2025’in en favori emtia ürünleri

Geçen yıl merkez bankalarının faiz indirimlerine kilitlenen emtia piyasaları, bu yıl ABD Başkanı Trump’ın izleyeceği politikaların belirsizliği ile yön çizmekte zorlanıyor. Ancak altın ve gümüş başta olmak üzere kıymetli metallerin yine olası risklere karşı “güvenli liman” olarak portföylerde yer alması konusunda uzmanlar hemfikir…
14.02.2025 10:34 GÜNCELLEME : 14.02.2025 10:34

Ayfer ARSLAN/ Piyasalar geçen yıl kritik bir süreçten geçti. Küresel merkez bankalarının faiz indirimleri, ABD'deki Başkanlık seçimleri, Orta Doğu'da her geçen gün dozu artan jeopolitik gerginlikler, Çin ekonomisi ve iklim değişikliğine ilişkin endişeler nedeniyle piyasalarda zaman zaman tansiyon yükselirken, emtia piyasaları karışık bir seyir izledi. Emtiada enstrüman bazında önemli ayrışmalar yaşanırken, geçen yıl altın ve gümüş başta olmak üzere değerli metaller ise yine en gözde yatırım araçları arasındaki yerini korudu.

Peki, başta değerli metaller olmak üzere emtiada bu yıl nasıl bir trend bekleniyor? Geçen yılı yüzde 27 oranında değer artışıyla tamamlayan ons altın, 2025 yılına da hızlı başladı gerçi ama bu yükselişin yıl boyunca devam edip etmeyeceği ve diğer emtia ürünlerinin nasıl bir performans sergileyeceği merak ediliyor. Tabii piyasaların seyrinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ekonomik belirsizliklerin yanı sıra jeopolitik riskler de etkili olmaya devam edecek. Çünkü geçen yıl ekonomi ve piyasaların yakın takibinde olan gündemler bu yıl da önemini koruyor.

2024 yılının ikinci yarısında başlayan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) peş peşe faiz indirimleri ve jeopolitik riskler hala piyasa çevrelerinin radarında ilk sıralarda. Önümüzdeki dönemde ise faiz indirimleri ile birlikte enflasyon verilerinin nasıl bir seyir izleyeceği sorusu akıllarda. Çünkü bütün piyasa profesyonelleri tahminlerini, enflasyon dinamikleri ve izlenen para politikalarına göre belirliyor. Dolayısıyla dezenflasyon sürecine bağlı olarak politika faizinin düşürülmesine yönelik merkez bankalarının yapacağı hamleler piyasaların radarında olmaya devam edecek. Dolayısıyla altın ve diğer emtia ürünlerine ilişkin öngörülere geçmeden önce global ve ülkemiz özelinde makro ekonomik beklentilere kısaca göz atmakta yarar var. Piyasalar hangi konuları yakından takip ediyor? Global ve yerel piyasalarda hangi konular öne çıkacak? İşte PARA Dergisi okurları için tüm bu soruları, piyasa profesyonellerine yönelttik.

BÜYÜME ORANLARI TAKİP EDİLECEK

Uzmanlar, 2025 yılında para piyasalarının dinamiklerini şekillendirecek gelişmelerin; küresel ekonomik büyüme, merkez bankalarının politikaları, enflasyon dinamikleri ve jeopolitik riskler etrafında yoğunlaşacağı tezini savunuyor. Uzmanlara göre, ABD, Avrupa Birliği ve Çin gibi büyük ekonomilerdeki büyüme oranları, piyasalara yön veren temel göstergelerden biri olacak. Özellikle Çin'in ekonomik performansı, emtia fiyatları ve küresel ticaret üzerindeki etkisi nedeniyle yakından takip edilecek. ABD tarafında ise Trump etkisi ile birlikte "Güçlü dolar" politikasının ne kadar sürdürülebilir olacağı ve istihdam politikaları başat noktaları oluşturacak.

Diğer yandan; merkez bankalarının para politikaları, 2025'te piyasa hareketlerini en fazla etkileyen faktörlerden biri olarak görülüyor. FED ve ECB gibi büyük merkez bankalarının faiz oranlarına yönelik kararları, piyasa oynaklığına ve sermaye akışlarına yön verecek. Piyasa çevrelerine göre, FED'in faiz indirimi ve faiz indirim patikasındaki potansiyel dönüşümler, doların değerini etkileyerek küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının enflasyonu kontrol altında tutma çabaları, yerel faiz oranlarını artırma veya sabit tutma kararlarıyla şekillenecek.

