PARA ARAŞTIRMA/ ÜRÜN DİRİER Kamuoyunda sıkça tartışılan 7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM'de kabul edildi. Söz konusu kanun vergi mükelleflerine ilişkin düzenlemelerin yanı sıra vergi mükellefi olmayanlara da birtakım yaptırımlar öngörüyor. Özellikle POS ödemeleri konusunda bayilerde panik havası oluştu. Sektör yeni bir düzenleme ve netlik bekliyor.
7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine eklenen altıncı fıkrada, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç, mükelleflerin mal satışı veya hizmet ifası için yaptıkları tahsilatları, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapmaları durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için 3 kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi ve bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının 20 milyon Türk lirasını geçemeyeceği hükme bağlandı.
Yapılan düzenlemeyle, mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı gibi ödeme aracı olarak kullanılan kartlar aracılığıyla yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin önlenmesi amaçlanıyor.
Söz konusu düzenlemeye müteakip, mükelleflerin bir banka tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki ya da sanal POS cihazını bayii, alt bayii ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden başka işyerlerine kullandırmaları durumunda cezaya muhatap olup olmayacakları hususunda tereddüt yaşanıyor.
"İŞLEM BAŞINA 60 BİN TL CEZA RİSKİ VAR"
Yeni yasayı ve ardından Gelir İdaresi Başkanlığı'nın yaptığı açıklamayı değerlendiren Ödüyo Finansal Teknolojiler Genel Müdürü Erman Yapıcı, "İlk önce açıklanan kanunda 'Herkes kendi POS'undan ödeme alması gerekiyor' diyordu. Bu durum perakendede olağan bir durum ancak, üretimden toptana, toptandan son kullanıcıya ulaştığı perakendecide sıkıntı yaratır. İşlem başına 60 bin TL, yılda 20 milyon TL'ye kadar ceza alınma riski var ve kimse bu riski almak istemiyor. Çünkü belge düzenlenmesi zorunlu kılınıyor. Asıl sorun en alttaki ödemeyi alan ilgili bayinin aldığı ödemeyle ilgili belge düzenleyip düzenlemediğinin denetlenmesi konusunda çıkacak. Bu sorumluluk üst bayiye bırakılmış ama üst bayinin alttaki bayinin ödemesini denetleyecek bir sistemi ve kaynağı yok. Bu işin çözümü; herkes kendinden sorumlu olmalı. Ödemeyi yapan alt bayinin kim olduğunu herkes biliyor, ödeme kuruluşları biliyor, bankalar biliyor. Doğal olarak ana firmanın altındaki ödeme yapan bayinin ödeme yaptığı sırada gelir idaresine bildirim yapılır ve üsteki firmanın sorumluluğu ortadan kaldırılır. Ödeme üst bayinin POS'undan geçiyor ama şu numaralı vergi mükellefi postan ödeme yapmıştır dediğimizde, Gelir İdaresi ilgili faturayı onunla karşılaştırır ve herkesin sorumluluğu da kendine olur. Cezai durum da olmamış olur ve sorun yüzde 100 çözülür. Öte yandan bizi bekleyen riskler var. Gelir İdaresi 5 yıl geriye dönüp inceleme yapabiliyor, kanun çıktığında her yıl 20 milyon TL ceza alma durumu yüksek. İşletmelerin sistemlerini kendilerini güvenli alanda tutacak şekilde tutmalarını öneriyorum. Çok hassas ve önemli bir konu. Nakit akışının çok az olduğu ve neredeyse kartla dönülen bir zamanın içerisindeyiz." şeklinde konuştu.
"BAYİ-ALT BAYİ İLİŞKİSİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"
PayCO Genel Müdürü Fevzi Utku Kılıç ise, kararın ana firma, distribütör, bayi, alt bayi veya franchise şeklindeki ticari yapılanmalardaki tahsilat sistemlerini olumsuz etkileyebileceğini, POS uygulamalarının nasıl ve hangi şartlarda yapılacağının netleşmesini beklediklerini açıkladı.
