16 çeyreklik kesintisiz büyüme

Türkiye ekonomisi 2024 yılı ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 2.5 büyüdü. Yılın ilk altı ayında ekonomik büyüme yüzde 3.85 olarak gerçekleşti. Büyümenin beklentilerin altında kalmasında sıkı para ve maliye politikalarının gecikmeli etkileri, sanayi ve ihracat performansındaki zayıflama etkili oldu.
12.09.2024 12:56 GÜNCELLEME : 12.09.2024 12:56

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye ekonomisi 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 2.5, yılın ilk altı ayında ise yüzde 3.85 büyüdü. Böylece ekonomide kesintisiz büyüme süreci 16 çeyreğe ulaştı. Ancak büyümenin yüzde 3 civarında olan beklentilerin altında gerçekleşmesinde sıkı para ve maliye politikalarının gecikmeli etkileri, sanayi üretimi ve ihracat performansındaki zayıflama etkili oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılının ikinci çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1, takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi yıllık yüzde 2.8 artış gösterdi. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2024 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla yıllık yüzde 78.6 artarak, 9 trilyon 949 milyar 792 milyon lira oldu. GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 308 milyar 158 milyon olarak gerçekleşti. Bu arada TÜİK, 2023 yılı tüm çeyreklerinde ve 2024 yılı birinci çeyrek büyüme verilerinde güncellemeye gitti. Daha önce yüzde 4.5 olarak açıklanan 2023 yılı büyüme verisi yüzde 5.1 olarak yukarı yönlü güncellenirken, 2023'te milli gelir 1.13 trilyon dolara, kişi başına milli gelir 13 bin 243 dolara ulaştı. Daha önce yüzde 5.7 olarak açıklanan 2024 yılı birinci çeyrek büyüme verisi ise yüzde 5.3 olarak güncellendi.

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2024 yılı ikinci çeyreğinde yıllık zincirlenmiş hacim endeksi olarak; diğer hizmet faaliyetleri yüzde 7.4, inşaat yüzde 6.5, tarım sektörü ile gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3.7, bilgi ve iletişim faaliyetleri ile finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 3.4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.2, hizmetler yüzde 2.9, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 0.6 arttı. Sanayi sektörü ise yüzde 1.8 azaldı.

NET İHRACAT KATKISI 1.3 PUAN

TÜİK verilerine göre ikinci çeyrekte yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yıllık zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1.6 artarken, devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 0.7 artış gösterdi. 2024 yılı birinci çeyrekte hanehalklarının nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 6.8, devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 5.4 artış göstermişti. İkinci çeyrekte gayrisafi sabit sermaye oluşumu olarak ifade edilen yatırımlar ise yıllık yüzde 0.5 arttı. Şunu da not düşelim, ikinci çeyrekte yurtiçi talebin büyümeye katkısı 1.2'ye geriledi.

Mal ve hizmet ihracatı ikinci çeyrekte yıllık zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 0.04 artarken, ithalatı yüzde 5.7 azaldı. Net ihracatın büyümeye katkısı ithalatta görülen yavaşlamaya bağlı olarak 1.3 puan oldu.

İşgücü ödemeleri, 2024 yılının ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 112.4 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 47.7 artış gösterdi. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 33.8 iken, bu oran 2024 yılında yüzde 40.8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 44.6 iken yüzde 37.4 düzeyinde gerçekleşti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kırılganlıkların önemli ölçüde azaltıldığı zorlu bir dönemin geride bırakıldığını vurgulayarak, "Büyümede dengelenme başladı, cari açık daraldı, risk primi azaldı, dış kaynak girişleri arttı, rezervler iyileşti ve dezenflasyon sürecine girdik" ifadelerini kullandı.

