ONURCAN BAL/ FED Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman, enflasyonun muhtemelen bir süre yüksek kalacağını, bununla birlikte faiz oranlarının mevcut seviyelerde tutulmasıyla fiyat artışlarının en nihayetinde yavaşlayacağını tahmin ettiklerini söyledi. (Yazı, Para Dergisi'nin 12.05. 2024 sayısına aittir.)
Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi daha da yavaşlatmasını ve enflasyonu merkez bankasının yüzde 2'lik hedefine çekmesini beklediğini ifade etti. New York Fed Başkanı John Williams ise yaptığı açıklamasında, eninde sonunda faiz indirimine gidileceğini ancak bunun ne zaman yapılacağının verilerin bütününe bağlı olduğunu vurguladı. Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, faiz oranlarının muhtemelen uzun bir süre mevcut seviyelerde tutulması gerektiğini ve enflasyon göstergelerinin düşmemesi halinde faiz artırımı olasılığının bulunduğunu söyleyerek, diğer üyelere kıyasla daha şahin bir açıklamada bulundu. Boston Fed Başkanı Susan Collins geçen çarşamba günü yaptığı açıklamada, enflasyonun Fed'in hedefine geri dönmesinin muhtemelen beklenenden daha uzun süreceğini ancak politika yapıcıların faiz oranlarını normalleştirmeye başlamak için çok uzun süre beklememeleri konusunda dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti. San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, faiz oranlarının şu anda ekonomiyi kısıtladığını ancak enflasyonun merkez bankasının hedefine dönmesinin daha fazla zaman alabileceğini belirtti. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de, faiz indiriminin zamanlamasının belirsiz olmasına rağmen ekonominin muhtemelen yavaşlayacağını ifade etti. Özetle, Fed yetkililerinden gelen açıklamalar enflasyonun yüzde 2 hedefine doğru gevşemeye devam edeceğinden emin olana kadar Fed'in gösterge faiz oranını sabit tutma istekliliğini ancak bir yerde faiz indirimlerinin başlaması gerektiğini ortaya koydu.
FED'E YÖNELİK ENDİŞELER YATIŞTI
ABD ekonomisinin genel olarak güçlü görünümünü koruması, enflasyon rakamlarında sene başından itibaren gözlenen yukarı yönlü sürprizler ve Fed üyelerinden gelen temkinli açıklamaların etkisiyle piyasalardaki faiz indirim beklentilerinin nisan ayı içerisinde önemli ölçüde zayıfladığı görüldü. Nisan ayı başında piyasalar haziran ya da temmuz ayında faiz indirimlerinin başlayacağını ve yıl içerisinde 3 kez faiz indirimine gidileceğini değerlendirirken, nisan ayı içerisinde ilk faiz indiriminin eylül ayı sonrasına bile sarkabileceği fiyatlandı. 1 Mayıs'ta sona eren Fed toplantısı sonrasında Fed Başkanı Powell, faiz indirimi için gerekli güveni ne zaman sağlayacaklarını bilmediklerini ancak güven sağladıklarında faiz indirimlerinin başlayacağını belirtti. Powell'ın faiz artırım ihtimalini dışlaması ve görece şahin söylemlerden kaçınması ile tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin altında kalması Fed'e yönelik endişeleri hafifletti. Fed'e yönelik yatışan endişeler ve ABD'de teknoloji hisselerindeki pozitif seyrin katkısıyla geçen hafta içerisinde küresel risk iştahının güç kazandığı takip edildi. Haziran ve temmuz ayında faizlerin sabit tutulacağı, ilk faiz indirimine eylül ayında gidileceği ve 2024 yılında en fazla iki faiz indirimi olabileceği şu an piyasalardaki ana beklenti olarak karşımıza çıkıyor. Halihazırda para piyasalarında Fed'in haziranda faiz indirimine başlama ihtimali yüzde 3, temmuz ayında yüzde 28 ve eylül ayında yüzde 76 ihtimalle fiyatlanıyor. Elbette enflasyon başta olmak üzere önümüzdeki süreçte ekonomik veri akışları ve ABD ekonomisindeki genel görünüm faiz indirim beklentileri üzerinde belirleyici olacaktır. ABD'de kasım ayında gerçekleşecek başkanlık seçimi ve seçimin kimin kazanacağı ilerleyen süreçte Fed'in atacağı adımlar üzerinde etkili olabilecektir. Ancak bu durumun 2024 yılı faiz indirimlerinden ziyade 2025 yılı politikası üzerinde daha etkili olacağını düşünüyoruz. Yeni haftanın en kritik veri akışını ABD'de 14 Mayıs Salı günü açıklanacak nisan ayı ÜFE rakamı ve 15 Mayıs Çarşamba günkü nisan ayı TÜFE rakamı oluşturacaktır. Son aylarda olduğu gibi enflasyonda yukarı yönlü bir sürpriz görülecek olursa Fed'e yönelik faiz indirim beklentilerinin ve küresel risk iştahının yeniden zayıfladığı görülebilir. Ayrıca hafta içerisinde Fed üyelerinin açıklamaları ile özellikle 14 Mayıs Salı günü Fed Başkanı Powell'ın vereceği mesajlar da yakından takip edilecektir.
