15 çeyrektir kesintisiz büyüme

Türkiye ekonomi 2024 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5.7 büyüdü. Büyümenin 4.1 puanı iç talepten, 1.6 puanı ise net dış talepten geldi. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme performansını 15 çeyreğe taşırken, yıllıklandırılmış milli gelir 1.16 trilyon dolara ulaştı.
07.06.2024 11:59 GÜNCELLEME : 07.06.2024 11:59

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye ekonomisi 2024 yılının ilk çeyreğinde yıllık yüzde 5.7 büyüdü. Büyümenin 4.1 puanı iç talepten gelirken, beş çeyrek sonra pozitife dönen net dış talebin büyümeye katkısı 1.6 puan oldu. Böylece Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme performansını 15 çeyrektir devam ettirdi. Yılın ilk çeyreğindeki yüzde 5.7'lik büyüme performansıyla Türkiye ekonomisi, verisi açıklanmış OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.4 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi de 2024'ün ilk çeyreğinde yıllık yüzde 5.8 artış gösterdi. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2024'ün ilk çeyreğinde cari fiyatlarla yıllık yüzde 90 artarak 8 trilyon 822 milyar 248 milyon lira oldu. GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 285 milyar 572 milyon dolar olarak gerçekleşti.

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2024 yılı birinci çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat sektörü toplam katma değeri yüzde 11.1, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 5.5, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5, sanayi yüzde 4.9, tarım yüzde 4.6, hizmetler yüzde 4.3, kamu yönetimi, eğitim, sağlık ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.3, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2.8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.5 ve finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2 arttı.

HANEHALKLARININ HARCAMASI YÜZDE 7.3 ARTTI

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2024 yılının birinci çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 7.3 artarken, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 3.9 artış gösterdi. Gayrisafi sabit sermaye oluşumu olarak ifade edilen yatırımlar ise yüzde 10.3 arttı. Gayrisafi sabit sermaye oluşumunun alt kırılımlarına baktığımızda 2024 yılı ilk çeyreğinde yıllık bazda inşaat yüzde 9.6, makine ve teçhizat yüzde 11.9 büyüdü. Aralıksız büyümesini inşaat yatırımları altıncı çeyreğe, makine teçhizat yatırımları 18. çeyreğe taşıdı.

Mal ve hizmet ihracatı, yılın birinci çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4 artarken, ithalatı yüzde 3.1 azaldı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, büyüme verilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2024 yılının ilk çeyreğinde mal ve hizmet ihracatının yıllık bazda yüzde 4 artış göstererek büyümeye 0.9 puan katkı verdiğini vurgulayarak, yılın ilk çeyreğinde ithalattaki düşüşün de etkisi ile yüzde 5.7 oranında büyümeye dış ticaretin katkısının 1.6 puan seviyesinde gerçekleştiğini kaydetti. Bakan Bolat, ihracatın büyümeye katkısının 2024 genelinde pozitif olmasının beklendiğini kaydetti.

TÜİK verilerine göre işgücü ödemeleri, 2024 yılı birinci çeyreğinde yıllık yüzde 108.4, net işletme artığı/karma geliri yüzde 107.8 arttı. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı 2023'ün birinci çeyreğinde yüzde 37.8 iken, bu oran 2024 yılı birinci çeyreğinde yüzde 42 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde 40 iken, 2024 yılı birinci çeyreğinde yüzde 44.2 düzeyinde gerçekleşti.

OVP'DE 2024 BÜYÜME HEDEFİ YÜZDE 4

Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4.5 oranında büyüme kaydetmişti. GSYH ilk kez 2023 itibarıyla 1 trilyon dolarlık büyüklüğü aşarak 1 trilyon 118 milyar 593 milyon dolara ulaşmıştı.

2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da (OVP) Türkiye ekonomisinin 2024'te yüzde 4, 2025'te yüzde 4.5, 2026'da ise yüzde 5 büyümesi hedefleniyor. TCMB'nin Mayıs ayı piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların GSYH büyüme beklentisi 2024 için yüzde 3.3 olarak gerçekleşti.

EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ GERİLEDİ

Şimdi de kısaca geçen haftanın öne çıkan diğer yurtiçi verilerine bir göz atalım. TÜİK verilerine göre ekonomik güven endeksi Mayıs'ta bir önceki aya göre yüzde 0.8 oranında azalarak 98.2 değerini aldı.

Güven endeksi ise hizmet sektöründe aynı kalırken, perakende ticaret ve inşaat sektöründe geriledi. TÜİK verilerine göre Mayıs'ta bir önceki aya kıyasla mevsimsel etkilerden arındırılmış güven endeksi hizmet sektöründe 117.1 değerini korudu. Güven endeksi Mayıs'ta bir önceki aya göre perakende ticaret sektöründe yüzde 3.3 azalışla 111.7, inşaat sektöründe yüzde 0.3 azalışla 88.3 değerini aldı. Güven endeksinin 100'den büyük olması sektörün mevcut ve gelecek döneme ilişkin iyimserliğini, 100'den küçük olması ise kötümserliğini gösteriyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) ve reel kesim güven endeksi (RKGE) verilerini açıkladı. TCMB'nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 777 iş yeri tarafından iktisadi yönelim anketine verilen yanıtları toplulaştırarak elde ettiği sonuçlara göre, mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi KKO Mayıs'ta, bir önceki aya göre 0.4 puan azalarak yüzde 76.6 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO, bir önceki aya göre 0.4 puan azalarak yüzde 76.3 seviyesinde gerçekleşti.

Mayıs'ta bir önceki aya göre mevsimsellikten arındırılmış RKGE, 1.1 puan azalarak 102.4 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmamış RKGE ise bir önceki aya göre 0.7 puan azalarak 105.4 oldu.

PİYASA MEKANİZMASININ ETKİNLİĞİ ARTIRILACAK

Geçen hafta TCMB, finansal istikrar raporunu yayınladı. Rapora göre; sıkı para politikası duruşu ve makroihtiyati politikalar finansal piyasalara hızlı ve etkili bir şekilde yansıdı. Uygulanan politika bileşiminin kredi büyümesi üzerindeki etkisi belirgin bir şekilde gözlenirken, Türk lirası kredi büyümesi iç talebi dengeleyici nitelikte ılımlı seyretti. Yabancı para krediler büyüme sınırı düzenlemesine dahil edildi. Türk lirası mevduat faizlerinin seviyesi tasarrufları teşvik ederek Türk lirasına olan ilgiyi artırmakta. Kur korumalı hesaplarda düşüş sürerken, Nisan'dan itibaren yabancı para mevduat hesaplarında kayda değer gerileme gözlendi. Yurtdışı ve yurtiçi yerleşiklerin Türk lirası finansal varlıklara yönelimi ile finansal sistemde oluşan likidite fazlası, ilave zorunlu karşılık adımları ile sterilize edildi. Ülke risk priminde gözlenen iyileşmeyle birlikte reel sektör ve bankacılık sektörü vadesi gelen dış borçlarını yüksek oranlarda yeniledi. Finansal koşullardaki sıkılaşma sonrasında bireysel kredi kalitesinde sınırlı bir bozulma görüldü. Hanehalkı borçluluğundaki düşük seviye korunmakla birlikte kısa vadeli bireysel kredi kartı borcunun hanehalkı borcu içindeki payı arttı.

"İYİLEŞME 2025 SONRASINDA"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, imalat sanayi KKO, ekonomik güven ve reel kesim güven endeksindeki azalışların dramatik boyutta gözlenmediğine işaret ederek, ancak verilerden ekonomiye güven ve öngörülebilirlik açısından halen tam bir güven ortamının oluşmadığının anlaşıldığını kaydetti. Şeker, "Güven endekslerinde ivme çok önemlidir. 2023 Mayıs'ta 100'ün üzerine çıkmış bir ekonomik güven endeksi var iken bugün 98.2'ye kadar gerileyen bir endeks skorundan bahsediyoruz. Ekonomi politikalarındaki yapısal dönüşüm ve istikrarın devam etmesi sonucunda güven endekslerinde de iyileşmenin ve artış ivmesinin başlamasını bekliyorum. Ancak bu iyileşmenin 2025 sonrasında gerçekleşeceğini tahmin ediyorum" dedi.

