Powell’ın açıklamaları faiz indirim beklentilerini destekliyor

Fed üyeleri, enflasyonun hedefe doğru ilerleme kaydettiğine dair güvenin arttığını ve ilerleyen aylarda enflasyonda gelişim son dönemde olduğu gibi devam ederse faiz indirimlerinin uygun olacağını vurguladı. Piyasalar, eylül ayından itibaren başlamak üzere ABD’de 2024 yılı sonuna kadar en az iki faiz indirimine gidileceğini fiyatlarken, Powell’ın açıklamaları düşük bir ihtimalle de olsa bu yıl 3 faiz indirim ihtimalini de gündeme getirdi…
25.07.2024 14:48 GÜNCELLEME : 25.07.2024 14:48

ONURCAN BAL/ Geçen hafta pazartesi günü Washington Ekonomi Kulübü'nde açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Powell, bu yılın ikinci çeyreğindeki üç verinin enflasyonun yüzde 2'ye düştüğüne dair güveni biraz artırdığını ifade etti. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 21.07.2024 tarihli sayısına aittir)

Powell, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye düştüğüne dair güven kazanana kadar politikayı gevşetmeye başlamanın uygun olmayacağını belirttiklerini, ilk çeyrekte güven kazanmadıklarını ancak geçen haftaki de dahil olmak üzere ikinci çeyrekteki verilerin güveni artırdığını vurguladı. Fed Başkanı Powell, ABD ekonomisinin son birkaç yıldır oldukça iyi bir performans sergilediğini, ikinci çeyrek ekonomik verilerinin politika yapıcılara enflasyonun merkez bankasının %2'lik hedefine doğru ilerlediğine dair daha fazla güven sağladığını ve muhtemelen yakın vadede faiz indirimlerinin önünü açtığını söyledi. Fed'in faiz indirimi yapmak için enflasyonun %2'ye ulaşmasını beklerse uzun bir süre beklemiş olacağını ve bunun da riskleri artırabileceğini vurguladı. Powell, iş gücü piyasasının artık aşırı ısınmış durumda olmadığını ve beklenmedik bir zayıflamanın Fed'i harekete geçirebileceğini söyledi. ABD'de enflasyonda ilk çeyrekte yukarı yönlü sürprizler görülürken, ikinci çeyrekte beklentilerden daha iyi gelen enflasyon rakamları takip edildi. Özellikle haziran ayına ilişkin TÜFE'de aylık bazda düşüş görülmesi, çekirdek TÜFE'de düşüş eğiliminin etkisini sürdürmesi piyasalarda pozitif algılandı. Fed Başkanı Powell'ın son verileri bu açıdan olumlu yorumladığı ve daha güvercin tonda açıklamalarda bulunduğu görüldü. Geçen hafta açıklamalarda bulunan Fed üyeleri de enflasyonun hedefe doğru ilerleme kaydettiğine dair güvenin arttığını ve ilerleyen aylarda enflasyonda gelişim son dönemde olduğu gibi devam ederse faiz indirimlerinin uygun olacağını vurguladı. Piyasalar, eylül ayından itibaren başlamak üzere ABD'de 2024 yılı sonuna kadar en az iki faiz indirimine gidileceğini fiyatlarken, Powell'ın açıklamaları sonrasında daha düşük bir ihtimalle de olsa bu yıl içi 3 faiz indirim ihtimali de gündeme geldi. Halihazırda para piyasalarında Fed'in eylül ayında faiz indirimine gitmesine %100 ihtimalle fiyatlarken, piyasalar mevcut veriler ışığında eylül ayındaki faiz indiriminin ardından yıl sonuna kadar bir faiz indirimini daha kesin bir ihtimalle fiyatlıyor.

