Küresel piyasalarda kararsız bir görünüm öne çıktı

Euro Bölgesi’nin teknik resesyona girmesi ve beklentilerin altında kalan hizmet PMI rakamları resesyon kaynaklı endişeler oluşturdu. Süregelen resesyon endişeleri ile Avustralya ve Kanada Merkez Bankaları’nın sürpriz faiz artışları, geçen hafta risk iştahı üzerinde bir miktar baskı oluşturdu. ABD’de borç tavanı anlaşmasının ardından ABD Hazinesi’nin bu yıl planladığı yüklü bono ihraçları yakından takip edilecek.
15.06.2023 12:40 GÜNCELLEME : 16.06.2023 00:00

ONURCAN BAL Önceki hafta risk iştahının güç kazandığı ve pozitif bir fiyatlamanın kaydedildiği küresel piyasalarda geçen hafta ise dalgalı ve kararsız bir görünüm öne çıktı. Küresel çapta ekonomik veri akışı genel olarak sakin seyrederken, hafta içerisinde Almanya'da zayıf gelen fabrika siparişleri ile sanayi üretim rakamları, 2023 yılı ilk çeyrek büyümesinin -yüzde 0,1'e revize edilmesiyle Euro Bölgesi'nin teknik resesyona girmesi ve genel olarak beklentilerin altında kalan hizmet PMI rakamları resesyon kaynaklı endişeleri gündemde tutmaya devam etti. Süregelen resesyon endişeleri ile Avustralya ve Kanada Merkez Bankaları'nın sürpriz faiz artışları geçen hafta risk iştahı üzerinde bir miktar baskı oluşturdu. Tüm bu gelişmelerin yanında önümüzdeki süreçte ABD'de borç tavanı anlaşmasının ardından ABD Hazinesi'nin bu yıl içerisinde planladığı yüklü bono ihraçları yakından takip edilecektir. Yıl sonuna kadar 1 trilyon doların üzerinde bono ihraç edilebileceğine dair tahminler yapılırken, yeni ihraçların faizleri artırabileceği ve bu durumun ABD bankalarındaki mevduatlardan bir çıkışı tetikleyebileceğinden endişe ediliyor. Hatırlanacak olursa mart ayında ABD'de yaşanan banka iflasları sektöre yönelik endişelerin artmasına yol açarken, mayıs ayından açıklanan rapor yılın ilk çeyreğinde ABD bankalarından beklentinin üzerinde bir mevduat çıkışına işaret etmişti. Yüklü bono ihraçlarının ve artış kaydetmesi beklenen getirilerin banka mevduatları üzerindeki potansiyel etkileri piyasaların yakın takibinde yer alacaktır.

ABD'DE ENFLASYON RAKAMLARI AÇIKLANACAK

Yeni haftada FED toplantısı öncesinde ABD'de açıklanacak enflasyon rakamları, FED'in faiz kararı ve ileriye yönelik vereceği mesajlar üzerinde belirleyici olacaktır. Nisan ayında enflasyonda gözlenen iyileşmeye karşın ABD'de istihdam piyasasının ve hizmet sektörünün genel olarak gücünü koruması, FED'in enflasyona öncü önemli bir gösterge olarak izlediği kişisel tüketim harcamaları (PCE) verisi beklentilerin üzerinde seyretmeye devam etmesi enflasyonda yukarı yönlü riskleri de canlı tutuyor. Yeni haftada 13 Haziran Salı günü mayıs ayı TÜFE verisi ve 14 Haziran Çarşamba günü mayıs ayı ÜFE rakamı açıklanacaktır. Mayıs ayı TÜFE rakamının aylık bazda yüzde 0,2 oranında artış kaydetmesi ve yıllık TÜFE'nin yüzde 4.9'dan yüzde 4.1'e gerilemesi bekleniyor. ÜFE verisinin ise aylık bazda yüzde 0,1 oranında gerileme kaydetmesi ve yıllık ÜFE'nin yüzde 2.3'ten yüzde 1.5'e gerilemesi öngörülüyor.

