Türkiye büyüme oranıyla OECD'de ikinci, G20'de üçüncü oldu

Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3.8 büyüdü. İç talep büyümeye 10.1 puan katkı verirken, net dış talep büyümeyi 6.3 puan aşağı çekti. İkinci çeyrek ekonomik performansıyla Türkiye, OECD ülkeleri içinde Kosta Rika’nın (yüzde 5.1) ardından en yüksek oranda büyüyen ikinci ülke oldu. G20 ülkeleri arasında da Çin (yüzde 6.3) ve Endonezya’nın (yüzde 4.9) ardından üçüncü ülke olmayı başardı.
08.09.2023 12:37 GÜNCELLEME : 08.09.2023 12:37

PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye ekonomisi, 2023 yılının ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 3.8, yılın ilk yarısında yıllık yüzde 3.9 büyüdü. 12 çeyrektir kesintisiz büyüme sürecine devam eden Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrek performansıyla Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde Kosta Rika'nın (yüzde 5.1) ardından en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında da Çin (yüzde 6.3) ve Endonezya'nın (yüzde 4.9) ardından üçüncü ülke olmayı başardı. 2023 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 3.8'lik büyümede iç talebin katkısı 10.1 puan, dış talebin katkısı ise -6.3 puan oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; bu yılın ikinci çeyreğinde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksi bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 3.5, takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla yıllık yüzde 5 arttı.

Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2023 yılının ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla yıllık yüzde 60.7 artarak 5 trilyon 502 milyar 192 milyon lira oldu. GSYH'nin ikinci çeyrek değeri cari fiyatlarla dolar bazında 271 milyar 468 milyon olarak gerçekleşti. Yıllık GSYH 2022 verilerine göre kişi başına GSYH, 2022'de cari fiyatlarla 176 bin 651 lira, ABD doları cinsinden 10 bin 659 dolar oldu.

Bu arada TÜİK, 2021 ve 2022 yıllarının tüm çeyrekleri ile 2023 yılı birinci çeyreği büyüme verilerinde güncellemeye gitti. Zincirlenmiş hacim endeksi olarak daha önce 2022 yılı için yüzde 5.6 olarak açıklanan büyüme oranı yüzde 5.5, 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 4 olarak açıklanan büyüme oranı yüzde 3.9 olarak revize edildi.

2023 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; diğer hizmet faaliyetleri yüzde 6.6, hizmetler yüzde 6.4, inşaat yüzde 6.2, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 5.1, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 4.9, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 3.2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1.3 ve tarım sektörü yüzde 1.2 arttı. Sanayi yüzde 2.6, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 1.2 azaldı.

HANEHALKI NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2023 yılının ikinci çeyreğinde zincirlenmiş hacim endeksi olarak yıllık yüzde 15.6 arttı. Yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalkının yurtiçi tüketimi yılın ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 13 artış gösterdi. Yerleşik ve yerleşik olmayanların tüketim harcamalarının alt kırılımlarına bakıldığında; yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda dayanıklı mallarda yüzde 6.8, yarı dayanıklı mallarda yüzde 14, dayanıksız mallarda yüzde 17.1, hizmetlerde yüzde 10 artış yaşandı. Yılın ikinci çeyreğinde devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5.3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) ise yüzde 5.1 arttı. Yatırımların alt kırılımlarına bakıldığında yılın ikinci çeyreğinde yıllık makine ve teçhizat yatırımları yüzde 7.4 artış gösterdi. Özel sektör yatırımlarının bir göstergesi olan makine ve teçhizat yatırımlarında kesintisiz büyüme süreci 15 çeyrektir devam etti. İnşaat yatırımları ise yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2.5 artış gösterdi.

İkinci çeyrek itibarıyla dolar bazında son dört çeyrek toplamında yıllıklandırılmış GSYH 1 trilyon 22 milyar doları aşarak, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.

NET DIŞ TALEP, BÜYÜMEYİ AŞAĞI ÇEKTİ

İkinci çeyrekte tüketim harcamaları büyümeye 11.4 puan katkı verirken, bunun 10.7 puanı hanehalkı nihai tüketim harcamalarından, 0.7 puanı ise kamu harcamalarından geldi. TÜİK verilerine göre; hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2023 yılının ikinci çeyreğinde zincirlenmiş hacim endeksi olarak yıllık yüzde 15.6 artarken, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5.3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) ise yüzde 5.1 artış gösterdi. Yatırımların alt kırılımlarına bakıldığında yılın ikinci çeyreğinde yıllık makine ve teçhizat yatırımları yüzde 7.4, inşaat yatırımları yüzde 2.5 arttı.