JEOPOLİTİK RİSKLER, İSTİKRARSIZLIĞI TETİKLİYOR

Uzmanlara göre, jeopolitik riskler ise piyasalardaki belirsizlikleri artıracak bir diğer önemli faktör olarak öne çıkıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın devam eden etkileri, enerji ve emtia fiyatlarında dalgalanmalara yol açarken, Rusya-Avrupa arasındaki gaz ticaret ilişkisinin ne şekilde sonuca ulaşacağı da her iki taraf adına önem arz ediyor. ABD-Çin ilişkilerindeki gerilimler, ticaret ve teknoloji sektörlerinde büyük çaplı etkiler yaratabilir. Özellikle kritik sektörlerdeki arz zinciri sorunları ve yaptırımların genişlemesinin, piyasalarda öngörülemeyen sonuçlara yol açabileceğine dikkat çeken uzmanlar, tüm bu dinamiklerin 2025 yılında para piyasalarının hareketliliğini artırabilecek kritik unsurlar olarak öne çıkacağını vurguluyor.

ENFLASYON DİNAMİKLERİ YİNE ETKİLİ OLACAK

Yurt içi piyasalara ilişkin beklentilere gelince, HSBC Portföy Yönetimi Genel Müdürü Nilgün Şimşek Ata'ya göre, 2025 yılında yurtiçi para piyasalarının seyri enflasyon dinamikleri ve buna bağlı olarak atılan para politikası adımlarına göre şekillenecek. Piyasa oyuncularının 2025 yıl sonu için enflasyon beklentilerinin yüzde 27-28 düzeylerinde olduğunu belirten Ata, piyasaların bu yılki seyrine ilişkin şöyle bir projeksiyon çiziyor: "2025 yılında beklenen bu dezenflasyon sürecine bağlı olarak politika faizinin de gevşetileceği yönünde beklentiler kuvvetli. TCMB ise kontrollü bir para politikası gevşeme sürecinin sinyallerini veriyor. Enflasyon ile mücadele önceliğinden taviz vermeden, ölçülü ve etkili bir reel faizle bu faiz indirim sürecinin başarıyla sürdürüleceğini düşünüyoruz. Ayrıca, yıl sonu enflasyon beklentisinin birkaç puan üzerinde bir politika faiziyle seneyi tamamlayacağımızı öngörüyoruz."

ENERJİDEKİ BELİRSİZLİKLER DE ÖNEMLİ ETKEN

İnfo Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Yusuf Doğan da para piyasalarının dinamikleri ve seyri açısından bu yılın oldukça hareketli geçeceği görüşünde. Çünkü hem global hem de yerel tarafta değerlendirme yapılması gereken çok fazla parametre söz konusu. FED'in makro ekonomik verilere bağlı olarak potansiyel faiz ayarlamaları ile enflasyon kontrolü ve ekonomik istikrar arasında gezinmesi bekleniyor. Avrupa Merkez Bankası'nın da jeopolitik ve enerji belirsizliklerinin ortasında enflasyon ve büyüme endişelerini dengeleyerek temkinli bir yaklaşımı sürdürmesinin beklendiğini vurgulayan Doğan, "Global enflasyon oranlarının önceki yıllara göre ılımlı seyretmesi bekleniyor ancak birçok bölgede çeşitli kalemlerdeki yapışkanlıklardan dolayı Corona salgını öncesi seviyelerin üzerinde kalması bekleniyor. Bu durum da elbette para politikalarını etkileyen majör parametre olarak karşımıza çıkıyor ve para piyasalarının seyrini 2025 yılında önemli ölçüde etkileyecek. Emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, tedarik zincirindeki toparlanma ve ücret artış dinamikleri, enflasyonu etkileri bağlamında piyasa katılımcıları tarafından 2025 yılında da takip edilmeye devam edilecek" diyor.

FİZİKİ ALTIN TALEBİ GÜÇLÜ KALACAK

Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, 2025 yılının oldukça karışık bir yıl olacağını vurgulayarak bütün yatırım araçları açısından şu anda belirsizliklerin bulunduğunu belirtiyor. Bu belirsizlikler de ister istemez emtia piyasalarının da 2025 performansını etkileyecek.

İnfo Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Yusuf Doğan'a göre, Fed ve diğer merkez bankalarının daha az sıkılaştırıcı para politikasından gevşetici para politikasına geçme beklentileri altın fiyatlarını bu yıl da destekleyebilir. Düşük faiz oranlarının yanı sıra süregelen global enflasyonist baskıların da altını yatırımcılar için cazip bir hedge ürünü haline getirmeye devam edebileceğine işaret eden Doğan, "Bu duruma bir de jeopolitik risklerin eklenmesi; özellikle Asya-Pasifik, Doğu Avrupa ve Orta Doğu gibi bölgelerde artan jeopolitik gerilimlerin altına yönelik güvenli liman talebini sürdürmesi muhtemel. Altın fiyatlamasının en önemli parametrelerinden olan fiziki talep, gelişmekte olan ülkelerde, özellikle Türkiye, Hindistan ve Çin'de, kültürel ve ekonomik faktörlerle desteklenen fiziki altın talebinin (mücevher, yatırım) güçlü kalması bekleniyor. Türkiye bağlamında baktığımızda ise; yurtiçi enflasyonist baskılar, TL'nin değer kaybına karşı bir koruma olarak gram altına olan ilginin devam etmesini teşvik edebilir. Merkez Bankaları tarafında ise; altın alımlarının Türkiye de dahil olmak üzere global merkez bankalarının çeşitlendirme stratejilerinin bir parçası olarak rezervlerine altın eklemeye devam etmesi bekleniyor" diyor.

