Likidite koşulları yakından izleniyor

Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alındığına işaret eden TCMB, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda ise parasal aktarım mekanizması ilave makro ihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edileceğini kaydetti.
01.08.2024 13:09 GÜNCELLEME : 01.08.2024 13:09

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 50'de sabit tuttu. Mart'taki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 500 baz puan artışla yüzde 50'ye çıkaran TCMB, son dört toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmemiş oldu. Haziran'da aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir zayıflama kaydettiğini vurgulayan TCMB, öncü göstergelerin Temmuz'da aylık enflasyonun, para politikasının görece etki alanı dışında kalan yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamaları ile işlenmemiş gıda fiyatlarındaki arz yönlü gelişmeler neticesinde geçici olarak artacağına işaret ettiğini kaydetti. Banka, buna karşın ana eğilimdeki yükselişin nispeten sınırlı kalacağının öngörüldüğünü ifade etti. Faiz kararı sonrası yayımlanan metinde, "Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ediyor. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutuyor" denildi.

Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini dile getiren TCMB, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı ifadesini korudu. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceğini ve dezenflasyon sürecini güçlendireceğini kaydetti.

LİKİDİTE KOŞULLARI YAKINDAN İZLENİYOR

Kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alındığına işaret eden TCMB, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda ise parasal aktarım mekanizması ilave makro ihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edileceğini kaydetti. TCMB, "Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izleniyor. Sterilizasyon araçları, gerektiğinde çeşitlendirilerek etkin şekilde kullanılacak" ifadelerini kullandı.

Hatırlanacağı üzere TCMB, geçen hafta sıkı para politikası duruşunu destekleyici adımlar attı. Bu doğrultuda kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında değişiklikler yapılarak dezenflasyon patikası ile kredi büyümesinin uyumlu seyri ve Türk lirası kredilerin payının korunması amaçlandı.

Bu arada TCMB, 24 Temmuz'da, rezerv yönetimi kapsamında dış yükümlülüklerinin azaltılması amacıyla uluslararası depo alım işlemlerini gözden geçirdiğini duyurdu. Banka, bu kapsamda, 2023'te Saudi Fund for Development ile gerçekleştirilen 5 milyar ABD doları tutarındaki depo alım işleminin karşılıklı mutabakat ile sonlandırıldığını açıkladı. TCMB'den yapılan açıklamaya göre, son dönemde depo bakiyelerinin azaltılması yoluyla dış yükümlülüklerde yaklaşık 7 milyar dolar karşılığı iyileşme sağlandı.

Öte yandan TCMB, sterilizasyon araçlarının çeşitlendirilmesi kapsamında, kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen döviz karşılığı TL swap işlemlerini, 25 Temmuz itibarıyla sonlandırdı.

YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMLARINA 30 MİLYAR DOLAR KAYNAK

Türkiye'yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı haline getirecek "HIT-30 Yüksek Teknoloji Teşvik Programı" açıklandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HIT-30 Programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağın yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendirileceğini söyledi. İlan ettikleri altı çağrı ile en az 20 milyar dolarlık özel sektör yatırımını ülkeye kazandırmayı hedeflediklerini kaydeden Erdoğan'ın açıklamalarına göre, Program ile 30'un üzerindeki başlıkta yatırımlara nitelikli destekler sağlanacak. Program kapsamında ilk aşamada altı çağrı açılıyor. Bunlardan ilki "HIT elektrikli araçlar çağrısı". Bu alanda üretim kapasitesini yıllık en az 1 milyon adede çıkarmayı öngören 5 milyar dolarlık teşvik paketi devreye alınacak. "Batarya çağrısı" ile 2030'a kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek Türkiye'nin bölgesel bir üretim üssü olması hedefleniyor. Bu hedef için megavatsaat başına 6 bin dolara kadar sağlanacak hibe desteğini de içeren toplamda 4.5 milyar dolarlık teşvik paketi devreye sokulacak. Endüstriyel boyutta çip üretim kapasitesi inşa etme hedefiyle de "HIT-30 Programı çip çağrısı" başlatılacak. Güncel üretim teknolojilerine dayalı en az bir endüstriyel ölçekli çip fabrikasını Türkiye'ye kazandırmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketi devreye alınacak. Güneş ve rüzgar teknolojilerine yönelik de iki ayrı çağrı tasarlandı. Güneş enerjisinde 15 gigavatlık bir kapasitenin tesisine yönelik hücre yatırımlarına megavat başına 8 bin dolara kadar hibe desteği verilecek. Bu paketin toplamı 2.5 milyar doları bulacak. Rüzgar enerjisinde ise kritik bileşenleri ve deniz üstü türbinler gibi ürünlerin imalatının desteklenmesi ve yerli bir rüzgar enerjisi markası inşa edilmesi hedefleniyor. Bu yatırımlar için ise toplamda 1.7 milyar dolarlık kaynak ayrıldı. Altıncı ve son çağrı ise büyük teknoloji firmalarının araştırma geliştirme merkezlerini Türkiye'ye kazandıracak bir model olacak. Ar-Ge faaliyetleri bakımından dünyanın en büyük ilk bin firmasının ülkemizde kuracağı yeni merkezlerin personel giderlerinin yarısı 5 yıl süreyle karşılanacak. HIT-30 Programı'nın ilk adımını da vakit kaybetmeden atacaklarını söyleyen Erdoğan, TOGG'un uzun vadede başarısı için kritik öneme sahip TuriTech firması, program kapsamında 10 milyar liranın üzerinde Ar-Ge yatırımıyla otonom araç teknolojilerini Türkiye'de geliştireceğini kaydetti.