İHRACAT YÜZDE 2.4 ARTIŞLA 22.1 MİLYAR DOLAR

Türkiye'nin ihracatı Ağustos'ta yüzde 2.4 artışla 22 milyar 63 milyon dolar oldu. Ticaret Bakanlığı'nın geçici verilerine göre genel ticaret sistemi kayıtlarıyla Türkiye'nin ithalatı ise Ağustos'ta yüzde 10.8 azalışla 26 milyar 991 milyon düzeyinde gerçekleşirken, dış ticaret dengesi yüzde 43.4 azalışla 4 milyar 928 milyon lira açık verdi. Ağustos'ta bir önceki aya göre ihracatın ithalatı karşılama oranı yıllık 10.5 puan artışla yüzde 81.7, enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise 7.7 puan artarak yüzde 98.6 olarak gerçekleşti. Yılın ilk sekiz ayında ihracat yüzde 3.9 artışla 170.8 milyar dolar, ithalat yüzde 8.7 azalışla 225 milyar 666 milyon dolar, dış ticaret açığı yüzde 33.6 azalışla 54.9 milyar dolar açık verdi. Ağustos ayı itibarıyla son 12 ay yıllıklandırılmış ihracat yüzde 3.5 artışla 261 milyar 975 milyon dolar, ithalat yüzde 8.4 azalışa 340.6 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 33.7 azalışla 78.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Dış ticaret verilerini Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde düzenlenen toplantıda açıklayan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ağustos'ta tüm zamanların en yüksük ihracat rakamına ulaşıldığını vurgulayarak, dış ticaret açığının yıllık bazda yüzde 43.4 düşüşle son 34 ayın en düşük seviyesi olan 4.9 milyar dolara gerilediğini kaydetti.

TİM verilerine göre en çok ihracat yapan sektörler sıralamasında otomotiv 2,7 milyar dolarla ilk sıradaki yerini korudu. Otomotivi 2.6 milyar dolarla kimya, 1.7 milyar dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü takip etti.

YILLIK TÜFE ARTIŞI YÜZDE 51.97'YE GERİLEDİ

Yıllık enflasyonda düşüş geçen ay da devam etti. TÜİK verilerine göre Ağustos'ta tüketici fiyat endeksi aylık yüzde 2.47 artarken, yıllık enflasyonu 9.81 puan azalışla yüzde 51.97'ye geriledi. Yıllık enflasyondaki bu gerilemede 2023 Ağustos ayındaki yüzde 9.09 düzeyinde olan TÜFE'nin hesaplamadan çıkması etkili oldu. Yılın ilk sekiz ayında tüketici enflasyonu yüzde 31.94 olarak gerçekleşti. TCMB'nin yılsonu TÜFE hedefinin yüzde 38 olduğunu hatırlatalım. Ağustos'ta 12 aylık ortalamalara göre TÜFE artışı ise yüzde 64.91 oldu. Bilindiği üzere Eylül ayı kira zammı üst sınırı 12 aylık ortalama TÜFE değişim oranına göre belirleniyor.

TÜİK verilerine göre TÜFE ana harcama grupları itibarıyla Ağustos'ta aylık bazda azalan ana grup yüzde 1.10 ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Bu gelişmeyi taze meyve ve sebze kalemi başta olmak üzere işlenmemiş gıda alt grubu sürükledi. Aylık enflasyonda en büyük artış yüzde 11.34 ile eğitimde yaşandı. Ağustos'ta yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık yüzde 1.68 artarken, yıllık enflasyonu 5.62 puan azalışla yüzde 35.75 oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda dezenflasyonun belirginleştiğini vurgulayarak, yıllık enflasyonun son üç ayda 23.5 puan gerileyerek yüzde 52 gerçekleştiğini kaydetti. Geçici unsurların da etkisiyle aylık enflasyonun Ağustos'ta yüzde 2.5, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar hariç ise yüzde 1.4 gerçekleştiğine dikkat çeken Şimşek, aylık gıda enflasyonunun dört yıl sonra negatif olduğunu kaydetti.

"KAYDA DEĞER BİR DEĞİŞİKLİK YOK"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Ağustos ayı aylık fiyat gelişmeleri raporunda, tüm göstergeler birlikte incelendiğinde enflasyonun ana eğiliminin kayda değer bir değişiklik sergilemediğini değerlendirildiği vurgulandı. Rapora göre, yıllık enflasyon yüksek bazın da etkisiyle ana gruplar genelinde düşmeye devam etti. Aylık fiyat artışı gıda grubu öncülüğünde aylık bazda zayıfladı. Enerji fiyatlarındaki artışta doğal gaz mesken tarifelerinde yapılan düzenleme belirleyici oldu. Gıda fiyatları uzun bir aradan sonra aylık bazda geriledi. Temel mal grubu aylık enflasyonu önceki aylara kıyasla bir miktar yükselse de görece ılımlı seyrini sürdürdü. Hizmet grubunda, ulaştırma hizmetleri ile zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi güçlü eğitim gibi kalemler öncülüğünde, aylık fiyat artışları gücünü korudu. Üniversite eğitim ücretleri yüksek bir oranda artarken, bu yıl kayıt tarihlerine bağlı olarak söz konusu artışın kademeli bir şekilde Ağustos ayı itibarıyla endekse yansımaya başlaması, hizmet grubu aylık enflasyonunu yukarıya çeken bir unsur oldu. Üretici fiyatları artışı önceki aya kıyasla bir miktar yavaşladı, yıllık üretici enflasyonu yüksek bazın da etkisiyle düştü. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C göstergelerinin aylık artış oranları önceki aya kıyasla yükseldi.

