PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye'nin cari dengesi, Eylül'de fazla verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre; 2023 Haziran'da 716 milyar dolar fazla veren cari işlemler hesabı, Temmuz ve Ağustos'ta verdiği açıkların ardından Eylül'de 1 milyar 876 milyon dolar fazla kaydetti. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 7 milyar 118 milyon doları fazla verdi. Cari dengede Temmuz'da 5.6 milyar dolar, Ağustos'ta 357 milyon dolar açık yaşanmıştı. Dokuz aylık cari açık yıllık yüzde 6.9 artışla 40 milyar 835 milyon dolara yükselirken, Eylül itibarıyla yıllıklandırılmış cari açık bir önceki aya göre 4.9 milyar dolar azalışla 51.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Eylül'de ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3 milyar 657 milyon dolar oldu. Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 6.25 milyar dolar, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 5 milyar 33 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net çıkışlar 337 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 1 milyar 18 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Resmi rezervlerde bu ay 7 milyar 663 milyon doları net artış oldu. Eylül'de net hata noksan kaleminde 208 milyon dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ödemeler dengesi verilerini değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıllık cari dengede son iki ayda 7.3 milyar dolar iyileşme sağlandığını vurgulayarak, program öngörüleri doğrultusunda bu iyileşmenin devamını beklediklerini kaydetti. Hatırlanacağı üzere; 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da (OVP) cari işlemler dengesinin 2023 yılı sonunda 42.5 milyar dolar, 2024 yılı sonunda 34.7 milyar dolar açık vermesi öngörüldü. 2023'te yüzde 4 seviyesine gerilemesi beklenen cari işlemler açığının milli gelire oranının 2024 yılı sonunda yüzde 3.1 olması hedeflendi.
TOPLAM CİRO ARTTI
Geçen hafta ciro endeksleri ile perakende satış endeksleri de açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Eylül'de yıllık yüzde 64.1, aylık yüzde 1.3 arttı. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; Eylül'de aylık bazda sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 0.4, inşaat ciro endeksi yüzde 3.2, ticaret ciro endeksi yüzde 1, hizmet ciro endeksi yüzde 3.6 artış gösterdi.
TÜİK verilerine göre; sabit fiyatlarla perakende satış hacmi Eylül'de yıllık yüzde 13.8 artarken, aylık yüzde 0.7 azaldı. Eylül'de cari fiyatlarla perakende ciro ise yıllık yüzde 85.7, aylık 4.2 artış gösterdi.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, ciro endeksi ve perakende satış endekslerindeki ivme kaybının ekonomideki sıkılaşma adımlarının bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, sıkılaşma döngüsü devam ettikçe ciro endekslerinde düşüşün devam edeceğini vurguladı. Arzova, "Satışlarda ise yılın son ayında ve yeni yılın ilk aylarında artış görebiliriz. Sıkılaşma adımlarına karşılık iç talep hala canlı seyrediyor" ifadelerini kullandı.
EKİM'DE 93 BİN 761 KONUT SATILDI
Konut fiyatları artarken, konut satışları düşüyor. Türkiye genelinde Ekim'de 93 bin 761 konut satıldı. TÜİK verilerine göre konut satışları Ekim'de yıllık yüzde 8.7, aylık yüzde 8.7 azalış gösterdi. Eylül'de konut satışları yıllık yüzde 9.5, aylık yüzde 15.9 azalarak 102 bin 656 düzeyinde gerçekleşmişti. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim'de yüzde 58 azalışla 5 bin 577 olurken, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 5.9 olarak gerçekleşti. Ekim'de diğer satışlar ise yüzde 1.4 azalışla 88 bin 184 düzeyinde kaydedildi. Ekim'de ilk el satışlar yüzde 10.6 azalışla 29 bin 230, ikinci el satışlar yüzde 7.8 azalışla 64 bin 531 oldu. Konut satışları Ocak-Ekim döneminde yıllık yüzde 14.3 azalışla 993 bin 835 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satışları Ekim'de yıllık yüzde 52.9 azalarak 2 bin 535, Ocak-Ekim döneminde ise yıllık yüzde 44.4 azalarak 30 bin 599 oldu. Ekim'de ülke uyruklarına göre en çok konut satışı 713 konut ile Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı. Bunu, 235 konut ile İran, 152 konut ile Almanya, 138 konut ile Ukrayna vatandaşları izledi.
