Yeni vergi paketinin getirdiği yeni yükümlülükler

Yeni Vergi Paketi, global şirketlerden ulusal şirketlere bir dizi yeni yükümlülükler getiriyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen yeni vergi mevzuatının en önemli ayağını kayıt dışıyla mücadele oluşturuyor…
25.07.2024 14:24 GÜNCELLEME : 26.07.2024 14:33

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Uzun süredir kamuoyunun gündemini meşgul eden vergi paketinin ayrıntıları belli oldu. Vergi paketi ile küresel asgari kurumlar vergisi ve yurtiçi asgari kurumlar vergisi ihdas ediliyor. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 21.07.2024 tarihli sayısına aittir)

Küresel asgari kurumlar vergisi yüzde 15, yurtiçindeki şirketlerin asgari kurumlar vergisi ise yüzde 10 olarak öngörülüyor. Küresel asgari kurumlar vergisinden 40 milyar lira, yurtiçindeki şirketlerin ödeyeceği asgari kurumlar vergisinden ise 70 milyar lira gelir bekleniyor. Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılırken, sadece cezalar için uzlaşma başvurusu yapılmasının yolu açık tutuluyor. Meclis gündemindeki kanun teklifiyle, doktorlar, diş hekimleri gibi serbest meslek kazancı ve restoran, kafe gibi ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükelleflerinin yılın belirli zamanlarında hasılatları tespit edilerek, beyanları ile tespit edilen hasılatları arasında uyumsuzluk olanların izaha davet edilmesi düzenleniyor. Teklifle, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da artırılıyor. Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2'den yüzde 2.25'e çıkarılıyor. Emekli olduktan sonra aynı işlerinde çalışmaya devam eden emeklilikte yaşa takılanlar için işverene uygulanan 5 puanlık sosyal güvenlik destek primi indirimi kaldırılıyor. Yeni yasayla yurtdışına çıkış harcı ise 500 liraya çıkarılıyor.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU'NDA KABUL EDİLDİ

Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Paketin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri devam ediyor. Vergi mevzuatı, sosyal güvenlik mevzuatı ve bazı kanunlarda düzenlemeler getiren kanun teklifinin, bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor. Kanun teklifiyle, vergilemede güvenliğin sağlanması ve kayıt dışılıkla mücadele, vergi adaletinin güçlendirilmesi ve dolaysız vergilerin payının artırılması, vergiye uyumun artırılması, bazı istisnaların kaldırılması, bazı istisnaların ise uygulama şeklinin değiştirilmesi, cezaların ve tahsilat etkinliğinin artırılması, devreden KDV'nin azaltılması, tahsilat etkinliğinin artırılması hedefleniyor.

KÜRESEL ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ GELİYOR

Teklifte, vergi güvenliğinin sağlanmasına hizmet eden düzenlemelerin başında, uluslararası model kuralları ile uyumlu olarak çok uluslu şirketlerde asgari kurumlar vergisi (küresel asgari kurumlar vergisi) uygulaması ve bu uygulamayla birlikte yerel asgari kurumlar vergisi düzenlemesi geliyor. Kurumlar Vergisi Kanunu'na 13 maddeden oluşan "Yerel ve Küresel Asgari Kurumlar Vergisi" başlıklı bölüm ekleniyor. Geçiş düzenlemelerinin yapıldığı ilave bir geçici madde ile birlikte yeni bir müessese ihdas ediliyor. Teklifle, farklı ülke uygulamaları ile OECD nezdinde yayımlanan Model Kurallar ve Rehberler de dikkate alınmak suretiyle, dünya genelinde elde ettikleri yıllık konsolide hasılatı 750 milyon euro karşılığı Türk lirasını aşan çok uluslu işletmelere asgari düzeyde kurumlar vergisi uygulanmasını amaçlayan düzenleme yapılıyor. Küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi matrahının ve işletme bazlı kazanç veya zararın nasıl hesaplanacağına yönelik düzenlemelere gidilen teklifle, küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi oranı yüzde 15 olarak belirleniyor. Şirketlerin efektif kurumlar vergisi oranının yüzde 15'in altına düşmesi durumunda, tamamlama amaçlı ek vergi alınması öngörülüyor. Eğer nihai ana işletmenin bulunduğu ülkede de bu vergi alınmazsa söz konusu ek vergi bu defa o grubun faaliyet gösterdiği üçüncü ülkeler tarafından alınabilecek.

40 MİLYAR LİRA GELİR ETKİSİ BEKLENİYOR

Teklifte verginin konusu şöyle anlatılıyor:

"Nihai ana işletmesinin konsolide finansal tablosundaki yıllık konsolide hasılatı, gelirin raporlandığı hesap döneminden önceki dört hesap döneminin en az ikisinde 750 milyon euro karşılığı Türk lirası sınırını geçen çok uluslu işletme gruplarının bağlı işletmelerinin ilgili hesap dönemindeki kazançları, yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine tabi olacak. Hesap döneminin 12 aydan farklı olması durumunda, hesaplanan konsolide hasılatın bir yıla iblağ edilmesi ile tespit olunan tutar, hasılat sınırının tespitinde dikkate alınacak. Teklifin yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine yönelik hükümleri 2024 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2024 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Etki analizine göre nihai ana işletmesi Türkiye'de bulunun 57, yurtdışında bulunan bin 24 grup bulunuyor. 2024 gelirlerine uygulanmak üzere (2025 yılında verilecek ayrı bir beyanname ile) yürürlüğe girmesi öneriliyor. Bu düzenlemenin tahmini 40 milyar TL gelir etkisi olması bekleniyor.

MUAF TUTULAN KURUM VE FONLAR

Teklifle, "Yerel ve Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi" kısmında kullanılan bazı kavramlar tanımlanıyor. Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden muaf olanlar ile bu vergiden istisna tutulan kazançlar belirleniyor. Buna göre; kamu kurum ve kuruluşları ile uluslararası kuruluşlar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar, emeklilik yatırım fonları, nihai ana işletme niteliğinde olup yatırım fonu kapsamında değerlendirilen fonlar, nihai ana işletme niteliğinde olup gayrimenkul yatırım fonları başta olmak üzere gayrimenkul yatırım araçları kapsamında değerlendirilenler ve diğer bazı kuruluşlar bu vergiden muaf tutuluyor. Ayrıca, uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetinden elde edilen kazançlar yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinden istisna oluyor. Teklifle verginin mükellefinin hangi kurum olacağı belirleniyor. Buna göre; gelirin dahil edilmesi esası kapsamında küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefi, hasılat sınırını (750 milyon euro karşılığı Türk lirası) aşan çok uluslu işletme gruplarına bağlı ve diğer ülkelerde yerleşik olan işletmelerin; Türkiye'de yerleşik nihai ana işletmesi, ara ana işletmesi veya kısmen sahip olunan ana işletmesi olacak. Nihai ana işletmesi Türkiye'de, ara ana işletmesi Türkiye'de veya başka ülkelerde yerleşik bağlı işletmelerde verginin mükellefi ise Türkiye'de yerleşik nihai ana işletme olacak.

YEREL ASGARİ TAMAMLAYICI KURUMLAR VERGİSİ

Teklifle birleşme, bölünme ve pay devirlerine ilişkin düzenlemeye gidiliyor. Hesap dönemi içerisinde iki veya daha fazla grubun birleşmesi ile bir işletmenin başka bir işletmeyle ya da bir grupla birleşmesi durumunda, 750 milyon euro karşılığı Türk lirası hasılat sınırının nasıl belirleneceği düzenleniyor.