Enflasyon verilerini değerlendiren Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldıran, yıllık TÜFE'nin yüzde 51.97 seviyesinde gelmesinin yıl sonu enflasyonunun yüzde 45'lere yakın olacağını gösterdiğini vurguladı. Yıldıran, "Aylık enflasyonun yüzde 2.47 seviyesinde gerçekleşmesi fiyatlardaki yapışkanlığın yüksek enflasyon seviyelerinde devam edeceğini de gösteriyor. Türkiye'de kış aylarında yeniden tarım ürünleri fiyatlarındaki mevsimsel artışlar baskısı ve öğrencilere yönelik tüketim ürünlerin fiyatlarındaki artış eğilimi enflasyonla mücadele şartlarını zorlaştıracak. Bu durumda kış aylarında durgunluk etkisi artıracağı için gelecek yılın ikinci çeyreğine kadar ekonomide zor dönemin olacağını gösteriyor" dedi.

Prof. Dr. Nurullah GÜR / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Ekonomik soğuma üçüncü çeyrekte daha da belirginleşti"

Ekonomik büyümenin yılın ikinci yarısında hız kaybetmesi bekleniyordu. Yüzde 2.5'lik büyüme, beklentilerin hafif altında kalsa da şaşırtıcı değil. Tüketim ve yatırım harcamalarının büyümeye katkısında bariz bir gerileme var. Sıkı para politikasının ekonomiyi soğutucu etkileri, ilk kez 2024'ün ikinci çeyreğinde kendini gösterdi. Net ihracat kalemi yılın ikinci çeyreğinde de büyümeye pozitif katkı verdi. Burada ihracatın desteğinden ziyade ithalattaki gerileme belirleyici oldu. Öte yandan reel sektörün yatırımlarda frene basması sonucunda ithalatın düşmesi, net ihracatın büyümeyi desteklemesini sağladı. Büyüme rakamlarını sektörel bazda incelediğimizde sanayinin daraldığını görüyoruz. Hizmetler sektörünün büyüme üzerindeki katkısı ise normal seviyelerin altında kaldı. İnşaat diğer sektörlerden bir nebze olsun pozitif ayrışmış. Bu büyük oranda deprem konutlarının inşası ve kentsel dönüşüm faaliyetleriyle ilintili bir durum. Sektörde genele yayılmış bir canlılık yok. Sıkı para politikası etkisini yılın üçüncü çeyreğinde de hissettirmeye devam ediyor. Öncü göstergeler, ekonomik soğumanın üçüncü çeyrekte daha da belirginleştiğini gösteriyor. Kuvvetle muhtemel üçüncü çeyrekte daha düşük bir büyüme rakamı ile karşılaşacağız. Yatırımların büyüme üzerindeki etkisinin negatife döndüğünü görebiliriz. Büyümenin kompozisyonu iç talepten dış ticarete doğru iyice kayabilir. Temmuz ve Ağustos'ta ihracat artarken ithalatın daralmaya devam etmesi, bu ihtimali güçlendiriyor.

Ayşe ÖZDEN /A&T Bank Baş Ekonomisti

"İç talepteki yavaşlama dezenflasyonu destekliyor"

