PARA RÖPORTAJ/ ZEYNEP CANDAN AKTAŞ 2023 yılı, bireysel emeklilik sisteminde devlet katkısı uygulamasının 10'uncu yılı. 2013'te sisteme giren ve sistemde 10 yılı bitirerek, 56 yaşını tamamlayan katılımcılar, emeklilik hakkını kazanarak, devlet katkılarının tamamını alabiliyor. EGM verilerine göre bugüne kadar sistemden emekli olanların sayısı 225 bin kişiyi aşarken, bu kişilere ödenen ortalama birikim 200 bin liralara ulaştı. Diğer yandan emeklilik hakkını kazanmasına rağmen halen sistemde kalmaya devam eden yaklaşık 218 bin sözleşme mevcut. Bu sözleşmelerdeki birikim tutarı da 24 milyara yaklaşıyor. BES'te emeklilik hakkına kavuşan ve bu hakkın kullanımı konusunda destek arayanlara yol göstermek, rehberlik etmek amacıyla Agesa Hayat Emeklilik Genel Müdürü Fırat Kuruca'yı sayfalarımızda ağırladık.
Fırat Kuruca; bizde emeklilik planlaması yapılmadığını, yurtdışında emeklilik planlamasının, iş hayatının başlamasıyla gündeme geldiğinden bahsederek emeklilik kararı ve emeklilik seçenekleri konusunda katılımcıların bireysel emeklilik sistemindeki alternatiflerini anlattı.
-BES'ten emeklilik hakkı kazanan katılımcılar, hemen emekli olmak zorunda mı? Sistemde kalmanın sağlayacağı avantajlar nelerdir?
BES'te 10 yılını ve 56 yaşını tamamlayanlar, ne yapmaları gerektiğini bana da sık sık soruyorlar. Bu soruyu; 'emekli olmuş ama halen çalışmaya devam ediyorsanız, düzenli bir gelir elde ediyorsanız, akarken doldurmak lazım' diye yanıtlıyorum. Örneğin EYT'liler de eğer çalışmayı sürdüreceklerse, birikim yapmaya devam edebilirler. Gelir olduğu müddetçe BES'e de katkı payı ödemeye devam etmek avantajlı.
Sistemde kalmanın avantajları neler? Birincisi devlet katkıları. Sistemde 10 yıl ve 56 yaşını tamamlayanlar emeklilik hakkını kazanıyor. Emeklilik hakkını kazananlar hemen emekli olmak zorunda değil. 10 yıl ve 56 yaşını doldurunca sistemden istenildiği an devlet katkılarının yüzde 100'ünü alarak ayrılma hakkı var. Bu da daha iyi bir fırsat yakalayana kadar sistemde kalıp devlet katkılarından faydalanabilme olanağı sağlıyor. Burada küçük bir ipucu da verelim: Emeklilik hakkını kazananlar, eğer belli bir planları yoksa aralık ayını beklesin. 31 Aralık'a kadar en üste seviyeden katkı payını yatırsın. Gelecek yılın ocak ayında da bir yıllık katkı payını daha tamamlasın. Parası olmayan gerekirse kredi kullansın. Çünkü yeni yılda iki yılın devlet katkıları hesabına geçecek ve sisteme yatırdığı katkı payları kısa sürede yüzde 30 getiri sağlamış olacaktır. Daha sonra istiyorsa bunları alarak emekli olabilirler.
İkincisi, katılımcıların emeklilik hakkı kazandıklarında elde ettikleri yüzde 5 stopaj avantajı, sistem dışındaki alternatif yatırımlara göre oldukça cazip bir yatırım ortamı sunuyor. Yüzde 5 stopaj avantajını yakalayan katılımcı, dışarıda elde edeceği gelirler için daha yüksek vergi ödeyeceğine, burada kalıp düşük stopaj fırsatını değerlendirebilir.
-Öyleyse burada şunu sorayım: Emekli olma kararı nasıl verilmeli, ne zaman emekli olmak gerekiyor?
Aslında insanların 40'lı yaşlarda bir emeklilik planlaması yapması gerekiyor. Kaç yaşına kadar çalışmayı düşünüyorsunuz ve emekli olduğunuzda planınız ne? Ev mi alacaksınız, yazlık mı, dünyayı mı gezmek istiyorsunuz, nerede yaşamak istiyorsunuz, bunlar planlanmalı. Bunun yanında yaşlılıkta artacak sağlık harcamaları ve aylık geçim ihtiyacı için de bir de finansal plan yapılmalı. Ne kadarlık bir gelire ihtiyaç olduğu ve bunun nasıl finanse edileceği belirlenmeli.
Emekli moduna ne zaman geçilmeli? Artık çalışmayacağım, SGK'dan alacağım emekli maaşım ve bugüne kadar yaptığım birikimlerle geçineceğim dediğinizde, emeklilik moduna geçilebilir. Bunun yanında BES'ten de emeklilik hakkı kullanılabilir. Bir de emekli olunduğunda elde edilecek birikimle ne yapılacağı önemli. Bana göre emekli için birinci öncelik ne yapıp edip, bir eve sahip olmasıdır. Eğer kişi ev sahibi değilse, BES birikimleri öncelikle ev alımında değerlendirilmelidir.