Teklifle yerel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisinin mükellefinin, konsolide hasılat sınırını (750 milyon euro karşılığı Türk lirası) aşan çok uluslu işletme gruplarına bağlı ve Türkiye'de yerleşik olan; bağlı işletmeler ve iş ortaklıkları olduğu düzenleniyor.

Yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisine yönelik özel vergileme halleri düzenlenen teklifle, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi ile ilgili kısmın uygulanmasına yönelik usul ve esasları belirleme yetkisi veriliyor.

YURTİÇİ ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ

Teklifle, yurtiçi asgari kurumlar vergisi uygulaması getiriliyor. Teklife göre kurumlar vergisi mükelleflerinin ödeyecekleri asgari kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10'undan aşağı olamayacak.

Üzerinden yüzde 10 kurumlar vergisi hesaplanacak kurum kazancı olarak ticari bilanço karına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve maddede öngörülen istisna ve indirimlerin düşülmesi suretiyle bulunan tutar dikkate alınacak. Düzenlemeye göre hesaplamada kazançtan indirilecek istisnalar şöyle:

"Tam mükellef kurumlardan elde edilen iştirak kazançları istisnası, emisyon primi kazanç istisnası, sahip olunan taşınmazlardan elde edilen kazançlar dışında yatırım fon ve ortaklıklarının istisna kazançları, kooperatiflerin risturn istisnası, finansal kiralama şirketleri ve varlık kiralama şirketleri ile yapılan sat geri kirala işlemlerinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden elde edilen kazançlara uygulanan istisna, girişim sermayesi fonu indirimi ve korumalı işyeri indirimi, mikro ve küçük işletme tanımına giren kurumlar vergisi mükelleflerinin teknoloji geliştirme bölgesi kazanç istisnası ile aynı işletmelerin Ar-Ge ve tasarım indirimleri."

YENİ İŞE BAŞLAYANLAR VERGİDEN ÜÇ YIL MUAF

Teklife göre düzenlemenin uygulamasında: yeni işe başlayanlardan üç yıl asgari vergi alınmayacak. Mevcut yatırım teşvik belgesi olan mükelleflerin hakları korunacak. İhracat kazançlarına uygulanan 5 puan, imalat kazançlarına uygulanan 1 puan ve halka açık şirketlere uygulanan 2 puanlık indirimler korunacak. Ayrıca, yüzde 10 oranını, sektörler, faaliyet konusu, iş kolları ya da üretim alanları itibarıyla ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirme veya bir katına kadar artırma hususunda Cumhurbaşkanına, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda da Hazine ve Maliye Bakanlığı'na yetki verilecek. Etki analizine göre bu düzenlemeden 62 bin kurumlar vergisi mükellefinin etkilenmesi ve ilave 70 milyar lira yıllık gelir etkisi olacağı bekleniyor.

Bu düzenleme, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Kanun teklifinin gerekçesinde yurtiçi asgari kurumlar vergisine yönelik bir örneğe de yer veriliyor. Buna göre ticari bilanço karı 1 milyon lira olan bir A.Ş'nin, ödemesi gereken kurumlar vergisi 100 bin lira olacak ve 50 bin lira ilave kurumlar vergisi ödenecek.

KAZANÇ DAĞITIMI ŞARTI

Teklife göre yatırım fon ve ortaklıklarının gayrimenkul kazançları kar dağıtımına bağlı istisna edilecek. Türkiye'de kurulmuş olmaları şartıyla, kurumlar vergisi istisnasından faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik yatırım fonları hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az yüzde 50'sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kar payı olarak dağıtılması şart olacak. Bu süre içerisinde belirtilen orana kadar karın ortaklara dağıtılmaması durumunda, istisnadan faydalanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacak.

Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre fon veya ortaklıklarının kazançları Türkiye'de kurulmuş olmaları şartıyla kurumlar vergisinden istisna ediliyor.

Teklifle ayrıca, kar dağıtım şartını sağlamayan ve bu nedenle istisnadan faydalanamayan yatırım fon ve ortaklıklarından kar payı elde eden kurumların, iştirak kazançları istisnasından faydalanabilmesine imkan sağlanıyor. Etki analizine göre 2023 yılı itibarıyla, 35 gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) tarafından 32 milyar lira kazanç istisnasından yararlanılmış olup vergi etkisi 10 milyar lira,125 gayrimenkul yatırım fonu (GYF) tarafından 31 milyar kazanç istisnasından yararlanılmış olup vergi etkisi 10 milyar lira. İstisna kazancın yüzde 50'sinin dağıtıldığı varsayımında, ortaklara dağıtılan kar paylarından alınacak gelir ve kurumlar vergisinin etkisi 7,2 milyar lira olacak.

SERBEST BÖLGE KAZANÇ İSTİSNASINA SINIRLAMA

Teklifle, serbest bölgelerde faaliyette bulunan işletmelere sağlanan kazanç istisnası ihracat gelirleri ile sınırlandırılıyor. Bu düzenlemenin, 1 Ocak 2025'ten itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Etki analizine göre 2023 yılı itibarıyla serbest bölgelerde faaliyet gösteren 652 mükellef 42 milyar lira kurumlar vergisi istisnasından faydalanmış olup vergi etkisi yaklaşık 10 milyar lira. Düzenlemenin ihracatı teşvik edici yönü bulunduğu ifade edilerek, istisnanın ihracat ile sınırlandırılması durumunda 2025 yılı için 2.5 milyar lira gelir etkisi olacağı tahmin ediliyor.

Teklif ile KDV ve ÖTV Kanunları uyarınca, ulusal güvenlik kuruluşlarına milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin istisna ile Gümrük Kanunu'nda aynı konuda yer alan istisna hükmü arasındaki farkın, malların ithalatı ve yurt içi teslimindeki ithalat lehine olan uygulama farklılığı kaldırılmak suretiyle gideriliyor.

DEVREDEN KDV İÇİN YENİ DÜZENLEME

Mükelleflerin katma değer vergisi (KDV) beyannamelerinde yer alan indirilecek KDV tutarlarının beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilememesi halinde, bu süre sonunda kayıtlardan çıkarılarak yapılacak vergi incelemesi ile gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınmasına imkan sağlanıyor. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun ilgili maddelerinde değişikliğe giden teklife göre mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den indirilemeyecek vergiler arasına beş takvim yılı süresince indirim yoluyla güncellenemeyen katma değer vergisi de ekleniyor.

Teklife göre, beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen KDV, sonraki döneme devreden KDV hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınacak. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden KDV'nin, üç yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilecek. Bu suretle talepte bulunulmayan KDV gider yazılamayacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasında vergi incelemesi dışında farklı usuller tespit etmeye, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak. Bu düzenleme, mükelleflerin sonraki döneme devreden KDV tutarlarının indirim yoluyla telafi edilebilmesine ilişkin öngörülebilirlik sağlamak amacıyla 1 Ocak 2030 itibarıyla yürürlüğe girecek.

Bu arada teklifle, birleşme, devir ve bölünme işlemlerinde, devreden KDV ve iade hakkının beş takvim yılı kriterine veya zamanaşımına bağlı olmaksızın "vergi incelemesi" yoluyla yeni şirkete devrine izin veriliyor.

