Jeopolitik endişeler artış kaydetti

Ortadoğu’da artan tansiyon arz kaynaklı endişelerle petrol fiyatlarında sert yükselişlerin yaşanmasına neden oldu. Geçen hafta Pazartesi küresel hisse piyasalarında satışlar yaşanırken, güvenli liman talebi ons altın fiyatlarını destekledi.
19.10.2023 15:25 GÜNCELLEME : 19.10.2023 15:25

ONURCAN BAL İsrail ve Gazze arasında yaşanan çatışmalar ve bölgede yüksek seyreden tansiyon jeopolitik risklerin artış kaydetmesine neden oldu. Jeopolitik endişeler pazartesi günü riskli varlıklarda satış baskısını artırırken, güvenli liman talebinin güç kazandığı görüldü. Pazartesi küresel hisse piyasalarında satışlar yaşanırken, güvenli liman talebi ons altın fiyatlarını destekledi. Ortadoğu'da artan tansiyon arz kaynaklı endişelerle petrol fiyatlarında da sert yükselişlerin yaşanmasına neden oldu. Pazartesi günkü fiyatlamaların ardından jeopolitik endişelerin belirli ölçüde sindirildiği ve fiyatlamalar üzerinde etkisinin hafiflediği takip edildi. Piyasalar mevcut durumunda İsrail-Filistin arasında sınırlı kalacağı düşüncesiyle hareket ederken, İsrail'in Suriye'ye saldırısında Şam ve Halep'teki uluslararası havalimanlarının hizmet dışı kaldığına yönelik perşembe günkü haber akışları jeopolitik endişeleri yeniden artırdı. İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmanın daha geniş bir bölgeye yayılabileceği endişesinin artmasıyla haftanın son işlem gününde petrol ve altın fiyatlarında yükselişler yeniden güç kazandı. İsrail'in Suriye ve Lübnan'a yönelik operasyonlarını genişletmesi ve bu ülkelerle karşılıklı gerilimin artması da önemli bir risk faktörü olarak gündemdeki yerini koruyor. İsrail ve İran'ın doğrudan karşı karşıya geldiği ve Ortadoğu'da diğer ülkelere sıçrayan bir savaş ise en olumsuz senaryo olarak karşımıza çıkıyor. Önümüzdeki süreçte İsrail- Filistin bölgesindeki gelişmeler, jeopolitik endişeler ve savaşın yayılma riski önemli risk başlıkları olarak piyasaların yakın takibinde yer almaya devam edecektir. Ortadoğu'da farklı bölgelere yayılım gösteren bir savaş halinin en olumsuz senaryo olarak izlendiğini ve böyle bir durumun yaşanması halinde küresel çapta çok ciddi fiyatlamalara yol açacağını bir kez daha vurgulamak isteriz. Böyle bir senaryoda petrol cephesinde çok sert yükselişler yaşanabilir ve küresel ekonomilerde derinleşen resesyon korkularıyla birlikte ortaya çıkacak stagflasyonist ortam riskli varlıklarda satışları derinleştirebilir.

FED ÜYELERİNİN AÇIKLAMARI TAKİP EDİLDİ

Önceki hafta açıklama yapan FED üyeleri genel olarak sıkı duruşun uzun bir süre korunacağı ve ek faiz artırımlarının gerekebileceğine dair mesajlar verirken, şahin bir duruş ortaya koymuşlardı. Geçen hafta konuşan bazı FED üyeleri ise görece daha güvercin bir duruş sergilediler. Genel olarak sıkı duruşun korunacağı konusu vurgulanmaya devam etse de geçen haftaki açıklamalarda son dönemde ABD tahvil faizlerindeki yükselişin ek faiz artırım ihtiyacını azalttığı yorumları ön plana çıktı. FED Başkan Yardımcısı Philip Jefferson, ABD Hazine tahvil getirilerindeki artış ekonomi üzerinde potansiyel bir kısıtlama olarak izlediğini söyledi. Dallas FED Başkanı Lorie Logan, uzun vadeli tahvil faizlerindeki son artışın ve genel anlamda sıkı finansal koşulların, FED'in politika faizini artırmasına daha az ihtiyaç duyulacağı anlamına gelebileceğini ifade etti. San Francisco FED Başkanı Mary Daly son dönemde yükselen tahvil getirilerinin finansal koşulların sıkılaştığı anlamına geldiğini ve bu durumda FED'in daha fazlasını yapmasına gerek olmayabileceğini belirtti. Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic, faiz oranlarının daha fazla artırılmasına gerek olmadığını düşündüğünü ve para politikasının enflasyonu yüzde 2 hedefine geri getirecek kadar kısıtlayıcı olduğunu söyledi. Minneapolis FED Başkanı Neel Kashkari, uzun vadeli hazine tahvillerinin getirilerindeki son artışın FED'in faiz oranlarını daha fazla artırmasına gerek olmadığı anlamına gelmesinin mümkün olduğunu ancak bunu kesin olarak bilemeyeceklerini dile getirdi. Boston FED Başkanı Susan Collins, daha fazla faiz artırımının hala mümkün olduğunu ifade ederken, faiz artışlarının tüm etkilerini daha görülmediğini de sözlerine ekledi. Geçen hafta yayınlanan FED toplantı tutanaklarında, enflasyon yavaşlayana kadar kısıtlayıcı politikanın devam edeceği yönlendirmesi korunurken, FED üyelerinin ilave faiz artışının gerekliliği konusunda farklı görüşte olduğuna ancak bir artışın daha ihtimal dahilinde olduğuna işaret edildi. FED üyelerinin yeni haftadaki açıklamaları piyasaların takibinde yer almaya devam edecektir. Özellikle 19 Ekim'de FED Başkanı Powell'ın konuşması ve vereceği mesajlar ön planda olacaktır.