7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 13/c bendi hükmü kapsamında 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. Maddesinde değişik yapıldı. Yapılan değişiklikle 23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için özel usulsüzlük cezasının üç katı uygulanacak. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemez hükmü getirildi.
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Getirilen hüküm ile özellikle ana firma, distribütör, bayi ve alt bayilerinde kullanılan tahsilat sistemleri üzerinde olumsuz etki yaratması hususunda tereddüt oluşmuştur. Bunun üzerine Gelir İdaresi Başkanlığı 06.08.2024 tarihinde duyuruda bulundu. Duyuruda mükelleflerin bankacılık mevzuatı gereğince, bankalar tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki POS cihazını ve/veya sanal POS'u bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında aralarındaki sözleşmeye istinaden alt işyerlerine söz konusu mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olarak kullandırmaları söz konusu olabildiğini, buna göre, bayi-alt bayi ilişkisi ve benzeri ilişki kapsamında gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran gerekse bu cihazlar vasıtasıyla teslim ettikleri mal ve hizmetlere ilişkin tahsilatlarını yapan mükelleflerin, 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartıyla bahse konu mevzuatta öngörüldüğü şekilde hareket edebilmeleri mümkün bulunduğu belirtildi. Yine diğer taraftan, 213 sayılı Kanunda yapılan bahse konu düzenlemeye ilişkin olarak Bakanlık tarafından ticari hayattaki süreçlerin aksamadan devam edebilmesi ve madde ile sağlanmak istenilen kayıt dışı faaliyetlerin önüne geçilmesi amacına yönelik gerekli görülen idari düzenlemelerin yapılabileceğinin tabii olduğu belirtildi."
"HER BAYİNİN KENDİ POS'UNU ALMASI GEREKEBİLİR"
Söz konusu düzenlemenin bayilik sistemi içindeki taraflara 213 sayılı Kanunda yer alan hükümler gereğince belge düzenleme, hasılatları kaydetme ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri şartı getirdiğini ifade eden Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Olması gereken elbette tarafların kendi yükümlülüklerini yerine getirmesidir. Ancak yapılan açıklama kapsamında POS kullandıran firmanın POS'u kullanan bayinin vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Özel Usulsüzlük cezasına muhatap olma ihtimali görülmektedir. Bu durum POS'u kullandıran firmaya bir misyon yükleyebilir. Böyle bir noktada POS'u kullandıran ana firma, bayilerinin POS'unu kullanmasına izin vermesi için bayileri üzerinde bu oto kontrolü sağlamak isteyebilir. Bunun sağlanmaması veya operasyonel maliyetin yüksek olması durumunda, ana firmanın kendi POS'unu bayilerine kullandırtmama ihtimali doğabilecek, her bayinin kendi POS'unu almasını isteyebilecektir. Bunların hepsi ihtimal dahilinde olup, Bakanlığın çıkaracağı tebliğ ile sözleşmeyle ispatlanan bayi-alt bayi ağı ile iş yapan şirketlerde POS uygulamalarının nasıl ve hangi şartlarda yapılacağının, söz konusu cezai uygulamanın kapsamının nasıl olacağının daha net bir şekilde belirleneceğini düşünmekteyiz."
Burak Kutlu/ Payten Türkiye Ülke Müdürü ve Paratika CEO'su
"POS cihazını düzenlemeye uygun olarak alt bayiye kullandırmak mümkün"
Yapılan değişikliklerle, mükelleflerin mal satışı veya hizmet sunumu için gerçekleştirdikleri tahsilatları, kendi adlarına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri ya da cihazları (POS ve benzeri araçlar) kullanarak yapmaları durumunda, tahsilatı yapan mükellefler ve cihazları sağlayanlar için her bir işlem bazında 3 kat özel usulsüzlük cezası uygulanacağı ve bir takvim yılı içinde bu cezaların toplamda 20 milyon Türk lirasını aşmayacak şekilde uygulanması kararlaştırılmıştır.