"İNDİRİM İMKANINI ORTADAN KALDIRIYOR"

Düzenlemeyle devreden katma değer vergisinin beş yıldan sonra indirim imkanının ortadan kaldırıldığını vurgulayan Gelir İdaresi eski Başkanı Osman Arıoğlu, "Beş yıldan sonraki üç yıl içerisinde özel bir hesaba alınarak ve vergi incelemesi sonucunda gelir kurumlar vergisi için gider olarak yazılabilmesine imkan sağlanıyor. Daha açık deyimiyle katma değer vergisi indirimi beş yıldan sonra kaldırılmış olduğundan bu vergi tekniğine ve kazanılmış şartların ihlaline aykırı bir durum teşkil eder muhtemelen anayasal sıkıntı da doğurabilir" dedi.

Kanunlarda yer alan ancak uygulama alanı sınırlı kalan istisnaların kaldırılmasının gayet yerinde ve rasyonel bir davranış olacağını vurgulayan Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç ise, kaldırılacak istisnaların etkisinin sağlıklı değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Ardıç şunları söyledi:

"Sürekli yatırım yapan veya stoklu çalışan bir işletmenin devreden KDV'sinin olması kadar doğal bir durum yok. KDV Kanunu'nun sistematiği de bunu gerektiriyor. Bu gibi durumlarda olan işletmelerin devreden KDV'sinin kabul edilmemesi, işletmenin büyük bir KDV yükü ile karşı karşıya kalınmasına neden olacak."

VERGİLEME KOLAYLIĞI

Teklifle, çalışanlara verilen hisse senedi opsiyonlarında vergileme kolaylığı sağlanıyor. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna tutulacak. Diğer taraftan, hizmet erbabına verilen pay senetlerinin daha uzun süre elde tutulmasının teşvik edilmesi amacıyla, bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin elde tutulma süresine göre istisnanın farklı oranlarda uygulanması öngörülüyor.

Buna göre; hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin; iktisap tarihinden itibaren üç tam yıl içerisinde elden çıkarılmasında istisna edilen verginin tamamı, dört ila altı yıl içerisinde elden çıkarılmasında istisna edilen verginin yüzde 75'i, yedi ila 12 yıl içerisinde elden çıkarılmasında istisna edilen verginin yüzde 25'i, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte işverenden tahsil edilecek. Bu şekilde istisna nedeniyle zamanında alınmayan vergilere ilişkin zaman aşımı süresi, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay senetlerinin hizmet erbabı tarafından elden çıkarıldığı tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacak. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili olacak. Yapılan etki analizinde düzenlemenin vergiye gönüllü uyumu artıracağı, 1 milyar liralık bir vergi harcaması etkisi olacağı değerlendirildi.

START-UP'LAR YASAL DÜZENLEMEYE KAVUŞACAK

İşverenin hizmet erbabına pay senedi vermesi uygulamasının halen tüm şirketler bakımından mümkün olduğuna dikkat çeken Eski Baş Hesap Uzmanı, Yeminli Mali Müşavir Fazlı Çilingir, "Mevcut uygulamada belirli süre şirkette çalışma veya performansa bağlı olarak şirket payları verilebiliyor. Bedelsiz yapılan bu pay devirleri hizmet erbabı bakımından ücret geliri olarak kabul ediliyor ve rayiç bedel üzerinden stopaja tabi oluyor. Yapılan düzenlemeyle mevcut durum teknogirişim şirketleri, yani start-up'lar bakımından yasal düzenlemeye kavuşturuluyor ve vergi istisnası koşulları belirleniyor. Buna göre kapsamdaki şirketler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nca belirlenecek kriterlerle teknogirişim şirketi olarak kabul edilecek. Teknogirişim şirketinin devrettiği pay senedinin, devir tarihindeki bedeli çalışanın bir yıllık brüt ücret tutarı kadarki kısmı gelir vergisinden istisna olacak. Buna ek olarak ücretlinin elde ettiği payı kanunda belirlenen sürelerden önce elden çıkarması halinde, istisna edilen tutar vergi ziyaı cezası ve faizi ile birlikte işverenden tahsil edilecek. Madde sadece belirli şirketlere istisna getirmesi açısından eleştiriye açık. Ayrıca teknogirişim şirketlerine dair kanunda bir ölçüt olmaması, idareye keyfi düzenleme yapma olanağı getiriyor. Bunun yanı sıra işveren bir şekilde, çalışanın payını devretmemesine dair tedbir alma yükümlülüğü altına giriyor" diye konuştu.

KIYMETLİ MADENLERİN DEĞERLEME FARKLARINA VERGİ

Teklif ile döviz ve döviz hesaplarında olduğu gibi şirket ve bankaların aktifinde yer alan kıymetli madenler ile kıymetli madenlere dayalı mevduat hesaplarının borsa rayici ile değerlenmesi, bu değerleme sonucu, geçici vergi dahil hesap dönemleri itibarıyla değerleme farklarının vergilendirilmesi sağlanıyor.

Teklif ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, "emtia" başlıklı 274'üncü maddesinden sonra gelmek üzere "kıymetli madenler" başlıklı 274/A maddesi eklendi. Teklife göre altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerlenecek. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacak. Kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacak. Alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak, mevcut uygulamada olduğu gibi 213 sayılı Kanunu'n 280, 281 ve 285'inci maddelerde yer alan hükümler bu fıkra kapsamındaki alacak ve borçlar bakımından da geçerli olacak.

"UYUŞMAZLIĞA AÇIK"

Vergi Usul Kanunu'nun 263'ncü maddesinin halen borsa rayici ile değerleme usulünü belirlediğini söyleyen Yeminli Mali Müşavir Fazlı Çilingir, buna göre borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerinin ortalama değerlerini ifade ettiğini vurguladı. Çilingir, "Teklifle, bu kapsama kıymetli madenler de ekleniyor. Teklifle, kıymetli maden kapsamında olan ve dolayısıyla borsa rayici ile değerlenen emtia tanımlanıyor. Maddeye göre kıymetli madenler 'altın, gümüş, paladyum gibi' şeklinde ifade ediliyor. Burada 'gibi' ifadesi uyuşmazlığa açıktır. Borsa rayici olmayan veya rayici muvazaalı olan madenler ise maliyet bedeli ile değerlenecektir. Fiyatı artış eğiliminde olan kıymetli madenlerde mükellefin, madeni borsaya kaydettirmesi daha lehine olabilecektir. Halen bu değerleme, alacak değerlemesi gibi mukayyet değerle yapılmaktadır. Maddeyle kıymetli madene endeksli her türlü alacak ve borç da aynı değerleme usulüne tabi olacaktır. Mevduat ve kredi sözleşmelerinde ise faiz dahil, borsa rayici üzerinden değerlenecektir" şeklinde konuştu.

GERÇEK HASILAT TESPİTİ YAPILACAK

Teklifle, ticari veya serbest meslek faaliyetleri yönünden mükellefiyeti olanların gerçek hasılatlarının tespitine yönelik vergi güvenlik müessesi ihdas ediliyor. Doktorlar, diş hekimleri gibi serbest meslek kazancı ve restoran, kafe gibi ticari kazanç yönünden gelir vergisi mükelleflerinin yılın belirli zamanlarında hasılatlarının tespit edilmesi, tespit edilen hasılatları ile beyanları arasında yüzde 20'yi aşan oranda uyumsuzluk olanların izaha davet edilerek izahın yeterli bulunmaması durumunda hasılat tespitlerinden hareketle vergi tarh edilmesine imkan veren düzenleme yapılıyor. Teklife göre, günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında 12'den az olmamak kaydıyla bu madde hükümlerine göre işlem tesis edilmek üzere yoklama yapılabilecek. Teklife göre madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak.