DIŞ TİCARET AÇIĞI ARTTI

TÜİK ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre, ihracat 2024 Nisan'da yıllık yüzde 0.1 artarak 19.3 milyar dolar, ithalat yüzde 4 artarak 29.1 milyar dolar oldu. Dış ticaret dengesi Nisan'da yüzde 12.9 artarak 9.9 milyar dolar açık verdi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 68.8'den yüzde 66.1'e geriledi. Yılın ilk dört ayında Türkiye'nin ihracatı yüzde 2.7 artarak 82.8 milyar dolar, ithalatı yüzde 9 azalarak 113.1 milyar dolar olurken, dış ticaret dengesi yüzde 30.5 azalışla 30.2 milyar dolar açık verdi.

Bu arada Ticaret Bakanlığı tarafından Mayıs ayı geçici dış ticaret verileri 3 Haziran'da açıklanacak. Ayrıca 3 Haziran'da Mayıs ayı enflasyon verisi de TÜİK tarafından paylaşılacak.

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERE ASGARİ KURUMLAR VERGİSİ

Türkiye, çok uluslu şirketlere asgari kurumlar vergisi uygulanmasına ilişkin çalışmaları hızlandırdı. Açıklama Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten geldi. Çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi alınması için dünya genelinde çalışma yürütüldüğüne işaret eden Bakan Şimşek, "Türkiye'de faaliyette bulunan çok uluslu şirketlerden asgari kurumlar vergisi alınması yönünde düzenleme yapılması kaçınılmaz. Aksi halde ülkemizin almadığı vergi bir başka ülke tarafından alınacak" ifadelerini kullandı. Şimşek, çok uluslu şirketlere yönelik bu uygulamanın getirilmesi çalışmalarında hazırlıkların son aşamaya geldiğini kaydetti.

Türkiye'de faaliyette bulunan uluslararası sermayeli şirket sayısının yaklaşık 80 bin civarında olduğunu ve bunlardan ana işletmesi yurtdışında olan 2 bin 134 işletmenin bulunduğunu belirten Şimşek, Türkiye'ye yatırım yapan çok uluslu şirketlerin sadece yüzde 2.5 gibi bir kısmının 750 milyon euro eşiğini aştığını aktardı.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Tüketim etkisi öne çıktı"

İlk çeyrekte beklendiği üzere yüzde 6'ya yakın bir büyüme gerçekleşti. Büyümede tüketim etkisinin öne çıktığını görüyoruz. Yüzde 7.3 artış sağlanan hanehalkı tüketim verisi büyümeyi de tetikleyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Son dönemde azalma ivmesinde olan emeğin payının asgari ücrette yaşanan artış nedeniyle işgücü ödemeleri başlığıyla yükseldiği anlaşılıyor. Yüzde 40'ın altında olan bu oran 2024 ilk çeyrek büyüme verilerinde yüzde 42'ye kadar yükseldi. İç talebin büyüme verdiği desteğin yanı sıra dış talepte de iyileşmenin gözlenmesi olumlu bir çıktı olarak değerlendirilebilir. Burada önemli olan husus sürdürülebilir bir büyümenin gerçekleştirilerek, büyümeden pay alanlar açısından dengenin önceliklendirildiği bir yapının kurgulanmasıdır. İç talebin yavaşlatılması büyümeyi belli ölçüde olumsuz etkileme potansiyeline sahip olsa da, dış talepte yaşanacak olası artışlar büyümenin dengeli bir düzeyde devam etmesini sağlayabilecektir. Dolayısıyla iç talepteki daralmanın ve dezenflasyon sürecinin büyümeye etkisini, dış talebin seyri belirleyecektir.

