PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi Temmuz'da aylık bazda yüzde 0.4 azalırken, yıllık yüzde 7.4 arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Temmuz'da aylık bazda madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 10.5, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 3.7 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi ise yüzde 1.4 azaldı. Temmuz'da sermaye malı üretimi aylık yüzde 2.8 azaldı, yıllık yüzde 25.6 arttı. Yüksek teknoloji ürünlerin üretimi aylık bazda yüzde 18.6 daralırken, yıllık yüzde 21.4 arttı. TÜİK geçen hafta Temmuz ayı ciro ve perakende satış endekslerini de açıkladı. Buna göre; sanayi, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Temmuz'da yıllık yüzde 77, aylık 11.2 arttı. Temmuz'da sabit fiyatlarla perakende satış hacmi yıllık yüzde 31, aylık yüzde 2.7 artarken, cari fiyatlarla perakende ciro yıllık yüzde 93.3, aylık yüzde 12 artış gösterdi.
İMALAT SANAYİ ETKİSİ...
Sanayi üretim endeksinin ekonominin sanayi sektörüyle bütünleşmiş işletmelerin çıktısını ölçtüğüne dikkat çeken Selçuk Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Kabaklarlı, imalat sanayinin en önemli alt bileşen olduğunu ve toplam üretimin yüzde 84'ünü oluşturduğunu kaydetti. İmalat sanayindeki küçülmenin, Temmuz'da endeksin aylık yüzde 0.4 azalmasına neden olduğunu belirten Kabaklarlı, şöyle devam etti:
"Kredi büyümesinde son dönemde görülen yavaşlama, bireysel kredilerin kısıtlanmasına yönelik makro ihtiyati tedbirler imalat sanayindeki yavaşlamanın nedenleri arasında. Ayrıca sanayi üretiminin Euro Bölgesi'nde Haziran 2022'ye kıyasla yüzde 1.2 azalması ve azalan siparişler diğer bir neden. Sanayi üretiminin yıllık olarak artış göstermesinin nedeninin baz etkisi olduğu söylenebilir."
3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar, yıllık bazda yüzde 7.4 yükselen sanayi üretimi endeksinin aylık bazda yüzde 0.4 düşmesini, özellikle alt sektörlerden imalat sanayinin aylık bazda yüzde 1.4 gerilemesini, büyümenin aşağı yönde etkileneceğine yönelik bir sinyal olarak değerlendiriyor. Büyümede özellikle iç talebi baskılayıcı sıkı para politikasının da etkisiyle aşağı yönlü risklerin arttığı görüşünü dile getiren Baydar, "Güven endekslerinin aşağı yönlü olması faiz artışları ve krediye ulaşma zorluğu yılsonu büyüme konusunda biraz daha karamsar olmamıza yol açıyor. Şimdilik yüzde 4'ün altı büyüme ihtimali arttı" dedi.
2024-2026 Orta Vadeli Program'a (OVP) göre; Türkiye ekonomisinin yıl genelinde yüzde 4.4 büyümesi bekleniyor.
CARİ DENGE 5.47 MİLYAR DOLAR AÇIK VERDİ
Temmuz'da cari işlemler hesabı 5 milyar 466 milyon dolar açık kaydetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre cari denge yılın ilk yedi ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31.4 artarak 42 milyar 286 milyon dolar açık verirken, Temmuz itibarıyla yıllıklandırılmış cari açık 2 milyar dolar artışla 58.5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. TCMB verilerine göre Temmuz'da altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 717 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 10.48 milyar dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi kaynaklı girişler 5 milyar 999 milyon doları seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 4 milyar 795 milyon dolar oldu. Temmuz'da doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 392 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 1.16 milyar dolar tutarında net giriş kaydetti. Resmi rezervlerde Temmuz'da 2 milyar 778 milyon doları net artış olurken, yılın ilk yedi ayında rezerv varlıkları 23.76 milyar dolar azaldı. Temmuz'da net hata noksan kaleminde 4.4 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. OVP'de cari işlemler dengesinin 2023 yılı sonunda 42.5 milyar dolar açık vermesi, kademeli bir iyileşmenin ardından program dönemi sonunda (2026) 30 milyar dolara gerilemesi öngörülüyor.