TRUMP'IN KAZANACAĞINA DAİR BEKLENTİLER ARTTI

ABD Başkanı Trump'a gerçekleştirilen suikast girişimi sonrasında Trump'ın seçim yarışını kazanacağına yönelik beklentilerin güç kazandığı ve bu durumun küresel çapta fiyatlamalar üzerinde etkili olduğu görülüyor. Pazartesi günü doların küresel çapta değer kazandığı, gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karsısında değer kaybettiği, tahvil faizlerinin yükseldiği ve Avrupa ile Asya piyasalarında satış baskısının artış kaydettiği takip edildi. Trump yeniden seçilirse yüksek gümrük vergileri ve ABD'de düşük vergi politikalarıyla küresel çapta enflasyonu tetiklemesinden ve Fed'in kısıtlayıcı para politikasını daha uzun bir süre devam ettirebileceğinden endişe ediliyor. ABD Başkanı Biden adaylıktan çekilme çağrılarını reddederken, kaynaklara dayandırılan haberlerde Biden'e adaylıktan çekilme baskısının artış kaydettiği ve Biden'ın yarıştan çekilme ihtimalinin olduğu da ifade ediliyor. Eğer Biden yarıştan çekilirse yerine açıklanacak aday ve Trump'ın bu aday karşısındaki kazanma ihtimali fiyatlamalar üzerinde etkili olarak küresel çapta volatiliteyi artırabilir. Bununla birlikte hafta içerisinde Fed Başkanı Powell'ın faiz indirim beklentilerini destekleyici açıklamalarından ve Trump'ın büyüme odaklı politikalarına yönelik beklentilerden küçük ölçekli şirketlerin destek bulduğu görüldü. Küçük ölçekli şirketlerdeki yükselişe karşın Biden yönetiminin, Tokyo Electron Ltd. ve ASML Holding NV gibi şirketlerin ABD'deki gelişmiş yarı iletken teknolojisine erişim sağlamaya devam etmesi halinde olası en ağır ticaret kısıtlamasını getirmeyi düşündüğü belirtmesi geçen hafta teknolojik ve yarı iletken sektöründe sert satışlara neden oldu. ABD'de teknoloji sektörü hisselerinde bu sene %30'ları bulan yükselişler ve özellikle Nvidia hissesinde %150'lere ulaşan getiri dikkat çekerken, S&P500 Endeksi'nde sene başından bu yana yaşanan yükselişlerin %30'unun sadece tek bir hisseden (Nvidia) gelmesi sektörel hareketi ve yoğunlaşmayı çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu yüksek yoğunlaşma ve ulaşılan ciddi piyasa büyüklükleri nedeniyle Muhteşem Yedili olarak adlandırılan hisselerde ve özellikle Nvidia'da yaşanabilecek olası düzeltmelerin küresel risk iştahı ve piyasalar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabileceği göz ardı edilmemelidir. Son dönemde ABD borsalarındaki güçlü performansın ve sektörel yoğunlaşmanın ardından düzeltme riskinin artış kaydettiğine dair uyarılar ve teknoloji hisselerinde yaşanan satışlar dikkat çekmektedir.

ECB FAİZLERDE DEĞİŞİME GİTMEDİ

Avrupa Merkez Bankası (ECB) perşembe günü gerçekleşen temmuz toplantısında genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi. Karar metninde faizleri gerektiği müddetçe kısıtlayıcı tutma taahhüdünü yineleyen ECB, kısıtlayıcılığın seviyesinin ve süresinin verilere bağlı olacağını belirtti. ECB Başkanı Lagarde, yurt içi fiyat baskılarının hala yüksek olduğunu, enflasyonun 2025'te hedefe doğru düşeceğini belirtti. Lagarde, enflasyonda hedefe ulaşana kadar kısıtlayıcı olmaya devam edeceklerini, verilere bağlı şekilde hareket ederek toplantıdan toplantıya karar alacaklarını vurguladı. Lagarde, faiz oranı kararlarının enflasyon dinamiklerine bağlı olacağını ifade etti. Piyasadaki genel beklentiler haziran ayından ardından eylül ve aralık aylarında da devam edecek faiz indirimleriyle ECB'nin 2024 yılını 3 faiz indirimi ile tamamlayacağı yönünde korunuyor. Açıkçası ECB'nin Fed'den ilk faiz indiriminin beklendiği eylül ayından önce ek bir faiz indirimine giderek bu noktada Fed ile ayrışmasını derinleştirmeyeceğini ve ECB'nin bir sonraki faiz indirimi için eylül ayının daha uygun olduğunu düşünüyoruz.

