PARA FİNANS/ AYFER ARSLAN Küresel ısınma nedeniyle iklim konusunda artık tehlike çanları çalmaya başladı. Son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan ve bu yaz iyice kendini hissettiren sıcak hava dalgası da hep bunun işaretleri… Mevcut durumu tersine çeviremez isek gelecek yüzyıllarda büyük bir iklim krizi ile karşı karşıya kalacağımız kesin. Bu yüzden bireylerden kurumlara, kamudan özele, üretimden hizmet sektörüne kadar 'topyekün' mücadele ederek atmosferi kirleten karbon salınımını azaltmak zorundayız.
Tabii işin sevindirici yanı ise dünya genelinde çevre konusunda farkındalık ve duyarlılığın artıyor olması. Uluslararası anlaşmalar gereği de zaten devletler nezdinde bu konuda verilmiş önemli taahhütler söz konusu. AB Komisyonu'nun 2019 yılında yayımlanan Yeşil Mutabakat (Europen Green Deal) kararına göre, karbon salınımı 2030 yılına kadar yüzde 50, 2050'ye kadar ise sıfıra indirilecek. Dolayısıyla; üretim süreçlerinde çevresel etkileri göz ardı eden, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmayan ve karbon ayak izini azaltmayan sanayicilerin ayakta kalma şansı zor görünüyor. Tabii yeşil dönüşüm yatırımları için ciddi bir finansman kaynağına ihtiyaç duyulduğu da herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir konu. Bankacılık sektörü de sürdürülebilirlik kriterlerine uygun finansman ürünleri ile bu süreci destekliyor. Yeşil tahvil-bono da bu ürünler arasında yer alıyor.
YEŞİL BONO NEDİR?
Peki, yeşil bono-tahvil nedir? Doğal yaşama, çevreye ve iklime yarar sağlayan, sürdürülebilirliğe katkıda bulunan projeler için kaynak yaratan ve vadesi 1 yıldan uzun olan borçlanma araçları, 'Yeşil tahvil', vadesi bir yıldan kısa olan borçlanma enstrümanları ise 'Yeşil Bono' olarak adlandırılıyor. Merkezi ve yerel yönetimlerin yanı sıra özel sektör kuruluşlarının da çıkarabildiği bu tahvil ihraçlarından elde edilen gelirler, geleneksel tahvillerden farklı olarak sadece yeşil projelerde kullanılabiliyor. Enerji verimliliği, kirliliği önleme ve kontrol, doğal kaynakların sürdürülebilirliği, biyoçeşitliliğin korunması, çevre dostu temiz ulaşım ve sürdürülebilir su gibi uygulamalar ve yeşil projeleri bunlara örnek olarak göstermek mümkün.
Yeşil tahvilin dünya ve ülkemizdeki gelişim sürecini incelediğimizde ise mazisinin çok eski olmadığı dikkati çekiyor. Dünya genelinde ilk Yeşil Tahvil ihracı 2007 yılında Avrupa Yatırım Bankası tarafından gerçekleştirildi. Belli bir süre yatay bir seyir izleyen tahvil piyasası, 2017 yılında Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği'nin yayınladığı Yeşil Tahvil Prensipleri ile canlandı. Toplam sürdürülebilir borçlanma piyasası Ağustos 2020 itibarıyla 1,5 trilyon doları aşarken, 2030 yılında sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 30 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
YATIRIMCIDAN YOĞUN TALEP
Yeşil bono-tahvil ihraçlarında Türkiye ise henüz başlangıç aşamasında ancak giderek piyasanın hareketlendiği de bir gerçek. Sadece kamu ve özel sektör kuruluşları değil, merkezi yönetimin de sürdürülebilir temalı borçlanma piyasalarına ilgisi artmış durumda.
5 Nisan 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından uluslararası sermaye piyasalarında 2.5 milyar dolarlık Türkiye hazinesinin ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirilirken, sağlanan kaynak temiz ulaşım, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, ağaçlandırma doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi, sürdürülebilir su ve atık su yönetimi gibi yeşil projelerin finansmanında kullanılacak.
İş Bankası'nın kuruluşunun 100. Yılına özel halka arz ettiği Türkiye'nin ilk yeşil finansman bonosu olan "100. Yıl Bonosu" da yine bu konudaki son örnekler arasında yer alıyor. Nisan 2024 tarihinde gerçekleşen bono ihracında, halka arz miktarı nominal 3 milyar TL olarak duyurulurken, yatırımcılardan gelen 7.7 milyar liralık rekor talep sonucunda bu tutar 4.5 milyar TL nominale artırıldı. Banka o tarihte yaptığı yazılı açıklamada, halka arza bireysel yatırımcılardan 4.8 milyar TL nominal, kurumsal yatırımcılardan ise 2.9 milyar TL nominal talep geldiğini duyurmuştu. Böylece İş Bankası'na 100. Yıl Bonosu halka arzında yaklaşık 50 bin yatırımcıdan gelen 1.7 kat talep, aslında sürdürülebilir temalı fonlara, tahvil ve bonolara olan yatırımcı iştahını da açıkça ortaya koyuyor.
