ONURCAN BAL Geçen hafta çarşamba günü açıklanan ağustos ayı öncü PMI rakamları küresel ekonomilere ilişkin zayıf bir görünüme işaret etti ve resesyonist riskleri yeniden gündeme taşıdı. Euro Bölgesi'nde imalat PMI 42.7'den 43.7 seviyesine sınırlı bir toparlanma gösterse de eşik değer olan 50.0 seviyesinin altındaki seyrini sürdürdü. Euro Bölgesi'nde hizmet PMI 50.9'dan 48.3'e sert bir düşüş gösterdi ve bileşik PMI da 48.6 seviyesinden 47.0'a geriledi. Son aylarda Avrupa genelinde imalat PMI verilerinde eşik değer altında zayıf bir seyir görülürken, hizmet PMI daha güçlü bir görünüm ortaya koyuyordu. Ancak ağustos ayına ilişkin öncü verilerde, hizmet PMI'daki zayıflama ve buna bağlı olarak bileşik PMI rakamlarının eşik değerin altına gerilemesi dikkat çekti. ABD cephesinde PMI rakamlarındaki genel görünüm de Avrupa'nın genelinden farklı gerçekleşmedi. ABD'de ağustos ayı imalat PMI rakamı değişim olmayacağına ilişkin piyasa beklentilerinin aksine 49.0'dan 47.0 seviyesine, hizmet PMI verisi de 52.3'den 51.0'a düşüş kaydetti. ABD'de bileşik PMI 52.0'dan 50.4'e gerilerken, eşik değer olan 50.0 seviyesinin hemen üzerinde kaldı. ABD tarafındaki ekonomik veri akışları son dönemde karışık bir görünüm ortaya koyuyor. ABD'de PMI rakamları ve dayanıklı mal siparişleri beklentilerden zayıf bir görünüme işaret etmesine karşın önceki hafta açıklanan sanayi üretimi ve perakende satış rakamları da güçlü bir görünüm ortaya koymuştu. Mevcut durumda ABD ekonomisine ilişkin yumuşak iniş senaryoları gücünü korumaya devam ederken, ekonominin belirli alanlarındaki zayıflama ve Fed'in faiz artışlarının gecikmeli etkileri ile kredi koşullarındaki sıkılaşmanın talep üzerindeki etkisi ilerleyen süreçte yakından takip edilmelidir. Aynı zamanda zayıf gelen ekonomik veriler ve gayrimenkul sektöründe süregelen sorunlar nedeniyle Çin ekonomisine ilişkin artış kaydeden endişeler de gündemdeki yerini korumaktadır. Yeni haftada Çin'de açıklanacak imalat PMI rakamı, Euro Bölgesi'ndeki öncü TÜFE verisi ve ABD'deki büyüme rakamı ile tarım dışı istihdam raporu küresel piyasaların yakın takibinde yer alacaktır.
FED'E İLİŞKİN BELİRSİZLİKLER SÜRÜYOR
Çarşamba günü açıklanan PMI rakamları ekonomilere ilişkin zayıflayan beklentilere işaret ederken, merkez bankalarının faiz artırımlarının son bölümüne gelindiğine ilişkin görüşleri de öne çıkardı. Öte yandan enflasyonist baskıların devam ediyor oluşu, istihdam piyasasının genel olarak gücünü koruması ve güçlü seyreden ücret artışları ise faiz artışlarının sürebileceğine ilişkin endişelerini gündemde tutuyor. Son haftalarda Fed'in nihai faiz oranını hangi seviyede belirleyeceğine ve faiz oranlarının ne kadar uzun süre yüksek kalacağına ilişkin belirsizlikler ön planda seyrederken, bu taraftaki belirsizlikler küresel risk iştahı üzerinde de baskı oluşturuyor. Son dönemde Fed üyelerinden gelen şahin tonlu açıklamalar da dikkat çekiyor. Geçen hafta perşembe günü konuşan Boston Fed Başkanı Susan Collins, daha fazla faiz artışının gerekebileceğini ancak faizleri uzun süre yüksek tutacakları nihai seviyeye yakın olduklarını belirtti. Collins'in açıklamasında ek faiz artışına açık kapı bırakması ve faiz oranlarının uzun süre yüksek tutulacağına ilişkin vurgusu son derece önemliydi.