TEVKİFAT KAPSAMI GENİŞLETİLİYOR

Teklifle ticari kazanç elde eden gelir vergisi ile kurumlar vergisi mükelleflerine yapılan bazı ödemelerden gelir ve kurumlar vergisi kesintisi yapılmasına imkan sağlanıyor.

Teklif ile elektronik ticaret pazar yerlerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarının mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkan sağlayan aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, ilgili hükümlere göre faaliyette bulunan hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına faaliyetleri dolayısıyla yaptıkları ödemeler vergi kesintisi kapsamına alınıyor.

Yapılan diğer bir düzenleme ile mal ve hizmet alımlarına ilişkin gerçek kişilere yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen sektör ve faaliyet konuları dikkate alınarak vergi tevkifatı yapılması öngörülüyor. Ayrıca, Cumhurbaşkanına düzenleme yapılan vergi kesintisine tabi ödemeler için faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte oran belirleme yetkisi veriliyor.

"YENİ KAZANÇLAR EKLENİYOR"

Gelir vergisi tevkifatını düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesine, tevkife tabi yeni kazançlar eklendiğini vurgulayan Çilingir, "Buna göre elektronik pazar yerlerinden hizmet sağlayıcılara, aracı hizmet sağlayıcılar tarafından yapılan ödemeler tevkifata tabi oluyor. Bu sayede aracı hizmet sağlayıcının tevkif edilen tutarı beyan etmesine gerek kalmayacak. Yine 94'üncü maddeye eklenen 20'nci fıkra ile Cumhurbaşkanı'nca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve hizmet alımlarında tevkifat yükümlülüğü getirme yetkisi veriliyor. Bu yetkiyle, tevkifat usullerinin kanunla belirlenmesi ve kanunun en önemli maddelerinden olan 94'üncü maddenin bir anlamı veya güvencesi kalmıyor. Bu yönüyle hükmün Anayasaya aykırılığı iddiasında bulunulabilir" dedi.

BİLGİ TALEBİNE İLİŞKİN DÜZENLEME

Teklifle, her türlü dijital ortamda alım, satım, kiralama, ilan ve reklam gibi ticari faaliyet gösteren aktörlerin bu faaliyetlerine ilişkin bilgilerin alınabilmesi amacıyla bilgi verme mecburiyeti kapsamına alınanlar ve düzenli bilgi verilecek konular düzenleniyor. Teklifle, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın elektronik ticaretin yanı sıra internet dahil olmak üzere her türlü dijital ortamın reklam, ilan, satış ve kiralama gibi iktisadi ve ticari amaçlarla kullanıldığı hallerde vergi güvenliğini sağlama amacıyla elektronik ticaret hizmet sağlayıcılar ile başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ortam sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılar ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıların yanı sıra erişim, içerik, yer ve sosyal ağ sağlayıcılara, iktisadi ve ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getiriliyor. Teklifle, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgiler ile içerik sağlayıcılar tarafından üretilen ya da sağlanan bilgilerin aracı hizmet, elektronik ticaret aracı hizmet, erişim, yer ve/veya sosyal ağ sağlayıcılar tarafından alınması zorunluluğu getirilmesi düzenleniyor.

Halen Vergi Usul Kanunu'nun 257/1-2'de Maliye Bakanlığı'na verilen yetki çerçevesinde, mükelleflere ödemelerini banka ve finans kurumları aracılığıyla yapma ödevi verildiğini vurgulayan Fazlı Çilingir, yapılan değişiklikle madde kapsamına mükellef olmayanların da girdiğini kaydetti. Çilingir, "Ancak mükellefin bu ödeve uymaması halinde uygulanacak yaptırım belirsiz kalıyor. Zira vergi kanunlarında mükellef olmayanlara yaptırım uygulamayı sağlayacak bir yöntem mevcut değil" dedi.

VERGİ ZİYAI CEZASI YÜZDE 50 ARTIRILACAK

Teklifle Vergi Usul Kanunu'nda değişikliğe gidilerek, kayıtsız faaliyetlere artırımlı ceza uygulaması getiriliyor. Mevcut uygulamada, vergi mükellefiyetini tesis ettiren ile kayıt dışı faaliyette bulunanlara uygulanan vergi cezası arasında fark bulunmuyor. Teklife göre vergi dairesinin bilgisi dışında mükellefiyet tesis ettirmeksizin kayıt dışı faaliyette bulunmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda, kesilecek vergi ziyaı cezası yüzde 50 artırımlı uygulanacak. Aynı vergi türü ve dönemine ilişkin daha sonra yapılacak tarhiyatlar nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarına da aynı artırım hükmü tatbik edilecek.

Yapılan etki analizi çalışmasına göre, kesilecek cezanın artırılmasının vergi uyumunu artırıcı etkisi olacak. 2023 yılında yapılan denetimlerde 30 bin 378 kişinin mükellef olmadan çalıştığı tespit edildi.

Teklifle, damga vergisi ödenmemiş kağıtları işleme koyan noterler adına kesilecek asgari özel usulsüzlük cezası tutarı her bir kağıt için 40 liraya çıkarılıyor. Etki analizine göre 2023'te 213 sayılı Kanunun 355'inci maddesi uyarınca yedi kişiye toplam 12 bin 488 lira, 2024'te ise söz konusu madde uyarınca dört kişiye toplam 18 bin 646 lira özel usulsüzlük cezası kesildi.

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI ARTIRILIYOR

Teklifle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun usulsüzlük cezalarının düzenlendiği 352'nci maddesinde yer alan cezaların caydırıcılığı artırılıyor. Usulsüzlük cezalarına ilişkin cetvelin adı "1 Sayılı Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel" olarak düzenleniyor ve cetveldeki ceza tutarları yeniden belirleniyor. Vergi Usul Kanunu'nda "usulsüzlük" vergi kanunlarının şekle ve usule mütaallik hükümlerine riayet edilmemesi olarak ifade ediliyor. Artırılan cezalara örnek vermek gerekirse; cetvele göre ceza tutarı sermaye şirketlerinin birinci derece usulsüzlüklerinde bin 100 liradan 20 bin liraya, ikinci derece usulsüzlükleri için 580 liradan 10 bin liraya, sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar ve serbest meslek erbabının birinci derece usulsüzlüklerinde 660 liradan 10 bin liraya, ikinci derece usulsüzlük cezası 330 liradan 5 bin liraya çıkartılıyor. İkinci sınıf tüccarlar için bu cezalar sırasıyla 5 bin ve 3 bin 500 lira olarak öngörülüyor.

Etki analizine göre 2023'te 213 sayılı Kanunun 352'nci maddesi uyarınca yaklaşık 566 bin kişiye toplam 280 milyon lira, 2024 yılının ilk altı ayında ise söz konusu madde uyarınca yaklaşık 288 bin kişiye toplam 237 milyon TL usulsüzlük cezası kesildi.