SON BİR YILIN EN İYİ PERFORMANSI

Peki, başta altın olmak üzere emtia fiyatları bu yıl nasıl bir seyir izleyecek? Geçen ayki seyre baktığımız zaman emtia piyasasında yılın ilk ayında pozitif bir trendin olduğu gözleniyor. Uzmanlara göre, dolar ve tahvil faizlerindeki yükselişe karşın yatırımcılar süregelen enflasyon risklerine, artan mali borç endişelerine ve gümrük tarifelerinin normal ticaret dinamiklerini alt üst etme riskine karşı korunmak amacıyla emtia piyasasına yöneliyor. ABD'den gelen güçlü ekonomik veriler de emtia piyasasında talebin artabileceği öngörülerini güçlendiriyor.

Uzmanlar, kısa vadeli temel görünümdeki iyileşmelerin yanı sıra emtia piyasasının, yatırımcıların inatçı enflasyon riskinden korunmak için fiziki varlıklara yönelmesiyle de yükseliş eğilimini sürdürdüğünü vurguluyor. Geçen ay ons bazında fiyatlar altında yüzde 6.8, gümüşte yüzde 8.4, platinde yüzde 8.7 ve paladyumda 11.5 arttı. Piyasa çevrelerine göre, bu veriler ons altında geçen yılın mart ayında bu yana en iyi aylık performans. Merkez bankalarının altın ve alternatif yatırım araçlarına yönelmesiyle doların küresel rezervler içindeki payının gerilediğine dikkat çeken uzmanlar, Çin hükümetinin altın rezervlerini artırmayı sürdürdüğünü, uzun vadede de bu trendin devam edeceğini öngörüyor. Ayrıca pay piyasalarındaki dalgalanmaların devam etmesi halinde altın talebinin daha da artması bekleniyor.

TRUMP BELİRLEYİCİ OLACAK

Yusuf Doğan'a göre, değerli metalin ortalama 2 bin 950-3 bin dolar seviyesine ulaşma potansiyeline sahip olduğunu düşünenlerin bu öngörüsü hala devam eden yüksek enflasyon, Trump yönetiminin önemli ölçüde daha yıkıcı politikalar izleyeceği beklentisi ve ABD ekonomisi için artan büyüme risklerine dayanıyor. Bununla birlikte, FED'in 2025'te potansiyel olarak daha kısıtlayıcı faiz oranı politikası izleyebileceğinin de akıllardan çıkmaması gerektiğini belirten Doğan, altın fiyatlarının seyrine ilişkin şu öngörüleri paylaşıyor:

"Kâr amaçlı alımlar ve merkez bankası alımlarının azalması 2025'te altın üzerinde baskı yaratabilir. Bu görüşe sahip piyasa katılımcıları ise; ons altın fiyatının 2025'te 2 bin dolara, 2026'da ise bin 800 dolara kadar gerilemesinin mümkün olduğuna inanıyor. Aşırı yüksek altın fiyatının yanı sıra merkez bankalarının alım faaliyetlerinin son dönemde yavaşlaması nedeniyle azalan talebe ve yatırımcıların kar elde etmesine işaret ediyor. Ancak, özel raporlarda Çin' in Londra'da raporladığından daha fazla altın aldığı ortaya çıkmıştı. Piyasalardaki bir diğer görüş ise; biraz daha olumlu bir bakış açısıyla altını medyan olarak 2025 yılında 2 bin 100 dolar seviyesine yerleştiriyor. Tüm bu datalar birlikte değerlendirildiğinde ons altında referans destek bölgesi olarak 2 bin-2 bin 100 dolar bölgesi, referans direnç bölgesi olarak da daha önce çok yaklaşılan seviye olan 2 bin 800 dolar bölgesi ön plana çıkıyor. 2 bin 800 dolar üzeri bölgeye yerleşim 3 bin dolar psikolojik seviyesi için piyasa beklentilerini pozitif yönde etkileyebilir."

GRAM ALTINDA BEKLENTİ 4 BİN 500 TL

Uluslararası borsalardaki hareketliliğe bağlı olarak yurtiçi piyasalarda da gram altının benzer bir trend izlemesi bekleniyor. Türkiye'de gram altın fiyatlarının hem küresel ons fiyatlarındaki artıştan hem de Türk Lirası'ndaki değer kaybından etkilenmesinin beklendiğini dile getiren Doğan, "Bu bağlamda, 2 bin 400-2 bin 800 TL seviyeleri üzerinde yerleşim psikolojik referans seviye olan 3 bin TL üzerine yerleşimi her zaman tetikleyebilir. Bu durum ise tarihi momentumlardan türetilen fiyatlama ile gram altın tarafında 3 bin 400 TL bölgesini fiyatlama ufku içerisine alıyor" diyor.

