ONURCAN BAL/ ABD'de 2024/1Ç'e ilişkin ilk okuma büyüme verisi geçtiğimiz perşembe günü açıklandı. ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,6 oranında büyüme kaydederken, büyüme rakamı piyasadaki %2,5 olan beklentinin altında kaldı. Büyüme verisinin beklentilerin altında kalarak hayal kırıklığı yaratması küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu ve ABD borsalarında veri sonrasında satışların hız kazandığı, doların küresel çapta yükseliş kaydettiği ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin %4,70 üzerinde yükseldiği takip edildi. Cuma günü açıklanan ve Fed'in enflasyona öncü önemli bir veri olarak izlediği çekirdek PCE (kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi) rakamı aylık bazda %0,3 oranında artışla piyasa beklentilerine paralel gelirken, yıllık bazda %2,8 oranında artış kaydederek piyasa beklentisi olan %2,7'nin bir miktar üzerinde gerçekleşti. Kişisel gelirler mart ayında beklentilere paralel %0,5 oranında artış kaydederken, kişisel harcamalar aylık bazda %0,6 olan piyasa beklentisinin üzerinde %0,8 oranında artış gösterdi. Enflasyonist baskıların devam etmesi son dönemde Fed'e ilişkin faiz indirim beklentilerinin zayıflamasına neden oluyor.
ABD'DE FİNANSAL SONUÇLAR FİYATLAMALARDA ETKİLİ OLUYOR
Geçen hafta ABD'li şirketlerin 2024/1Ç'e ilişkin finansal sonuç açıklamaları da risk iştahı üzerinde etkili oldu. ABD'li elektrikli otomobil üreticisi Tesla'nın net kârı, küresel çapta düşen satışlar ve fiyat indirimlerinin etkisiyle 2024 yılının ilk çeyreğinde yıllık bazda %55 oranında düşüş kaydetti. ABD'li teknoloji şirketi IBM'in geçen yılın ilk çeyreğinde 1,02 dolar olan hisse başına karı da bu yılın ilk çeyreğinde 1,75 dolara yükseldi. Facebook, Instagram ve WhatsApp'ın sahibi Meta'nın geliri, bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre %27 oranında artışla 36,5 milyar dolara ulaştı ve şirketin net kârı da güçlü bir artışla 12,4 milyar dolar olarak açıklandı. ABD'li teknoloji şirketlerinden Microsoft, Alphabet ve Intel'in gelirleri ocak-mart döneminde yükseldi. Microsoft'un hisse başına karı 2,45 dolardan 2,94 dolara ulaştı. Alphabet'in net kârı ilk çeyrekte geçen senenin aynı dönemine göre %57 artışla 23,7 milyar dolara ulaştı. Dünyanın en büyük mikroçip üreticilerinden Intel, yılın ilk çeyreğinde 437 milyon dolarlık net zarar açıkladı. Intel, geçen yılın aynı döneminde 2,8 milyar zarar bildirmişti. Microsoft ve Alphabet'in gelirlerinin yapay zekâ yatırımlarının desteğiyle piyasadaki beklentileri aşması teknoloji hisselerinde yükselişleri beraberinde getirerek ABD borsalarını destekledi. Önümüzdeki süreçte özellikle teknoloji hisselerindeki finansal sonuç açıklamaları fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır. Özellikle Muhteşem Yedili (Apple, Alphabet, Amazon, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla) diye adlandırılan ve ciddi piyasa büyüklüklerine ulaşan bu hisselerdeki finansal sonuçlar ve devamındaki fiyatlamalar yakından takip edilmelidir.
YENİ HAFTANIN GÜNDEMİ FED VE TARIM DIŞI İSTİHDAM
Yeni haftada 1 Mayıs Çarşamba günü sona erecek Fed toplantısı yakından takip edilecektir. Fed'in mayıs ayı toplantısında faiz oranlarında değişime gitmeyeceğine kesin gözüyle bakılırken, Fed Başkanı Powell'ın toplantı sonrasındaki basın açıklaması ve vereceği mesajlar piyasalar açısından oldukça önemli olacaktır. Fed Başkanı Powell önceki hafta yaptığı açıklamada, son verilerin enflasyonda hedefe dönüş konusunda daha fazla ilerlemenin kaydedilmediğini gösterdiğini ve politika faizinin daha uzun süre yüksek kalabileceğini belirtmişti. Toplantı sonrasında Powell'ın söylemleri risk iştahı ve piyasaların seyri üzerinde belirleyici olacaktır. Aynı zamanda 3 Mayıs Cuma günü ABD'de açıklanacak tarım dışı istihdam verisi de Fed'e yönelik beklentiler ve piyasalardaki fiyatlamalar açısından önemli olacaktır.
