"Bize 10 rakip daha lazım"

Neredeyse her gün yeni bir fintek girişimi dünyaya geliyor. Eğer 5-10 milyon dolar yatırım alamayacaksa çoğu fintek girişiminin yarı yolda kalacağını ifade eden Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Gültekin Bahar, "Figopara'ya 10 rakip daha lazım" diyor.
28.01.2025 11:09 GÜNCELLEME : 28.01.2025 11:09

PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER 2016 yılı sonunda Foriba teknoloji şirketinin iştiraki olarak kurulan ve Foriba'nın exiti sonrası 2019 yılında finansal teknoloji sektöründe faaliyetlerine başlayan Figopara, işletmelerin finansman süreçlerini yönettiği yeni nesil finans platformu olarak çalışmalarını sürdürüyor. Ticari şirketlerin vadesiz alacaklarını anında nakde çevirmelerine aracılık etmenin yanı sıra KOBİ'lerin, işletmelerin hızlı, kolay ve uygun finansmana ulaşmasını sağlıyor. Kurulduğu günden bugüne 35 binin üzerinde ticari işletmeye hizmet sunarken, 20'den fazla finansal kuruluşla yaptığı iş birlikleri neticesinde 450 binin üzerinde faturanın işlemine aracılık etti ve 10 Milyar TL'nin üzerinde işlem hacmine ulaştı. Kurulduğundan bu yana 22 milyon dolar yatırım alan Figopara'nın yatırımcıları arasında, JIMCO, Dünya Bankası Grubu üyesi IFC, Eczacıbaşı Momentum, Finberg, İş Bankası Maxis Yenilikçi GSYF, Sabancı Ventures gibi devler bulunuyor. Figopara Kurucu Ortağı ve CEO'su Koray Gültekin Bahar ile fintek sektörünü konuştuk.

Neredeyse her gün bir tane yeni fintek şirketi açılıyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? Bu iyi bir şey mi?

Türkiye çok büyük bir ekonomi. 2023'te 300 milyar doların üzerinde Türkiye'de kredi verilmiş. Bunun yaklaşık 110 milyar, 105 milyar doları ticari krediler, yani esnaftan tutalım küçük orta büyük işletmelere verilen krediler. Bunun KOBİ'lere giden yani işletme sermayesi için olan kısmı yaklaşık 20-25 milyar dolar. Bu kadar büyük bir ekosistem yüzde 70'i ülkenin GDP'si KOBİ'ler tarafından veriliyor. Ama toplam kredi havuzundan aldıkları pay yüzde 10'unun altında bir hacim KOBİ'lere gidiyor. Biraz böyle aslında bir asimetri var arasında. O yüzden buradaki şirketlerin ya da bireylerin finansal sağlığı için, finansal esenliği için yapılacak her şey bence çok büyüme potansiyeli barındırıyor. O yüzden hâlâ bu kadar büyük ekonomi içerisinde sayılar büyük gibi gözükse de adetsel anlamda, bence herkese yetecek kadar fazla yer olduğunu düşünüyorum. Benim bu ikinci girişimim. Bundan önce Foriba isminde daha sıkıcı bir iş yapıyordum, vergi teknolojileri. Biz Foriba'yı yapmaya başladığımızda Türkiye'deki ilk e-fatura çözümünü yapan şirkettik. 019'da exit ettiğimde 99 tane rakibimiz vardı. Biz tabii ki sektörün en önde gelen oyuncusuyduk. En hızlı büyüyen, en fazla ciro yapan, en fazla müşteriye sahip ama ekosistemle beraber büyüdük. O yüzden bir işi yapan sadece bir şirket varsa o biraz Don Kişot'luk gibi geliyor. Yani tek başınıza yel değirmenleriyle savaşıyorsunuz ama sizin gibi onlarca şirket olduğunda iş büyüyor, ekosistem büyüyor yani. Biz şimdi bu işe başladığımızda da 2020'de bir tek tedarik zinciri finansmanı anlatan bizdik. Tek başımıza şirketlere gidip; bak bu iyi bir şey, tedarikçine can suyu olacaksın, sen buradan vade kazanacaksın. Herkesin kazanacağı dünyayı biz anlatıyorduk. Şimdi bizim dışımızda 1 tane 2 tane daha şirket var. 22 tane olsa daha fazla kurum bunu müşterilere, piyasaya aktarır. Biz de en iyi olacağımızı düşünüyoruz, en iyi olmak için çalışıyoruz, en iyi insan kaynağını barındırıyoruz, 22 milyon dolar bu şirket yatırım aldı bugüne kadar. Tüm bunları bir araya koyduğumuzda doğal olarak ekosistemden daha hızlı büyüyebilecek bir fırsatımız var. O yüzden daha fazla fintek'e ihtiyaç var mı? Bazı alanlarda yok. Katılıyorum size. Ne bileyim, yeni bir ödeme şirketine ihtiyaç var mı emin değilim. Ya da yeni bir e-para şirketine ihtiyaç var mı emin değilim. Ama bence 5- 10 tane daha Figopara'nın yaptığı KOBİ'lerin finansal ihtiyacına çözüm bulacak şirketi hala kaldıracak yer var diye düşünüyorum. Yani bize 5-10 rakip lazım diyebilirim. Ama Figopara gibi fintek işlerinin en zor yanı çok ciddi bir sermaye ihtiyacı oluyor olması. Yani bugün bir Figopara'yı kurmak için gerçekten ne bileyim 10 milyon dolar yatırım alamayacaksa bir şirket Figopara yoluna çıkmaması lazım.