ALB Yatırım Araştırma Bölümü yetkilileri Türkiye açısından bakıldığında, gram altın fiyatlarının en büyük belirleyicisinin döviz kuru hareketleri olmaya devam edeceğini belirtiyor. Enflasyonun yüksek seyrettiği ve Türk Lirası'nın değer kaybettiği bir ortamda, altın hem bir tasarruf aracı hem de enflasyona karşı koruma sağlayan bir yatırım olarak öne çıkmayı sürdürecek. Dolar TL kurunun yüksek seviyelerde kalması, gram altın fiyatlarını yukarı yönlü baskılayacak. Bununla birlikte, iç piyasada alınabilecek regülasyon önlemleri, ithalat kısıtlamaları veya vergi düzenlemelerinin kısa vadede dalgalanmalara neden olabileceğini belirten yetkililer, "Türkiye'de dolar TL kurunun 40,80 TL seviyesinde olacağı varsayımıyla gram altının fiyatının 3 bin 500-3 bin 700 TL aralığında olması bekleniyor. Ancak döviz kurunda daha hızlı bir artış yaşanması halinde bu tahminlerin yukarı yönlü revize edilmesi gerekebilir" diyor.

İslam Memiş, temmuz ayına kadar çok heyecanlı bir piyasa beklemiyor. Geçen yıl dolar stabil kaldığı için gram altının, ons altından destek alarak yoluna devam ettiğini hatırlatan Memiş, bu yıl ise hem iç hem dış faktörlere bağlı olarak altının dolardan destek alarak yoluna devam edeceğini öngörüyor. Neden temmuz ayından sonra hareketlenme beklediğine gelince, Memiş şu açıklamayı yapıyor: "Jeopolitik gerilimler, Avrupa'daki siyasi istikrarsızlık gibi nedenlerden dolayı altının atak yapacağı tarih konusunda, benim ajandamda yaz aylarını işaret ediyor. Ayrıca altın yatırımcıları açısından bir başka haber ise altın ithalatında kota uygulaması vardı ve 2024 yılında dünyada en pahalı altını alan ülkelerden biriydik. Önümüzdeki dönemde bu kotanın kalkacağına ilişkin sektörde bir beklenti oluştu. Bu kota kaldırılırsa daha ucuz fiziki altına ulaşmak mümkün olacak."

Memiş, gram altının bu yıl 4 bin TL ile 4 bin 500 TL aralığında bir seyir izleyeceğini öngörürken, Nilgün Şimşek Ata ise şu tahminde bulunuyor: "Ons altın tarafında 2 bin 600 dolar ile 2 bin 900 dolar bandı arasında bir hareket düşünülebilir. Yıl sonuna kadar ise kademeli olarak 2 bin 900 dolara kadar bir hareket olması ihtimali var. Gram altın tarafında da 4 bin 100 TL civarında hareket olacağı yönünde yaklaşımın gerçekçi olacağını düşünüyoruz."

Dolayısıyla altın özellikle portföy çeşitlendirme ve enflasyon koruması arayan bir portföyde 2025 yılı için önerilen bir yatırım olmaya devam edecek.

"GÜMÜŞ DAHA YÜKSEK GETİRİ POTANSİYELİNE SAHİP"

Peki, diğer emtia ürünlerine ilişkin beklentiler neler? Bu yıl altının yanı sıra başka hangi emtia ürünlerinde getiri potansiyeli yüksek? Gerçi emtia piyasasında değerli metaller deyince hemen akla ilk altın gelse de gümüş de son yıllarda yatırımcının gözdesi konumunda. Hatta bazı uzmanlara göre 2025 yılında gümüş, altından daha yüksek oranda getiri potansiyeline sahip. ALB Yatırım Araştırma Bölümü yetkilileri, bu yıl altının yanı sıra gümüşün de yatırımcılar için cazip bir emtia olarak öne çıkacağı görüşünü paylaşıyor. Gümüşün, hem değerli bir metal olarak güvenli liman özelliği taşıdığını hem de sanayi üretiminde yaygın olarak kullanıldığı için iki yönlü bir talep profiline sahip olduğunun altını çizen yetkililer, gümüşün de yatırımcılar için cazip bir seçenek olarak değerlendirilebileceğini dile getiriyor. Özellikle yeşil enerji dönüşümü ve teknolojik gelişmelerin, gümüşe olan sanayi talebini artırmaya devam edeceğinin altını çizen yetkililerin gümüşün getiri potansiyeline ilişkin tahminleri şöyle: "Gümüş, güneş panelleri (fotovoltaik hücreler) ve elektrikli araçlar gibi yenilenebilir enerji projelerinde kritik bir bileşen olarak kullanılıyor. 2025 yılında bu sektörlerdeki büyüme beklentisi gümüş talebini artırabilir ve fiyatlara yukarı yönlü bir baskı yaratabilir. Aynı zamanda yarı iletken üretiminde ve medikal cihazlarda da yaygın şekilde kullanılan gümüş, ekonomik toparlanma sürecinde güçlü bir sanayi talebi görmeye devam edebilir. Altına kıyasla genellikle daha düşük fiyatlı ve daha oynak bir emtia olduğu için yatırımcılara daha yüksek getiriler sağlama potansiyeline sahip. Ancak bu aynı zamanda daha yüksek bir risk anlamına gelir, dolayısıyla portföylerde dengeli bir dağılımla yer alması önemlidir. Ayrıca, merkez bankalarının para politikalarına bağlı olarak enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi durumunda, gümüşün değer saklama aracı olarak talep görme olasılığı da artacaktır."