TEMMUZ AYI TÜFE BEKLENTİSİ YÜZDE 2.77

Temmuz ayı tüketici enflasyonu beklentisi yüzde 2.77 oldu. TCMB'nin reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 65 katılımcı tarafından yanıtlanan Temmuz ayı piyasa katılımcıları anketine göre, katılımcıların yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket dönemine kıyasla 0.57 puan azalışla yüzde 42.95 düzeyinde gerçekleşti. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 31.79 iken, bu anket döneminde yüzde 30.02'ye indi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Haziran'da TÜFE aylık yüzde 1.64 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya göre 3.8 puan azalışla yüzde 71.60'a gerilemişti. TCMB Başkanı Fatih Karahan yaptığı bir açıklamada, elektrik ve diğer yönetilen/yönlendirilen kalem fiyatlarındaki artışların Temmuz'da aylık enflasyona yaklaşık 1.5 puan katkı yapmasının beklendiğini dile getirerek, Merkez Bankası'nın tahmininde zaten hesaba katılmış olduğu için, bu artışın enflasyon görünümünde bozulmaya yol açmasının beklenmediğini söylemişti.

Piyasa katılımcıları anketine göre katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD dolar/TL) beklentisi Haziran'da 37,75 lira iken, bu anket döneminde 37,37 oldu. Katılımcıların GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi Temmuz'da bir önceki döneme göre 0.1 puan artışla yüzde 3.4 olarak gerçekleşti. Katılımcıların yıl sonu cari açık tahmini ise 27.6 milyar dolar olarak kaydedildi.

Bu arada Finansal Kurumlar Birliği'nin (FKB) İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği FKB Ekonomik Görünüm Endeksi'ne (FKB-EGE) göre, Temmuz ayı enflasyon beklentisi yüzde 2.96 olarak belirlendi. Anketin Temmuz sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2024 yıl sonu için yüzde 3.60 ve 2025 yıl sonu için yüzde 3.76 olarak tahmin edildi.

YD-ÜFE HAZİRAN'DA AYLIK YÜZDE 0.97 ARTTI

Geçen hafta belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurtdışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat değişimlerini ölçen yurtdışı üretici fiyat endeksi (YD-ÜFE) de açıklandı. TÜİK verilerine göre, YD-ÜFE Haziran'da aylık yüzde 0.97, yıllık yüzde 44.51 artış gösterdi.

Bu arada geçen hafta 2024 yılı ilk çeyrek hanehalkı yurtiçi turizm verileri de açıklandı. Buna göre yılın ilk çeyreğinde yurtiçinde ikamet eden 8 milyon 262 bin kişi seyahate çıkarken, yerli turistlerin yurtiçinde yaptıkları seyahat harcamaları yıllık yüzde 103.2 artarak 45 milyar 262.5 milyon lira olarak gerçekleşti. Yılın ilk çeyreğinde seyahat başına yapılan ortalama harcama ise 4 bin 593 TL olarak açıklandı. Bu rakam 2023 yılı son çeyreğinde 3 bin 974 liraydı. İlk çeyrekte, yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler yüzde 64 ile ilk sırada yer aldı. Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada yüzde 22.5 ile "gezi, eğlence, tatil", üçüncü sırada ise yüzde 6.6 ile "sağlık" yer aldı.

TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ 75.9 OLDU

TÜİK ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi Temmuz'da bir önceki aya göre yüzde 3.1 oranında azalarak 75.9 olarak kaydedildi. Tüketici güven endeksinin 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. TÜİK verilerine göre Temmuz'da bir önceki aya göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde 5.4 azalırken, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi ise yüzde 4.2 geriledi. Temmuz'da bir önceki aya göre gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 7 azalırken, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi ise yüzde 2.6 artış gösterdi.