Neden?

Çünkü bankalarla çalışıyorsunuz. Çok ciddi bir güvenlik altyapısına ihtiyacınız var. Çok ciddi yetişmiş hatta belli bir tecrübedeki insan kaynağını çalıştırmanız gerekiyor. Bu lisansları alabilmek, bu lisansın gerekliliklerini yapabilmek için gerçekten uyum, yönetim, IT günvenliği, teknoloji, içerideki operasyon, insan kaynağı. Bunları yapabiliyorsanız ancak doğru bir seviyede burada yol yürümek mümkün. Biz 20 banka ile entegreyiz, 20 bankanın 20'si de her sene bizi tekrar tekrar denetliyor. Altyapı ne kadar güvenli, şöyle bir güvenlik yazılımı kullanıyor musunuz? Mesela 2 telefon kullanıyorum, hayatımda hiç 2 telefon kullanmamıştım. Bir tanesi iş telefonum, iş telefonumdan özel hiçbir şeyime erişemiyorum. Özel telefonumdan iş ile ilgili hiçbir şeyime erişemiyorum. Hatta bizim ekip o kadar güvenlik seviyesini artırıyor ki, bazen ofiste internete bağlanamıyorum. Yani öyle bir güvenlik seviyesi işletiyor arkadaşlar. Çünkü müşterilerin çok mahrem verilerini, bankaların, çok mahrem verilerini işliyoruz. Bunu yapabilecek kadar iyi bir teknolojik altyapıya sahip olmak maalesef pahalı. O yüzden bu işi üniversiteden mezun olup Figopara yapacağım demek çok mümkün değil. Eğer babanız çok ciddi bir kaynağı size vermemiş ise çok ciddi bir yatırım alabilme ihtiyacı var.

Bankalar yeterli değil mi bunun için?

Bankalar aslında teknik olarak yeterli ama bankalarda da inanılmaz bir talep var. Yani şu an bir banka genel müdürü olsanız, o ayki hedefinizi yapmamanız için satış hedefi ile ilgili hiçbir sebep yok. Çünkü herkesin, bütün bankaların önünde kuyruk var ve taleple ilgili bir problemi yok bugün bankaların. Bankaların en önemli problemi doğru müşteriye doğru ürünü verebilmek noktasında bence.