Konut fiyatlarında artış sürüyor. Türkiye'deki konutların kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan konut fiyat endeksi (KFE) Eylül'de bir önceki aya göre yüzde 4.3 arttı. TCMB verilerine göre KFE Eylül'de yıllık yüzde 89.2 artış gösterdi. Eylül'de yeni konutlar fiyat endeksi ise yıllık yüzde 94.2 arttı. 3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar, konut satışlarının düşüşündeki en önemli etkenin konut kredileriyle ilgili yapılan düzenlemeler olduğunu vurguladı. Krediyle ev alamayanların ev de değiştiremediğini belirten Baydar, "Bu durum diğer satışları da düşürüyor. Global resesyon ve fiyatlarda pahalılık yabancıları da etkilemiş ve yabancıya konut satışında zayıflama olmuş. Bu düşüş önümüzdeki aylarda da devam edebilir diye düşünüyoruz" dedi.
BÜTÇE AÇIĞI EKİM'DE 95.5 MİLYAR LİRA
Merkezi yönetim bütçesi Ekim'de 95 milyar 461 milyon lira, yılın 10 ayında 608 milyar 63 milyon lira açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre; Ekim'de bütçe gelirleri yıllık yüzde 111.3 artışla 473 milyar 750 milyon lira, bütçe giderleri yıllık yüzde 85.2 artışla 569 milyar 211 milyon lira düzeyinde gerçekleşti. Ekim'de yıllık bazda faiz giderleri yüzde 9.3 artışla 66.8 milyar lira, faiz hariç giderler yüzde 104 artışla 502.4 milyar lira oldu. Ekim'de faiz dışı denge ise 28 milyar 651 milyon lira açık verdi. Vergi gelirleri yüzde 125.2 artışla 409.4 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Vergi gelirleri tahsilatının detaylarına bakıldığında; Ekim'de dahilde alınan katma değer vergisi yüzde 239.8 artışla 63.5 milyar lira, ithalde alınan katma değer vergisi yüzde 98.5 artışla 103.1 milyar lira, özel tüketim vergisi yüzde 130.3 artışla 97.4 milyar lira, gelir vergisi yüzde 99.9 artışla 72.2 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. 2023'ün 10 aylık döneminde bütçe gelirleri yıllık yüzde 77.9 artışla 3.9 trilyon lira, bütçe giderleri yüzde 94.2 artışla 4.5 trilyon lira oldu. Bütçe açığının 608.1 milyar lira olduğu 2023 yılının Ocak-Ekim döneminde faiz dışı denge 70.4 milyar lira açık verdi.
GÖZLER MERKEZ BANKASI'NDA OLACAK
Bu hafta, TCMB'nin 23 Kasım'daki (bugün) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı takip edilecek. Hatırlanacağı üzere TCMB, Ekim ayı toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 30'dan yüzde 35'e çıkarmıştı. Yılın ikinci finansal istikrar raporundaki "bankacılık sektörü parasal sıkılaştırma sürecinde faiz riskini yönetebilecek sağlam bilanço yapısına sahip" ifadeleri faiz artışlarına devam edileceği şeklinde yorumlandı. Genel eğilim TCMB'nin Kasım ayı toplantısında da politika faizinde 250 baz puan artışa gideceği şeklinde. A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden, TCMB'nin bu toplantıda politika faizini 250 baz puan artış ile yüzde 37.5 e yükselteceği öngörüsünde bulundu. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova da politika faizinde 250 baz puan artış beklentisini dile getirdi. Arzova, "Adımlar küçülecek ama sıkılaşmaya devam edilecek diye düşünüyorum. Politika metnini izlemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Üçüncü Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar da politika faizinde 250 baz puan artış beklentisinde. Baydar'a göre; TCMB böylece hem beklentileri karşılayacak hem de enflasyonla mücadelede kararlılık mesajı verecek. Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş ise TCMB'nin 500 baz puanlık faiz artışına gideceği görüşünde.
Bu arada TCMB, yatırımcı günlerine başlıyor. Yatırımcı günlerinin ilki 11 Ocak'ta New York'ta gerçekleştirecek.