FED'E YÖNELİK BEKLENTİLER, RİSK İŞTAHINDA BELİRLEYİCİ

Jeopolitik endişeler nedeniyle haftaya zayıf bir başlangıç küresel hisse piyasalarında hafta içerisinde toparlanma çabası öne çıktı. Küresel risk iştahının güç kazanmasında jeopolitik endişelerin bir miktar sindirilmesi ve özellikle FED üyelerinden ek sıkılaşma endişelerini yatıştıran açıklamaların gelmesi etkili oldu. Hem güvenli liman talebi hem de FED üyelerinin güvercin tondaki açıklamalarıyla ABD 10 yıllık tahvil faizleri, hafta içerisinde yüzde 4.50 bölgesine kadar geri çekildi. Hatırlanacak olursa ABD 10 yıllıkları ekim ayının ilk haftasında yüzde 4.90 bölgesini test etmişti. Tahvil faizlerindeki geri çekilme ve risk iştahındaki güç kazanımı hafta içerisinde küresel hisse piyasalarında yükselişleri beraberinde getirdi. Geçen hafta ABD'de açıklanan enflasyon rakamları da piyasaların yakın takibinde yer aldı. ABD'de eylül ayı ÜFE verisi enerji maliyetlerindeki yükselişin etkisiyle bir önceki aya göre piyasa beklentisi olan yüzde 0,3'ün üzerinde yüzde 0,5 artış kaydetti ve yıllık ÜFE yüzde 2.2 olarak gerçekleşti. Perşembe günü açıklanan TÜFE rakamı yüzde 0,3 olan piyasa beklentisinin üzerinde aylık bazda yüzde 0,4 artış kaydetti ve yıllık TÜFE yüzde 3.7 olarak gerçekleşti. Çekirdek TÜFE ise beklentiler paralelinde aylık bazda yüzde 0,3 oranında artış gösterdi ve yıllık bazda yüzde 4.3'ten yüzde 4.1 seviyesine geriledi. Önceki hafta ABD'de oldukça güçlü gelen tarım dışı istihdam verisinin ardından geçen hafta açıklanan manşet enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde gelmesi FED'e ilişkin endişeleri yeniden gündeme getirdi. Perşembe günü ABD TÜFE verisi sonrasında ABD 10 yıllık tahvil faizleri yeniden yüzde 4.60'ların üzerine çıkarken, risk iştahı zayıflama kaydetti ve hisse piyasalarında satışlar etkili oldu. Cuma günü de hem FED'e ilişkin sıkılaşma endişeleri hem de Ortadoğu'da savaşın yayılabileceğine ilişkin korkular risk iştahını baskılamaya devam etti. Ons altın 1.900 doların üzerindeki seviyeleri test ederken, Brent petrolde haftalık kazanç yüzde 5'leri buldu.

YURTİÇİNDE FİNANSAL SONUÇ AÇIKLAMA DÖNEMİ

20 Ekim Cuma günü Arçelik'in finansallarını açıklamasıyla 2023 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını takip etmeye başlayacağız. Yurtiçinde konsolide olmayan finansal sonuçlar 30 Ekim tarihine kadar, konsolide finansal sonuçlar 9 Kasım tarihine kadar açıklanacaktır. Bankaların ise son finansal sonuç gönderim tarihi 20 Kasım'dır. Bankaların yılın üçüncü çeyreğinde güçlü finansal sonuçlar açıklayacaklarını değerlendiriyoruz. Sigortacılık ve aracı kurum sektörlerinin de kâr rakamları güçlü görünümünü sürdürecektir. Finans sektörü dışında havacılık, holding, gıda – perakende ve çimento sektörünün de olumlu finansallar açıklayacaklarını düşünüyoruz. Mayıs ayının son bölümünden itibaren Borsa İstanbul ve birçok hissede yaşanan güçlü yükselişlerin ardından sektör ve şirket seçiminde daha hassas davranılması ve finansal beklentileri güçlü olan sektörlerin/şirketlerin tercih edilmesi gerektiği kanısındayız. Finansal sonuç dönemi boyunca hisse ve sektör bazlı ayrışmaların yaşanabileceği de dikkate alınmalıdır.

BİZE ULAŞIN