Tahvil getirilerindeki yükseliş risk iştahını baskıladı

Fed üyelerinden son dönemde faiz indirimleri konusunda acele edilmeyeceğine yönelik mesajlar ön plana çıkarken, bu durum Fed’in faiz indirimlerine yönelik belirsizlikleri ve piyasalarda dalgalı bir seyri beraberinde getiriyor. Mayıs ayına ilişkin tarım dışı istihdam verileri istihdam piyasasının gidişatına yönelik önemli ipuçları verirken,  Fed’e yönelik beklentiler üzerinde de etkili olacaktır…
07.06.2024 12:04 GÜNCELLEME : 07.06.2024 12:04

ONURCAN BAL/ Geçen hafta içerisinde ABD'deki tahvil ihalelerinde gerçekleşen talebin öngörülenin altında kalması ve buna bağlı olarak tahvil faizlerinde gözlenen yükseliş, küresel risk iştahını baskıladı. (Bu yazı, Para Dergisi'nin 02.06.2024 tarihli sayısına aittir)

ABD'de enflasyonda yeterince iyileşme sağlanamamasının para politikası üzerindeki belirsizliği artırması, tahvil ihalelerinde talebin daha düşük kalmasına ve ABD'nin daha yüksek faizle borçlanmasına yol açtı. Çarşamba ve perşembe günü tahvil faizlerindeki yükseliş nedeniyle ABD borsaları ve küresel hisse piyasalarında satış baskısının artış kaydettiği görüldü. Hafta içerisinde Fed üyelerinin açıklamaları da takip edildi. Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, para politikasının kısıtlayıcı olduğunu ancak yetkililerin faiz oranlarını indirmeden önce enflasyonun gidişatı hakkında daha fazla kanıt beklemeleri gerektiğini söylerken, daha önce bu yıl için öngördüğü üç faiz indiriminin son durumda fazla olabileceğini ifade etti. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, faiz indirmeye hazırlanmak için bu yılın dördüncü çeyreğine işaret etti. Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, Fed üyelerinin enflasyonun faiz oranlarının düşürülmesini gerektirecek kadar yavaşlayıp yavaşlamadığını izlemekte acele etmemeleri gerektiğini vurgularken, Dallas Fed Başkanı Lorie Logan, faiz oranlarını düşürmeyi düşünmek için henüz çok erken olduğunu belirtti. Fed üyelerinden son dönemde faiz indirimleri konusunda acele edilmeyeceğine yönelik mesajlar ön plana çıkarken, bu durum Fed'in faiz indirimlerine yönelik belirsizlikleri ve piyasalarda dalgalı bir seyri beraberinde getiriyor.

ABD'DE VERİ AKIŞLARI YAKINDAN İZLENİYOR

Fed'in enflasyona öncü bir gösterge olarak yakından takip ettiği ve cuma günü açıklanan çekirdek PCE (kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi) verisi aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık bazda %2,8 olarak beklentilere paralel gerçekleşti. Halihazırda para piyasalarında Fed'in haziranda faiz indirimine başlama ihtimali yüzde 0, temmuz ayında yüzde 13 ve eylül ayında yüzde 61 ihtimalle fiyatlanıyor. Fed üyelerinden gelen temkinli açıklamalar ve faiz indirimi konusunda aceleci olunmayacağına yönelik vurgulara bağlı olarak piyasalar bu yıl Fed'den bir faiz indirimi öngörüyor. Önümüzdeki süreçte Fed'in haziran toplantısıyla birlikte yayınlanacak projeksiyonlar, piyasadaki beklentilere ışık tutacaktır. Mart projeksiyonlarında bu yıl için 3 faiz indirimi öngören Fed üyelerinin haziran projeksiyonlarında faiz indirim beklentisini 2'ye düşürmesine kesin gözüyle bakarken, 3'ten 1'e düşürülme ihtimalini de dışlamıyoruz. ABD ekonomisinin genel görünümü ve enflasyonun seyri bu yılki faiz indirim miktarı ve zamanlaması üzerinde belirleyici olacaktır. Yeni haftada ise ABD açıklanacak PMI rakamları ile 7 Haziran Cuma günkü tarım dışı istihdam verisi piyasaların yakın takibinde olacaktır. 2024 yılının ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde gelen istihdam verilerinin ardından son açıklanan nisan ayı rakamları beklentilerin altında kalmış ve Fed'e yönelik endişeleri hafifletmişti.