"27-35 DOLAR ARASINDA DALGALANIR"

İnfo Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Yusuf Doğan, gümüş fiyatlarının yıl sonuna kadar ons başına 27 ila 35 dolar arasında değişebileceğini öngörürken, "2024 Ekim ayının son haftalarında ons gümüş fiyatları 35 seviyesine oldukça yaklaşmıştı bu bağlamda gümüş fiyatlaması için 35 ve üzeri seviyeler fiyatlama ufku için bir bilinmezlik teşkil ediyor" diyor.

Doğan'a göre, altın ve gümüşün yanı sıra platin, paladyum, bakır, doğal gaz ve ham petrol de cazip yatırım enstrümanları arasında ancak altın hem ons hem de gram bazında sağlam yükseliş potansiyeli ile 2025 için portföy çeşitlendirme bağlamında ön plana çıkmaya devam ediyor. Ancak 2024 yılında yaşanan yukarı yönlü momentumun aynısının 2025 yılında yaşanıp yaşanmayacağı konusunda Doğan'ın bazı çekinceleri var. Trump'ın yeniden ABD başkanı seçilmesi, olası tarifelerin global enflasyonist baskıları canlı tutması, faiz indirim patikalarındaki değişimin beklenenden daha yavaş bir para politikası gevşemesine neden olabilecek olması gibi majör parametreler momentumu düşürebilir. Ancak Yusuf Doğan, jeopolitik risklerin henüz ortadan kalkmamış olması, çatışma ortamları için kalıcı çözümlerin henüz olmamasının sarı metale olan ilgiyi devam ettireceğini düşünüyor ve şunları ekliyor: "Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte gelişmekte olan ülkeler merkez bankaları tarafında altın talebini de arttırabilir. Pozitif-negatif katalizörlerin 2024 yılına göre görece birbirine daha yakın olması fiyatlamalardaki momentumu azaltıp özellikle altın bağlamında minör pozitif bir 2025 yılı görmemize neden olabilir. "

Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı ve Dağıtım Kanalı Direktörü Kerem Aksoy'a göre, kıymetli metallerin dışında emtia gruplarından endüstriyel metallere baktığımızda dünyanın en büyük bakır ve demir cevheri alıcısı olan Çin'in ekonomisinde devam eden büyüme sorunları ve Trump sonrası olası ABD-Çin ticaret savaşları, bu varlık grubunda da de belirsizliği beraberinde getiriyor. Aksoy, petrol tarafında da gerek küresel büyümenin istenen seviyede olmayacağı beklentisi gerek savaş ve yaptırımlar konusundaki belirsizlikler ve enflasyonu direkt etkileme potansiyeli nedeniyle dar bantta sınırlı hareketler görme ihtimalinin yüksek olduğunu sözlerine ekliyor.

İslam MEMİŞ /Altın ve Para Piyasaları Uzmanı

"Gümüş, altından daha fazla kazandıracak"

Değerli metaller tarafında gümüşün, 2025 yılında daha güçlü olacağını, altından daha fazla getiri sağlayacağını tahmin ediyorum. Çünkü altın-gümüş rasyosu 88-89 dolar bandında, 72 dolar seviyesine kadar bir gerileme bekliyorum. Dolayısıyla gümüş 2025 yılında yine 'altını tahtından eden bir emtia ürünü' olarak öne çıkabilir diye tahmin ediyorum. Ons altın tarafında bu yıl 3 bin 50 dolar 3 bin 80 dolar aralığını bekliyorum. Gram altın tarafı ise 4 bin 4 bin 500 TL aralığında olacaktır. Tabii bu yıl merkez bankalarının faiz politikaları ve jeopolitik gerilimler etkili olacak. Bu yıl yatırımcıların portföy mantığında sepet yapmasını öneriyorum. Çünkü piyasalarda çok dalgalı bir seyir ve birçok belirsizlik var. Altın-gümüş yarışında ben gümüşün yılı birincilik ile kapatacağını tahmin ediyorum. Altında özellikle gram altın tarafında mutlaka yeni rekorlar göreceğiz ama altın fiyatlarında asıl kırılma temmuz ayından sonra başlayacak. Temmuz ayından sonraki fiyatlamalarda 4 bin TL seviyesini dikkate alarak bir yükseliş trendi bekliyorum.