Temmuz'da bir önceki aya göre güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 1.1 azalışla 114.1 olarak kayıtlara geçti. Alt endekslere bakıldığında Temmuz'da aylık bazda hizmet sektöründe son üç aylık dönemde iş durumu yüzde 1.9, son üç aylık dönemde hizmetlere olan talep ise yüzde 2.6 geriledi. Gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi ise yüzde 1.2 oranında arttı. Temmuz'da bir önceki aya göre güven endeksi perakende ticaret sektöründe yüzde 1.5 azalışla 107.1, inşaat sektöründe yüzde 0.9 azalışla 92.6 oldu.

İMALAT SANAYİ KKO GERİLEDİ

İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) Temmuz'da bir önceki aya göre 0.3 puan azalarak yüzde 75.9 seviyesinde gerçekleşti. TCMB'nin Temmuz'da imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 778 iş yeri tarafından iktisadi yönelik anketine verilen yanıtlardan elde ettiği sonuçlara göre, mevsim etkilerden arındırılmamış KKO bir önceki aya göre 0.4 puan azalarak yüzde 75.9 seviyesinde gerçekleşti.

Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi (RKGE) Temmuz'da bir önceki aya göre 1.8 puan azalarak 98.7 oldu. TCMB'nin iktisadi yönelim anketi sonuçlardan elde ettiği verilere göre, mevsimsellikten arındırılmamış RKGE ise bir önceki aya göre 2.5 puan azalarak 100.3 düzeyinde gerçekleşti.

YENİ OVP EYLÜL'DE AÇIKLANACAK

Öte yandan, 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'ın (OVP) hazırlıkları devam ediyor. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantısında OVP tedbirlerinin değerlendirilmesi ve OVP (2025-2027) hazırlık süreci. güneş enerji santrallerinin sulama birlikleri sahasında kullanımı ile tarımsal üretimin artırılması ile İl istihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları ana gündem maddelerini oluşturdu. EKK'ya ilişkin yapılan açıklamaya göre, toplantıda 2024-2026 dönemini içeren OVP'de öngörülen yapısal reformlarda gelinen aşama ile 2025-2027 dönemini kapsayan OVP'nin hazırlık süreci değerlendirildi. Eylül'de yayımlanması planlanan OVP ile temel politika öncelikleri korunacak, makroekonomik göstergeler ve yapısal reform gündemi son gelişmeler çerçevesinde katılımcı bir yaklaşımla gözden geçirilecek.

İklim değişikliğinin etkileri de göz önünde bulundurularak tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin temini amacıyla sulama tesislerinin enerji ihtiyacının içme suyu amacı taşımayan baraj ve göletlerin rezervuarlarında kurulacak güneş enerji santrallerinden karşılanmasına yönelik çalışmalar ele alıntı ve bu kapsamda önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan yatırımlar istişare edildi.

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker yeni OVP'ye ilişkin yaptığı değerlendirmede, programda tasarruf vurgusunun öne çıkacağını, bunun yanında kamu harcamalarının etkin ve verimli kullanılacağının altının çizileceğini kaydetti. Şeker, "OVP'deki mevcut makroekonomik gösterge hedeflerinin de revize edilme ihtiyacı söz konusu. Öte yandan dış dünyada kredi notumuzun artması elbette pozitif bir etki yaratacak. OVP'nin hedefleriyle uyumlu politikaları eyleme geçirecek bir çerçevede hazırlanması ve piyasalara güven veren, inandırıcılığıyla piyasaların da desteğini alan bir yapıda kurgulanması gerekecektir" dedi.

Ayşe ÖZTEN / A&T Bank Baş Ekonomisti

"Yeni not artışları bekliyorum"

TCMB politika faizinde bir değişikliğe gitmezken, parasal sıkılaştırmanın krediler ve iktisadi faaliyetin seyrine etkisini ön planda tutarak hem zorunlu karşılıklar hem de kredi büyüme sınırını içeren destekleyici adımlar atmaya devam ediyor. Enflasyon patikasında en kötünün geride kaldığını ve Haziran ayı itibarıyla hem aylık hem de yıllık enflasyonda düşüş trendinin başladığını söyleyebiliriz. Yıl sonunda manşet enflasyonun yüzde 43 seviyelerine kadar gerileyeceğini tahmin ediyorum.