TÜİK verilerine göre; mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının ikinci çeyreğinde zincirlenmiş hacim endeksi olarak yıllık yüzde 20.3 artarken ihracatı yüzde 9 azaldı. Net dış ticaret büyümeyi 6.3 puan aşağı çekti.

İşgücü ödemeleri, 2023 yılının ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 116.3 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 31 arttı. İşgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı yüzde 34.3 oldu.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 25.3 iken, bu oran 2023'te yüzde 34.3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 53.3 iken yüzde 43.8 düzeyinde gerçekleşti.

Bu arada Moody's, Türkiye ekonomisi için bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 2.6'dan yüzde 4.2'ye ve gelecek yıl için yüzde 2'den yüzde 3'e yükseltti.

EKONOMİK GÜVEN ENDEKSİ GERİLEDİ

Geçen hafta açıklanan verilerden biri de ekonomik güven endeksi oldu. Ekonomik güven endeksi, Ağustos'ta bir önceki aya göre; yüzde 5.2 azalarak 94.1 değerini aldı. TÜİK verilerine göre; Ağustos'ta bir önceki aya kıyasla tüketici güven endeksi yüzde 15.1 azalarak 68, reel kesim güven endeksi yüzde 0.3 azalarak 104.6, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 1.7 oranında azalarak 115.3, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0.4 azalarak 114.3, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 0.7 azalarak 87.4 değerini aldı. Ekonomik güven endeksinin 100'den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100'den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında 102.2, 103.7 ve 101.1 düzeyleri genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliğe işaret eden endeks, iki aydır 100'ün altında gerçekleşiyor.

MEMUR VE MEMUR EMEKLİSİNİN ZAM ORANI NETLEŞTİ

Yaklaşık 6.5 milyon memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yılları kapsamındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 7. Dönem Toplu Sözleşmesi kapsamında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, 2024'ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025'in ilk altı ayında yüzde 6, ikinci altı ayında yüzde 5 zam yapılması oy çokluğu ile kararlaştırdı. Enflasyon farkının mevcut haliyle altı aylık dönemler halinde verilmesi kararlaştırıldı. Refah payı talebi kabul edilmedi. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde kabul edilen 50 madde ise oy birliğiyle kabul edildi. Toplu sözleşme hükmünde bulunan karara itiraz hakkı bulunmuyor. Bu arada Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından açıklanan zam oranını kabul etmediklerini, şerh düştüklerini açıkladı.

"HEDEFİMİZ BÜYÜMENİN GÜÇLÜ, DENGELİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sıkı küresel finansal koşullar ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.8 daralan küresel ticarete rağmen deprem felaketinin ekonomik etkilerinin telafi edilmeye çalışıldığı yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansına devam ettiğini kaydetti. Büyüme verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Bakan Şimşek, küresel aktivitedeki zayıflamayla reel ihracatta düşüş devam ederken; güçlü iç talebe bağlı olarak ithalatın artışını sürdürdüğünü vurguladı. Net dış talebin büyümeyi sınırlandırdığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Ekonominin üretken kapasitesinin artırılması açısından önem arz eden yatırım harcamaları yüzde 5.1 arttı. Hedefimiz büyümenin güçlü olmasının yanı sıra, aynı zamanda dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı olması. İç ve dış talep dengesinin yeniden tesisi için tedbirler almaya ve uygulamaya devam ediyoruz. Kaynakların tüketimden çok; yatırım, istihdam, üretim ve ihracata aktarılmasını önceliklendiriyoruz. Bu tedbirler neticesinde ekonomimizin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltmayı hedefliyoruz. Dengeli ve sürdürülebilir büyüme ile sağlanacak refah artışının toplumun tüm kesimleri tarafından adil paylaşılması önceliğimiz."

"TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2023'TE YÜZDE 3.5 BÜYÜMESİNİ BEKLİYORUZ"

Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti

İkinci çeyrek büyüme rakamıyla birlikte Türkiye ekonomisi yılın ilk yarısında yüzde 3.9 büyüme performansı sergiledi. Yıllık yüzde 3.8'lik ikinci çeyrek büyümede, stoklar düşülerek iç talep katkısı 10.1 puan olurken, dış talep katkısı -6.3 puan oldu. İhracat yıllık yüzde 9 azalırken ithalat yüzde 20 artış gösterdi. Böylelikle iç ve dış talep arasındaki dengelenme bozulmaya devam etti. Önümüzdeki dönemde talep bileşenleri arasındaki dengelenmenin büyümeyi olumsuz etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Türkiye'nin ana ihracat pazarı Avrupa'nın yavaşlamasıyla yeni pazarlar olarak nitelendirdiği özellikle Orta Doğu ülkelerinin ihracat içerisindeki payının artırılmasının, bundan sonraki büyüme performansı adına önemli olacağını düşünüyoruz. Tüketim tarafında ise artan enflasyon nedeniyle öne çekilen talebin faiz oranlarındaki yükselişle beraber ivme kaybedeceğini düşünüyoruz. Kamu yatırımları üzerinden büyümenin devam etmesi bütçeyi olumsuz etkileyeceğinden dolayı sürdülebilir olmadığını düşünüyoruz. Yerel seçimlere yaklaşırken kamu harcamalarının seyri ve mali disiplin yakından takip edilmeye devam edilecek. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 3.5 seviyesinde büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Para politikası açısından baktığımız zaman 2024 yılının ilk çeyreğinde zirve noktasına ulaşmasını beklediğimiz enflasyon nedeniyle Merkez Bankası'nın temkinli bir para politikası ile fiyat istikrarı hedefine daha fazla odaklanacağını düşünüyoruz. Eylül ayı için 250 baz puan Ekim ayı için ise 200 baz puan faiz artırımı tahminimizi koruyoruz.

"İÇ TALEP, BÜYÜMEYİ CANLI TUTAN ANA GÜÇ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR"

Prof. Dr. Nurullah GÜR / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

Salgının etkilerini üzerinden en hızlı atan ülkelerden biri olan Türkiye, deprem felaketlerinin iktisadi faaliyet üzerindeki olumsuz yansımalarını da beklenenden hızlı atlattı. Türkiye ekonomisinin şoklara karşı ne denli dirençli olduğunu teyit eden bu büyüme performansını, olumlu bir gelişme olarak not etmek lazım. Ancak bu toparlanmanın kompozisyonuyla ilgili bazı sorunların olduğu da ortada. İç talep, büyümeyi canlı tutan ana itici güç olmayı sürdürüyor. Bununla birlikte, net ihracat tarafında olumsuz bir tablo söz konusu. İç talep ve dış talebin büyümeye verdiği destekte makas iyice arttı. Net ihracatın büyümeyi 6.3 puan silip götürdüğünü görüyoruz. Üçüncü çeyrekte de büyüme kompozisyonu açısından üç aşağı beş yukarı benzer bir tablo ile karşılaşırız. Yaz aylarında iç talep güçlü kalmaya devam ederken, ihracat büyümekte zorluk çekti. Okul harcamaları bittikten sonra tahminen Ekim ayı itibarıyla iç talepte soğuma belirginleşebilir. Zira, parasal sıkılaşmanın etkisiyle kredi kartı ve tüketici kredisi faizlerinde hissedilir artışlar yaşandı. Ekonomi yönetimi, iç talebi kontrol altında tutmaya çalışırken aynı zamanda ihracata dayalı üretimi ve istihdamı korumak istiyor. Bu dengeyi sağlamak için de kredi ve teşvik politikaların seçici tutmaya çalışıyor. Hem iç hem de dış talep odaklı büyüme için dengeli bir yaklaşım önemli. Sonuç olarak, dördüncü çeyrek büyümesinin hem oransal olarak hem de kompozisyon açısından önceki çeyreklerden farklı bir tabloyu yansıtma ihtimali yüksek görünüyor.