Bankalar niye çözemiyorlar KOBİ'lerin ihtiyaçlarını?

Çünkü şöyle düşünün KOBİ'yi tanımak çok zor. Yani bugün bir KOBİ kredi almak istediğinde, bilanço mizanına baktığınızda o kadar kolay manipüle edilebilen evraklar ki bunlar günün sonunda. Gerçekten bir ticaret var mı, gerçekten o ticaret büyüyor mu, o şirket gerçekten kaç müşteriyle çalışıyor, ne kadar gerçek bir ürün alıyor, satıyor bunu kontrol etmek çok zor. Biz ne yapıyoruz? Biz şirketlerin ticari verilerini işliyoruz. Yani bir KOBİ bugün kuruldu Figopara'yla çalışmaya başladı. Biz bir iki ay sonra ona bir bankadan finansal kaynak yaratabilmesi için bir imkân tanıyoruz. Çünkü biz ticaretine bakıyoruz. Her ay ne kadar fatura kesti ne kadar tahsilat yaptı, kimden para aldı, kime para ödedi. Tüm bu verileri kullandığımız için bankalar bizim kredi modelimizde çok güveniyorlar ve normalde kapıdan Koray gittiğinde kredi vermezken, Figopara üzerinden bu teknolojiden geçmişse buradan bir puan almış KOBİ'nin bankadan kredi alabilmesi kolaylaşıyor. O yüzden bizim aslında çözdüğümüz esas problem banka ile bankadan kaynak bulmaya çalışan KOBİ arasındaki güven problemini çözüyoruz ve bunu da sadece teknolojiyi kullanarak yapıyoruz.

Az önce dediniz ya bir girişimci 10 milyon dolar yatırım alamayacaksa bir Figopara kuramaz diye. Peki herhangi bir fintek şirketi kurmak için böyle bir rakamdan bahsetmek mümkün mü?

Bütün fintekler için bunu söylemek çok mümkün değil. Mesela şu an varlık yönetimi konuları böyle. Bireysel anlamda tasarruf yapmak, tasarrufları değerlendirmek ya da yatırım yapmakla ilgili bence hala Türkiye'de bir açıklık var. Bunlar bir noktaya kadar lisans gerektirmeden yapılabiliyor. Ama lisansa konu bir yere gelecekse orada işte 5 -10 milyon dolar minimum bir yatırım alması gerekiyor ki o lisansın gerekliliği olan altyapıyı sağlayabilsin. Ki onun üzerine ben hep B2B yani kurumlara bir şey verme konusunda tecrübesi olan bir girişimciyim. Nihai tüketiciye bir şey vermenin dinamikleri çok farklı. Bugün hepimiz sosyal medya açtığımızda onlarca reklam geliyor. Kredi ile ilgili, uygulamalarla ilgili, cüzdanlarla ilgili, ne bileyim moda ile ilgili. Günün sonunda onların arasından size ulaşıp ya Figopara'yı kullan diyecek reklamı vermek çok kolay değil. O yüzden pahalı bir şey bir B2C iş yapabilmek Türkiye'de. Orada da çok güzel geçen sene yatırımlar oldu. Mesela Midas ilk kez yurt dışından çok ciddi bir yatırım aldı. Başarılı örneklerden bir tanesi. Böyle bence özellikle tasarruf yapma, yatırım yapma tarafında hala bence Türkiye'de bir pazar olduğunu düşünüyorum. O tarafta bir şeyler hala göreceğiz bence önümüzdeki dönemde.

Figopara'nın 2024'ü nasıl geçti? Kendinizi sektörde şu an nerede görüyorsunuz?