TÜRKİYE YEŞİL FONU KURULACAK
Yeşil dönüşüm faaliyetlerin finansmanı amacıyla "Türkiye Yeşil Fonu" kurulacak. Fon'a ilişkin açıklama Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten geldi. Dünya Bankası ile yakın iş birliğiyle yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini belirten Şimşek, Yeşil Finans Projesi için Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ'ye sağlanacak 155 milyon dolar kredinin Dünya Bankası tarafından onaylandığını açıkladı. Proje kapsamında ülkede yeni bir fonu hayata geçireceklerini dile getiren Şimşek, projeyle işletmelere yeşil finansman arzının sağlanması, yeşil teknolojilere yatırımın teşvik edilmesi ve finansal sektörün çeşitlendirilmesinin amaçlandığını kaydetti. Fonun, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına tabi olacağını belirten Şimşek, Dünya Bankası kredisinin fon için de kaynak oluşturacağını dile getirdi. Şimşek yaptığı açıklamada, Dünya Bankası'ndan sağlanan 155 milyon dolarlık kredinin kaldıraç etkisiyle ilerleyen dönemde, fona diğer yatırımcıların da kaynak sağlaması ve fonun büyüklüğünün artırılmasının hedeflendiğini kaydetti.
"TİCARİ KREDİ KOMPOZİSYONU İYİLEŞTİ…"
TCMB, yılın ikinci finansal istikrar raporunu yayımladı. Raporda, makro ihtiyati politikalarda atılan sadeleşme adımları sonrasında ticari kredilerde istikrarlı bir büyüme gözlenirken, bireysel kredi büyümesinin yavaşladığına dikkat çekilerek, ihracat ve yatırım kredilerinin payının artmasıyla ticari kredi kompozisyonunun iyileştiği vurgulandı. Rapora göre; reel sektör firmalarının finansal borç oranı ve yabancı para açık pozisyonu azalmaya devam etti. Finansman maliyetleri artmakla beraber reel sektör bilançoları dayanıklı bir görünüm sergiledi. Hanehalkı borçluluğu emsal ülke ortalamasının altında seyrederken, toplam milli gelire ve kişi başına gelire oranla borçluluk düşük seviyede gerçekleşti. Mevduat kompozisyonunda Türk lirası mevduatın payı artarken, yabancı para ve kur korumalı mevduat azaldı. Ülke risk primindeki gerileme ile birlikte bankacılık ve reel sektörün dış finansman koşulları iyileşmekte ve borç çevirme oranları yükseldi. Bankacılık sektörünün aktif kalitesindeki güçlü görünüm korundu. Bankacılık sektörünün sermaye oranları yasal sınırların üzerinde seyrederken, sermaye pozisyonu ve likidite tamponları yeterli seviyede. Raporun önsözünde açıklamalarına yer verilen TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, parasal sıkılaştırma ve makro ihtiyati çerçevede sadeleşme kapsamında atılan adımların etkilerini, piyasa mekanizmalarının işlevselliğinde artış ve varlık fiyatlarının sinyal niteliğinin güçlenmesi şeklinde gözlemlemeye başladıklarını vurguladı. Erkan, bankacılık sisteminin güçlü yapısının TCMB'nin para politikasının etkinliğini destekleyen en önemli faktörlerden biri olarak öne çıktığını kaydetti.
"Türkiye yabancı yatırımcılar için yeniden cazibe merkezi olabilir"
Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti
Eylül'de cari açık beklentilerden olumlu. Dış ticaret açığındaki gerileme, turizm gelirlerindeki güçlü görünüm ve rezervlerdeki artışla birlikte Eylül'de cari fazla verdik. Cari açıktaki iyileşme iktisadi faaliyetteki dengelenmenin devam ettiğini gösteriyor. İç talepteki belirgin yavaşlama ile cari işlemler açığındaki düşüşün önümüzdeki dönem de devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca bu düşüş süreci TL'deki stabilizasyona katkı vermeye devam edebilir. Finansman tarafında ise bankacılık sektörü borç ödemeleri devam etmesine rağmen portföy ve doğrudan yatırımlar kalemindeki girişler sayesinde kayıtlı sermayede bir toparlanma olması olumlu. Yılın kalanında cari açıktan daha çok finansmanının önemli olduğunu ve bu cephedeki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut görünüm ve iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın etkisini dikkate alarak yıl sonu için 46 milyar dolar olan cari açık beklentimizi koruyoruz. (Milli gelirin yüzde 4.6'sı.) Yeni ekonomi yönetimi ve izledikleri politikalar sayesinde Türkiye yabancı yatırımcılar için yeniden cazibe merkezi olabilir. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanının finans çevreleriyle yaptıkları toplantılarda verilen 'sıkı para politikasının devam edeceği, mali disiplinin korunacağı ve yapısal reformların hızlanacağı' mesajları önümüzdeki dönemde Türkiye'nin dünyadan olumlu ayrışmasına neden olacak. Piyasalarda güvenin tekrar kazanılmasıyla risk primlerinin normale döndüğünü görüyoruz.