İNGİLTERE MERKEZ BANKASI FAİZİ SABİT TUTTU
9 Mayıs Perşembe günü gerçekleşen toplantısında İngiltere Merkez Bankası (BoE) genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve politika faizini %5,25 olarak korudu. BoE Başkan Yardımcısı Dave Ramsden ve BoE üyesi Swati Dhingra faiz oranının mevcut yüzde 5,25 seviyesinden düşürülmesi çağrısında bulundu. Para Politikası Kurulu'nun diğer yedi üyesi ise enflasyonun düşeceğine dair daha fazla kanıta ihtiyaç duyduklarını söyleyerek değişiklik yapılmamasını tercih etti. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey, önümüzdeki birkaç ay içinde enflasyonun yüzde 2 hedefine yaklaşacaklarını düşündüklerini ve faiz oranlarını düşürmeden önce enflasyonun düşük kalacağına dair daha fazla kanıt görmeleri gerektiğini belirtirken, işlerin doğru yönde ilerlediği konusunda iyimser olduklarını da ifade etti. Piyasalar BoE'nin 2024 Ağustos'tan itibaren kademeli faiz indirimlerine başlayabileceğini fiyatlıyor.
TCMB'NİN YILSONU ENFLASYON TAHMİNİ YÜZDE 38
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 9 Mayıs Perşembe günü gerçekleşen yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 enflasyon tahminini, tahmin aralığının üst bandını değiştirmeden yükseltti. Önceki raporda %36 olan 2024 yıl sonu TÜFE tahminini %38'e çıkartılırken, önceki raporda %14 olarak açıklanan 2025 yıl sonu TÜFE tahmini ise sabit bırakıldı. TCMB 2024 sonu için yapılan revizyonun nedenini ilk 4 aylık dönemde güçlenen iç talebe bağlı olarak TÜFE enflasyonunun kendi projeksiyonlarının %3,8 puan kadar üzerinde gerçekleşmesi şeklinde açıkladı. TCMB Başkanı Fatih Karahan yaptığı sunumda ve enflasyon raporuna ilişkin soru-cevap bölümünde şahin tondaki mesajlarına ve enflasyonla mücadelede kararlı duruşu destekleyecek söylemlerine devam etti. TCMB Başkanı Karahan, hazirandan itibaren başlayacak dezenflasyon sürecinde, enflasyonu ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini belirtti. Karahan, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını v bundan sonra da enflasyon görünümünde bozulma olması halinde ek sıkılaşma yapmaya hazır olduklarını vurguladı. TCMB Başkanı Karahan, son dönemde piyasada oluşan likidite fazlasının geçici olduğunu düşündüklerini dolayısıyla şu aşamada TL depo alım ihaleleriyle devam edileceğini ancak likidite fazlasının kalıcı olması durumunda başka enstrümanların da devreye girebileceğine işaret etti. TCMB Başkanı Yardımcısı Cevdet Akçay, iki puanlık yukarı yönlü güncellemenin önemli bir güncelleme olmadığını, bazı varsayımlara göre yıl sonunda hâlâ yüzde 36'lık enflasyonun olası olduğunu belirtti. Akçay, yıl sonunda tahmin aralığının üst bandı olan yüzde 42'nin kesinlikle aşılmayacağı kanaatinde olduğunu ifade etti. TCMB'nin parasal sıkılaşmanın gecikmeli etkilerini gözlemleme eğiliminde olması nedeniyle, mayıs toplantısında faiz artışı ihtimalini düşük görmeye devam ediyoruz. Bununla beraber, talepte beklenen soğumanın gerçekleşmemesi halinde, ilerleyen aylarda ek sıkılaşma gündeme gelebilir.
BIST-100 ENDEKSİ'NDE DALGALI SEYİR
Nisan ayından itibaren yükselişlerin güç kazandığı ve zirvelerin yenilendiği BIST-100 Endeksi'nde geçen hafta dalgalı ve kararsız bir fiyatlama öne çıktı. Hafta içerisinde kâr satışlarının da gözlendiği BIST-100 Endeksi haftayı %0,57 oranında sınırlı bir düşüşle 10.218,58 puandan tamamladı. Son haftalardaki güçlü yükselişlerin ardından yorulma emarelerinin ve teknik indikatörlerde negatif uyuşmazlıkları görülmeye başlandığı endekste kısa vadede 10.000 – 10.500 aralığında dalgalı seyrin devam edebileceğini ve kırılma yönünde hareketlerin hız kazanabileceğini değerlendiriyoruz. Endekste geçen hafta içerisinde destek olarak çalışan 7 günlük üssel ortalama (10.204) ile 10.190 seviyesi kısa vadeli ilk destek noktaları olup, bu seviyeler altındaki kapanışlarda düzeltme eğiliminin devamı beklenebilir. Bu durumda 10.130 – 10.080 ve 10.000 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. Nisan ayındaki güçlü yükselişlerin ardından 10.000 puana doğru olası geri çekilmeleri kısa vadeli düzeltmeler olarak yorumlayacağız. Ancak psikolojik öneme sahip 10.000 seviyesi altında satışların derinleşebileceğini değerlendiriyoruz. Bu durumda 9.849 seviyesine doğru geri çekilmeler söz konusu olabilir. 7 günlük ortalamanın (10.204) destek olarak çalışmaya devam etmesi ve yeniden alımların gözlenmesi halinde ise 10.300 ve tarihi zirvenin bulunduğu 10.383 seviyeleri kısa vadeli direnç olarak izlenecektir. Zirve üzerindeki tutunmalarda 10.450 ve 10.500 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Dolar bazlı grafikte 325 seviyesi en son 2018'de test edilirken, 323 – 325 aralığı güçlü bir direnç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolar bazlı 325 seviyesi mevcut Dolar/TL kuru ile 10.500'lü seviyeye tekabül etmektedir. Bu nedenle kritik bir seviye olarak izlediğimiz 10.500 seviyesine doğru oluşabilecek yorulmalara ve düzeltmelere karşı dikkatli olunmalıdır. 10.500 üzeri günlük kapanışlarda alımların yeni bir ivme kazandığı görülebilir ve 10.800 ile 11.000 seviyeleri telaffuz edilmeye başlanabilir.