PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye ekonomisi 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 5.9, yılın ilk dokuz ayında yıllık yüzde 4.7 büyüdü. 13 çeyrektir kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrek performansıyla verisi açıklanan G-20 ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 5.1 artış gösterdi. Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, üçüncü çeyrekte cari fiyatlarla yıllık 79.8 artarak 7 trilyon 681 milyar 432 milyon lira oldu. GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 295 milyar 815 milyon olarak gerçekleşti. Üçüncü çeyrek itibarıyla yıllıklandırılmış milli gelir yıllık yüzde 27 artışla 1 trilyon 76 milyar dolara yükseldi. Orta Vadeli Program'da Türkiye ekonomisinin 2023 yılı büyüme hedefinin yüzde 4.4 olarak yer aldığını hatırlatalım.
Bu arada TÜİK, 2023 yılının birinci ve ikinci çeyreği ilişkin dönemsel GSYH verilerinde revizyona gitti. Buna göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak 2023 yılı birinci çeyrekte yüzde 3.9 olarak açıklanan büyüme oranı yüzde 4'e, ikinci çeyrek için yüzde 3.8 olarak açıklanan büyüme oranı yüzde 3.9'a yükseldi.
İNŞAAT SEKTÖRÜ YÜZDE 8.1 BÜYÜDÜ
GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; deprem bölgesinin yeniden inşasıyla hareketlenen inşaat sektöründe yüzde 8.1 artış yaşandı. Sanayi sektöründe dört çeyreğin ardından pozitif büyüme geldi. Sanayi sektörü GSYH'sı, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5.7 büyüdü. Üçüncü çeyrekte yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 5.1, hizmetler yüzde 4.3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3.6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.7, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1.7 ve tarım sektörü yüzde 0.3 artarken, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 2.5 azaldı. Ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar ise yüzde 16.5 arttı.
TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 11.2 ARTTI
Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 11.2 arttı. Vatandaşın tüketime katkısı son sekiz çeyreğin en düşük düzeyinde gerçekleşse de özel tüketimin büyümeye katkısı 7.7 puan oldu. TÜİK verilerine göre üçüncü çeyrekte yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalkı yurtiçi tüketimi ise yıllık yüzde 9.6 artış gösterdi. Önceki çeyreklere göre hanehalkının tüketimi hız kesti. Yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalkı yurtiçi tüketiminin detaylarına inildiğinde üçüncü çeyrekte yıllık bazda dayanıklı mallar yüzde 17.7, yarı dayanıklı mallar yüzde 12.4, dayanıksız mallar yüzde 7.7, hizmetler yüzde 7.5 arttı.
Üçüncü çeyrekte devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 5.3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu olarak ifade edilen yatırımlar yıllık yüzde 14.7 artış gösterdi. Üçüncü çeyrekte büyümeye kamu tüketiminden 0.7 puan, yatırımlardan 3.4 puan katkı geldi. Gayrisafi sabit sermaye oluşumunun alt kırılımlarına bakıldığında 2023 yılının üçüncü çeyreğinde inşaat yıllık yüzde 7.9, makine ve teçhizat yıllık yüzde 23.7, üretilmiş mali olmayan aktifler yıllık yüzde 14.7, diğer aktifler yüzde 2.2 artış gösterdi.
İHRACAT POZİTİFE DÖNDÜ
TÜİK verilerine göre; mal ve hizmet ithalatı 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14.5, ihracatı ise yüzde 1.1 arttı. Mal ve hizmet ihracatı üç çeyreğin ardından pozitife döndü. Üçüncü çeyrekte ihracatın büyümeye pozitif katkısı 0.3 puan olurken, ithalat büyümeyi 2.9 puan aşağı çekti. Net dış ticaretin büyümeye düşürücü etkisi ise 2.6 puan oldu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat büyüme verilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede mal ve hizmet ihracatında deprem ve zayıf dış talebe rağmen yüzde 1.1 (katkısı: 0.3 puan) artış izlendiğine dikkat çekerek, "Yatırımlarda, makine teçhizat yatırımlarının etkisi ile yüzde 14.7 ile son iki yılın en güçlü artışı yaşanırken yatırım harcamalarının katkısının 3.4 puan olarak gerçekleştiğini kaydetti. İhracat ve yatırımlardaki bu olumlu seyir sürdürülebilir büyüme yapısı açısından olukça önemli. Yatırım, üretim ve ihracatı artırmaya yönelik politikalar ile önümüzdeki dönemde bir taraftan cari işlemler hesabında kalıcı iyileşmeyi sağlayarak makro-finansal istikrarı kuvvetlendirmeyi, diğer taraftan sürdürülebilir yüksek büyümenin devamını amaçlıyoruz. 'İnovasyon-yatırım-üretim-ihracat-istihdam-adil bölüşüm' temel önceliklerimiz olacaktır" dedi.