Temkinli faiz indirimi, potansiyel çıkışı sınırlayabilir

ALB Yatırım Araştırma Bölümü yetkilileri 2025 yılında altına yatırımın hem portföy çeşitlendirmesi hem de belirsizliklere karşı koruma sağlama açısından dikkatle değerlendirilmesi gereken bir strateji olabileceğinin altını çizerek şu önerilerde bulunuyor:

"Altın, 2024'te yüzde 27 getiri ile gösterdiği güçlü performansıyla son 10 yılın en yüksek getirisini sağlayarak yatırımcıların güvenli liman ihtiyacını karşılamış ve S&P 500 (%23,30) ile Borsa İstanbul (%9,95) gibi diğer varlık sınıflarını geride bırakmıştır. Gelecek yıl için, özellikle ABD Merkez Bankası'nın faiz oranlarında düşüş sinyalleri vermesi ve doların zayıflaması beklentileri, altın fiyatları üzerinde pozitif bir etki yaratabilir. Bu tür bir ortamda, faiz getirisi olmayan varlıkların cazibesi artarken, altın da yatırımcıların radarında üst sıralarda yer alacaktır. Ancak, potansiyel riskler de göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle Fed'in beklenenden daha temkinli bir faiz patikası izleyerek faizlerin beklenenden daha az düşmesi ve ABD dolarında güçlenme eğiliminin devam etmesi, altının değer artış potansiyelini sınırlayabilir. Ayrıca, Çin ve Hindistan gibi büyük tüketici piyasalarındaki ekonomik koşullar, altına olan fiziksel talebi doğrudan etkileyebilir. Özellikle Asya'daki yatırımcı davranışları ve merkez bankalarının altın rezervlerini artırma hızı, fiyat hareketlerinde kritik bir rol oynayacaktır."

Nilgün Şimşek ATA / HSBC Portföy Yönetimi Genel Müdürü

"Riski dağıtmak için pozisyon alınabilir"

Altın piyasası ana yapı itibarıyla ABD reel faizlerine bağlı ve ters yönde hareket etmektedir. Bununla beraber dış faktörler olarak tanımlanabilen jeopolitik riskler ve büyük ülkelerin merkez bankalarının alımları da global altın fiyat hareketinde etkili olmaktadır. Temel analize dayalı bir hareketten bahsetmek global altın hareketi açısından zordur. Şu an piyasa oyuncularının ağırlıklı beklentisi ise FED'in bu yıl iki tane daha 25 baz puanlık faiz indirimi yapması yönünde. Yeni ABD başkanının göreve gelmesiyle gümrük tarifelerinin artması, ticaret savaşları, yükselen ABD enflasyonu, artan ABD bütçe açıkları vb. gelişmeler gündeme geldiği takdirde altın önemli bir güvenli liman özelliğine bürünüp yukarı hareket edebilir. Normal senaryoda ise ABD reel faiz tarafındaki düşüş etkisi sınırlı olup altın üzerinde de sınırlı bir olumlu etki yaratabilir. Sonuç itibarıyla altında limitli bir bant hareketi daha makul görünüyor. Bu da bizce ons altında 2 bin 600-2 bin 900 dolar bandı gibi düşünülebilir. Yıl sonuna kadar ise kademeli olarak 2 bin 900 dolara kadar bir hareket olması ihtimali var. Gram altın tarafında da 4 bin 100 TL civarında hareket olacağı yönünde yaklaşımın gerçekçi olacağını düşünüyoruz.

2025'te düşen enflasyon ortamını göz önüne alırsak, TL cinsi kısa, orta ve uzun lokal tahviller makul tercihler olarak öne çıkıyor. Ayrıca Türk eurobondları da aynı şekilde kuvvetli kalacaktır. Altın tarafında bir miktar korunma ve riski dağıtma anlamında pozisyon taşınabilir ancak getirisinin belirli bant aralığında limitli olacağını düşünüyoruz.

Kerem AKSOY / Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı ve Dağıtım Kanalı Direktörü

"Yılın ilk yarısında dalgalanma yüksek olur"

Trump'ın koltuğa oturmasının ardından para politikalarına yönelik öngörülebilirliğin azalmasını 2025 ilk iki çeyrekte güçlü dolar ve yüksek tahvil getirileri görmemize neden olabilir. Bu durum da altına daha doğrusu kıymetli metallere olan ilgiliyi azaltabilir. Buna mukabil kıymetli metallerin jeopolitik gerginlikler ve Merkez Bankaları alımları tarafından da destekleneceği bir süreç olabilir. Bu bağlamda yılın ilk yarısında oynaklığı yüksek fiyatlamalar görmemiz olası iken yılın ikinci yarısında biraz daha uygun koşulların oluşma ihtimali yüksek olarak görünüyor. Ons bazında 2 bin 650-3 bin 200 dolar bant hareketi ve oynaklığı yüksek bir yıl olabilir.

