MUSA SAVAŞ/ Trump'ın başkanlığı kazanmasından küresel kripto varlık sektörü çok memnun. Çünkü sektör üçüncü kez kripto dostu bir başkana kavuştu. Üstelik bu başkan dünyanın en büyük askeri gücü ve ekonomisinin lideri olmasının yanında kripto sektöründe de bizzat bir oyuncu. Yeni başlatılan ve Trump'ın baş savunuculuğunu üstlendiği oğullarının da dahil olduğu bir kripto projesi olan World Liberty Financial'ın şimdiye kadar pek başarılı olamadığını da belirtelim.
Gerçi Trump, ilk döneminde Bitcoin teknolojisini ve onun üzerine şekillenen kripto varlık sektörünü reddetmiş ve yönetimi döneminde kripto kullanıcılarının gözetlenmesi için tartışmalı bir düzenleme önermişti. Fakat bu sefer Bitcoin'i ve onun teknolojisini destekleyerek ABD kripto sektöründe büyümeyi teşvik edeceği sözünü verdi.
Piyasalar her ne kadar yukarı doğru eğilim gösterse de Trump'ın seçim öncesi verdiği vaatlerin ne kadarını yerine getireceği ise henüz belirsizliğini koruyor. Belirsizliğini koruyan ve yarım kalan diğer konular ise şunlar: Vergi indirimleri (ki bunu tekrar vadediyor), Paris iklim anlaşmasının geri çekilmesi, yargının yeniden şekillendirilmesi, Meksika tarafından finanse edilen bir sınır duvarı inşa etmek, ulusal borcu azaltmak, tüm yasadışı göçmenleri sınır dışı etmek, altyapıyı yeniden inşa etmek ve NATO'dan ayrılmak.
"BİTCOİN'İNİZİ SATMAYIN" DEMİŞTİ
Şimdi ilginç bir detayı sizlerle paylaşalım. Trump, seçim kampanyası sırasında her Bitcoin kullanıcısının ezbere bildiği bir şeyi söyledi: "Asla Bitcoin'inizi satmayın". Fakat blockchain analistleri, Trump'la bağlantılı olduğu iddia edilen ve Bitcoin satışı yapılan bir BTC cüzdanı bulduklarını iddia ediyorlar.
Trump'ın ikinci döneminde kripto varlıklarla ilgili ABD'deki gelişmeler, diğer ülkelerdeki politikacıların da kampanyalarına kripto yanlısı fikirleri dahil etmesini başlatabilir ve hükümetler, Trump yönetimi altında bitcoin ve daha geniş dijital varlık sektörünün genişlemesi durumunda harekete geçme baskısı hissedebilirler. Nitekim bunun emareleri görülmeye başladı bile. Bu hafta, Polonya seçimlerinde başkan adayı olan Sławomir Mentzen, bir BTC rezervi fikrini benimsedi ve ülkeyi "bir kripto para cenneti" yapma sözü verdi.
Çin medyasındaki haberlere baktığımızda daha ılımlı haberler görüyoruz. Çin medyası, Bitcoin borsa yatırım fonlarının (ETF) halihazırda mevcut olduğu Hong Kong'un ve hatta Çin anakarasının bile sektöre karşı daha yumuşak bir duruş sergileyebileceğini öne sürüyor. Bazı yorumcular, ABD'nin önemli bir etkiye sahip olduğu Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası kuruluşların da kripto dostu olmaya başlayacağını tahmin ediyor.
ABD rezervlerine BTC eklemeye başlarsa, Çin de dahil olmak üzere diğer büyük ekonomiler de aynı yolu izleyebilir. Çin, bitcoin madenciliği sektöründe önemli bir oyuncu olmaya devam ediyor ve hükümetin kripto varlıklara karşı sert tutumuna rağmen birçok Çinli yatırımcı hala piyasada aktif.
Görünen o ki AB, sektöre netlik sağlayan Kripto Varlıklar Piyasaları (MiCA) düzenlemesi için övgü alsa da Trump yönetimi girişimcilere daha büyük bir pazar içinde daha dostça bir ortam sunabilir. Nitekim bu yılın başlarında, stablecoin devi Circle gibi büyük kripto varlık şirketlerin, daha uygun bir düzenleyici iklim ve halka arz potansiyeli umuduyla Avrupa'dan ABD'ye dönmelerini bu bağlamda yorumlayabiliriz.
Son olarak bazı Bitcoin analistleri, Bitcoin teknolojisinin jeopolitik bir "silah" olarak hizmet edebileceğini öne sürse de bu düşünce, diğer Bitcoin uzmanları tarafından büyük ölçüde reddedildi. Biz ise bu soruya cevap vermek için bugünkü verilerin henüz yeterli olmadığını düşünüyoruz. Gelişmelere göre yeniden değerlendireceğiz.