İŞGÜCÜ ÖDEMELERİ YÜZDE 117.2 ARTTI
TÜİK verilerine göre işgücü ödemeleri, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 117.2 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 50.7 artış gösterdi. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26.1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32.2 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 55 iken yüzde 47 oldu.
Bu arada milyonlarca çalışanı ve işvereni ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri bu hafta başlayacak. Asgari ücret, Temmuz'dan bu yana bir işçi için aylık brüt 13 bin 414 lira 50 kuruş, net 11 bin 402 lira 32 kuruş olarak uygulanıyor.
EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ 95.3 OLDU
TÜİK verilerine göre ekonomik güven endeksi Kasım'da bir önceki aya kıyasla yüzde 1.3 azalarak 95.3 değerini aldı. Tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bileşik endeks olan ekonomik güven endeksinin, 100'den küçük olması genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Bir önceki aya göre Kasım'da tüketici güven endeksi yüzde 1.1 artarak 75.5, reel kesim güven endeksi yüzde 1.3 azalarak 103.9, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2.4 azalarak 110.9, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1.9 azalarak 111.7, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 2.2 artarak 91 değerini aldı.
TÜİK verilerine göre hizmet üretici fiyat endeksi (H-ÜFE) Ekim'de aylık yüzde 1.21, yıllık yüzde 76.99 arttı.
Bu arada hafta başında (4 Aralık) Kasım ayı enflasyon verisi açıklanacak. TÜİK verilerine göre Ekim'de TÜFE aylık yüzde 3.43 artarken, yıllık enflasyonu bir önceki aya göre 0.17 puan azalışla yüzde 61.36 düzeyinde gerçekleşti.
"TÜRK LİRASINA GEÇİŞ ZAMANI GELDİ"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, Kasım ayı öncü göstergelerinin aylık enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine işaret ettiği vurgulayarak, enflasyonun ana eğiliminde de gerileme başladığını kaydetti. Yaptığı bir açıklamada piyasalarda öngörülebilirliğin artmaya başladığını ifade eden Erkan, "Türk lirasına geçiş zamanı gelmiştir" ifadelerini kullandı. Bunun en doğrudan yansımalarını mevduat gelişmelerinde görüldüğünü belirten Erkan, Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talebin arttığını kaydetti.
Parasal sıkılaştırma ve sadeleştirme adımları sayesinde getiri eğrisinin normalleştiğini ve sabit getirili Türk lirası varlıklara iç ve dış ilginin önemli ölçüde arttığını aktaran Erkan, Türk lirasına geçiş zamanının geldiğine uluslararası yatırımcıların da inanmaya başladığını rapor, beklenti, ilgi ve girişler üzerinden izlediklerini kaydetti.
TCMB'DEN YENİ ADIMLAR…
Bu arada TCMB, bankacılık sistemini, Türk lirasını cazip kılacak adımlar atmaya devam etti. İlgili tebliğlerde yapılan değişikliklere göre, bankalar, döviz dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilecek ancak bu oran, politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 85'inden daha düşük olamayacak. Yurtiçi yerleşik gerçek kişiler, 30 Kasım 2023 itibarıyla bankalarda mevcut olan altın, dolar, avro ve İngiliz sterlini cinsinden mevduat ve katılım fonu hesaplarını TL'ye çevirebilecek. Ayrıca TCMB, reeskont iskonto ve avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranını da güncelledi.
Öte yandan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken kredi notu görünümünü durağandan pozitife çevirdi. Sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Attığımız adımlar karşılık buluyor. Orta Vadeli Programımıza güven artıyor. Sabır ve kararlılıkla programı uygulamaya devam edeceğiz. Fiyat istikrarını, cari açıkta kalıcı düşüşü, mali disiplini ve rezerv birikimini sağlayarak, ülkemizi sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına taşıyacağız" ifadelerini kullandı.
