PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), "politika faizi" olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 750 baz puan artışla yüzde 17.5'ten yüzde 25'e çıkardı. Piyasa beklentileri politika faiz oranının 250 baz puan artışla yüzde 20'ye çıkacağı yönünde ağırlık kazanıyordu. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında gerçekleştirilen son üç toplantıda toplam bin 650 baz puan faiz artırımına giden Para Politikası Kurulu (PKK), dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verildiğini açıkladı. PPK sonrasında yayımlanan metinde yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiğini vurgulayan TCMB, bu gelişmede yurtiçi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemelerinin belirleyici olduğunu kaydetti. Ek olarak, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin de etkisiyle enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulmanın, enflasyonun yıl sonunda enflasyon raporundaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret ettiğini belirten TCMB; dezenflasyonun 2024'te enflasyon raporuyla uyumlu şekilde tesis edileceği öngörüsünü dile getirdi. TCMB enflasyon raporunda yılsonu enflasyon tahminini yüzde 58 olarak ifade etmişti. TCMB, enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceğini yineledi.
BAKAN ŞİMŞEK: KARARLIYIZ
24 Ağustos'taki PPK toplantısına, geçen ay Merkez Bankası Başkan yardımcılıklarına atanan Osman Cevdet Akçay, Yaşar Fatih Karacan ve Hatice Karahan ilk kez katıldı. Toplantıda, PPK üyesi Elif Haykır Hobikoğlu da yer aldı. Kararın ardından, piyasa 250 baz puan beklerken TCMB'nin 750 baz puanlık artışa gitmesinde yeni kurmayların etkisi olduğu yorumları da dile getirildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, karara ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Kararlıyız, fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz." ifadelerini kullandı.
TL MEVDUATA GEÇİŞ SAĞLANACAK…
TCMB'nin karar metninde, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceği vurgulanarak, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edeceği kaydedildi. Bilindiği üzere TCMB, geçtiğimiz hafta sadeleşme süreci kapsamında kur korumalı mevduata (KKM) dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre menkul kıymet tesis ve zorunlu karşılık uygulamalarına son vermişti. Yapılan düzenlemelerle Türk lirası mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan Türk lirası mevduata geçiş sağlanarak kur korumalı mevduatın azaltılması gözetiliyor. Kararın yansımasının ne olacağı konuşulurken, geçen hafta İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran yaptığı bir açıklamada alınan son kararlara rağmen KKM'nin hala en cazip ürün olduğunu, müşterilerine KKM önermeye devam edeceklerini söylemişti.
Ekonomi yönetiminde yaşanan değişiklikler sonrası Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TCMB'nin "ortadoks" ekonomi politikaları zemininde düzenlemeler yaptığına dikkat çeken Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öz, 20 Aralık 2021 de dolarizasyon ile kur ataklarını minimize etmek için getirilen ve şu an yaklaşık 125 milyar dolar (3.35 trilyon lira) olan KKM'den kademeli çıkış için harekete geçildiğini kaydetti. Bankaların mevduat faiz oranlarının artmasının beklendiğini söyleyen Öz, Türk lirasına mutlak yönelim sağlanması için bu oranın yıl sonu beklenen yüzde 58 enflasyonun üzerine çıkarılması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"Kısa vadede bunun gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Faizler enflasyon üzerine çıkamadığı ve TL reel faiz elde edemeyeceği ortamda dövize yönelme riski için TCMB'nin ek araçlar üretmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu arada KKM'nin bütçe üzerinde sebep olduğu kur farkı yükü ortadan kalkacak."