2024 Türkiye'de herkesin paraya ihtiyacı olduğu bir yıldı şirketler, KOBİ'ler için. Hatta büyük kurumsallar için. Özellikle bankalardaki bu büyüme sınırı nedeniyle zorunlu karşılık limitleri birçok banka bilançolarını çok ciddi anlamda büyütemedi ki işte banka bilançolarına baktığımızda da bankaların zorlandığı, doğal olarak da ekonomiyi soğutma politikası adı altında da gerçekten KOBİ'lerin zorlandığı bir yıl oldu. O yüzden de Figopara'ya talebin çok ciddi anlamda arttığı bir seneydi 2024. Biz geçen sene yaklaşık 17,5 -18 milyar TL KOBİ'lere kaynak sağladık. Sisteme entegre olan 20'den fazla finansal kurum var. Türkiye'nin önde gelen bankaları ve bizim için aslında hızlı büyüdüğümüz bir sene oldu diyebilirim 2024. Ama Figo'nun tek başına büyümesi yetmiyor ekonominin büyüyebilmesi için buradaki biraz önce bahsettiğimiz o limitlerin birazcık rahatlıyor olması lazım ki geçen hafta iyi bir haber geldi ilk kez KOBİ segmentinde o aylık büyüme yüzde 2'den yüzde 2,5'a çıktı. Biraz önce bir banka genel müdür yardımcısı ile beraberdim. Onlar da herkesin böyle KOBİ'lere bir can suyu verme motivasyonunda olduğu için 2025 için de böyle pozitif bir sinyalle başladık diyebilirim orada. Yaklaşık bugün biz, iki şirketimizde FigoFinans diye bir iştirakimiz de var 90 kişilik bir ekibiz. Böyle çok genç, dinamik, hem finans dünyasından gelen bir ekip, şirketin yarısı finansçı, banka kökenli, geri kalan yarısı da bizim startup dünyasından, teknoloji dünyasından. O yüzden iki farklı kültür var. Ekibin bir kısmı birbirine bey, hanım diye ifade ediyor. Diğerleri birbirlerine ismiyle hitap ediyor. Bir kısmı terlikle ve şortla işe gelmeyi tercih ederken, bir kısmı ceket ve kravatla gelmeyi tercih eden kuşaklar. Çok keyifli bir kültür var içeride.

Sizin de aynı zamanda yatırımcı tarafınız var. Siz ne tür girişimcileri önceliyorsunuz?

Ben bugüne kadar 50'den fazla Türkiye'de girişime yatırım yapmışım. Herhalde 20 -30 tane de yurt dışında vardır belki adet olarak bakacak olursak. Ben daha çok anladığım konularda yatırım yapmayı tercih ediyorum. B2B bir software işi olabilir, fintek olabilir. Birkaç tane var B2C yatırım yaptığım iş iyi de gidenler var aralarında ama onlara verebildiğim destekle, B2B iş yapan bir girişimciye verebildiğim destek para vermenin ötesinde daha fazla katma değer yaratabiliyorum. O yüzden mümkün olduğu kadar anladığım ya da destek olabileceğim profildeki girişimcilere yatırım yapmayı tercih ediyorum.

Hangi fonun üzerinden?

Başlarken şöyleydi, ben Galata Business Angels'ın, Galata Melek yatırım ağının üyelerinden bir tanesiydim. Orası üzerinden çok yatırım yaptım. Endeavor Türkiye'nin yönetim kurulundayım o yüzden Endeavor Network'ü ile gelen çok fazla girişimci oldu. Fakat sayı bu kadar artınca geçtiğimiz sene 4- 5 arkadaşımla beraber bir girişim sermayesi yatırım fonu kurduk 3Dots diye, Rota Portföy altında. Bütün yatırımlarımızı bu fon altına topladık geçtiğimiz sene.

3Dots peki ne tür girişimleri önceliyor?

Yine biraz önce söylediğim gibi fintek sevdiğimiz bir konu. Retail Tech sevdiğimiz bir konu. Yani Retail Tech derken Ikas yatırımlarımızdan bir tanesi, bir başkası da Glocalzone. Böyle nihai tüketiciye bir ürün veren girişimlerimiz de var. Ekmob var, Mükellef var, HrPanda var, çok fazla girişim var orada. Ama dediğim gibi yani sektörden çok daha çok şeye önem veriyoruz girişimci gerçekten bu probleme inanıyor mu?