ARTIRIMLI ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI GELİYOR

Gelelim, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında 213 sayılı Kanunun 353'üncü maddesine göre kesilen "özel usulsüzlük cezaları ile bazı fiillerin tekrarında uygulanan ceza tutarlarındaki" artışa ve kanuna bağlı 2 sayılı cetvel eklenmesine.

Teklifle, özel usulsüzlük cezalarının tekrarında artırımlı ceza uygulaması getiriliyor, uygulanacak ceza tutarları Kanuna ekli 2 sayılı cetvel ile belirleniyor. Kanun uyarınca düzenlenmesi gereken belgelerin düzenlenmediği hususunun, belgelerin düzenlenmesi gereken tarihten itibaren beş iş günü içinde alıcı tarafından idareye bildirilmesi durumunda alıcı adına ceza kesilmemesi ve satıcıya üç kat ceza kesilmesi yönünde düzenleme yapılıyor. Nihai tüketicilere kesilecek özel usulsüzlük cezası yeniden düzenleniyor, belge düzenlenmediğinin bu kişiler tarafından beş iş günü içinde idareye bildirilmesi durumunda bunlar adına ceza kesilmemesi sağlanıyor. Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu belgeler yerine Kanun kapsamında olmayan, bir başka anlatımla Kanunda tanımlanmamış belgelerin düzenlenmesi durumunda duruma göre bu belgeleri düzenleyenlere iki kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi, bu durumun alıcı tarafından beş iş günü içinde idareye bildirilmesi halinde cezanın altı kat uygulanması sağlanıyor.

HER TESPİTTE 10 BİN LİRALIK ARTIŞ

Örnek vermek gerekirse, teklife göre belge almama/vermeme fiiline uygulanan ceza bir takvim yılında ilk tespitte 3 bin 400 liradan 10 bin liraya çıkarılıyor. Sonraki tespitlerde Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tutarlardan aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının yüzde 10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek. 2 sayılı cetvelde takvim yılındaki tekrarlayan her bir fiil için ceza 20 bin liradan itibaren 10'ar bin lira artırılıyor. Altıncı ve sonraki tespitlerde 100 bin lira oluyor. Bunun yanı sıra cezanın üst sınırı 10 milyon lira olarak güncelleniyor.

Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de olmak üzere sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, giriş ve yolcu taşıma bileti gibi düzenleme zorunluluğu getirilen belgeleri düzenlemeyenlere bir takvim yılında ilk tespitte 3 bin 400 liradan 10 bin liraya çıkarılıyor. Sonraki tespitlerde Kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde yer alan tutarlarda özel usulsüzlük cezası verilecek. Cetvele göre tekrarlayan her bir cezada 10'ar bin liralık artış yapılacak. Altıncı ve sonraki tespitlerde özel usulsüzlük cezası 100 bin lira olacak. Her bir belge neviine ilişkin olarak kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 1 milyon lirayı, bir takvim yılı içinde ise 10 milyon lirayı geçemeyecek.

FİŞ ALMAYANA 5 BİN LİRA CEZA

Kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit edilmesi halinde bunlara her bir belge için 5 bin lira özel usulsüzlük cezası kesilecek. Mevcutta bu ceza 680 liraydı. Teklife göre, bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı için 50 bin lirayı geçemeyecek. Şu kadar ki, bu bent kapsamındaki kişiler tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce belgenin düzenlenmesi gereken tarihi takip eden beş iş günü içerisinde belgenin düzenlenmediğinin idareye bildirilmesi durumunda, bunlar adına özel usulsüzlük cezası kesilmeyecek.

Etki analizine göre 2023'te 213 sayılı Kanunun 353'üncü maddesi uyarınca yaklaşık 130 bin kişiye toplam 1 milyar 876 milyon lira, 2024'te ise söz konusu madde uyarınca yaklaşık 53 bin kişiye toplam 974 milyon lira özel usulsüzlük cezası kesilmişti.

Vergi Usul Kanunu'nda usulsüzlük cezasının vergi kaybına yol açsın veya açmasın şekli ilişkin ödevlere uymama karşılığında uygulandığını söyleyen Çilingir, bu amaçla kanuna ekli tek bir cetvelle ceza miktarlarının tespit edildiğine işaret etti. Yapılan değişiklikle cetvel sayısının ikiye çıkarıldığını dile getiren Çilingir, "1 sayılı cetvelle cezalandırılacak fiillerde bir değişiklik yapılmamakta ancak cetveldeki cezalar fahiş artırılıyor. Yeni ceza tablosunda yer yer 20 kata varan artışlar yapılmış" dedi.

BAŞKASINA AİT POS CİHAZINI KULLANMAK SUÇ

Teklifle, kayıt dışılıkla mücadele kapsamında Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355'inci maddesine göre kesilen özel usulsüzlük cezaları artırılıyor. Başkalarına ait banka hesaplarının, ödeme kaydedici cihazların ve pos cihazlarının kullanılması durumunda uygulanacak cezalar düzenleniyor.

Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların bilgi değişimi hükümleri kapsamında bilgi toplanmasını amaçlayan bir düzenleme olan 213 sayılı Kanunun 152/A maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara uygulanacak ceza artırılıyor. Elektronik beyanname ve bilgi vermeme, defter ve belgelerle diğer kayıtları ibraz etmeme gibi durumlarda birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabına uygulanacak ceza 11 bin 800 liradan 20 bin liraya, ikinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenlere uygulanacak ceza 5 bin 800 liradan 10 bin liraya çıkacak. Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin para transferlerinin, başkasına ait hesaplara yapılmasında 20 milyon lirayı geçmemek üzere işleme konu tutarın yüzde 10'u ceza olarak kesilecek. Ceza kesilen mükellefe göre asgari ceza tutarı 25 bin lira, 12 bin 500 lira, 6 bin 500 lira olacak. Başkalarına ait POS cihazı kullanımında ise 20 milyon lira üst sınırı korunarak, asgari ceza tutarları üç kat artacak. Buna göre ceza kesilen mükellefe göre asgari ceza tutarı sırasıyla 75 bin lira, 37 bin 500 lira, 19 bin 500 lira olacak. 153/A maddesine göre istenilen teminatın verilmemesinde sahte belgede yer alan tutarın yüzde 10'u ödenecek Asgari ceza tutarı 690 bin lira, azamı ceza tutarı 10 milyon lira olacak.

Yapılan etki analizine göre 2023'te 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca yaklaşık 524 bin kişiye toplam 3 miyar 385 milyon lira, 2024 yılında ise söz konusu madde uyarınca yaklaşık 210 bin kişiye toplam 1 milyar 516 milyon TL özel usulsüzlük cezası kesilmişti.

Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkıyor

Teklifle, Vergi Usul Kanunu'nun ilgili maddelerinde yapılan düzenleme ile "vergi aslı" uzlaşma kapsamından çıkarılıyor. Cezalar için uzlaşma başvurusu yapılmasının yolu açık tutuluyor. Halihazırda uzlaşma müessesesi kapsamında mükellefler ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları, vergi incelemesine dayanarak tarh edilecek vergiler ve bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezalan ile kanunla belirlenen tutarı aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için uzlaşma talebinde bulunabiliyor. Vergi Usul Kanunu'nda yer alan uzlaşma müessesesinde vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarıldığından, yapılan düzenleme ile vergi aslına ilişkin hükümler Kanunun ilgili maddelerinden çıkarılmak suretiyle gerekli değişiklikler yapılıyor. Teklifle, kanunun yayımından önce yapılmış uzlaşma başvurularının değişiklik öncesi hükümlere göre sonuçlandırılmasına yönelik düzenlemeye gidiliyor.