Ons bazında altının yıllık getirisi 2024 yılında yaklaşık yüzde 27 seviyesinde gerçekleşti. Bunun 2010 yılından bu yana yıllık bazda görülen en iyi rakam olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu performansın 2025 yılında sürme ihtimali zayıf olsa da portföy çeşitlendirmesi ve risklerin minimize edilmesi gibi faktörlerle altın yine de portföylerdeki yerini belli oranda alacaktır. Türk yatırımcılar açısından yılın ilk yarısında stabil bir dolar TL kuru beklentimizi de dikkate alarak ve yatırımcı risk profili paralelinde azami portföyün yüzde 20'si kadar pozisyon alınabileceğini değerlendiriyoruz. Yılın ikinci yarısında gelişmelere bağlı olarak bu oran gözden geçirilebilir.

Yusuf DOĞAN / İnfo Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü

EMTİADA 2025 BEKLENTİLERİ

Altın: Ekonomik ve jeopolitik belirsizliklere karşı güvenli liman özelliğini koruyacak ancak özellikle merkez bankası toplantıları 2025 yılında altın fiyatlarında volatiliteyi artırabilir.

Gümüş: Yenilenebilir enerji teknolojilerine, özellikle güneş panellerine ve endüstriyel kullanımlara yönelik artan talep gümüşün çekiciliğini artırabilir. Gümüş fiyatlarının yıl sonuna kadar ons başına 27 ila 35 dolar arasında değişebilir. 2024 Ekim ayının son haftalarında ons gümüş fiyatları 35 seviyesine oldukça yaklaşmıştı bu bağlamda gümüş fiyatlaması için 35 ve üzeri seviyeler fiyatlama ufku için bir bilinmezlik teşkil ediyor diyebiliriz.

Platin: Hidrojen yakıt hücreleri ve temiz enerji teknolojilerine yönelik otomotiv katalizörlerinden kaynaklanan talep artışı platini cazip bir uzun vadeli yatırım haline getirebilir.

Paladyum: Azalan otomotiv talebinin baskısı fiyatlamada kendisini gösterebilir ancak hala belirli endüstriyel uygulamalar için önemini koruyan bir metal olan Paladyum, 2025 yılında da izleme listelerinde kalmaya devam etmeli.

Bakır: Fiyatlamada metalin en büyük tüketicisi olan Çin'in ekonomik görünümü etkileyecek. Pekin yönetimi, kısa süre önce ekonomik büyümeyi canlandırmak amacıyla bu yıl "daha proaktif" makroekonomik politikalar uygulama ve faiz oranlarını düşürme sözü vermişti. Buna ek olarak, veriler Çin'in hizmet sektörü büyümesinin aralık ayında yedi ayın en yüksek seviyesine çıktığını göstererek tüketimin dirençli olduğuna işaret etti. 2025 yılında 3 trilyon Yuan'a ulaşması beklenen tahvil ihracı ve bu ihraçlardan gelecek olan fonlarında piyasalara enjekte edilmesi planları bakır fiyatlarını pozitif etkileyebilir. Tüm bu gelişmeler ve elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve altyapı için temel bir metal olan bakır talebi göz önünde bulundurulduğunda Bakır fiyatları, arz-talep dengesizlikleri de plana dahil edilerek 2025 yılında ortalama 4,5 ila 5 aralığında fiyatlanabilir.

Petrol: Ham petrol fiyatları muhtemelen dalgalanma gösterecek ancak OPEC+ üretim kararları ve küresel enerji talebindeki toparlanma tarafından desteklenmeye devam edecektir. Brent petrol varil başına medyan olan 80 üzerine yerleşim gösterirse varyans üst sınırı 85 bölgesinde sonraki bölge ise varil başına 90-95 bölgesini işaret ediyor.

Doğalgaz: Avrupa'daki arz kısıtlamaları ve Asya'dan artan LNG talebi, doğal gazı yatırımcılar için cazip bir emtia haline getirebilir. Ukrayna'nın Rusya'nın Avrupa' ya gaz taşıyan hattı Rusya'nın oradaki geliri savaş finansmanı için kullandığı iddiasıyla kesmesi, Avrupa'nın ABD LNG' sine olan talebini arttırabilir. Zira datalara bakıldığında 2022 yılından bu yana yani Rusya-Ukrayna aktif çatışmasının başladığından bu yana AB'nin ABD'nden LNG ithalatı yaklaşık 3 kat arttı.

UBS: "Altın yeni rekorlar kıracak"

İsviçre merkezli bankacılık devi UBS de altın için 2025 tahminini güncelledi. UBS Group AG analistlerinin yayınladığı raporda altının ticari hayata yönelik belirsizlikler ve jeopolitik riskler gibi unsurların etkisinde güvenilir liman alımlarına sahne olacağını ve bu alımların fiyatları yeni rekor seviyelere taşıyacağını öngördü.

UBS'e göre daha güçlü bir dolar ve yükselen ABD tahvil faizleri bu yılın ilk yarısında altına karşı rüzgarlar olsa da 'güvenilir bir liman' olarak külçeye olan taleple fazlasıyla telafi edilecek ve yıl sonuna kadar fiyatları 2 bin 850 dolara çıkaracak.