Ekonomi yönetiminin hanehalkının kredi yoluyla harcamasını azaltma, enflasyonu kontrol altına alma ve kur oynaklığını sınırlama çabaları yılın ikinci çeyreğinde belirgin olarak iç talep ile dış talebin dengelenmesine katkıda bulundu. 2024 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 2.5'lik büyümeye iç talep katkısı 1.2 puan, dış talep katkısı 1.3 puan oldu. Yılın ikinci çeyreğinde, özel tüketim ve kamu harcamalarındaki ivme kaybını telafi edebilecek yatırım büyümesi olmadı. Ayrıca yatay seyreden ihracat büyümesi (yüzde 0) net ihracat katkısının ihracat destekli olmadığını ve iç talepteki yavaşlama ile birlikte ithalata yansıma etkisi olduğunu görüyoruz. 2024 yılı toplam büyüme beklentimi yüzde 3.1 olarak koruyorum. Gelelim enflasyona. Çin ekonomisinde uzun süredir devam eden emlak piyasası krizi nedeniyle büyüme bileşenlerinin yatırımdan tüketime kaymasıyla emtia fiyatları yatay seyrederek küresel enflasyondaki düşüşü destekliyor. Gelişmekte olan ekonomilerde de enflasyon ve enflasyon tahminlerinden genelde aşağı yönlü sinyaller gelmeye devam ediyor. Küresel dezenflasyon rüzgarına eşlik eden Türkiye'de ise önümüzdeki dönemde küresel emtia fiyatlarındaki özellikle enerji fiyatlarındaki yatay seyir ve iç talepteki yavaşlamanın devam etmesi dezenflasyon sürecini destekleyecek. 2024 yılsonu enflasyon tahminim yüzde 43.5.

Dr. Harun Türker KARA /Ankara Medipol Üniversitesi İİSBF Dekan Yardımcısı

"Enflasyonda aşağı yönlü eğilim sürüyor"

Milli gelirdeki yıllık büyümeye iç talep katkı vermiş olmakla birlikte bu etki salgın sonrası dönemdeki en yavaş katkı. Milli gelir üzerinde dezenflasyonist süreç ve sıkı para politikasının etkilerinin görülmeye başladığını görüyoruz. Bu dönemde net ihracatın büyümeye iç talep kadar katkısı olduğu söyleyebiliriz. Cari açıktaki iyileşme ve ihracatın ihracatı karşılama oranındaki artış ancak reel kesim önümüzdeki dönemde ihracatın azalmasını bekliyor. Bu durum büyüme kompozisyonundaki dengelenme açısından takip edilmeli. Büyüme rakamları üretim yönünden incelendiğinde tarım, inşaat ve hizmetler ön plana çıkıyor. Deprem sonrası harcamalar bu noktada belirleyici. Sanayi sektörü ise sıkı para politikasından özellikle finansman kanalından ve faize duyarlı sektörlerdeki talep daralmasından etkilenmiş görülüyor. Enflasyon rakamlarında aşağı yönlü eğilim sürüyor. Yıl sonunda TCMB tahmin aralığının üst bandına daha yakın bir yerde tamamlayabiliriz. Verilerin detayları incelediğinde hizmet sektörünün enflasyonu yukarı ittiğini söyleyebiliriz. Bu eğilimin kırılması beklentileri olumlu etkileyerek enflasyondaki düşüşü hızlandıracaktır.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Durgunluk, reel sektörü daha derin etkiledi"

Türkiye ekonomisi, sıkı para politikasına bağlı dezenflasyon politikasının sonuçlarını hissetmeye başladı. GSYİH ikinci çeyrek verileri ekonomide soğumanın hızlı olduğunu gösteriyor. Büyüme verisinde, ekonomi açısından en önemli sorun sanayi sektörünün yüzde 1.8 küçülmesi. Büyümenin diğer hizmetlerden kaynaklanması ekonomide durgunluğun reel sektörü daha derin etkilediğini de gösteriyor. Merkez Bankası'nın Kasım ve Aralık aylarında 250 puanlık iki indirim yapması gerekebilir. Böylece kış aylarında soğumaya girecek ekonominin işsizlik üretmeden enflasyonla mücadeleye devam etmesi de sağlanabilir. Üçüncü ve dördüncü çeyreklerde yüzde 2 ile yüzde 1 aralığında, yılın genelinde ise yüzde 3 ile yüzde aralığında büyüme gerçekleşmesi beklenebilir. Dış ticaret verileri ihracatta artışın ve ithalatta azalmanın devam ettiğini gösteriyor. Dış ticaret açısından döviz kurundaki seviyelerin değişmemesi nedeniyle ihracatı zorlaştırmaya devam ediyor. AB ülkelerindeki bu ay içerisindeki beklenen faiz indirimleri Türkiye'nin dış ticaretini olumlu etkileyebilir. Ekonomide enflasyonu kontrol altına almanın işaretlerinin oluşması, cari dengenin yönetilebilir hale gelmesi olumlu, büyüme ve istihdam açısından ise zor geçecek iki çeyrek olacağını gösteriyor. Burada finansal piyasalardaki kredi regülasyonlarının azaltılması ve kredi borçlularının rahatlatılması toplumdaki tepkilerin azaltılması açısından bir rahatlatıcı araç olabilir.

BİZE ULAŞIN