GİB personeline fazla mesai ücreti

Teklifle Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) taşra teşkilatı kadrolarında görev yapan personelden (sözleşmeli olarak istihdam edilenler dahil); icra, tahsilat, yoklama ile yaygın ve yoğun vergi denetimi işlemlerini yapmakla görevlendirilen ve fiilen daire dışında çalıştırılan personele ayda 50 saati geçmemek üzere fazla çalışma ücreti ödenmesine imkan veren düzenleme yapılıyor. Ödeme yapılacak personel sayısı yüzde 20 ile sınırlanıyor. GİB taşra teşkilatı kadro ve pozisyonlarında bulunan toplam memur ve sözleşmeli personel sayısı 38 bin 404, bu sayının yüzde 20'si ise 7 bin 680. Yapılan mali etki analizine göre fazla çalışma alabilecek tüm personelin bu ödemeyi alması durumunda düzenlemenin bütçeye toplam etkisi azami 669.3 milyon lira olacak. Ancak bugün için bu görevlerde bulunan personel sayısı 4 bin kişi olup bu personelin tamamının daire dışında ve mesai saatlerinden sonra çalıştırılması durumunda yıllık maliyet 348.6 milyon lira olarak hesaplanıyor.

Bazı tütün mamullerinde maktu vergi sınırı kalkıyor

Bazı tütün mamullerinden alınmakta olan maktu vergi tutarına ilişkin asgari maktu vergi tutarının yüzde 20'sine kadar olan sınırlama kaldırılıyor. Birim ambalajda bulunan mamul için alınacak asgari maktu vergi tutarı kadar maktu vergi alınabilmesine ilişkin yetki alınıyor.

Yabancı devlet kurumlarının deprem yardımlarına KDV istisnası

Yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından deprem nedeniyle yapılacak yardımlara KDV istisnası sağlanacak. Teklife göre 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluştan arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına 1 Ocak 2024'ten itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluştan arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi 31 Aralık 2025'e kadar katma değer vergisinden müstesna olacak. Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilecek. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak.

YİD projelerine yüzde 30 kurumlar vergisi

Yap-işlet-devret (YİD) modeli ile kamu özel işbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında gerçekleştirilen projelerden elde edilen kazançlardan alınan kurumlar vergisi yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarılıyor. Bu düzenleme, 2025 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlara, özel hesap dönemine tabi olan kurumların ise 2025 takvim yılında başlayan özel hesap dönemi ve izleyen vergilendirme dönemlerinde elde edilen kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Hali hazırda bu kapsamda 44 mükellef bulunuyor. Bu mükelleflerin beyan ettikleri matrah üzerinden 2.8 milyar lira kurumlar vergisi tahakkuk etti. Öneri çerçevesinde bu mükellefler için kurumlar vergisinin yüzde 30 olarak uygulanması durumunda 557 milyon lira kurumlar vergisi etkisi oluşacak.

Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2.25'e çıkıyor

Teklifle, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapılarak işveren tarafından ödenen kısa vadeli sigorta kolları prim oranı yüzde 2'den yüzde 2.25'e çıkarılıyor. Kısa vadeli sigorta kolları prim oranını yüzde 1.5 oranına kadar düşürmeye, yüzde 2.5 oranına artırmaya Cumhurbaşkanına yetki veriliyor. Yapılan mali etki analizine göre kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yüzde 2.25 olarak belirlenmesi Sosyal Güvenlik Kurumu'nun kısa vadeli sigorta kolları prim gelirlerinde yaklaşık yüzde 12.5 artış sağlayabilecek. 2024 Mart ayı verilerine göre kısa vadeli sigorta kollarına tabi olup prim oranı yüzde 2 olan 18 milyon 225 bin 229 sigortalı bulunuyor. Yüzde 2 olan kısa vadeli sigorta prim oranının yüzde 2.25 olması halinde tüm sigortalıların prime esas kazanç alt sınırı üzerinden bildirildiği varsayımı altında prim gelirlerinde aylık 911 milyon 375 bin 357,68 lira, beş aylık yaklaşık 4.6 milyar lira ve bir yıllık süreçte ise yaklaşık 10.9 milyar lira artış olması öngörülüyor.

EYT'li çalışana 5 puanlık SGDP indirimine son

Teklifle, sosyal güvenlik mevzuatında düzenleme yapılarak kamuoyunda emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) olarak bilenen, 8 Eylül 1999 (dahil) öncesinde sigortalı sayılanlardan ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananların, aynı işyerlerinde sosyal güvenlik destek primine (SGDP) tabi çalışmaya devam etmeleri halinde işverenlere sağlanan 5 puanlık SGDP'nin hazine tarafından ödenmesine ilişkin uygulama sonlandırılıyor. Bu düzenlemenin, kanunun Resmi Gazete'de yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girmesi öngörülüyor.

Etki analizine göre bu indirimin 2024 yılı Ağustos ayı/dönemi itibarıyla kaldırılması halinde kamu giderlerinde aylık 1 milyar 140 milyon lira, beş aylık 5.7 milyar lira ve yıllık 13.7 milyar lira azalma öngörülüyor.

Yurtdışına çıkış harcı 500 lira

Yurtdışına çıkış yapan TC vatandaşlarından çıkış başına alınan harç tutarı yeniden belirleniyor. Teklife göre yurtdışına çıkış harcı 500 liraya çıkarılıyor. Harcın her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanması sağlanıyor. Ayrıca her yılın Ocak ayının 10'uncu günü sonuna kadar yapılan yurtdışına çıkışlarda, bir önceki yılda o yılın sonu itibarıyla geçerli tutar üzerinden nar ödenmiş alanların bu ödemelerinin geçerli kabul edilmesi, artış tutarının aranmaması hususu düzenleniyor. TBMM'de görüşmeleri sırasında herhangi bir değişiklik olmazsa, bu maddenin kanunun Resmi Gazete'de yayımını izleyen 10. günde yürürlüğe girmesi öngörülüyor.

Etki analizine göre 2023'te 8 milyon 743 bin 760 kişi yurt dışına harç ödeyerek çıkış yapmış olup, 2024'te de aynı sayıda kişinin yurt dışına harç ödeyerek çıkış yapacağı varsayımı ile yıllık gelir etkisinin 4.3 milyar lira olacağı tahmin ediliyor

KDV iadelerinde esas usul vergi incelemesi olacak

Teklifle, mükelleflerin KDV iadelerinin doğru bir şekilde yapılması ve haksız KDV iadesine sebebiyet verilmemesini teminen KDV iadelerindeki esas usul, vergi incelemesi olarak belirleniyor. Teklife göre Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade talepleri vergi inceleme raporu soruncuna göre yerine getirilmesi esas olacak. Halihazırda maddede yer alan Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın mükellefiyet süresi, çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutan, vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri esas alarak mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri tespit etme yetkisi ise korunuyor. Bu madde, kanunun yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe girecek.