FED BAŞKANI POWELL'IN AÇIKLAMALARI ÖN PLANDAYDI
Fed Başkanı Powell'ın Jackson Hole Sempozyumu'ndaki konuşması geçen haftanın en önemli gelişmesi olarak takip edildi. Fed Başkanı Powell cuma günü yaptığı konuşmada, gerektiği takdirde faiz artışına gidebileceklerini ve enflasyonda anlamlı düşüş görülünceye kadar faiz oranlarını yüksek tutmaya devam edeceklerini vurguladı. Enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiğini ve veri odaklı yaklaşımın sürdürüleceğini belirtti. Faiz artışlarına devam edip etmeme konusunda oldukça dikkatli hareket edeceklerini ifade etti. Powell, ekonominin beklendiği kadar soğumadığı konusunu da yakından takip ettiklerini ve enflasyon hedefini yüzde 2 olarak koruduklarını söyledi. Powell, ekonomik çıktı ve tüketici harcamalarına ilişkin son verilerin güçlü olduğunu ve ekonominin beklendiği kadar hızlı soğumayabileceğini belirtti. Temmuz ayı toplantısı sonrasında gerçekleşen basın konferansında verdiği mesajlara büyük ölçüde benzer açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Powell'ın konuşması sonrasında küresel piyasalarda dalgalı bir seyir öne çıktı. Önümüzdeki süreçte piyasaların asıl odaklanacağı konu ve Fed üyelerinin tartışacakları ana gündem faiz oranlarının ne kadar süre yüksek tutulacağı olacaktır. Fed'in 2024 yılının ikinci yarısından önce faiz indirimlerine başlamasının zor olduğunu ve bu indirimlerin de son derece kademeli olacağını düşünüyoruz. Enflasyon başta olmak üzere ekonomik veriler ve merkez bankalarının atacakları adımlar küresel risk iştahının seyri ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olmaya devam edecektir. Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları sonrasında eylül ayındaki toplantısında faiz oranlarında değişime gidilmeyeceğine ilişkin piyasadaki beklentiler yüzde 90'dan yüzde 80'e gerilerken, eylül ayının pas geçilmesi halinde yıl sonuna kadar faiz artışına gidilebileceğine ilişkin beklentiler yüzde 50'nin üzerine çıkarak faiz artırım ihtimalinin masada kalmaya devam ettiğine işaret etti.
TCMB'DEN GÜÇLÜ FAİZ ARTIŞI
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ağustos ayı toplantısında 750 baz puan faiz artışına giderek politika faizini yüzde 17.50 seviyesinden yüzde 25.0 seviyesine yükseltti. TCMB, piyasadaki yüzde 20 olan beklentilerin üzerinde güçlü bir faiz artışı gerçekleştirdi. TCMB tarafından yayımlanan karar metninde dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması amacıyla parasal sıkılaştırma sürecinin devamı yönünde karar alındığı belirtildi. TCMB karar metninde, önceki metinle uyumlu olarak enflasyonla mücadele vurgusunu ve seçici kredi ile miktarsal sıkılaştırma yönlendirmesini sürdürdü. TCMB'nin beklentilerin üzerinde güçlü faiz artışı sonrasında yurt içi piyasalarda gün içi volatilite ciddi ölçüde artış kaydetti. TCMB kararı sonrasında Borsa İstanbul'da ilk fiyatlamalardaki yükselişlerin ardından satışlar ağırlık kazandı ve sektörel bazlı ayrışmalar öne çıktı. TCMB'nin faiz kararı sonrasında Türkiye'nin 5 yıllık risk primi CDS) yeniden 400 seviyesinin altına geldi. Dolar/TL kurunda da perşembe günü sert bir düşüş yaşanırken, cuma günü kayıpların belirli oranda geri alındığı görüldü. Alınan faiz kararını normalleşme ve enflasyonla mücadele anlamında oldukça pozitif değerlendiriyoruz. TCMB aynı zamanda geçen hafta başında menkul kıymet tesisi uygulamasında yapılan değişiklik ile bankalara vadesi gelen kur korumalı mevduat hesaplarını standart TL mevduata dönüştürme hedefi getirdi. Hem güçlü faiz artışı hem de KKM'den dönüş hedeflerini dikkate aldığımızda mevduat faizlerinde ilerleyen günlerde yükselişlerin yaşanabileceğini değerlendiriyoruz.