İSTİHDAM 318 BİN KİŞİ ARTTI
Geçen hafta işgücü istatistikleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı Temmuz'da aylık 38 bin kişi azalarak 3 milyon 291 bin kişi, işsizlik oranı 0.2 puan azalarak yüzde 9.4 oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış verilerle Temmuz'da istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 318 bin kişi artarak 31 milyon 671 bin kişi, istihdam oranı ise 0.5 puan artarak yüzde 48.4 oldu. İşgücü bir önceki aya göre 280 bin kişi artarak 34 milyon 962 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0.4 puan artarak yüzde 53.4 olarak gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı aylık 0.3 puanlık azalış ile yüzde 18 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı Temmuz'da bir önceki aya göre 1.5 puanlık azalışla yüzde 22.7 olarak tahmin edildi. OVP'ye göre işsizlik oranının 2023 yılı sonunda yüzde 10.1 olması, program dönemi sonunda yüzde 9.3'e gerilemesi bekleniyor. Program boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi artması öngörülüyor.
"YAPISAL BİR SORUNA İŞARET EDİYOR"
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Kabaklarlı, Almanya ve İngiltere'de yüzde 79 olan işgücüne katılım oranının Türkiye'de yüzde 53 civarında hesaplandığını vurgulayarak, bu oranın düşüklüğünün yapısal bir soruna işaret ettiğini söyledi. Temmuz 2023 işgücü verilerine göre; mevsim etkilerinden arındırılmış kadın işsizlik oranının 0.3 puanlık azalışla yüzde 12.9'a düştüğünü belirten Kabaklarlı, "Erkek işsizlik oranı 0.2 puanlık azalışla yüzde 7.6'ya geriledi. Bu gelişmelerle işsizlik oranlarındaki toplumsal cinsiyet farkı Temmuz'da 5.4 puandan 5.3 puana indi. Temmuz 2023 işgücü verilerine göre kadın istihdamı erkeklerden daha fazla arttı. Kadın işgücü Temmuz'da turizm, tarım ve tekstil ile hizmetler sektöründe mevsimsel olarak artış gösterdi. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı kadını çalışma hayatına yöneltti. Ancak OVP'de revize edilen GSYH artış tahmini yüzde 4.4'lük büyüme oranı sonucunda işgücündeki artış kadar istihdam yaratılmadığında genel işsizlik oranı da artıracaktır" dedi.
"OVP'deki hedeflerle uyumlu bir seyir"
Doç. Dr. Esra KABAKLARLI / Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi
Cari işlemler hesabı Haziran'da tahminlerle uyumlu olarak 0.65 milyar dolar fazla verirken, Temmuz'da bu iyileşme sürdürülemeyerek tekrar açık verildi. Kredi büyümesinde son dönemde görülen yavaşlama, bireysel kredilerin kısıtlanmasına yönelik makro ihtiyati tedbirler, altın ithalatına getirilen kısıtlamalar ve Türk lirasındaki değer kaybı, dış dengenin iyileştirilmesi ve finansman ihtiyacının sınırlandırılması amacını taşıyor. Brent petrol fiyatının 85 doların üzerinde olmasının yanı sıra, son iki ayda alınan politika önlemleri ve para politikası duruşuna ilişkin görünüm de cari açığa ilişkin yukarı yönlü riskleri artırarak finansman ihtiyacının devam ettiğine işaret ediyor. Ödemeler dengesi içinde en önemli istatistik olan dış ticaret açığı verisi yıllar itibarıyla gözlemlendiğinde dış ticaret açığının artan ihracat ve ithalat rakamlarının yanında daha fazla artış gösterdiği görülüyor. 2013'te 12 milyar dolar olan ihracat 2023 Ağustos'ta 21 milyar dolara çıktı ancak dış ticaret açığı da 8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Covid-19 pandemisi zamanı (düşen petrol fiyatları) ve özellikle artan döviz kuru şoklarına bağlı olarak 2020-2022 döneminde azalan dış ticaret açığı pandemi sonrası artan emtia ve enerji fiyatlarına bağlı tekrar artışa geçti. Orta Vadeli Program'da 2023'te cari işlemler açığının GSYH'ya oranının yüzde 4 seviyesinde gerçekleşmesi, enerji hariç cari işlemler dengesinin ise GSYH'ya oranla yüzde 1.4 fazla vermesi öngörülüyor. Ödemeler dengesi verilerinde altın ithalatına getirilen kısıtlamalar ve uygulanan sıkı para politikası sonucunda OVP'deki hedeflerle uyumlu bir seyir bekliyorum.