Kararlı sıkı para politikası, artan yatırımcı ilgisi, gri listeden çıkışımız, dış kırılganlığın azalması, kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları, cari açıktaki gerileme ve TL'deki güçlü seyir ile birlikte Türkiye ekonomisi 2023 Haziran'dan beri normalleşme süreciyle birlikte atılan adımların meyvelerini topluyor. Yılın geri kalanında Eylül'de Fitch'ten ve Kasım'da S&P'den yeni not artışları bekliyorum. Hatta Türkiye'nin 2025 yılında yatırım yapılabilir ülke notuna sahip olacağını tahmin ediyorum. Yeni not artışları Türkiye'ye yılbaşından beri artarak devam eden sermaye akışlarının hızlanmasında kilit rol oynayacaktır. TCMB'den Kasım ayında başlamak üzere bu sene iki faiz indirim beklentimi koruyorum. Faiz indirimleri başlasa bile sıkı parasal duruşun belli bir süre daha korunacağını tahmin ediyorum. Yılın ikinci yarısında enflasyon cephesinde devam eden iyileşme ile birlikte TCMB'nin hem kredibilitesinin hem de rezerv birikiminin artacağını düşünüyorum.

Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

"Yılın son çeyreğinde faiz indirimleri başlayabilir"

TCMB'nin faiz kararında sürpriz yok. Enflasyona ilişkin temkinli mesajlar vermeye devam eden TCMB, Haziran ayı enflasyonunda belirgin zayıflama olduğunu ifade etmesine karşın Temmuz ayı enflasyonunda aynı etkiyi görmeyeceğimizi belirtti. Taze meyve, sebze, alkol tütün ve elektik zamlarının Temmuz ayı enflasyonunda etkisi hissedilecek. İç tüketimdeki yavaşlamanın henüz istenilen düzeyde olmadığını ve enflasyonist etki yaratmaya devam ettiğini anlıyoruz. Kredi kartlarına yapılan düzenlemenin üçüncü çeyrekte iç talepteki yavaşlamada daha etkili olabileceğini düşünmekteyiz. TCMB, enflasyonist risklerin canlı kalmaya devam etmesi nedeniyle ihtiyatlı duruşunu sürdüreceğini yineledi. Sıkı para politikası duruşunda esneme olmayacağı ve henüz bu esnemeyi sağlayabilecek koşulların olmadığına atıfta bulundu. Geçen yıldan gelen baz etkisinin enflasyon üzerindeki aşağı yönlü eğilimi izlemeye devam ediyoruz. TCMB, özellikle yabancı krediler tarafında odağını korumuş. Döviz kredilerinin daha sonra TL mevduata dönüşmesi konusuna atıf var ve ek önlem alındığı ifade edildi. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ilave makro ihtiyati adımlarla desteklenmeye devam edileceği vurgulandı. Muhtemelen kısa vadeli bir artış olması halinde bunu depo ihaleleriyle, daha uzun bir artış olması halinde ise zorunlu karşılık yöntemiyle kısması beklenebilir. Yakın zamanda faiz indirim sürecine girilmesini erken bulmakla birlikte önümüzdeki dönemde dezenflasyonist sürecin yeterli görülmesi halinde yılın son çeyreğinde faiz indirimleri başlayabilir.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Enflasyonist baskı devam edecek"

Haziran ayında enflasyonda gözlenen gerilemede baz etkisinin varlığı belirgin bir şekilde görünürken, Temmuz ayında enflasyonist baskının devam edeceği, ancak enflasyonun yıllık yükseliş ivmesindeki hızının düşeceği öngörülüyor. Ancak enflasyonist baskının Temmuz'dan sonra da devam edeceğini, yıllık enflasyondaki yükselişin TCMB'nin beklentilerinin üstünde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Yapılan açıklamalarda gerekli görüldüğünde para politikasının sıkılaştırılacağının altının çizilmesi, enflasyonist sürecin etkisinin devam etme ihtimaline işaret ediyor. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 50 düzeyinde gerçekleşeceğini düşünüyorum. Özellikle enerji fiyatlarında uygulamaya konulan zamlı fiyatlar maliyetleri doğrudan etkileyeceğinden ve aynı zamanda genel girdi maliyetlerindeki yükselişlerden dolayı Ağustos ayı enflasyonunun yüksek çıkması beklenen bir sonuç. Temmuz'da tüm sektörlerde güven endeksi bağlamında düşüş gözlendi. Talep yetersizliği ve finansman sorunları faaliyetleri kısıtlayan temel faktörler olarak görünmekte. İmalat sanayi kapasite kullanım oranlarında da benzer bir düşüş izleniyor. Tüketici güven endeksi ise Temmuz'da bu yılın en düşük düzeyine, 75.9'a kadar geriledi. Enflasyonist sürecin devam etmesi, iç talep yetersizliği, ihracatta rekabet gücünün azalması gibi birçok etken güven endekslerinin düşük çıkmasına neden oluyor. Makroekonomik göstergelerde kayda değer ve istikrarlı bir şekilde olumlu gelişmeler izlendikçe güven endekslerinde iyileşmeleri görebileceğimizi düşünüyorum.

BİZE ULAŞIN