"Yerel seçimler yabancı yatırımcı için önemli bir dönemeç"
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Eylül'de cari işlemler hesabı 1.88 milyar dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 7.1 milyar dolar fazla verdi. Yani altın ve enerji ithalatı cari işlemler hesabını ciddi şekilde aşağıya çekti. Altın ithalatına ilişkin alınan önlemlere rağmen ithalat hala yüksek. Ekonomiyi yavaşlatmaya yönelik alınan önlemlerin etkilerini küçük adımlarla da olsa görmeye başlıyoruz. Bu iyileşme yapısal dönüşümden kaynaklı olmayıp ekonominin daralması ile alakalı. Eylül ayında doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net çıkışlar 337 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Burada hala sorunumuz var. Türkiye doğrudan yatırım çekmekte ciddi şekilde zorlanıyor. Portföy yatırımlarındaki artışın temel nedeni bir yandan normalleşme diğer yandan faizlerin yabancı yatırımcı açısından yine yavaş yavaş cazip hale gelmeye başlaması. Ancak portföy yatırımlarından girişler hala düşük. Türkiye risk priminin düşmesi ve akran ülkelerle farkın inmesi çok olumlu. Bu sayede Türkiye dış borçlanmaya daha rahat çıkabiliyor. Ancak yabancı yatırımcı açısından önemli bir dönemeç yerel seçimler. O nedenle öncelikle yerel seçimlere kadar bekleyip görmek istiyorlar. Türkiye'nin dış politikada sertleşmesi ve yaşanan yargı krizi özellikle doğrudan yabancı yatırımcı çekme noktasında elini zayıflatan unsurlar. Yabancı girişinin az olması, ekonomi yönetiminin işini zorlaştırıyor. Enflasyonla mücadele programına ne kadar sabır gösterileceği konusu da bir diğer soru.
"Sermaye ve finans hesabı, ülkeye yabancı para girişine işaret ediyor"
Doç. Dr. Savaş ERDOĞAN / Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi
Bütçe dengesi, özellikle vergi gelirleri bariz artış göstermesine rağmen baskın olan bir enflasyon ortamında kamu harcamalarının daha fazla artış göstermesi nedeniyle açık vermeye devam ediyor. Borç ödemede garantör vazifesi gören faiz dışı denge de açık vermeyi sürdürüyor. Ekim 2023 döneminde özellikle cari transfer harcamaları ile görevlendirme giderleri kalemi olan KİT'lere yapılan transferlerdeki artış dikkati çekiyor. Ödemeler dengesi bilançosunda ise, Eylül ayında cari fazla verildiği görülüyor. Dış ticaret açığına rağmen cari fazla verilmesinde turizm gelirlerinde meydana gelen olumlu artışın katkısının olduğu görülüyor. Geçen yıllarda yaşanan cari açığının finansmanında yaşanan zorluklar ise yerini bir miktar olumlu bir havaya bırakmış. Sermaye ve finans hesabı ise net olarak ülkeye yabancı para girişinin olduğunu gösteriyor. Bu durum Merkez Bankası rezervlerinin artışına olumlu katkı sağlıyor. Ayrıca cari fazla verilmesinin nedenlerinin başında ithalata yapılan harcamalardaki artış hızında meydana gelen azalmanın da etkili olduğu söylenebilir. Bu durum aynı zamanda ekonomide büyüme anlamında bir soğumaya işaret ediyor. İleri ki zaman diliminde dünyanın içinde bulunduğu durum itibarıyla belirsizliğin oluşması ve bu durumun enerji vb. gibi stratejik maddelerin fiyatlarında belirsizlik yaratması ve ayrıca turizm gelirlerindeki oluşacak azalmanın cari açıkta iyileşmeyi olumsuz etkileyebileceği görüşü hakim. Enflasyonda meydana gelen artışa rağmen düşme eğilimi içine girmesi, faiz artırımının etkisini gösteriyor. Fakat hala faiz oranları enflasyon oranının altında kalması nedeniyle reel anlamda negatif faiz söz konusu. Dolayısıyla bu ay içinde de faiz artırımının geleceği öngörülebilir.