3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar, S&P'nin kararının piyasaya doğrudan etkisi olmamakla birlikte, Borsa'ya yukarı yönlü destek verebileceğini söyledi. Baydar, "Yabancı girişi için bizim daha çok not yükseltilmesine ihtiyacımız var" dedi.
"Büyümede daha dengeli kompozisyona doğru yol alıyoruz"
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2023 yılı üçüncü çeyrek GSYH büyümesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 5.7, yılın ilk dokuz ayında yüzde 4.7 büyüdüğüne dikkat çekerek, üçüncü çeyrek itibarıyla yıllıklandırılmış milli gelirin 1 trilyon 76 milyar dolara yükseldiğini vurguladı. Uyguladıkları dezenflasyon programının öngörüsü dahilinde büyümede daha dengeli bir kompozisyona doğru yol aldıklarını belirten Şimşek, şunları kaydetti:
"Yılın ilk yarısına göre iç talebin büyümeye verdiği katkı 8.8 puandan 7.3 puana gerilerken, net dış talebin negatif katkısı 4.9 puandan negatif 2.6 puana düştü. Bir önceki çeyreğe göre özel tüketim daralırken; yatırım ve ihracat artış gösterdi. Eylül'de cari açıkta Mayıs'a göre yıllık 8.6 milyar dolar iyileşme sağlandı. Ekim ve Kasım aylarına ilişkin dış ticaret verileri cari açıktaki iyileşmenin devam edeceğine işaret ediyor. Uyguladığımız öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımıza; enflasyon ve cari açıkta kalıcı düşüş ve makro-finansal istikrar sağlanıncaya kadar devam edeceğiz. Böylece sürdürülebilir yüksek büyümenin temelini güçlendireceğiz."
"Parasal sıkılaşmanın esas etkileri 2024'ün ilk yarısında görülecek"
Prof. Dr. Nurullah GÜR / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Büyüme rakamları yıllık bazda beklentilerin üzerinde gelirken, çeyreklik bazda ise piyasa beklentilerinin altında kaldı. Para politikasındaki değişikliklerin etkileri en az üç ila altı ay arasında bir gecikmeyle görülmeye başlar. Faizlerdeki artışın üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında hemen belirgin bir şekilde görüldüğünü söylemek zor. Ama yine de hanehalkı tüketim harcamalarının önceki iki çeyreğe kıyasla büyümeye daha az katkı verdiğini gözlemliyoruz. Bu gelişmeyi, parasal sıkılaşmanın hafif de olsa rakamlara yansıdığına dair bir sinyal olarak değerlendirebiliriz. Çeyrekten çeyreğe büyüme rakamının beklentilerden düşük gelmesinin temel nedenlerinden biri de bu gibi. Yıllık bazda büyümenin yüksek kaydedilmesine neden olan unsur ise yatırım harcamaları. Üçüncü çeyrekte büyümeye 3.4 puan katkı veren yatırım harcamaları, kendi içinde bu yılın en iyi performansını gösterdi. Makine ve teçhizat yatırımlarının yanı sıra bu çeyrek inşaat yatırımları da güçlü bir artış kaydetti. İnşaat yatırımlarında 2020'nin üçüncü çeyreğinden bu yana gözlenen en yüksek artış gerçekleşmiş. Deprem konutların inşasının büyük bir hız ve özveriyle gerçekleştirilmeye çalışılması, inşaat yatırımlarındaki bu artışı açıklıyor. 2023'ün son çeyreğinde büyüme bu denli yüksek gelmeyebilir. Parasal sıkılaşmanın esas etkileri kendini 2024'ün ilk yarısında gösterecek. Eğer 2024'ün ikinci çeyreğinde enflasyon düşmeye başlar ve bunun süreklilik arz edeceğine yönelik bir beklenti oluşursa, yılın ikinci yarısı-özellikle de dördüncü çeyrek-iktisadi aktivite için daha elverişli geçebilir. Küresel faiz oranlarının 2024'ün ikinci yarısında düşüşe geçme ihtimali var. Bu da sermaye girişleri üzerinden büyümeye destek olabilir. Özetle, 2024'ün ikinci yarısının ilk yarıya kıyasla büyüme açısından daha hareketli geçmesi bekleniyor.