"EKONOMİ YÖNETİMİ AYLAK TL İSTEMİYOR"
"Ekonomi yönetiminin arzuladığı ortalarda aylak TL gezmemesi" diyen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, bu nedenle ağırlığın TL cinsinden KKM'ye verilmesinin normal olduğunu söyledi. KKM'de parasını tutanların temel motivasyonunun dolar ya da euro'daki artışa karşı servetini korumak olduğunu belirten Arzova, şöyle devam etti:
"O nedenle faiz ne olursa olsun vatandaşı motive etmeyebilir. Benim tahminim geri dönüşlerin büyük bir kısmının dolara ya da euro'ya gideceği şeklinde. Dolara ya da euro'ya yöneliş dolar/TL ve euro/TL kurlarını yukarı doğru taşır. Yükselişler yine 'izin verildiği' ölçüde olur. Bu durum yeniden rezerv yakmak anlamına gelir. TL dönüşlerde bir kesim parasını Borsa Istanbul'da yatırıma dönüştürmek isteyebilir. Bu yeni kaynak girişi anlamına gelir. Belirli hisseler öncülüğünde endeks yukarı doğru gidebilir. Uzun dönemde dolar/TL'deki artış değerlemeleri de yukarı taşıyacağı için Borsaya yeni giriş olmasa bile hisse senetlerinin değeri yukarı doğru gidebilir. Yine de banka hisseleri özelinde durum bence çok iç açıcı olmayabilir. Bankaların yeniden zorunlu menkul kıymet taşımaya sevk edilmeleri banka karları üzerinde olumsuz etki yapabilir. Bankalar yeniden menkul kıymet alımına yönlendirildikleri için tahvil fiyatları artarken, tahvil faizleri düşecektir. Bu düzenlemelerle birlikte getirilen zorunlu karşılıklara ilişkin düzenleme ile de brüt rezervler artırılmak isteniyor."
BÜYÜME VERİLERİ BEKLENİYOR
Bu hafta Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek büyüme performansı belli olacak. TÜİK, 31 Ağustos'ta 2023 yılı ikinci çeyrek dönemsel gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerini açıklayacak. TÜİK verilerine göre GSYH, 2022 yılında zincirlenmiş hacim endeksi olarak yıllık yüzde 5.6 büyümüştü. 2023 yılı ilk çeyrekte GSYİH, deprem kaynaklı etkilere karşın yıllık bazda yüzde 4, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0.3 oranında artmıştı.
Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Yücel Tonguç Erbaş 2023 yılı ikinci çeyrek için yüzde 3.2, 2023 yılı sonu için yüzde 3.5 büyüme öngörüsünde bulundu. Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, büyüme öngörüsünü ikinci çeyrek için yüzde 4.5, 2023 yılı sonu için yüzde 4 olarak açıkladı.
2023'te yüzde 3.5-4 bandındı büyüme beklentisini dile getiren Prof. Dr. Burak Arzova, "İkinci çeyrek büyümesi yüzde 6 üzeri gelirse benim açımdan şaşırtıcı olmayacaktır" ifadelerini kullandı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çetinkaya, mevcut öncü verilerle ikinci çeyrekte Türkiye ekonomisinin yüzde 3.5-4 seviyesinde büyüyeceği öngörüsünde bulundu. Çetinkaya, dış talebin büyümeye katkısının yılın genelinde sınırlı kalacağını belirterek, "Özellikle reel sektörün krediye ulaşabilme kısıtları sebebiyle büyüme olumsuz yönde etkilenecektir" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki hafta Bankalar Birliği'nin 66. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada bütün sıkıntılı küresel finansal koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin 2023 yılında yüzde 4.5 civarında büyümesini öngördüklerini ifade etmişti. Bu arada TCMB'nin Ağustos ayı piyasa katılımcıları anketine göre katılımcıların 2023 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 3.7 olarak gerçekleşmişti.
TÜKETİCİ GÜVENİ YÜZDE 68
Şimdi de kısaca geçen haftanın yurtiçi verilerine bir göz atalım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve TCMB iş birliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Ağustos'ta bir önceki aya göre 15.1 puan azalışla yüzde 68 oldu. Tüketici güven endeksinin 100'den küçük olması, tüketici güveninde kötümser duruma işaret ediyor. 2022 Haziran'da 63.4 ile dibi gören, dalgalı bir seyrin ardından 2023 Mayıs'ta 91.1'e kadar yükselen endeks, son üç aydır geriliyor.
TÜİK geçen hafta hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini de açıkladı. Buna göre mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi Ağustos'ta bir önceki aya göre; hizmet sektöründe yüzde 1.7 azalışla 115.3, perakende ticaret sektöründe yüzde 0.4 azalışla 114.3, inşaat sektöründe yüzde 0.7 azalışla 87.4 oldu.
Geçen hafta TCMB Ağustos ayı reel kesim güven endeksi (RKGE) ve İmalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO) verilerini açıkladı. Buna göre; Ağustos'ta mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi KKO bir önceki aya göre 1.2 puan azalarak yüzde 75.7 düzeyinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO bir önceki aya göre 1 puan azalarak yüzde 76.1 oldu.
Ağustos'ta mevsimsellikten arındırılmış RKGE bir önceki aya göre 0.3 puan azalarak 104.6 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmamış reel kesim güven endeksi ise 1.8 puan azalarak 105 oldu.