"YATIRIM EĞİLİMİ DÜŞÜK DE OLSA DEVAM ETTİ"

Prof. Dr. Mustafa Necat COŞKUN / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi

2022'de yüzde 5.5 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2023'ün ikinci çeyreğinde yüzde 3.8 büyüdü. Hizmet, inşaat ve kamu sektörü büyümenin ortalamadan yüksek olduğu sektörler olurken tarım sektörü yüzde 1.2 büyüdü ve sanayi sektöründe yüzde 2.6 küçüldü. 2023 yılı ikinci çeyreğinde hanehalkı tüketim harcamaları artışını sürdürdü ve milli gelir içerisinde yüzde 57 pay aldı. Sabit sermaye oluşumu yüzde 5.1, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7.2 artış göstererek yurtiçi talebin büyüme üzerindeki belirleyici etkisine katkıda bulundu. Aynı dönemde ithalattaki yüzde 20.3'lük artış yurtiçi talebin canlılığını gösterirken, tam tersi olarak ihracat üç çeyrek üst üste gerileyerek yüzde 9 azaldı. İhracatta azalma, ithalatta önemli miktarda artış yurtiçi üretimi ve büyümeyi olumsuz etkiledi. Sabit sermaye oluşumu bir önceki çeyreğe göre yüzde 2.2 artış gösterirken; makine ve teçhizat harcamaları yıllık yüzde 7.4 arttı. Bu, ekonomide yatırım eğiliminin düşükte olsa devam ettiğini gösteriyor. 2023 yılının ikinci altı aylık döneminde ekonominin göreceli olarak soğumaya devam edeceği ve yılın tamamında 2022'den daha düşük büyüme performansı öngörülüyor. Bu beklentiyi destekleyen yurtiçi talebi daraltıcı parasal ve mali önlemlerin uygulanmaya başlaması. Kredi sınırlamaları ve artan politika faizine bağlı kredi faiz artışları parasal kontrollerin etkili olacağını gösteriyor. 2024 yılı Mart'ta yapılacak yerel seçimler sonrası daralmanın hızlanacağı ve ancak ihracat destekli büyümenin teşvik edileceği öngörülüyor. Emek gelirlerinin milli gelirden aldıkları pay 2022'de yüzde 26.3'e geriledi. 2024 yılı memur ve emekli maaş artışlarına temel oluşturacak Hakem Heyeti kararının hükümetin teklifinin dışına çıkmaması ve yüzde 15+10 ile sınırlı kalması reel gelir kayıplarına dayalı talep kısıcı politikaların ağırlaşarak devam edeceğini gösteriyor.

"SANAYİ SEKTÖRÜ BU DÖNEMDE DE BÜYÜMEYİ SINIRLADI"

Doç. Dr. Savaş ERDOĞAN / Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi

2023 yılı ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyet kollarına bakıldığında büyümenin lokomotifi finans ve sigorta faaliyetleri, hizmet ve inşaat sektörü oldu. Reel sektör olarak ifade edilen sanayi sektörünün, bu dönemde de büyümeyi sınırladığı görüldü. Tarım sektörü ise büyümeye çok az bir katkı sağladı. Enflasyon oranında meydana gelen artışları hala gelecekte yapılacak tüketim harcamasını günümüze çekmesi sebebiyle, özel kesim tüketim harcamasının büyüme bileşenlerinde önemli bir yer teşkil etmeye devam etti. Buna karşılık dış ticaret açığının hala devam etmesi sebebiyle net ihracatın büyümeyi sınırlandırdığı görüldü. Ayrıca her yıl olduğu gibi enflasyon sürecinin devam etmesi ve gelir vergisi oranlarındaki kademeli artışların, ücretli kesimin GSYH içindeki payının giderek azalma eğilimine girmesine karşılık sermaye gelirlerinin (faiz, kira ve kar) GSYH içindeki payı ise artma eğilimine girdi. Önümüzdeki dönemlerde enflasyon ile mücadele edileceği ve sıkı para politikasının sürdürüleceği düşünüldüğünde, özel kesim tüketim harcamalarında bir miktar azalmanın görüleceği ve bu durumun büyümeyi bir miktar sınırlayacağı söylenebilir. Fakat cari açığı azaltma politikalarının etkisini göstermesi ile net ihracat kaleminin büyümeyi olumlu yönde etkileyeceğini de öngörmek gerekiyor. Sonuçta 2023 yılı sonu itibarıyla yüzde 5-6 arasında bir büyüme rakamının geleceği rahatlıkla söylenebilir.

BİZE ULAŞIN