Finansal sonuçlar risk iştahını şekillendirecek

Önümüzdeki günlerde 2023/03 dönemine ait finansallar, piyasaların yakın takibinde yer alacak. 2023 yılı ilk çeyrek finansallarında ABD’li şirketlerin kârlarında zayıflama öngörülüyor. Şirket kârlarındaki olası bir zayıflama, resesyon endişelerinin gündemdeki yerini koruduğu bir ortamda risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskının derinleşmesine neden olabilir.
20.04.2023 14:02 GÜNCELLEME : 20.04.2023 14:02

ONURCAN BAL Mart ayında ABD'de yaşanan banka iflasları ve küresel çapta bankacılık sektörüne ilişkin artan endişelerin kaçınılmaz bir sonucu olarak kredi koşullarında bir sıkılaşmanın yaşanması bekleniyor. Kredi koşullarında olası bir sıkılaşmanın önümüzdeki süreçte ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Kredi koşullarındaki sıkılaşmanın etkilerine ek olarak önceki hafta ABD başta olmak üzere küresel PMI rakamlarında yaşanan bozulma ve açıklanan bazı ekonomik verilerdeki yavaşlama emareleri küresel çapta resesyon endişelerini artıran gelişmeler oldu. Uluslararası Para Fonu (IMF), geçen hafta yayınlanan Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonomik büyüme tahminini bu yıl için yüzde 2.9'dan yüzde 2.8'e ve 2024 için yüzde 3.1'den yüzde 3'e düşürdü. IMF, borç seviyelerinin yüksek seyrettiğine dikkat çekerek bu durumun politika yapıcıların yeni zorluklara yanıt verme kabiliyetini sınırladığı belirtti. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, küresel ekonomik büyümenin gelecek beş yılda yüzde 3 ile 33 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşeceğini öngördüklerini söyledi. Son dönemde yayınlanan raporlarda küresel hisse piyasalarında resesyon endişeleri nedeniyle satış baskısının artış kaydedebileceğine dair vurgular da dikkat çekiyor. ABD'de 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuç dönemi büyük bankaların finansallarını açıklamasıyla başladı. ABD'de bilançolarını açıklayan büyük bankalardan JPMorgan, Citigroup ve Wells Fargo'nun net kârı faizlerdeki artış ve bankacılık krizinde mevduatların büyük bankalara kaymasıyla bu yılın ilk çeyreğinde artış gösterdi. Önümüzdeki günlerde 2023/03 dönemine ait finansallar piyasaların yakın takibinde yer alacaktır. 2023 yılı ilk çeyrek finansallarında ABD'li şirketlerin kârlarında zayıflama yaşanabileceği öngörülüyor. Şirket kârlarındaki olası bir zayıflama resesyon endişelerinin gündemdeki yerini koruduğu bir ortamda risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskının derinleşmesine neden olabilir.

ABD'DE ENFLASYON RAKAMLARI VE FOMC TUTANAKLARI

Geçen haftanın en önemli veri akışını ABD'deki enflasyon rakamları oluşturdu. Çarşamba günü açıklanan mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 0.1 artış kaydetti ve yıllık TÜFE yüzde 6'dan yüzde 5 seviyesine geriledi. Piyasada beklentiler aylık yüzde 0.2 artış olması ve yıllık TÜFE'nin yüzde 5.1'e gerilemesi yönündeydi. Açıklanan TÜFE verisi piyasa beklentilerinden bir miktar daha iyi geldi. Perşembe günü açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık bazda yüzde 0.5 oranında düşüş kaydetti. Piyasadaki beklentiler aylık bazda bir değişim olmaması yönünde şekillenirken, ÜFE'de yaşanan yüzde 0.5'lik düşüş pandemi başlangıcından itibaren aylık bazda kaydedilen en büyük düşüş oldu. Böylece yıllık ÜFE yüzde 4.9 seviyesinden yüzde 2.7 seviyesine geriledi. Açıklanan veri maliyet yönlü baskının hafiflediğine işaret ederken, son dönemde enerji maliyetlerinde (petrol fiyatlarındaki yükseliş kaynaklı) yaşanan artışın potansiyel etkileri yakından takip edilmelidir. ÜFE verisi sonrasında ABD borsaları başta olmak üzere küresel hisse piyasalarında yükselişler etkili olurken, doların küresel çapta değer kaybettiği görüldü. Geçen hafta yayınlanan FOMC tutanaklarında mart ayında yaşanan banka iflaslarının ardından üyelerin bu yılki faiz artırım beklentilerini azalttığı belirtildi. Tutanaklarda yetkililer ayrıca kredi daralmasının ekonomiyi daha da yavaşlatma potansiyeline karşı tetikte olmaya devam edeceklerini vurguladı.