MEMUR VE EMEKLİ ZAMMINDA KARARI HAKEM KURULU VERECEK
Yaklaşık 6.5 milyon memur ve memur emeklisini ilgilendiren 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri kısmi mutabakatla sonuçlandı. 1 Ağustos'ta başlayan müzakerelerde zam oranları ve genele ilişkin tekliflerde uzlaşma sağlanamazken, 11 hizmet kolunda anlaşmaya varıldı. 291'i hizmet kolu, 50'si genel olmak üzere 341 maddede uzlaşıldı. Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, memur toplu sözleşmesiyle ilgili 4688 sayılı yasanın değişme zaruretine dikkat çekerek, bu konuda da bir madde imzaladıklarını açıkladı. Yalçın, yasanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın himayesinde düzenlenmesi için bir çerçeve oluşturmaya çalışacaklarını kaydetti. Yalçın, 3600 ek gösterge konusunun beraber çalışılacağını ve uygun bir zamanda hükümete teslim edileceğini kaydetti. Bilindiği üzere Memur-Sen 1. dereceye gelmiş tüm kamu görevlileri için 3600 ek gösterge talep etmişti. Memur-Sen'in yüzdelik zam oranı, refah payı, kira yardımı, en düşük kamu görevlisi maaşının 22 bin liraya tamamlanması, yardımcı hizmetler sınıfının (YHS) genel idari hizmet sınıfına (GİH) geçirilmesi başta olmak üzere genele ilişkin teklifleri artık Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından görüşülecek. 11 üyeli Kurul'un kararı kesin olacak. Süreç 31 Ağustos'ta tamamlanacak. Hatırlanacağı üzere Hükümet, görüşmeler çerçevesinde 17 Ağustos'ta sunduğu ikinci zam teklifinde 2024'te ilk altı ay için yüzde 15, ikinci altı ay için yüzde 10 zam teklif etmişti. 2025 zam teklifi ise ilk altı ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 olmuştu. Memur-Sen ise kamu görevlilerinin ve emeklilerinin ücretlerine refah payı dahil 2024 yılı için üçer aylık dönemler itibarıyla toplamda yüzde 70, 2025 yılı için altışar aylık dönemler itibarıyla toplatma yüzde 40 artış istemişti.
Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerle ilgili olarak da Bakanlığın çalışmaları sürdürdüğünü açıkladı. "Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil" diyen Erdoğan, bu konuda da gereken adımları yılsonuna kadar atacaklarını vurguladı.
"FAİZ KARARI TCMB'NİN KREDİBİLİTESİ AÇISINDAN OLUMLU"
Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü
TCMB politika faizini 750 baz puan artırarak yüzde 25'e yükseltti. KKM'nin sonlandırılmasına yönelik karar sonrası piyasanın maksimum 250 baz puanlık faiz artırım beklentisi, 150 baz puan faiz artırımına gerilemişti. TCMB bu hamlesiyle piyasa beklentisinin oldukça üzerinde bir karar verdi. Bu faiz kararı TCMB'nin son iki toplantıda verdiği en güçlü faiz mesajı diyebiliriz. TCMB'nin karar metninde enflasyon vurgusu yaptığı paragraf değişti. Enflasyonda risklerin yukarı yönde olmaya devam ettiği, fiyatlama davranışlarındaki bozulma ile enflasyon dinamiklerini yükseltici etkiye sahip tüm unsurların enflasyon beklentilerini yüksek kılmaya devam ettiği ifade edildi. Yılın üçüncü enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon yüzde 58'e revize edilmişti. Karar metninde buraya atıfta bulunarak enflasyonun üst sınıra yakın hareket edeceği belirtildi. Kurum beklentimiz yıl sonu enflasyonun yüzde 61 gelmesi yönünde. Karar metninde önemle izlediğimiz 'parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak devam edecek" ibaresi korundu. Bunun korunması faiz artırımlarına devam mesajı veriyor. Diğer merak ettiğimiz konu ise makro ihtiyati tedbirlere yönelik sadeleşme adımlarına nasıl bir atıfta bulunacağı idi. KKM'nin sonlandırılmasına yönelik alınan karar ardından mevduat faizlerinin nerede çapalanacağı her açıdan önemli olacak. Sıkı para politikasını destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararların alındığı ifade edilmiş. Muhtemelen yakın bir zamanda ilave tedbirler gelecek. Bu faiz kararının da TCMB'nin kredibilitesi açısından olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Piyasanın faiz kararına ilk tepkisi bankacılık tarafında oldukça olumlu oldu. Bankacılık endeksi yüzde 9'un üzerine çıkmasının ardından yüzde 6'lara doğru geri çekildi. Mevduat faizi ile ticari kredilerin yükselebileceğine yönelik algı, borsa endeksinde satışların hızlanmasına olanak sağladı. 7.400 seviyesi üzerindeki seyirler korunduğu sürece satıcılı eğilimin sınırlı kalmasını bekleriz.