İÇ PİYASADA TCMB TOPLANTISI GÜNDEMDE

Yeni haftada 23 Temmuz Salı günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) toplantısı ve faiz karar piyasaların takibinde olacaktır. TCMB'nin temmuz toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceğini düşünüyoruz. Piyasadaki genel beklentiler de bu toplantıda politika faizinin %50,0 olarak korunacağı yönünde şekilleniyor. TCMB'nin enflasyonla mücadelede kararlılık vurgusunu, gerekmesi halinde ek sıkılaşmaya gidilebileceği söylemini ve sterilizasyon adımlarının devam edeceğine ilişkin yönlendirmelerini temmuz toplantısında da korumasını bekliyoruz. Haziran ayı enflasyon verisinin iyi gelmesi sonrasında yıl sonuna doğru TCMB'nin faiz indirimine gidebileceğine dair beklentilerin piyasalarda güç kazandığı görülüyor. Önümüzdeki aylarda temmuz ve ağustostaki %9'luk artışların seriden çıkmasıyla birlikte yıllık TÜFE'de ciddi bir düşüşü takip edeceğiz. TÜFE enflasyonunun Temmuz'da %60'ın, Ağustos'ta da %50'nin hafif üzerinde seviyelere gerilemesini bekliyoruz. Enflasyonda dezenflasyonist süreç başlamış olsa da iç talebin mevcut durumu ve enflasyon eğiliminin TCMB'nin faiz indirim sürecini başlatması için henüz yeterli olmadığını düşünüyoruz. Baz etkilerinin ardından son çeyrekte enflasyonun izleyeceği seyir son derece önemli olacaktır. Bu noktada TCMB Başkanı Fatih Karahan yaptığı son açıklamada, faiz indirim zamanlamasını tartışmadan önce bu yılın da ötesinde enflasyon hedeflerini tutturabileceklerinden emin olmak istediklerini söyleyerek erken faiz indirim beklentilerine karşı en vurgulu mesajını verdi.

BIST-100 ENDEKSİ'NDE DALGALI GÖRÜNÜM

Kritik bir seviye olarak izlediğimiz 11.000 üzerindeki seyrini koruyan ve tarihi zirvesini 11.252 puana taşıyan BIST-100 Endeksi'nde hafta genelinde dalgalı bir seyrin öne çıktığı ve yukarı yönlü denemelerin kâr satışlarıyla karşılandığı bir fiyatlama takip edildi. BIST-100 Endeksi haftayı %0,83 oranında sınırlı bir yükselişle 11.156 puandan tamamladı. Kısa vadede 11.000 üzerinde tutunmanın korunması yukarı yönlü denemelerin devamlılığı açısından önem taşırken, endekste yeni zirve seviyesi olan 11.252 ilk güçlü direnç noktası olarak izlenecektir. 11.250 üzerindeki kapanışlarda 11.350 – 11.400 aralığı ile devamında 11.500 bölgesine doğru yükselişler yaşanabilir. Psikolojik öneme sahip 11.500 bölgesi aşılır ve üzerinde tutunma sağlanabilirse fibonacci düzeltme seviyelerinin %161,8'lik kısma denk gelen 11.786 seviyesi yeni hedef noktası olacaktır. Geri çekilmelerde ise önceki zirve seviyesi olan 11.088 ile 11.000 seviyesi kısa vadeli destek noktalarıdır. Kritik bir seviye olarak izlediğimiz 11.000 altındaki kapanışlarda düzeltme eğiliminin etkisini sürdürebileceği endekste 10.900 - 10.800 ve 10.700 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. 10.700 bölgesi altında daha önceki dönemlerde güçlü bir destek olarak çalışan 50 günlük hareketli ortalama (10.578) test edilebilir. 19 Temmuz Cuma günü piyasa kapanışından sonra Moody's'in Türkiye'ye ilişkin kredi not değerlendirmesi yeni haftada fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır. Moody's'den tek kademe not artışının ana beklentiler ve fiyatlamalar dahilinde olması nedeniyle TL varlıklar üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını ancak iki kademe not artışının TL varlıklar için kısa vadede pozitif bir katalizör olabileceğini değerlendiriyoruz.

BİZE ULAŞIN