KÜRESEL PİYASALARIN GÜCÜ FED TOPLANTISINDA

Kuşkusuz yeni haftanın en önemli gelişmesi, 14 Haziran'da sona erecek olan FED toplantısı ve bu toplantıdan çıkacak faiz kararı olacaktır. Mayıs ayı başında FED'in faiz artışlarının sona erdiğini ve yılın ikinci yarısında faiz indirimlerinin başlayabileceğini fiyatlayan piyasalarda mayıs ayı içerisinde FED'e yönelik beklentilerin hızlı bir biçimde değişim gösterdiği ve bu durumun piyasalarda oynaklığı artırdığı görüldü. Mayıs ayı ortalarında ABD cephesinde güçlü gelen ekonomik verilerin etkisiyle haziran ayında FED'in faiz artışa gideceğine ilişkin endişeler artış kaydederken, mayıs ayının son bölümünde Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker ve Fed Üyesi Philip Jefferson'dan gelen açıklamalar faiz artış endişelerini yatıştırdı. Piyasalar son durumda yüzde 70'in üzerinde bir ihtimalle FED'in haziran toplantısında faiz oranlarını sabit tutacağını fiyatlıyor. Elbette FED'in faiz kararı öncesinde açıklanacak enflasyon verileri önemli olacaktır. Piyasadaki genel beklentilerle uyumlu olarak biz de FED'in haziran ayı toplantısında faiz oranlarında bir değişime gitmeyeceğini ve politika faizini yüzde 5.00 – 5.25 seviyesinde koruyacağını düşünüyoruz. Faiz artış döngüsünün sona erdiği ve veri odaklı bir yaklaşıma geçildiği mesajının pekiştirilmesi adına haziran ayının pas geçilmesinin daha doğru olacağı kanısındayız. FED'in faiz kararı ile karar metnindeki ifadeler ve FED Başkanı Powell'ın ileriye yönelik değerlendirmeleri risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır. Haziran ayının ardından FED'in temmuz toplantısında 25 baz puanlık bir faiz artışına gidebileceği ihtimali piyasaların beklentileri içerisinde yer alırken, Powell'ın açıklamaları ile başta enflasyon olmak üzere önümüzdeki haftalarda ABD'de açıklanacak ekonomik veriler temmuz ayına ilişkin beklentileri şekillendirecektir. Enflasyonda yukarı yönlü risklerin varlığını koruması durumunda temmuz ayında olası bir faiz artışını dışlamakla birlikte bu konuda net bir yorum yapmak için erken olduğunu düşünüyoruz.

25 BAZ PUAN FAİZ ARTIRIM BEKLENTİSİ

Avrupa cephesinde enerji ve gıda fiyatlarındaki gerilemenin katkısıyla enflasyon görünümünde iyileşme kaydedilmesine karşın Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinden faiz artırımlarının bir süre daha devam etmesi gerektiğine yönelik açıklamalar dikkat çekiyor. Geçen hafta içerisinde açıklama yapan ECB Başkanı Lagarde, enflasyonda zirvenin görüldüğüne dair henüz net bir kanıt olmadığını, enflasyonist baskıların güçlü kalmaya devam ettiğini ve bu sebeple borçlanma maliyetlerinin daha da artacağını belirtti. 15 Haziran Perşembe günü gerçekleşecek toplantıda ECB'nin 25 baz puan faiz artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılıyor. Faiz kararının yanında karar metnindeki yönlendirmeler ve ECB Başkanı Lagarde'ın açıklamaları da yakından takip edilecektir. ECB dE yavaş yavaş sıkılaşma döneminin sonuna yaklaşırken, faiz artışlarına ara vermeden önce birkaç toplantıda daha 25'er baz puanlık faiz artırımlarına gidileceğini ve sonrasında faiz artış döngüsünün sonlandırılıp beklemeye geçileceğini değerlendiriyoruz.

BİZE ULAŞIN