Peki, Türkiye'de yeşil tahvil piyasasının toplam büyüklüğü ne kadar? Yurt içi ve dışı piyasalarda ihraç edilen çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ÇSY) tahvillere ilişkin veriler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından 27 Ekim 2023 tarihinden itibaren yayınlanmaya başladı. 27 Ekim 2023 itibarıyla yurt içi yerleşikler tarafından yurt içinde ihraç edilen çevresel, sosyal ve yönetişimsel tahvillerin büyüklüğü 4 milyar 350 milyon TL tutarında bulunuyor. Yurt dışında ihraç edilen çevresel, sosyal ve yönetişimsel tahvillerin büyüklüğü 9.7 milyar dolar olurken, bu tahvillerin 2 milyar doları firmalar, 5.2 milyar doları bankalar, 2.5 milyar doları da Hazine tarafından ihraç edildi.
GETİRİSİ DAHA YÜKSEK
Peki, yeşil bono ve fonlara yatırımcıların ilgisinin artmasının nedenleri neler? Öncelikle toplumda çevre bilinci ve duyarlılığının artması, yoğun talepte etkili olan en önemli faktörlerden birisi. Bir diğeri ise getiri potansiyelinin yüksek olması. Küresel finansal hizmetler şirketi Morningstar'ın yaptığı bir araştırma, sürdürülebilir fonların geleneksel fonlardan daha fazla getiri sağladığını gösteriyor. Morningstar, 745 sürdürülebilir fonu, 4.150 geleneksel fonla karşılaştırdı ve sürdürülebilir fonların tüm kategorilerde, İngiltere'de ve diğer ülkelerdeki getirilerinin geleneksel fonlardan fazla olduğunu tespit etti. Şirketin araştırmasına göre, 10 yılı aşkın bir süredir büyük global şirketlere yatırılan sürdürülebilir bir fonun ortalama yıllık getirisi yılda yüzde 6.9 olurken, geleneksel bir fonun yıllık getirisinin sadece 6.3 olması dikkat çekiyor. Morningstar'ın araştırmasında, sürdürülebilir fonların geleneksel fonlardan daha fazla getiri oranına sahip olduğu vurgulanıyor. Buna göre, yeşil ekonominin kârlı bir sistemi barındırdığı belirtilirken, bu fonların getirisinin yüksek olmasının, dünyanın yeşil ekonomiye geçişini hızlandırabileceği kaydediliyor. Yeşil tahvillere olan yatırımların artması ise zincirleme olarak yeşil projeler için ayrılacak kaynakların artması anlamına geliyor.
Müge PEKER /Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü
"Yeni nesil daha duyarlı"
Sürdürülebilirlik konusundaki farkındalık ve uygulamaların artması, şirketlerin sürdürülebilir dönüşüm çabalarının artması gibi nedenlerle Borsa İstanbul'da işlem gören sürdürülebilirlik temalı fon sayısının da her geçen gün artığına şahit oluyoruz. Bununla birlikte, finans sektörünün etkisi yalnızca kendi alanında değil, dönüştürücü gücü sayesinde diğer alanlarda da hissediliyor.
Sürdürülebilirlik fonlarına olan talep, dünyada da son yıllarda artış gösteriyor çünkü hem bireysel yatırımcıların hem de kurumların sürdürülebilirlik kriterlerini dikkate alan yatırımlara yönelme eğiliminde olduklarını görüyoruz. Son yıllarda yatırımcıların finansal getiri beklentisinin yanında, yatırımlarının dünya üzerindeki etkisini de göz önünde bulundurdukları bir gerçek. Bu anlamda ülkemizde de dünyaya paralel bir talep gözlemliyoruz ve sürdürülebilirlik temalı fonlarımızı bu talebi karşılamak amacıyla yatırımcılarımızın beğenisine sunuyoruz.
Üstelik önümüzdeki dönemlerde de bu fonlara olan talebin artarak devam edeceğini düşünüyoruz. Bu beklentimiz, yeni neslin sürdürülebilir bir gelecek konusunda daha duyarlı olmasına dayanıyor.
