yapması için yeterli değildir. Girişimin, yatırımcıların yakın markajına girebilmesi için girişimin mutlaka "Değer önerisi pazarda gerçekten bir ihtiyaca karşılık geliyor mu?" sorusunun cevabını vermesi gerekiyor. Bu nedenle girişimcilerin sunumlarında girişimin hangi boşluğu doldurduğunu ya da hangi alanda yeni bir talep yaratmaya çalıştığını açıkça tanımlaması gerekiyor.
Rekabet avantajı
Ürünün/hizmetin benzersizliği kuşkusuz yatırımcılar için kritik bir konudur. Ancak günümüzde çoğu girişim mevcut pazarlara giriş yapıyor. Bu noktada girişimin kendisini pazarda farklı kılan özelliklerini net olarak tanımlaması gerekiyor. Eşit kalite için uygun fiyat, müşteriye erişimdeki hız ya da pazardaki fiziksel konum gibi özellikler her ne kadar eşsiz bir iş modeli sunmasa da rekabet avantajları olarak girişimi bir adım öne çıkarabiliyor.
Pazar ihtiyacı
Çoğu yatırımcı büyüme potansiyeli olan bir iş fırsatı arıyor. Buna göre geliştirilen ürün, çözüm ya da hizmetin dar bir alana hitap etmesi büyümenin de sınırlarını gösteriyor. Dolayısıyla sunumlarda girişimin benzersizliği vurgulandığı gibi global potansiyeline ilişkin de bilginin yer alması yatırımcıların ilgisini çekme noktasında belirleyici oluyor.
Güçlü Ekip
Çoğu startup maliyet tasarrufu nedeniyle ilk etapta kuruculardan oluşan sınırlı bir ekibe sahiptir. Esasında bu noktada önemli olan girişimin kaç kişilik ekipten oluştuğundan ziyade kilit noktalarda yeterli sayıda ekibe sahip olup olmadığıdır. Bir örnek üzerinden anlatmam gerekirse; girişim, block zinciri teknolojisine yönelik bir alana odaklanmışsa ekibin içinde mutlaka bu alanda uzman bir ekip arkadaşının bulunması oldukça önemli. Deneyimli ve güvenilir yatırımcılar geleceğin girişimlerine fon sağlama konusunda karar verirken, her zaman kurucuların gücünü de göz önünde bulunduruyor. Güçlü bir ekibin zayıflıkları bulunan ürünleri dahi kâra dönüştürebileceğinin unutulmaması gerekiyor.
Altyapı
Dijital çağ olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz dönemde teknolojinin hızına yetişmek şart. Sektörleri dönüştüren, ileri teknolojilerin kullanıldığı ürün ve çözümler sunan girişimler yatırımcıların iştahını daha da kabartıyor. Büyük veri, yapay zekâ vb. altyapıya sahip girişimlerin finansmana erişimi güncel teknolojileri kullanmayan girişimlere kıyasla daha hızlı oluyor.
Kısa ve etkili sunum
Son olarak ister lider, ister çalışan, ister girişimci olun; sunumlar ulaşmak istediğiniz hedef kitleye güçlü bir mesaj iletmek için önemli bir araçtır. İş fikrinin çıkış noktasının, ihtiyacın, pazar analizinin, iş planının ve hedeflerin A'dan Z'ye aktarıldığı profesyonelce hazırlanmış kısa ve etkili bir sunum yatırımcıları harekete geçirmede oldukça etkilidir. Sunumu olabildiğince basit tutmak sunumun akışını kontrol etmeye de olanak sağlıyor.
Özetle; her ne kadar yatırımcıların girişimlere yatırım yaparken kendine özgü kuralları olsa da girişimcilerin bazı ortak başlıkları göz ardı etmemesi ve daha girişimin en başında bu başlıklar özelinde de detaylı bir çalışma yapması gerekiyor.