Mayıs ayına ilişkin tarım dışı istihdam verileri istihdam piyasasının gidişatına yönelik önemli ipuçları verecek olup, Fed'e yönelik beklentiler üzerinde de etkili olacaktır.

ECB'DEN İLK FAİZ İNDİRİMİ BEKLENİYOR

Yeni haftada 6 Haziran Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) haziran ayı toplantısı takip edilecek olup, ECB'nin bu toplantıyla birlikte 25 baz puanlık ilk faiz indirimine gitmesini bekliyoruz. Faiz indiriminin beklendiği toplantı sonrasında ECB Başkanı Lagarde'ın açıklamaları son derece önemli olacaktır. Lagarde'ın yapacağı açıklamalarda, enflasyonla mücadelede ilerleme kaydettiklerini ancak risklerin sürdüğünü ve toplantıdan toplantıya veri odaklı yaklaşımın sürdürüleceğine yönelik mesajlarının öne çıkabileceğini düşünüyoruz. Euro Bölgesi'nde enflasyon yüzde 2'ye doğru geri çekilmeye başla da ECB üyeleri ücret artışlarının hızlı seyretmesi ve Orta Doğu gibi jeopolitik gelişmelerin enflasyon üzerinde yarattığı belirsizlikten çekinirken, faiz indirimleri konusunda daha temkinli hareket edileceği yönlendirmelerini sürdürüyor. Geçen hafta Almanya'da açıklanan öncü mayıs ayı TÜFE rakamı yıllık bazda %2,4'ten %2,8'e yükselirken, reel ücretlerdeki güçlü artış da dikkat çekti. Euro Bölgesi'nde açıklanan öncü TÜFE verisi de beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Enflasyon rakamları ECB'nin faiz indirimleri konusunda temkinli hareket edeceği beklentilerini kuvvetlendirdi. ECB'nin haziran toplantısında ilk faiz indirimine gideceğini ve devam eden süreçte veri odaklı kademeli bir gevşeme süreci içerisine gireceğini düşünüyoruz. Piyasadaki genel beklentiler haziran ayından sonra eylül ve aralık aylarında da devam edecek faiz indirimleriyle ECB'nin 2024 yılında toplamda 3 kez faiz indirimine gideceği yönünde şekilleniyor.

TCMB REZERVLERİNDE İYİLEŞME DEVAM EDİYOR

Seçimden sonraki süreçte TCMB piyasadan döviz alımlarına hız verirken, TCMB'nin 50 milyar doları aşan alımlarına karşın TL'nin gücünü koruması ve kur cephesinde yukarı yönlü bir seyrin gözlenmemesi de dikkat çekmektedir. Bu noktada yerlilerin dövizden TL'ye dönüşleri ve yabancı yatırımcıların portföy girişleri TL'nin gücünü korumasına önemli ölçüde katkı vermektedir. Geçen hafta açıklanan verilere göre 24 Mayıs haftasında TCMB'nin brüt rezervi 142,2 milyar dolara yükseldi. Bir önceki hafta brüt rezervler 139,1 milyar dolar düzeyindeydi. Net rezervler de aynı dönemde 40,3 milyar dolara çıktı. Bir önceki hafta net rezervler 33,8 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Swap hariç net rezerv tarafında ise yapılan hesaplamalara göre 24 Mayıs haftasında swap hariç net rezervler 9,7 milyar dolar artışla eksi 5,1 milyar dolar oldu. Seçimden önce swap hariç net rezerv eksi 65,5 milyar dolar ile rekor düşük seviyeyi görmüştü. Geçen hafta içerisinde yapılan hesaplamalara göre de 5,3 milyar dolar toparlanma gösterdiği hesaplanırken, böylece swap hariç net rezervler Mart 2020'den bu yana ilk kez pozitif bölgeye geçti. Seçimden sonra yapılan döviz alımlarıyla swap hariç net rezervde 65 milyar doları aşan bir artış gerçekleşti. TCMB'nin rezerv güçlendirici adımlarının, ülkeye yönelik riskleri düşürücü ve bakış açısını iyileştirici son derece pozitif bir gelişme olduğunu değerlendiriyoruz.