BİST-100 ENDEKSİ'NDE VOLATİLİTE YÜKSEK SEYREDİYOR
BIST-100 Endeksi'nde ağustos ayının ikinci haftasından itibaren dalgalı bir seyir ve gün içinde artış kaydeden volatilite öne çıkıyor. Son haftalarda 7.800 üzerindeki seviyeler test edilmesine karşın bu seviye üzerinde günlük bazda bir kapanış gerçekleştiremeyen BIST-100 Endeksi'nde sıkışma alanı içerisinde bir fiyatlama takip ediliyor. Geçen haftaki TCMB kararı sonrasında normalleşme adımlarının güç kazanmasını ve risk primindeki iyileşmeyi endeks açısından orta vadede olumlu gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Ancak sıkılaşma adımları, yükselen finansman maliyetlerini ve yurt içi talepteki zayıflamanın sektörel bazlı ayrışmaları derinleştirebileceğini ve bu noktada hisse seçimi konusunda çok daha seçici olunması gerektiğini kanısındayız. Ek olarak mevduat faizlerinin hangi seviyeye kadar yükseleceği ve dengelenmenin nerede olacağı da son derece önemli olacaktır. Endekste son aylardaki güçlü yükselişlerin ardından kısa vadede olası düzeltmelerin olağan karşılanması ve olası düşüşlerin orta vadede potansiyel getiriyi artırabileceği görüşümüzü de koruyoruz. BIST-100 Endeksi cuma günü kapanışa doğru güç kazanan alımlarla haftayı yüzde 2.71 oranında değer kazanımıyla 7.717 puandan tamamladı. Son dönemde güçlü bir direnç olarak çalışan 7.800 üzerinde günlük kapanışların yaşanıp yaşanamayacağı kısa vadede yakından izlenecektir. 7.800 üzeri günlük kapanışlarda tarihi zirvenin bulunduğu 7.903 ve 8.000 seviyeleri direnç olarak takip edilecektir. Psikolojik öneme sahip 8.000 puan üzerinde güç kazanan alımlarla 8.200 – 8.250 bölgesine doğru hareketler yaşanabilir. 7.800 üzerinde tutunma sağlanamaması ve yeniden satışların yaşanması halinde ise 7.600 ve 7.500 seviyeleri kısa vadeli destek noktalarıdır. Bu seviyeler altında 22 günlük üssel ortalamanın belirlediği ve son haftalarda güçlü bir destek olarak çalışan 7.400 seviyesi önem kazanacaktır. Son haftalardaki sıkışma alanın alt bandına da denk gelen 7.400 desteği altında teknik görünümdeki zayıflamayla satışlar hız kazanabilir. Bu durumda 7.200 - 7.000 bölgesine doğru geri çekilmeler kaydedilebilir. 7.000 psikolojik seviyesi kırılacak olursa 6.800 seviyesi gündeme gelebilir. Mevcut durumda en azından sıkışma alanının yukarı yönlü kırıldığı teyit edilmeden kredili/kaldıraçlı işlemlere karşı temkinli yaklaşılmalıdır.