MERKEZ BANKALARINA YÖNELİK BEKLENTİLER DE ETKİLİ
ABD ekonomisinin genel olarak güçlü görünümünü koruması, enflasyon rakamlarında son aylarda gözlenen yukarı yönlü sürprizler, istihdam piyasasının güçlü seyretmesi ve Fed üyelerinden daha az sayıda faiz indirimine işaret eden şahin tondaki açıklamaların etkisiyle piyasalardaki faiz indirim beklentilerinin azaldığı bir süreç takip ediliyor. Fed'in faiz indirimlerine ilişkin zayıflayan beklentiler son haftalarda küresel risk iştahı ve hisse piyasaları üzerinde baskı oluştururken, yaşanan gelişmelerle doların küresel çapta değer kazandığı ve ABD tahvil faizlerinde yükselişlerin yeniden öne çıktığı bir fiyatlama takip ediliyor. ABD 2 yıllık tahvil faizleri %5 seviyelerini test ederken, ABD 10 yıllıkları %4,70 üzerindeki seviyeleri hafta içerisinde gördü. Haziran ve temmuz ayında da faizlerin sabit tutulacağı, ilk faiz indirimine eylül ayında gidilebileceği ve 2024 yılında en fazla iki faiz indirimi olabileceği şu an piyasalardaki ana beklenti olarak karşımıza çıkıyor. Halihazırda para piyasalarında Fed'in haziranda faiz indirimine başlama ihtimali yüzde 11, temmuz ayında yüzde 36 ve eylül ayında yüzde 76 ihtimalle fiyatlanıyor. Her ne kadar son dönemde Fed'in 2024 yılında faiz indirimine gitmeyeceği hatta faiz artırımına gitmek zorunda kalacağına ilişkin bazı kurumlardan değerlendirmeler gelse de bu tahminleri şu an için fazla kötümser olarak yorumluyoruz. Jeopolitik gelişmeler kaynaklı ek bir şok yaşamazsak Fed'in bu yıl geç de olsa faiz indirimlerine başlayacağını ve eylül/aralık aylarında faiz indirimine giderek 2024 yılını iki faiz indirimi ile tamamlayabileceğini değerlendiriyoruz. Elbette enflasyon başta olmak üzere önümüzdeki süreçte ABD ekonomisindeki genel görünüm beklentiler üzerinde belirleyici olacaktır. Öte yandan diğer büyük merkez bankaları olan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası'na (BoE) yönelik son dönemde oluşan beklentilerin korunduğu takip ediliyor. ECB, 11 Nisan'daki toplantısında faiz oranlarında değişime gitmezken, ECB Başkanı Lagarde faiz oranlarını düşürme kararı almak için enflasyonun bütün unsurlarının yüzde 2'ye inmesini beklemeyeceklerini ifade etti. ECB'nin haziran ayından itibaren veri odaklı bir yaklaşımla kademeli faiz indirimlerine başlayacağı piyasalardaki ana senaryo olarak karşımıza çıkıyor. BoE Başkanı Bailey İngiltere'nin ABD'den önce faiz oranlarını düşürebileceğini belirtti. İngiltere'de mart ayında yıllık enflasyon beklentilerden daha az yavaşlama kaydederken, piyasalardaki genel beklentiler BoE'nin haziran ya da ağustos ayında faiz indirimlerine başlayabileceği yönünde şekilleniyor. Haziran toplantısında kadar enflasyon görünümündeki gelişmeler yakından izlenecek olup, ağustos ayının BoE'nin faiz indirimine gitmesi için daha muhtemel olduğunu düşünüyoruz. Piyasalar, ECB'nin ilk faiz indirimine %86 oranında bir ihtimalle haziran ayında, BoE'nin ise %84 oranında bir ihtimalle ağustos ayında ilk faiz indirimine gidebileceği tahmin ediyor. Ekonomik veri akışları ve merkez bankalarının kararları küresel risk iştahı ve piyasaların seyri üzerinde ana belirleyiciler olacaktır.
TCMB'NİN FAİZ KARARI
Mart ayı toplantısında enflasyon görünümündeki bozulma ve iç talepteki güçlü seyre bağlı olarak 500 baz puan faiz artırımına giden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 25 Nisan Perşembe günkü toplantısında piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında değişime gitmedi ve politika faizini %50,0 olarak korudu. Karar metninde enflasyonla mücadelede kararlılık ve likidite araçlarının aktif bir şekilde kullanılacağına dair ana mesajların korunduğu ve metnin genelinde önemli bir değişimin olmadığı takip edildi. Mart ayındaki faiz artırımının bir döngünün başlangıcı olmadığını ancak enflasyon görünümünde bozulmanın sürmesi ve iç talebin gücünü koruması durumunda ilerleyen süreçte gerekmesi halinde ek sıkılaşma adımların atılabileceği görüşümüzü sürdürüyoruz. Bu anlamda yeni haftada 3 Mayıs Cuma günü açıklanacak nisan ayı enflasyon rakamları yakından takip edilecektir. 3 Mayıs'ta açıklanacak nisan ayı TÜFE rakamının piyasadaki medyan beklentilere göre aylık bazda %3,40 oranında artış kaydetmesi ve yıllık TÜFE'nin %70,10 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. Ayrıca 3 Mayıs Cuma günü piyasa kapanışının ardından S&P kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not değerlendirmesini paylaşması bekleniyor. Fitch'in not artırımının ardından S&P'den de not artırımı ihtimalinin kuvvetli olduğunu düşünüyoruz.