YURT İÇİNDE ENFLASYON RAKAMLARI AÇIKLANACAK

Geçen hafta cuma günü yurt içinde 2024/1Ç'e ilişkin büyüme rakamları açıklandı. Türkiye Ekonomisi yılın 1. çeyreğinde piyasadaki %5,5'lik medyan beklentiye karşın yıllık %5,7 oranında büyüme kaydetti. Büyümeye en yüksek katkı 5,5 puanla tüketimden geldi. 1. çeyrekte özel tüketim harcamalarındaki yıllık büyüme oranı önceki çeyreklere göre gerilese de halen %7,3 olarak güçlü bir seviyede gerçekleşti. Sıkılaşan para politikasına rağmen 31 Mart'ta gerçekleştirilen yerel secim öncesi öne çekilen talebin birinci çeyrekteki ekonomik büyümeye katkı verdiğini değerlendiriyoruz. Genel beklentilerle uyumlu olarak biz de yılın ikinci yarısında iç tüketimin yavaşlayacağını ve büyümenin ivme kaybedeceğini düşünüyoruz. Yılsonu enflasyon hedeflerine yaklaşabilmek için iç talebin ve büyümenin soğuması gerekmektedir. Aksi halde hedeflerin üzerinde seyreden bir enflasyonla karşılaşılabilecek olup, TCMB iç talepteki gelişmeleri yakından takip ederek sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği ve gerekmesi halinde ek sıkılaşmaya gidilebileceği söylemini korumaktadır. Yeni haftada ise 3 Haziran Pazartesi günü mayıs ayı enflasyon rakamları açıklanacaktır. 3 Haziran'da açıklanacak mayıs ayı TÜFE rakamının piyasadaki medyan beklentileri göre aylık bazda %3,10 oranında artış kaydetmesi ve yıllık TÜFE'nin %74,80 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu veriyle birlikte yıllık TÜFE'de zirve seviyesi görülecek olup, önümüzdeki iki ayda açıklanacak enflasyon rakamlarında baz etkisinin devreye girmesiyle yıllık enflasyonda güçlü bir gerilemeyi görüyor olacağız. Baz etkisinin ardından yılın devam bölümünde de dezlasyonist sürecin başlayacağını değerlendiriyoruz.

BIST-100'DE SATIŞ BASKISI ARTIŞ KAYDETTİ

Önceki yazımızda Borsa İstanbul'da nisan ayından itibaren yaşanan güçlü yükselişler ve gelinen seviyelere bağlı olarak kısa vadede düzeltme riskinin artış kaydettiğini vurgularken, daha temkinli bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ve kredili/kaldıraçlı işlemlerde riskin önemli ölçüde artış kaydettiğini belirtmiştik. Geçen hafta BIST-100 Endeksi'nde dalgalı bir seyirle birlikte satış baskısının öne çıktığı bir fiyatlama takip edildi. Böylece BIST-100 Endeksi haftayı %2,59 oranında kayıpla 10.401 puandan tamamladı. Endekste önemli bir seviye olarak takip ettiğimiz 10.500 altında haftalık bir kapanış gerçekleşirken, kısa vadeli teknik görünümün zayıflama kaydettiği görülüyor. Endekste 10.500 altında fiyatlama eğiliminin devam etmesi durumunda mayıs başında test edilen ve o dönemki zirve seviyesi olan 10.380 ilk güçlü destek noktası olup, bu seviyenin altında hız kazanan satışlarla 10.300 ve 10.200 seviyelerine doğru geri çekilmeler gündeme gelebilir. 10.200 desteği de kırılacak olursa 10.100 – 10.000 bölgesinin test edilebileceğini düşünüyoruz. Tepki alımlarında ise 10.500 - 7 günlük üssel ortalama (10.540) ve 10.600 kısa vadeli ilk güçlü direnç noktalarıdır. 10.600 üzerindeki tutunmalarda 10.700 – 10.800 önemli bir direnç bölgesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Geçen hafta içerisindeki tepki alımlarında bu bölgenin güçlü bir direnç olarak çalıştığı izlenirken, 10.800 üzeri kapanışlarda 11.000 bölgesi yeniden test edilebilir. Kısa vadede endekse karşı temkinli duruşumu sürdürürken, 10.200 – 10.000 bölgesine doğru yaşanabilecek olası geri çekilmelerin orta – uzun vadeli beklentilerle kademeli bir alım fırsatı oluşturabileceğini değerlendiriyoruz.

BİZE ULAŞIN