"PİYASAYA POZİTİF ŞOK YAPILDI"
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
TCMB, piyasa beklentisinin çok üzerinde bir faiz artışı gerçekleştirdi. Son derece doğru ve yerinde bir karar. Yeni üyelerin belirgin bir etkisi olmuş gözüküyor. Piyasaya 'pozitif bir şok' yapılmış oldu. Enflasyon beklentilerini çıpalamak adına da önemli bir adım. Politika metnindeki tespitler güçlü ve gerçeklerle uyumlu. Metinden anladığımız enflasyonla mücadele ön plana alınmış. Politika metninde Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceğinin belirtilmesi kredibilite açısından son derece doğru. Metne sadık kalınırsa ileride bu küçük cümlenin ekmeğini çok yeriz. Siyaseti otorite tarafından başkanın ve yeni üyelerin görev yapması açısından geniş bir alan tanımlaması yapılmış gibi duruyor. Yine de temkinli olup bu konuda çok aceleci de olmamak lazım. Çözüm bekleyen pek çok sorunumuz var. Ancak sanırım en önemlilerinden biri 'kredi aktarım mekanizmasının çalışmıyor olması. Bu karar sonrasında kredi maliyetleri artacaktır ancak artan kredi maliyetleri bir yandan da kredi aktarım mekanizmasındaki tıkanıklığı giderecektir. Maliyeti yüksek de olsa krediye ulaşmak hayati önem taşıyor. Burada önemli olan hiç ulaşamamak yerine maliyeti yüksek bile olsa krediye ulaşmak. Bu bir nevi şirketler için havasız bir ortamda oksijen gibi. Özetle faiz yavaş yavaş doğru yere doğru geliyor. Mevduat faizlerinde ve kredi faizlerinde doğru faiz oranı finansal sistemi de yavaş yavaş rayına oturtur.
"NORMALLEŞME POLİTİKALARINA DÖNÜŞ"
Prof. Dr. Murat ÇETİNKAYA / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yeni ekonomi yönetimi rasyonel bir politika uygulama hedefi ile göreve başladı ve bu hedef doğrultusunda 750 baz puanlık bir artışa gitti. Normalleşme politikalarına bir dönüş olarak algılanabilir. En önemli mesaj sıkılaştırma adımlarının devam edeceği. Önümüzdeki aylarda da TCMB sıkılaştırma adımları doğrultusunda faiz artırmaya devam edecektir. Mevcut para politikasına uyumlu, ülkemizi kalkınma ve uluslararası rekabet hedeflerine ulaştıracak, kaynakları stratejik ve verimli alanlarına yöneltecek bir bakışın hâkim olduğu Orta Vadeli Program'ın ivedi bir şekilde devreye alınmasının iyi olacağını düşünüyorum. TCMB, KKM'den kademli çıkış için ilk adım attı. KKM yükünün bir kısmı bankalara yüklendi diyebiliriz. TCMB'nin politika faizini yüksek oranda artırmasının önemli bir nedeni de KKM kararlarıdır. Yeni uygulama ile mevduat faizleri yükselecek. Tabii bu faiz nereye kadar yükseleceği çok önemli. KKM'den vadesi biten tasarruf sahipleri için cazip bir mevduat faiz oranı olması gerekiyor. Enflasyonun altında kalan bir faiz yani negatif reel faiz, KKM'den çıkış için cazip bir faiz olmayacak. Mevcut durumda mevduat faizi artışı bankaların kaynak bulma maliyeti artacak diğer kredi faizleri de yükselecek. Özellikle son dönemde reel sektörün krediye ulaşma imkanları kısıtlı iken, bu uygulama daha da zorlaşacak. Kredi mevduat makası ne olacak çok önemli. Mevduat faizi ile ticari kredi faizleri arasında pozitif marjın korunması gerekiyor