"Cari açığın finansman kalitesinde iyileşme bekliyoruz"
Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti
Sanayi üretimindeki daralmanın derinleşmesiyle birlikte üçüncü çeyreğe dair öncü verilerde yavaşlama sinyalini görüyoruz. Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama, net ihracatın negatif katkısı ve faiz artırımlarıyla birlikte artış hızının yavaşlayacağını düşündüğümüz iç talep nedeniyle Türkiye ekonomisinin 2023 yılında yüzde 3.5 büyüyeceğini öngörüyoruz. Cari açık tarafında ise yine ona ihracat pazarlarımız Avrupa ekonomilerinin yavaşlaması ve dış ticaret dengesi üzerindeki riskler ile birlikte yılın geri kalanında cari açığın genişlemesini bekliyoruz. Diğer taraftan Fitch'in Türkiye'nin görünümünü negatiften durağana revize etmesi ve olumlu değerlendirmesi sonucunda cari açığın finansman kalitesinde iyileşme göreceğimizi tahmin ediyorum. Yılsonu cari açık tahminimizi 50 milyar dolar olarak hesaplıyoruz.
"Rasyonel politikalarla yabancı sermaye girişleri yükselebilir"
Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
Verimlilik, katma değer ve yüksek teknoloji gibi yapısal katkı yapacak unsurlara çözüm üretilmediği sürece sanayi üretiminin büyümeye katkısı yeterli olmaz. Son veriler de bu gerçeği teyit ediyor. Yüksek teknolojili ürünlerin üretimi ve imalat tarafında gerileme olduğunu görüyoruz. Yıllık verileri dikkate aldığımızda OVP'de öngörülen büyüme oranlarına göre endeksin izlediği patikanın uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Ocak'ta 10.6 milyar dolar açık ile zirve yapan, Haziran'da 651 milyon dolar fazla veren cari denge, Temmuz'da yeniden 5 milyar doların üzerinde açık verdi. Yıl başından bu yana ise toplamda 42.3 milyar dolar cari açık verildi. TL reel getirilerindeki yüksek negatif seviye ve TCMB'nin tam olarak beklentileri yönetememesi hane halkının tüketimlerini öne çekmesine ve özel kesim harcamalarının yüksek kalmasına neden oluyor. Tüketimin ağırlıklı olması ve tasarruf açığının yüksek olması doğal olarak cari açığın artması soncu doğuruyor. Ödemeler dengesinde yer alan yabancı sermaye akımlarına baktığımızda mali kesime gelen sıcak paranın biraz arttığını buna karşın henüz doğrudan yabancı sermayede bir kıpırdanma olmadığını görüyoruz. Ödemeler dengesinin bundan sonraki seyri TCMB'nin Haziran'da başladığı sıkılaştırıcı para politikalarına ne denli devam edeceğine ve ekonomi yönetiminin buna ne denli destek vereceğine bağlı. Eğer rasyonel politikalar ödün verilmeden yeterli ölçüde devam ederse cari açığın daha makul seviyelere gerilemesine ve yabancı sermaye girişlerinin yükseldiğine tanık olabiliriz. İşte bu durumda OVP'de bu yıl için yüzde 4, gelecek yıl için yüzde 3.1 olarak öngörülen cari dengenin GSYH'ye oranı hedefleri tutturulabilir.
İHRACATÇILARA FİNANSMAN DESTEĞİ ARTTI
TCMB, ihracatçılara finansman desteğini bir buçuk ayda 10 katına yükseltti. Temmuz'da yaptığı değişikliklerle yüzde 30 ilave döviz satış şartı ve önden döviz satış şartı gibi koşulları kaldırarak krediye erişim şartlarını kolaylaştıran ve günlük kredi kullandırım limitini 300 milyon TL'den 1.5 milyar TL'ye çıkaran TCMB, limiti şimdi de 3 milyar TL'ye yükseltti. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, yaptığı yazılı değerlendirmede reeskont kredi limitlerinin artırılması ile önemli bir sorunun aşıldığını, artık daha çok üretime ve ihracata odaklanabileceklerini vurguladı. Gültepe, yeni düzenlemeyle yüzde 30 ilave döviz satışı ve önden döviz satış şartı gibi koşulların kaldırılmasını çok isabetli bulduklarını vurgulayarak, böylece KOBİ'lerin kredilerden aldığı pay artarken yüksek performans gösteren ihracatçıların önceliklendirildiği bir sürecin başladığını kaydetti. TİM'den konuya ilişkin yapılan açıklamada ayrıca TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın görüşlerine de yer verildi. Buna göre Erkan, "Dezenflasyonun en kısa sürede tesisi için seçici kredi sıkılaştırmasıyla birlikte yol haritamızı kararlılıkla uyguluyoruz. Dezenflasyona geçiş sürecinde cari dengeye katkı sağlayan ihracatçılarımızın finansmana erişimine öncelik veriyoruz. KOBİ'lerin reeskont kredilerindeki payının artmasını destekleyici uygulamalara devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamada Ticaret Bakanı Ömer Bolat, kapsayıcı ve sürdürülebilir ihracat artışı için ihracatçının yanında olmaya devam ettiklerini vurgularken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise "Bu, ihracatı önceliklendirme konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösteriyor. Orta vadede fiyat istikrarını sağlayarak şirketlerimizin küresel piyasalarda sermaye benzeri krediye erişimini sağlayacağız" dedi.