Sizi en kolay hangi tür girişimler tavlar? İlla fintekler mi?

Yoo hiç değil. Yani fintekçi olduğum için finteklerin beni tavlaması daha zor. Çünkü ben o işi çok iyi bildiğimi düşünüyorum, iyi bildiğim bir konuda gerçekten çok niş, farklı bir şey yapıyorsa bir girişimci kesin beni çok kolay tavlar. Ama mesela eğitim teknolojileri çok ilgimi çekiyor. Neden? Çünkü bence eğitimde ciddi bir eşitsizliğimiz var. Burayı demokratize edebilecek girişimlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. O alanda da 2 -3 tane yatırımımız var. Sağlık teknolojileri bence çok hâlâ demokratikleşmeye ihtiyacı olan teknolojilerden bir tanesi, orada da yeni girişimlere çok ihtiyaç var. Önümüzdeki dönem bence enerji konusunu çok daha fazla konuşuyor olacağız. Özellikle bu Avrupa'da, Amerika'da çok uzun zamandır çalışılan mikro nükleer santraller konusu bence çok birkaç sene içerisinde çok ciddi patlayacak. Yani bence önümüzdeki birkaç yıl çok şaşıracağımız çok fazla iş göreceğiz diye düşünüyorum.

İş Bankası ile olan işbirliğinizden de bahseder misiniz?

İş Bankası'yla biz geçtiğimiz senenin sonunda bir büyük bir sözleşme imzaladık. İş Bankası bizim yatırımcılarımızdan bir tanesi. 2024'ün başında İş Bankası'nın TekCep isimli bir softtech'in altında bir iştirakini satın aldık ve iş birliğimizi daha da güçlü bir hale getirdik İş Bankası'yla. 20 bankayla çalışıyoruz. Hepsiyle çok yakınız ama İş Bankası'yla özel bir durumumuz var. Hem ortağımız olduğu için hem de çok ciddi bir KOBİ'ye motivasyonu olan bir banka. O yüzden o TekCep satın alması sonrasında da İş Bankası'nın hem KOBİ tarafında hem ticaret tarafında çok ciddi bir kaynağı KOBİ'lerle buluşturuyoruz. Yanılmıyorsam geçen seneki hacmimizin herhalde toplamda yüzde 25'i İş Bankası'yla beraber kaynak sağlamışızdır. Bir de belki FigoSkor ile ilgili bir iki cümle söyleyebilirim. Geçen ay itibarıyla sahaya sunduğumuz ürünlerden bir tanesi. Türkiye'deki bütün şirketler aslında birer finansal kuruma dönüştüler. Yani herkesin bir müşterisi var. Eskiden bir 1 ayda ödeyen müşteri şimdi 2 ayda 3 ayda parasını ödüyor. O yüzden herkes kendi müşterisini finanse ediyor. Yani siz para kazanıyorsunuz ama paranız bir türlü piyasadan gelmiyor. O yüzden şirketlerin arasında bir güven problemi gittikçe artıyor. Bu kredilerdeki batıklardan da anlayabiliriz yazılan çek oranlarından da anlayabiliriz geçen sene, ya da konkordato iflas sayılarından da. Öyle olunca da şirketlerin birbirine daha iyi güvenebilmesini sağlamak üzere bir teknoloji geliştirdik. Türkiye'deki tüm ticaret sicil verileri, Türkiye'deki bu verileri kullanarak siz benim adımı yazdığınızda benim ortak olduğum şirketleri görebiliyorsunuz. Eğer ben sizin müşteriniz isem beni oradan takip edebiliyorsunuz. Şirkette bir değişiklik olduğunda ortaklık yapısı değiştiğinde hemen görebiliyorsunuz.

BİZE ULAŞIN