-BES'te emeklilik seçenekleri nelerdir? Sizin gözlemlerinize göre katılımcılar, emeklilik hakkını kullanırken daha çok hangi seçenekleri tercih ediyorlar?
Emeklilik hakkını kullanmaya karar verdiniz, burada iki seçenek var. Birikiminizi toplu para olarak alıp, sistemden ayrılabilirsiniz veya paranızı içeride tutar ve oradan aylık maaş alırsınız. Bu seçeneklerin hangisinin değerlendirileceği konusunda finansal danışmanlardan tavsiye almakta fayda var. İsterseniz birikimin bir kısmını çeker, bir kısmını içeride bırakabilirsiniz. Hangisini tercih edeceğiniz oradaki birikime ve sizin ne gelecek planlarınıza bağlı. Sistemde kalmanın avantajlarına rağmen katılımcılar genelde toplu para alarak sistemden çıkmayı tercih ediyor. Tabii ki ev, yazlık vb alınacaksa toplu para almak onlar için faydalı.
-Bireysel emeklilik sisteminden nasıl maaş alınıyor? Alınacak maaş neye göre belirleniyor?
Sistemde emeklilik hakkı kazanıldıktan sonra, emeklilik gelir planına geçerek bireysel emeklilik sisteminden aylık maaş almak mümkün. Birikimin miktarı ve katılımcının almayı istediği maaş tutarına göre projeksiyonlar yapılarak, katılımcının tercihine sunulabilir. Katılımcı isterse sistemdeki birikiminin tamamını emeklilik gelir planına aktarabilir, isterse bir kısmını sistemde bırakarak, kalanını nakit olarak çekebilir. Katılımcı dilerse, belli bir tutarda maaş alabileceği gibi, birikimin belli bir oranında maaş almayı da tercih edebilir. Emeklilik gelir planına geçen katılımcının birikimleri bir taraftan sistemde değerlenmeye devam ediyor. Emeklilik gelir planındaki katılımcı, istediği zaman sistemdeki birikiminin tamamını alarak sistemden ayrılmayı da tercih edebilir.
-Mevzuatta bir de yıllık gelir sigortası konusu var. Yıllık gelir sigortası nedir?
Yıllık gelir sigortası, genelde yurtdışında uygulanıyor. Örneğin; nafaka ödemelerinde, tazminat ödemelerinde yıllık gelir sigortasıyla belli bir süre boyunca kişinin borçlarını yerine getirmesi sağlama alınıyor. Ancak Türkiye'nin ekonomik ortamında o kadar çok riskten kaçınarak hesaplama yapmak zorunda kalıyoruz ki, bireysel emeklilik şirketi için de sigortalı için de yıllık gelir sigortası cazip bir ürün olmaktan çıkıyor.
-Emeklilikten söz açmışken, TÜİK'in Mart 2023'te yayınlanan 'İstatistiklerle Yaşlılar' raporunu da konuşalım. Rapora göre ülkemizde nüfusun hızlı bir şekilde yaşlandığı ve 2080 yılında her dört kişiden birinin yaşlı olacağı öngörülüyor. Size göre bu konuda neler yapılabilir?
Toplumsal olarak yaşlanma çok ciddi, zorlu ama çok da farkında olunmayan ve toplumsal yükü her geçen gün ağırlaşan bir konu. Önümüzdeki 20 senede hazırlanmamız gerekiyor. Kişilerin de kendi planlamasını yapması lazım geliyor. Bireysel emeklilik şirketleri olarak bizler de bunun üzerinde çalışmak zorundayız. Biz Agesa olarak 'Her Yaşta' projesi ile sorunların neler olduğunu tespit etmeye ve farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Şehirler ve apartmanlar, yaşlıların yaşamasına uygun değil. Düşerek, kırıklarla uğraşan birçok yaşlı var. Şiddete maruz kalan, dolandırılan yaşlılar var. Yaşlılara sunulacak hizmetlerin çeşitlendirilmesi, yaşlı bakımı, evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesi gerekiyor. Yaşlılar gerek gündelik hayatta gerekse de sağlıkla ilgili pek çok problem yaşıyor. Türkiye'nin yaşlılığı batı toplumlarına göre daha farklı. Onlar 70-100 sene içerisinde yaşlanma sürecini, zengin toplum olarak yaşadılar. Biz ise halen fakir bir toplum olarak bu sürece girdik ve yaşlanma sürecini onlardan çok daha hızlı yaşıyoruz.
Yaşlanma konusunun toplumsal tarafının yanında bir de finansal tarafı var. Finansal olarak yapılması gereken emeklilik yaşının artırılması. Ama Fransa'da ne olduğunu, biliyoruz. Türkiye'de de EYT'liler ile emeklilik yaşı aşağı çekildi. Bu çok ciddi bir problem. Büyük olasılıkla yeni kuşaklar çok daha uzun süreler çalışmak zorunda kalabilir. Diğer yandan yaşlanma, toplum için de ciddi bir yük oluşturacaktır. Devlet de bu yüzden bireysel emeklilik sistemini ve hayat sigortalarını destekliyor. Ama insanların da bunun farkında olup, bir taraftan da kendi tedbirini alması gerekiyor.