KREDİ BÜYÜMESİ DÜŞÜRÜLECEK…
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Orta Vadeli Program'da yer alan "kredi kartı kullanımı parasal istikrarı etkilemeyecek ve tüketim talebini dengeleyecek şekilde uluslararası standartlarda yeniden düzenlenecek" ifadelerine açıklık getirdi. Bir TV röportajında kredi kartı kullanımıyla ilgili yapılacak düzenlemenin sorulması üzerine Şimşek, Eylül itibarıyla yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacminin yüzde 140 civarında arttığını vurgulayarak, bu kadar yüksek seyreden kredi hacmiyle enflasyonun, cari açığın kontrol altına alınamayacağının altını çizdi. Şimşek, "Taşıt kredilerinde sınırlayıcı bir perspektife sahibiz. Birinci konutu kredilendirme konusunda değişikliğe gitmeyeceğiz. Birinci konut için vatandaşımızı destekliyoruz. Ancak ikinci, üçüncü konut veya tatil yerlerine ilişkin krediyle konut alımını desteklemeyeceğiz. Krediyi bu alanlarda hem fiyatlama olarak hem de miktar olarak sınırlayacağız. Bankalarda bu tür kredilerin risk ağırlığını artırdık, artırmaya devam edeceğiz. Gerekirse miktarsal sınırlamaya gideceğiz" ifadelerini kullandı.
Şimşek'in yaptığı dikkat çekici bir diğer açıklaması ise OVP'deki enflasyon hedeflerine yönelik değerlendirmelerde bulunurken söylediği "kur, uzun süre tutulmuş" ifadeleri oldu. 2021 Aralık ile 2023 Mayıs'a kadar kurun belli düzeyde tutulduğunu belirten Şimşek, "Biz kuru serbest bıraktık. Bir taraftan rasyonel politikalar derken bir yandan kura müdahale doğru değil. Kurdan enflasyona geçişkenlik yakın aylarda yüksek seyretti, bu azalacak. Şu anda ortaya koyduğumuz 3 yıllık program hedeflerine bakarsanız, belki 2024 hedefi iddialı bulunabilir ama biz özellikle iddialı koyduk çünkü ilave çaba ortaya koymamız lazım. Program çerçevesinde etkin bir para ve maliye politikası, yapısal dönüşümle birlikte dış kaynak sorununun çözülmesi ve kurda da istikrarla iddialı da olsa bu hedefleri gerçekleştireceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
PİYASA KATILIMCILARI ANKETİ AÇIKLANDI
Hatırlanacağı üzere 24 Ağustos'taki toplantıda TCMB, politika faiz oranını yüzde 17.5'ten yüzde 25'e çıkarmıştı. TCMB'nin, reel sektör ve finansal sektör temsilcileri ile profesyonellerden oluşan 41 katılımcı tarafından yanıtlanan Eylül ayı piyasa katılımcıları anketinde, TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 19.19 iken bu anket döneminde yüzde 30 oldu. Ankette Eylül ayı tüketici enflasyonu beklentisi yüzde 5.14 olarak beklenirken, cari yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 59.46'dan yüzde 67.22'ye yükseldi. Katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (dolar/TL) beklentisi 29.82 TL'den 30.14 TL'ye çıktı. Katılımcıların GSYH 2023 yılı büyüme beklentisi yüzde 3.7'den yüzde 3.9'a yükselirken, 2023 yılı sonu cari açık beklentisi 44.3 milyar dolar olarak tahmin edildi.