Prof. Dr. Murat ÇETİNKAYA / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Yüzde 4 seviyesinde büyüme ihtimali güçlendi"

Deprem etkisi ile inşaat sektörü yüzde 11 büyürken, net vergi büyüme hızı yüzde 10.4 oldu. Tüketim de ivmelenme devam ediyor. Hanehalkı nihai tüketim harcamaları da yüzde 7.3 ile büyümenin iç tüketim ve inşaat kaynaklı olduğunu ortaya koyuyor. Büyümeye reel sektör değil, daha çok iç talebin ve inşaat sektörünün kaynaklık ettiğini görüyoruz. Ülkemizin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için sınai üretiminin mutlaka artırılması gerekiyor. Öncü veriler yılın ikinci çeyreğimden sonra büyümede yavaşlama ihtimallerini güçlendiriyor. Diğer çeyreklerde ilk çeyreğe göre sıkıştırıcı politikaların etkisiyle büyüme ivme kaybedecektir. Yıl sonu yüzde 4 seviyesinde gelme ihtimali güçlendi. Beklentilerin üzerinde gelen büyüme verisi enflasyonu dezenflasyon sürecinin nasıl sağlanacağı sorusunu aklımıza getiriyor. Yılın ikinci çeyreği ile birlikte iç talep ve üretimdeki azalış ile büyümede yavaşlama ortaya çıkaracaktır. Bu noktada 'büyümedeki bu yavaşlama enflasyondaki düşüşe katkı sağlayacak mı?' sorusu öne çıkacaktır.

Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti

"Sermaye akışları iktisadi faaliyeti destekliyor"

İlk çeyrek büyümesine en büyük katkı 5.5 puan ile özel tüketimden gelirken, öne çıkan diğer kalem ise 2.6 puan katkı ile yatırımlar oldu. Net ihracatın büyümeye katkısı 1.57 puan iken stoklar büyümeyi 4.4 puan aşağı çekti. Üretim tarafında tüm alt sektörler yılın ilk çeyreğinde büyüdü. En belirgin hızlanma inşaat (yüzde 11), imalat sanayi (yüzde 4.7) ve tarım (yüzde 4.6) sektörlerinde oldu. Sıkılaştırma adımları yılın ilk çeyreğinde büyümede sınırlı etki gösterdi. Sene başında yapılan ücret artışlarının tüketimi desteklemesi, turizm gelirlerindeki artış ve özellikle küresel tarafta FED'in atacağı adımlarla her faiz artışı beklentisinin gelen makro ekonomik veriler sonucunda erteleniyor olması, Türkiye de dahil tüm gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akışlarını arttırarak iktisadi aktiviteyi desteklemeye devam ediyor. Öncü göstergeler yılın ikinci çeyreğine ilişkin iç talepte belirgin bir yavaşlamaya işaret ediyor. Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeleyi destekleyici yönde hayata geçirdikleri uygulamaların olumlu etkisinin yılın ikinci yarısında hissedilmeye başlanacağını düşünüyorum. Yılın geri kalanında özellikle özel tüketim harcamalarının katkısının azalmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin yıl genelinde yüzde 3.1 büyüyeceğini tahmin ediyorum.

Harun Türker KARA / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Sıkılaştırıcı adımların etkisini ikinci çeyrekten itibaren göreceğiz"

Büyüme, TCMB beklentileri ile uyumlu bir şekilde pozitif çıktı açığını ima ediyor. Pozitif çıktı açığı dezenflasyon süreci açısından olumsuz olarak değerlendirilse de Mart'ta atılmaya başlanan sıkılaştırıcı adımların etkisini ikinci çeyrekten itibaren yılın kalan döneminde belirgin bir şekilde göreceğiz. İMayıs'ta mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi, bir önceki aya göre 1.1 puan azalarak 102.4 seviyesine düştü. Detaylar incelendiğinde iç ve dış piyasalara yönelik sipariş miktarındaki artış beklentilerinin ivme kaybettiği ve önümüzdeki dönemde satış fiyatlarının azalmasının beklendiği görülüyor. Bu durum enflasyon beklentilerinin düştüğünü gösteriyor. Büyüme rakamlarının detayları incelendiğinde üretim açısından sadece inşaat sektörünün büyüme ortalamasının üzerinde artış göstermesi ve harcamalar açısından yatırımların güçlü seyri dikkat çekiyor. Bu çeyrekte net ihracat katkısının pozitif olması da ön plana çıkıyor. Buna ilaveten katma değer içerisindeki yüzde 42'lik iş gücü ödemeleri gelir dağılımı açısından önümüzdeki dönem için olumlu bir işaret olarak değerlendirilebilir. Katma değer rakamlarının detayları incelenmeli.

BİZE ULAŞIN