"Borcu yoktur" uygulamasının etkinliği artırılacak

Kanun teklifiyle Danıştay'ın iptal kararı doğrultusunda Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu'nun 22/A maddesinde değişikliğe gidilerek, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı mahkeme kararları ve icra dairelerinin ödeme veya icra emirleri üzerine yapılacak ödemeler dahil her türlü ödemelerde, "borcu yoktur" belgesi aranılması yönünde Hazine ve Maliye Bakanına yetki veriliyor. Etki analizi çalışmasına göre 22/A maddesi kapsamında 2023 yılında 1 milyon 411 bin işlem karşılığında 107.9 milyar tahsilat yapıldı. Kapsama alınacak ödemler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasının tahsilatı artırıcı etkisi bulunmakla birlikte, etkisi hesaplanamadı.

Söz konusu düzenlemeyi değerlendiren Eski Baş Hesap Uzmanı, Yeminli Mali Müşavir Fazlı Çilingir, yapılan değişiklikle; Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın tahsil dairelerine mahkeme kararı veya icra emrine dayalı bir borcun mevcudiyeti halinde, 5018 sayılı Kanuna tabi idarelerin borcu yoktur yazısı arayacağını veya istihkak sahiplerinden kesinti yapacağını vurgulayarak şunları kaydetti:

"Anılan tahsil daireleri sadece vergi borçlarını değil, aynı zamanda Rekabet Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu gibi tahsil yetkisi olmayan idarelerin tüm alacaklarını takip ve tahsil etmektedir. Diğer taraftan icra emrinin henüz kesinleşmemiş borçları içeriyor olması, borçluyu zor durumda bırakabilecektir."

Teminat üst sınırı belirleniyor

Teklifle, Anayasa Mahkemesi'nin Vergi Usul Kanunu'nun "Teminat Uygulaması" başlıklı 153/A maddesinin bazı fıkralarının iptali kararının gerekçeleri dikkate alınarak düzenlemeye gidiliyor. Mevcutta, münhasıran sahte belge düzenleme amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği vergi inceleme raporu ile tespit edilip mükellefiyeti terkin edilenler ile bunlarla ilişkili olanlar başka bir şirkette kanuni temsilci veya yüzde 10'dan fazla oranda ortak oldukları takdirde bu şirketlerden belirlenen tutarlarda teminat göstermeleri isteniyor. Yapılan düzenlemeyle madde kapsamındaki mükelleflerden istenilecek teminatın üst sınırı belirleniyor. Teklife göre, teminat uygulaması kapsamındaki mükelleflerden istenecek teminatın üst sınırı, 10 milyon liradan fazla olmamak üzere, düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın yüzde 10'u tutarında olarak belirleniyor.

İstenen teminatın verilme süresi 30 günden 60 güne çıkarılıyor. Yükümlülüklerini öngörülen şekilde yerine getiren mükelleflere teminatın iade edilmesi ve belirlenen kişilerin teminat isteme tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş tüm vergi borçlarından sorumlu olmamaları sağlanıyor. Teminat gösterilmemesi durumunda teminat tutarı kadar özel usulsüzlük cezası kesilmesine yönelik düzenlemeye gidiliyor. Ayrıca madde metnindeki Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümlere atıf yapan veya bu hükümlerle ilişkili olan hükümler de madde metninden çıkarılıyor.

Gürsel BARAN / Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"Kapsamlı bir reform yapılmalı"

Uzun vadede kalıcı refahı sağlamaya yönelik, adil, kayıt dışılığı ortadan kaldıracak kapsamlı bir reform yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Tabi bunları yapabilmek için de, vergi oranlarının düşürülerek tabana yayılması gerekiyor. Bunlarla birlikte idarenin ve denetimlerin de etkinliğini artırmak vergi sisteminin sağlıklı işlemesini sağlayacaktır. Bunun dışında pakette devreden KDV sorununa ilişkin düzenlemenin yeterli gelmeyeceği, Avrupa normlarına uymak amacıyla düzenlemesi yapılan şirket birleşme, devir ve bölünme işlemlerindeki değişikliğin yerinde bir değişiklik olmayacağı söylenebilir. Ayrıca, mali müşavirlerimiz teklifteki cezaların da çok yüksek olduğu yönünde görüş bildiriyor. Vergide uzlaşmanın kaldırılması teklifte yer alıyor. Bunun geleceği nokta, mahkemelerin yükünün artması olacaktır. EYT düzenlemesi, ülke ekonomisi üzerine büyük bir mali yük getirdi. EYT'liler genç emekli oldukları için çalışabilecek durumdalar. İşletmeler yetişmiş insan kaynağı bulmakta sıkıntı yaşıyor. Kalifiye elemanıyla yoluna devam etmek isteyen işletmeler buradaki destek priminden faydalanabiliyordu. Mevcut şartlarda, enflasyon ve diğer güncel gelişmeler işletmelerin yükünü çok ağırlaştırmıştı. Bu ağırlığa bir ek daha geldi. Amacın emekli yerine yeni istihdam sağlamak olduğunun da farkındayız. Ancak iş hayatının gerçekleri de farklı. O yüzden emekliliğe hak kazandığı halde ilgili personelinin çalışmasını arzu eden şirketlerimiz için sosyal güvenlik destek primi uygulamasının devam etmesinden yanayız.

Seyit ARDIÇ / Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"EYT'li istihdama 5 puanlık SGDP indirimi devam ettirilsin"

Ülkemizin mevcut ekonomik şartları ve çeşitli nedenlerden ötürü emeklilerimiz uzun bir iş hayatından sonra tekrardan çalışmak zorunda kalıyor. Sosyal güvenlik mevzuatı gereği emekli olan ve tekrardan çalışma hayatına katılan emeklilerimiz adına işverenler tarafından prime esas kazanç üzerinden yüzde 32 oranında SGDP ödeniyor ve bu da işletmelerimiz açısından ilave bir maliyet oluyor. 2023'te yapılan EYT düzenlemesi ile yaklaşık 3 milyon çalışanımız kademli olarak emekli edildi. Bu kapsamda, emekli olanların mevcut istihdamının sürdürülmesi adına hali hazırda çalıştıkları işyerlerinde çalışmalarına devam etmeleri halinde SGDP primi 5 puan indirimli uygulanarak işverenlerimiz desteklendi. Yapılan bu destek faydalı oldu ve emekli olanlar istihdam edilmeye devam edildi. Getirilen düzenleme ile bu desteğin kaldırıldığını görmekteyiz. Kayıt dışı istihdamın yüksek seviyelerde olduğu ülkemizde, yapılan bu düzenlemenin bu durumu daha da artıracağı endişesini taşımaktayız. Bu nedenle, EYT'li istihdam eden işverenlerimize sağlanan 5 puanlık SGDP indirim hakkının devam ettirilmesi ve hatta tüm emekli çalışanlarımıza yönelik indirim hakkının tanımasının ülkemiz istihdamına olumlu katkılar sağlayacağını düşünmekteyiz.