Mehmet Ali ERSAN ı/Ak Portföy Genel Müdürü
"Finansal enstrümanlar çeşitleniyor"
Tematik ürünlerin yatırımın geleceği açısından büyük bir önem taşıdığına inanıyoruz. Varlık ve yatırım kavramlarının yeniden tanımlanacağı geleceğin yatırım ekosisteminde "Dijitalleşme", "Yeni Teknolojiler", "Dönüştürücü Teknolojiler", "Yeni Nesil Girişimcilik" kavramları öne çıkarken; döngüsel ekonominin gelişimine katkı sağlayacak, çevreye, topluma ve ekonomiye pozitif değer katacak "Sürdürülebilirlik", "Alternatif Enerji" ve "Sağlık Teknolojileri" en güncel temaları oluşturuyor. Bu temalar, aynı zamanda geleceğin yatırımlarının da anahtarı olarak görülüyor. Değişen yatırım iklimi, yatırımcıların tercihlerini de şekillendiriyor. Yeni nesil finansal teknolojiler ve öne çıkan temalar sayesinde başta yatırım fonları olmak üzere sermaye piyasaları ve dijital varlıklara ilgi artıyor.
Sürdürülebilirlik odağında yaşanan dönüşümle birlikte, yatırımcıların finansal enstrüman tercihlerinin çeşitlenmesi de orta-uzun vadede küresel ekonomide ürün ve hizmetlerin yapısını değiştirecek trendlere yatırım yapmayı sağlayan tematik yatırımların ön plana çıkmasını beraberinde getiriyor. Küresel piyasalarda olduğu gibi Türkiye'de de 'tematik' fonlara olan yatırımcı ilgisinin, güçlü bir şekilde devam etmesini bekliyorum.
Selçuk SEREN / Re-Pie Portföy Genel Müdürü
"ESG odaklı yatırımlar artıyor"
Dünyada, ESG - yani Çevresel, Sosyal ve Yönetişim odaklı varlıklara yatırımlar artıyor. 2026 yılında 34 trilyon dolara çıkması beklenen ESG odaklı yatırıma olan talep, arzın üstünde. Hatta 5 yıl içinde, dünyada varlık yönetimlerinin yatırım yaptığı her 5 doların 1'inin ESG odaklı varlıklara yönelik olacağı düşünülüyor. Bunun temelinde, giderek aciliyeti artan iklim krizine karşı mücadele sürecinde bu alanda çözüm üreten şirketlerin büyüme potansiyellerinin yüksek olması geliyor.
Dünyadaki bu yönelime paralel olarak, Türkiye'de en yüksek girişim sermayesi yatırım fonu (GSYF) büyüklüğüne sahip olan portföy yönetim şirketi Re-Pie Portföy olarak, iş modellerini çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik temelinde şekillendiren şirketlere yönelik yatırımlar temel odaklarımızdan birisi.
YEO Teknoloji'den 250 milyon liralık ihraç
YEO Teknoloji, 250 milyon TL tutarla 2024 yılının ilk yeşil bono ihracını başarıyla tamamladı. Yapı Kredi Yatırım'ın aracılık ettiği bono ihracı, yatırımcılardan büyük ilgi gördü ve kısa sürede talep nominal tutarı aştı. Söz konusu ihraçla birlikte YEO Teknoloji, sermaye piyasalarındaki derinleşme hedefine doğru önemli bir adım atarken, borçlanma ürünlerindeki çeşitliliğini de artırmış oldu. Bono ihracıyla elde edilen gelir, yenilenebilir enerji gibi sürdürülebilirlik odaklı ve çevre dostu yatırımlar için kullanılacak.
Yenilenebilir enerjide 2030 yılına kadar 1 GW kapasite hedeflediklerini belirten YEO Teknoloji CEO'su Tolunay Yıldız, "3 kıtada 30'dan fazla ülkede 400'den fazla proje gerçekleştiriyoruz. YEO Teknoloji olarak dünyanın farklı coğrafyalarındaki ofislerimiz ve iş yapma kabiliyetimizin yanında yatırımcı kimliğimizle de büyüyoruz. Yenilenebilir enerji alanında global oyuncu olma yolunda yeni bir adım atmaktan dolayı mutluyuz. YEO Teknoloji olarak dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyon odaklı çalışmalarımızla yenilenebilir enerji ve dijital dönüşüm alanlarında kapsamlı çözümler sunmayı sürdüreceğiz. Başarıyla tamamlanan bu ihraç, yatırımcılarımızın sürdürülebilirliğe olan bağlılığını ve YEO Teknoloji'nin bu alandaki lider konumuna olan güvenini gösteriyor. Elde edilen fonlar ile yenilenebilir enerji, enerji depolama ve hidrojen teknolojileri gibi sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarımızı daha da hızlandıracağız" diye konuştu.