Borç tavanında anlaşmaya varıldı

ABD Temsilciler Meclisi'nde geçen çarşamba günü gerçekleştirilen oylamada borç tavanı anlaşması, 117'ye karşı 314 oyla kabul edildi. Temsilciler Meclisi’nin onayı sonrasında perşembe günü Senato’da gerçekleştirilen oylamada da tasarı kabul edildi. Böylece borç tavanı konusunda çözüme ulaşılırken, mevcut endişelerin ortadan kalması küresel risk iştahını destekledi.
07.06.2023 13:13 GÜNCELLEME : 09.06.2023 00:00

ONURCAN BAL Son haftalarda piyasaların gündemini meşgul eden ABD'deki borç tavanı konusundaki belirsizlik, geçen hafta itibarıyla sona erdi. Önceki hafta sonu ABD Başkanı Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, borç limitinin iki yıllığına artırılması konusunda prensipte anlaşmaya vardıklarını açıkladı. ABD Hazinesi'nin nakdinin tükenmesine sayılı günler kala borç tavanı konusundaki anlaşma haberi, piyasaları rahatlatan bir gelişme oldu. Hafta içerisinde borç tavanı anlaşmasının oylama süreci takip edildi. Borç tavanı anlaşması, Temsilciler Meclisi'nde çarşamba günü gerçekleştirilen oylamada 117'ye karşı 314 oyla kabul edildi. Temsilciler Meclisi'nin onayı sonrasında perşembe günü Senato'da gerçekleştirilen oylamada da tasarı kabul edildi. Böylece borç tavanı konusunda çözüme ulaşılırken, mevcut endişelerin ortadan kalması küresel risk iştahını destekledi.

Borç tavanı konusu geride kalırken, piyasadaki ana risk başlıkları gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Merkez bankalarının sıkılaşma politikaları, küresel çapta enflasyon görünümü ve bir süredir hayatımızda olan resesyon endişeleri piyasaların takibindeki ana konu başlıkları olarak karşımıza çıkıyor. Küresel ekonomilerin performansı ve merkez bankalarının faiz kararları küresel risk iştahını ve fiyatlamaları şekillendirmeye devam edecektir.

FED BEKLENTİLERİ YİNE DEĞİŞTİ

Geçen haftaki yazımızda FED'e ilişkin değişen beklentileri ele almıştık. Mayıs ayının ilk haftalarında FED'in faiz artış döngüsünü sonlandırdığını ve yılın ikinci yarısında faiz indirimlerinin başlayacağını fiyatlayan piyasalarda önceki haftadan itibaren FED'in 25 baz puan daha faiz artırımına gidebileceğini yönelik beklentiler güç kazanmıştı. Bazı FED üyelerinden gelen şahin tondaki açıklamalar, FOMC tutanaklarının görüş ayrılıklarını teyit etmesi ve ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret eden ekonomik veriler, FED'e yönelik endişeleri artırdı. Geçen hafta içerisinde FED'in 14 Haziran'daki toplantısında 25 baz puan faiz artırımına gidebileceği yüzde 60 ihtimalle fiyatlanırken, hafta ortasında FED üyelerinden gelen açıklama sonrasında bu taraftaki beklentilerin hızlı bir şekilde yeniden değiştiği görüldü. Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker ve FED Üyesi Philip Jefferson'dan merkez bankasının haziran toplantısında faiz artışlarını durdurabileceğini belirtmeleri, sıkılaşma endişelerini yatıştırarak risk iştahını destekledi. ABD Başkanı Biden'ın FED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı adayı Jefferson, böyle bir kararın FED'in faiz artırımına son vereceği anlamına gelmeyeceğini kaydetti. Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker çarşamba günü yaptığı açıklamada, merkez bankasının haziran toplantısında faizleri artırmamaya yöneldiğini söyledi. FED üyelerinin açıklamaları sonrasında haziran ayında faizlerde değişiklik olmayacağına ilişkin beklentiler yeniden güç kazandı. 14 Haziran'da gerçekleşecek FED toplantısı öncesinde 13 Haziran'da ABD'de açıklanacak enflasyon rakamları FED'in faiz kararı üzerinde belirleyici olacaktır. Enflasyonist baskıların devam etmesi durumunda ilerleyen süreçte FED'in 25 baz puanlık faiz artırımının olasılıklar dahilinde olduğunu değerlendiriyoruz. Cuma günü ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin 195 bin olan piyasa beklentisinin oldukça üzerinde 339 bin artış kaydetmesi ve istihdam piyasasının genel olarak gücünü koruması, ek bir faiz artış riskini gündemde tutuyor. Ancak olası ek bir sıkılaşma adımından önce faiz artış döngüsünün sona erdiği ve veri odaklı bir yaklaşıma geçildiği mesajının pekiştirilmesi adına haziran ayının pas geçilebileceği kanısındayız.

BİZE ULAŞIN