"Türkiye ekonomisi 2023'te yüzde 5-6.5 arasında büyür"
Prof. Dr. Üstün DİKEÇ /Ekonomist
Seçim sonrası izlenen makro finansal istikrarı sağlamaya yönelik Ortodoks politikalar sonucu Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 5.9, yılın ilk dokuz ayında yüzde 4.7 büyüdü. Büyüme performansında bir taraftan döviz açığını kapatmak diğer taraftan ihracatı artırmak için girişimcilere yönelik izlenen maliye ve para politikaları önemli faktörler. Yüksek teknoloji üretimine yönelik finansal erişimin sağlanması, hizmet ihracatının desteklenmesi, reel sektöre yönelik hedef odaklı ve kaliteli finansman olanaklarının sağlanması, makro ekonomik çerçeveyi istikrara kavuşturmaya yönelik girişimlerin desteklenmesi büyümeyi destekleyen diğer faktörler. İnşaat faaliyetlerinin deprem sonrası desteklenmesi, büyümenin ana kaynaklarından biri olan sanayiye yönelik izlenen destekleyici politikalar ile finans ve sigorta faaliyetlerinin son yıllarda artışı büyümeyi etkiledi.
Nihai tüketim harcamalarının yüzde 11.2, kamu nihai tüketim harcamalarının yüzde 5.3, gayrisafi sabit sermaye oluşumunun yüzde 14.7 artması büyümeyi olumlu etkiledi. Alınan ve uygulanan kararların kamuoyunda olumlu karşılanması, rezervlerdeki artışlar, kiralardaki artışın yavaşlaması, CDS risk priminin 350 baz puan altına düşmesi ulusal ve uluslararası sermaye girişinin, ekonominin düzelmeye başladığının ön göstergesidir. Jeopolitik olumsuz gelişmelerin olmaması dış ticaretimizin ağırlıklı olduğu ABD ve Avrupa ülkelerindeki resesyon endişelerinin artmaması durumunda ülkemiz büyümesinin 2023 yılında yüzde 5 ile yüzde 6.5 arasında olacağı görüşündeyim.
"Büyümeye tüketim ve ithalat kaynaklık etmeye devam etti"
Prof. Dr. Murat ÇETİNKAYA / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yıllık bazda beklentilerin üzerinde bir büyüme performansı gerçekleşirken, çeyreklik bazda yavaşlama işaretleri görülüyor. Büyümeye tüketimin ve ithalatın kaynaklık etmeye devam ettiğini görüyoruz. Deprem sonrası bölgesinin yeniden inşa faaliyetleri ve vergi artışlılarının büyüme üzerinde önemli etkileri bu çeyrekte net bir şekilde gözüküyor. Yurtiçi tüketim azalırken, sabit sermaye yatırımları, kamu tüketim harcamaları ve net ihracat artışı önemli. Bir önceki çeyreğe göre net ihracatın bir miktar düzeldiğini görülse de net ihracatın büyümeye katkısı negatif kalmaya devem ediyor. Bir önceki çeyreğe göre gayri safi sabit sermaye oluşumunun GSYH içindeki payının gerilemiş olması, ekonominin üretim tarafındaki yavaşlamayı gösteriyor. TCMB'nin sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin üçüncü çeyrekte henüz net bir şekilde görülmedi. Dördüncü çeyrekte de devam eden sıkılaştırıcı politikaların etkisiyle yatırım ve üretimin yavaşlaması, büyüme dinamiklerini olumsuz yönde etkiyecek. Ülkemiz açısından da hem küresel riskler hem de iç piyasadaki gelişmeler 2024'e zorlu koşullarda adım atacağımızı gösteriyor. Yüksek enflasyon nedeniyle sıkılaştırıcı politikalarla önümüzdeki dönemde iç talebin büyümeye katkısı kısıtlı olacaktır. Diğer taraftan büyümenin en önemli katalizleri olan dış talepteki azalmayla ihracat hacminde düşüş ortaya çıkaracaktır. Hem iç talep hem de dış talepteki zorluklar, ülkemizin potansiyel büyümenin altında bir büyüme rakamı ortaya çıkarması kuvvetle muhtemeldir.