Banka, Trump yönetiminin öngörülemez doğasına dikkat çekerek bunun merkez bankaları ve yatırımcılardan metale güçlü bir talep yaratacağını söyledi. Ayrıca, hisse senedi piyasası oynaklığının daha sık olmasını beklediğini dile getirdi. UBS analistleri Wayne Gordon ve Giovanni Staunova imzalı raporda, "Altının çeşitlendirici olarak geçmiş yıllarda sergilediği performansının 2025'te yatırımcılar için daha da önemli olmasını bekliyoruz. Başka bir deyişle, 2025'te aynı eğilim daha fazla etkili olabilir" ifadesi kullanıldı.

KIYMETLİ MADENLERDE "BOĞA" YILINDAYIZ!

Troy Kıymetli Maden Ticaret A.Ş., "Kıymetli Madenler 2025 Yılı Beklentileri" raporunu açıkladı. Rapora göre, geçen yıl tarihi rekor seviyelerini gören altının ons fiyatı bu yıl da artmaya devam ederek ons bazında 3 bin doları aşacak. Geçen yıl yatırımcısının yüzünü güldüren gümüşün de bu yıl yükselişine devam ederek ons bazında 40 doları aşabileceği tahmin ediliyor.

Raporda, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da başta altın ve gümüş olmak üzere platin ve paladyum gibi kıymetli madenler açısından 'boğa piyasası'nın hâkim olacağı vurgulanırken, 'pozitif bir yıl' beklentisi dikkat çekiyor. Rapordan öne çıkan satır başları şöyle:

  • Geçen yıl faizlerde toplamda 100 baz puan indirime giden FED'in bu yıl enflasyon beklentilerine paralel daha temkinli bir politika izlemesi bekleniyor. Ancak temkinli de olsa faiz indirimlerinin devamının kıymetli madenlere olumlu yansımasını bekliyoruz.
  • ABD Başkanı Donald Trump'ın, gümrük vergileri konusunda seçim sürecinde dillendirdiği politikaları hangi ölçüde uygulayacağı ve bunların ticaret savaşlarına etkisinin ne olacağı konusunda belirsizlikler söz konusu. Daha net ifadeyle 2025; siyasi, ekonomik ve ticari kaygıların etkisiyle yatırımcıların güvenli liman varlıklarına ilgisini devam edeceği bir yıl olacak.
  • Jeopolitik risklerin yanı sıra küresel ticarete ilişkin olası risklerdeki artış ve hızı yavaşlasa bile olası faiz indirimlerinin, altının cazibesini artırıp fiyatlamalara olumlu yönde etki etmesini bekliyoruz. Ayrıca merkez bankalarının rezerv çeşitlendirme yolunda altın talebine devam edeceğini ve altının sergilediği başarılı performansla ETF'lere de ilginin artacağını tahmin ediyoruz.
  • Boğa Piyasasının 2025 yılında da devam etmesi ve altının ons bazında 3 bin doları aşması bekleniyor.
  • Gümüş, geçen yıl altının yanı sıra ralli yaşayan bir diğer kıymetli maden oldu. Jeopolitik risklerin devam etmesi ve faiz indirimleri 2025 yılında gümüş fiyatlarını yukarı yönde etkileyecek.
  • Temiz teknolojilere geçiş ve dekarbonizasyon sürecinde bulunduğumuz günümüz dünyasında, endüstriyel talebin kayda değer bir şekilde sürecek olması da gümüş fiyatlarının artmasında etkili olacak.
  • Güneş panelleri ve elektrikli araçlar başta olmak üzere, endüstriyel talebin artması ve arzın talebin gerisinde kalacağı beklentisiyle 2025, gümüşün yukarı yönde hareketini sürdüreceği bir yıl olacak. Yıl içerisinde ons bazında gümüş 40 dolar seviyesini aşacak.
  • Hibrit araçtan bataryalı elektrikli araçlarına yönelik talep ve arzındaki artış platin ve paladyuma olan talebi olumsuz etkiledi. Bu yüzden 2024 yılını platin, yüzde 9 kayıpla 906 dolar, paladyum ise yüzde 17 kayıpla 914 dolar seviyesinde kapattı.
  • Platin ve paladyumun, güncel seviyelerde fiyatlanmasının operasyonel açıdan sürdürülebilir olmadığını düşünüyor ve adil değerlerine doğru bir toparlanma aşamasına gireceğini tahmin ediyoruz. Bu açıdan 2025'i, platin ve paladyumun içinde bulundukları düşüş kanalının dirençlerini zorlayacağı bir yıl olarak değerlendiriyoruz.
  • Bu yıla 906 dolar seviyesinde başlayan platinin fiyatının, arz tarafındaki kısıtlamaların etkisiyle yükseleceği ve bu yılı bin 200 dolar seviyelerinde kapatacağı tahmin ediliyor.
  • Son dört yıldır yaşadığı sert kayıplarla ons bazında 900 dolara kadar gerileyen paladyum açısından ise mevcut seviyeler alım fırsatı yaratıyor. Paladyum fiyatının gelecek taleple artacağı ve yılı bin 175 dolar seviyelerinde tamamlayacağı öngörülüyor.

BİZE ULAŞIN