Zeki KIVANÇ / Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

"İstisna ve indirimlerin azaltılması gerekli"

Çok uluslu şirketlerin Türkiye'den elde ettikleri kazançlar üzerinden vergi ödemelerini olumlu karşılıyoruz. Vergi Kanunlarında indirim ve istisna maddeleri oldukça karışık ve çok fazla olduğundan, bu istisna ve indirimlerin azaltılması gerekli. Bu azaltmalar yapılırken zorunlu olan ve sosyal, askeri gibi nedenlerle kaldırılması sorunlar çıkartabilecek olan istisna ve indirimler kalmalı, diğer istisna ve indirimler kaldırılmalı. EYT'lilerin, emekli olduktan sonra çalışmaları ekonomik nedenlere dayandığı gibi çalışma yaşında olmaları nedeni ile bu kişilerin tecrübe ve iş bilirliklerinden yararlanma zarureti bulunuyor. Bu nedenlerle bu kişileri çalıştıran işverenler için sosyal güvenlik destek priminin devam etmesinde yarar görmekteyiz. Ülkemizde işletmelerin yabancı kaynakla yatırım yapmaları nedeniyle, enflasyon değerlemesinde kazanılmamış, yani fiktif karlar üzerinden kurumlar vergisi ve gelir vergisi ödenmesi gerekiyor. Bu nedenlerle enflasyon değerlemesi sonucunda oluşan kar veya zarar 2023 takvim yılı uygulamasında olduğu gibi vergi dışı tutulmalı.

Osman ARIOĞLU / Gelir İdaresi Eski Başkanı

"Dava dosyalarını artırır"

Yargı sisteminin iyi işlemediği, davaların 5 yıl, ortalama 3 5 yıl sürdüğü, vergi inceleme raporlarının her geçen gün sağlıklılık durumunun daha tartışılabilir hale geldiği bir ortamda, uzlaşmanın ceza indirimi ile sınırlamasını doğru bulmuyorum. Çünkü kanunda zaten vergi indirimi var. O zaman uzlaşma diye bir müessese koymaya gerek yok. Uzlaşma bugüne kadar bir nevi vergi tahsilatını hızlandırıcı görev yapıyordu. Dolayısıyla uzlaşmanın bu şekilde sınırlanması, aslında Maliye'yi kendi silahıyla vurur hale getirebilir. Büyük ölçüde uzlaşmaya gidilmeyip, dava açılacağı için, dava dosyalarının artmasına neden olur. Vergi paketiyle cezalar artırılıyor. Yüksek cezalar her zaman caydırıcı olmaz. Önemli olan algının değişmesi ve kayıt dışılığın kavranabilme kapasitesinin olmasıdır. Yüksek cezalar mağduriyeti artırabilir. Örneğin sahte belge kullanımı diye bir olay var. Bilmeden sahte belge kullanıp mağdur olan birçok kişi var.

Fazlı ÇİLİNGİR / Eski Baş Hesap Uzmanı, Yeminli Mali Müşavir

Çok uluslu işletmelere vergi uygulaması

Teklifle yerel ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi getiriliyor. Dünyada Base Erosion Profit Shifting (BEPS) olarak yaygınlaşan uygulamayı OECD yürütüyor. Projenin amacı çok uluslu işletmelerin dünya üzerinde en az bir yerde vergi ödemesini sağlamak. Teklifle, OECD BEPS Model Kuralları ile örtüşen tanımlar yapılıyor. Verginin genel oranı yüzde 15. Efektif kurumlar vergisi yüzde 15'in altında kalan işletmelerden, nihai ana kuruluşun bulunduğu ülkede ek vergi (Multinational top-up tax) alınacak. Örneğin, ana şirketi ABD'de olan A, Türkiye'de 100 milyon euro kar için yüzde 10 vergi öderse aradaki 5 milyon euro ABD tarafından vergilendirilecek. Bu örnekte Türkiye'nin aradaki 5 milyon euro'yu ABD'den önce vergilendirmesi gerekiyor. Aksi halde vergi geliri ABD'ye ait olacak. Teklifle ayrıca birleşmelerin, asgari global vergi mükellefi olmaya etkisi düzenleniyor.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi öne çıkarıyor"

Kanun teklifinde kamu açısından en ileri uygulamalar kurumlar vergisi ile ilgili düzenlemelerdir. Kurumlar vergisinde asgari kurumlar vergisi uygulaması ile OECD ülkeleri ve G20 vergi çalışmaları kapsamındaki asgari kurumlar vergi ve matrah aşındırma yöntemlerine karşı önlemler dikkat çekici. Böylece Türkiye yabancı sermaye firmalarının Türkiye'den vergisiz olarak transfer ettiği gelirlerine yüzde 15 oranında bir vergi önerisi ile küresel olarak tartışılan bir konuyu uygulamaya koymuş olacak. Tasarının dikkat çekici bir diğer yönü kayıt dışı ekonomi ile olan mücadeleyi öne çıkarması. Özellikle, denetimlerin artırılması, denetim elamanlarının mali hakları üzerinden iyileştirmeler getirmesi ve usulsüzlükle ilgili maddi yaptırımların ağırlaştırılması da öneriler açısından önemli. Bunlar arasında; hekim, diş hekimi, avukat gibi serbest meslek erbabı ve restoran kafe hizmetleri için örnekleme denetimleri ile elde edilecek hasılat tespiti ile beyan edilen hasılat arasındaki farkın izaha davet edilmesi ve yüzde 20 sınır getirilmesi yer alıyor. Ayrıca KDV alacakları ile yapılan düzenlemelerde işletmelerin lehine uygulamaların getirilmesi de önemli.

Serkan KUMDAKÇI / Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Vergi Platformu Başkanı

"Beklenen yıllık gelir artışı 150.2 milyar lira"

Vergi paketinin yasalaşması halinde yapılan hesaplamalara göre, Maliye'nin beklediği yıllık gelir artışı 150.2 milyar lira düzeyinde. Paketin ölçülebilir gelirinin yaklaşık yarısının yurt içi asgari kurumlar vergisi kaleminden gelmesi bekleniyor. Kanun teklifinde, dikkat çeken bir diğer husus, ticari veya serbest meslek faaliyetlerinde bulunan mükellefler için hasılat tespiti yapılması. Tespit edilen hasılat tutarları ile mükellefin beyanları arasındaki fark yüzde 20'den fazla olduğunda mükellefler izaha davet edilecekler. Eğer yapılan izah tatminkar bulunmaz ise gelir vergisi tarifesi oranında vergi tarh edilmesi gündeme gelecek. Kıymetli maden üretim ve alım-satımı ile iştigal eden mükelleflerin aktiflerinde ticari mal olarak kayıtlı olanlar hariç olmak üzere, mükelleflerin aktiflerinde tasarruf amacıyla tutmuş oldukları kıymetli madenler ile kıymetli maden ile olan alacak ve borçlarının borsa rayiciyle değerlenmesi sağlanıyor. Vergi cezalarını önemli oranda artıran yasa ile fatura düzenlemeyen esnaf ve diğer işletmelere kesilen bin liralık ceza 3 bin 400 liradan 10 bin liraya çıkarılıyor. Fatura almayan vatandaşa da eğer beş gün içinde fatura vermeyen işletme veya esnafı ihbar etmezse 5 bin lira ceza kesilecek. Bunların dışında artan ceza uygulaması da getiriliyor. İşletmeler birinci tespitte 3 bin 400 olarak uygulanan cezayı 10 bin lira olarak ödeyecekler. Ancak artan oranlı ceza uygulaması ile işletmelere İkinci tespitte 20 bin lira, üçüncü tespitte 30 bin lira, dördüncü tespitte 40 bin lira beşinci tespitte 50 bin lira altıncı ve sonraki her tespitte 100 bin lira özel usulsüzlük cezası kesilecek.

BİZE ULAŞIN