Bu düzenlemelerle birlikte, kamuoyuna yansıyan bazı tereddütler de ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, mükelleflerin bir banka tarafından kendilerine tahsis edilen fiziki POS ya da sanal POS cihazını bayi, alt bayi gibi ilişkilere dayanan sözleşmeler kapsamında başka işyerlerine kullandırmaları halinde cezaya tabi tutulup tutulmayacakları konusunda şüpheler oluştu. Mükelleflerin, bankacılık mevzuatına uygun olarak, kendilerine tahsis edilen fiziki POS ve/veya sanal POS cihazlarını bayi-alt bayi ilişkisi veya benzeri sözleşmeler kapsamında, söz konusu mevzuatta yer alan düzenlemelere uygun olmak koşuluyla diğer işyerlerine kullandırmaları mümkündür. Bu çerçevede, gerek kendisine tahsis edilen POS cihazını kullandıran mükelleflerin, gerekse bu cihazlar aracılığıyla tahsilatlarını gerçekleştirenlerin, belge düzenleme, gelir kaydı ve diğer yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirmeleri koşuluyla, ilgili mevzuata uygun hareket edebilmeleri sağlanmaktadır.
Zehra AKSOY/ Alneo & PosBasit Satış ve Büyüme Direktörü
"Kayıt dışı ekonominin engellenmesi amaçlanıyor"
2 Ağustos 2024 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu hakkında bir düzenleme yapıldı. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın açıklamalarına göre, bayi-alt bayi ilişkisinde tüm POS işlemlerinin yasal çerçevede yürütülmesi için gerekli önlemleri almaları halinde mükelleflerin herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacakları belirtildi. Bu önlemler, bayi-alt bayi ilişkisini tesis eden hukuki sözleşmenin varlığı ve bayi-alt bayi arasındaki faturalama süreçlerinin sağlıklı oluşturulması amacıyla alınmıştır. Kayıt dışı ekonominin engellenmesi ve vergi gelirlerinin artırılması amacıyla mükelleflerin bu hususlara dikkat ederek işlemlerine devam etmesi büyük önem taşıyor. Bu noktada yasaya uygun hareket edildiği sürece, ilgili tarafların herhangi bir sorunla karşılaşacağını düşünmüyorum.
Sedat DÖNMEZER / Lidio CCO'su
"Yanlış anlaşılmaların önüne geçilmeli"
Gelir İdaresi Başkanlığı aslında bayi–alt bayi ilişkisinde herhangi bir şeyi değiştirmek niyetinde değil. Niyetleri ve beklentileri aslında alt bayilerin cirolarını (hem vergi kaçağını önlemek hem de olası denetimlerde ellerinde veri olmasını sağlamak adına) takip edebilmek. Bu konuyla alakalı bir duyuru da yayınladılar ve işlerini hukuka uygun yapanlar için bir sıkıntı çıkmayacağını belirttiler. Bildiğimiz kadarıyla bununla alakalı bir alt düzenleme de çalışıyorlar ve bu düzenlemeyle yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesini bekliyoruz. Şu anda işlerini hukuka uygun şekilde yürüten firmalar için bayi-alt bayi ilişkisinde herhangi bir değişiklik olacağını öngörmüyoruz.
Selim GÜSAR / PayBull CEO'su
"Hedef, küçük ölçekli işletmeler"
Bu konuda aslında yeni bir gelişme olmadı, var olan bir mevzuat yeniden gündeme geldi ve ceza bedelleri ciddi oranlarda arttı. Ayrıca firmaların tahsilatlarını kendileri adına kayıtlı olmayan POS cihazları aracılığıyla yapmaları uygunsuz bir durumdur. Bu hem mevzuatla (5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu) hem de kredi kartı altyapı sağlayıcılarının firmalara koyduğu kurallarla yasaklanmıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın hedefinin bayi, alt bayi ya da pazaryerleri gibi yapılar olmadığını (3100 sayılı Kanun mevzuatına göre perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulunan bayiler hariç), birbirlerine POS cihazlarını kullandıran daha küçük ölçekli işletmeleri bu yanlış uygulamadan caydırmak üstüne düzenlemeler yaptığını söyleyebiliriz.