FAİZ ARTIRIM DÖNGÜSÜNÜN SONUNA YAKLAŞIYORUZ

2022 yılında küresel çapta FED başta olmak üzere merkez bankalarının agresif faiz artırımlarını takip ettik. 2023 yılının ilk çeyreğinde faiz artırım hızları düşüş kaydederken, küresel çapta geçen yıldan bu yana devam eden faiz artış döngüsünün artık sonuna yaklaştık. Mart ayında ABD'deki banka iflasları sonrasında finansal sisteme yönelik endişelerin ve hassasiyetin artış kaydettiği konjonktürde merkez bankalarının fiyat istikrarı kadar finansal istikrarı da gözeteceklerini ve enflasyonist bir baskı yaşanmadığı sürece ek bir sıkılaşmadan kaçınacakları kanısındayız. Bu hususta öncü merkez bankası olarak takip edilen ve piyasalar üzerindeki etkisi oldukça yüksek olan FED cephesine baktığımızda önümüzde 25 baz puanlık bir faiz artırımı daha bulunuyor. Son yayınlanan FOMC tutanakları ve bazı FED üyelerinin açıklamalarını dikkate aldığımızda mayıs ayı toplantısında FED'den 25 baz puanlık bir faiz artırımı daha bekliyoruz. Böylece faiz oranını yüzde 5-5.25 seviyesine yükseltecek olan FED, mart ayı toplantısında yayınlanan projeksiyonlarda ifade edilen nihai faiz oranına da ulaşmış olacak. FED'in bu 25 baz puanlık faiz artışı sonrasında beklemeye geçerek enflasyon ve istihdam verileri başta olmak üzere ekonomik verileri yakından izleyeceğini değerlendiriyoruz. FED Başkanı Powell başta olmak üzere FED cephesinden kurulan iletişimde bu yıl faiz indirimi öngörülmediği ifade edilirken, piyasalar yılın ikinci yarısında FED'in faiz indirimlerine başlayabileceğini fiyatlıyor. Bu hususta net bir şey söylemek adına oldukça erken. FED'in mi yoksa piyasaların mı haklı çıkacağını enflasyonun seyri, genel ekonomik görünüm ve bankacılık sektöründeki gelişmeler belirleyecektir. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinden çoğu son dönemde yaptıkları açıklamalarda faiz oranlarındaki artışın devam etmesi yönünde görüş bildirirken, ECB'nin de yavaş yavaş faiz artırımlarını sonuna geliyoruz. Yılın ikinci yarısı itibariyle ECB'nin de faiz artırımlarını sonlandırmasını bekliyoruz. İngiltere Merkez Bankası (BoE) mart ayında yukarı yönlü sürpriz yapan enflasyon nedeniyle 25 baz puan faiz artırımına giderken, İngiltere'de ek bir enflasyonist baskı görülmezse BoE'nin faiz artırım döngüsünü tamamladığını düşünüyoruz. Toparlayacak olursak, önümüzdeki birkaç aylık süreçte küresel merkez bankalarının birçoğu faiz artırım döngülerini sonlandırmış ve veri odaklı bir yaklaşıma geçmiş olacak. Bundan sonraki süreçte piyasalar enflasyon başta olmak üzere açıklanacak ekonomik verileri yakından izleyecek ve resesyon kaynaklı endişeler fiyatlamaları şekillendirecektir.

YURTİÇİNDE FİNANSAL SONUÇ DÖNEMİ

Geçen hafta cuma günü itibarıyla Karsan'ın 2023/03 dönemi finansal sonuçlarını açıklamasıyla yurtiçinde finansal sonuç dönemi de başlamış oldu. Yeni haftada 19 Nisan'da Arçelik'in finansal sonuçlarını açıklaması bekleniyor. Yurtiçinde konsolide olmayan finansal sonuçlar 2 Mayıs tarihine kadar, konsolide finansal sonuçlar ise 10 Mayıs tarihine kadar açıklanacaktır. Bankaların ise son finansal sonuç gönderim tarihi 22 Mayıs'tır. 2022 yılında yüksek enflasyonist ortamın da etkisiyle birçok şirketin gelir ve kâr rakamlarında güçlü artışlar gördük. Geçen yıldaki güçlü baz etkisi ve enflasyonun önceki yıla kıyasla bir miktar yavaşlamasıyla 2023 yılında birçok sektör ve şirkette geçen yıla kıyasla gelir ve kâr artışında yavaşlama yaşanacağını değerlendiriyoruz. Bu nedenle bu yıl sektör ve şirket seçiminde daha hassas davranılması ve finansal beklentileri güçlü olan sektörlerin/şirketlerin tercih edilmesi gerektiği kanısındayız. Finansal sonuç dönemi boyunca açıklanacak finansallara bağlı olarak hisse bazlı ayrışmaların yaşanabileceği dikkate alınmalıdır.

BIST-100 Endeksi haftayı 5.000 puan üzerinde kapattı

Geçen haftanın ilk bölümünde endekste toparlanma eğiliminin güç kazandığı ve bir süredir önemli bir direnç bölgesi olarak takip edilen 5.000 - 5.078 bölgesinin hafta başındaki alımlarla aşıldığını gördük. Hafta içerisinde 5.200 seviyesi güçlü bir direnç olarak çalışırken, hafta ortasından itibaren endekste dalgalı bir seyir etkili oldu. Cuma günü kapanışa doğru ise hız kazanan satışlar dikkat çekti. BIST-100 Endeksi geçen haftayı yüzde 3.42 oranında değer kazanımıyla 5.092,88 puandan tamamladı. Endekste kısa vadede 50 günlük basit hareketli ortalama (5.068) ile 5.000 puan seviyesi destek bölgesi olarak takip edilecektir. Bu bölge altına bir sarkma yaşanacak olursa 4.950 ve 4.890 seviyeleri destek konumunda bulunmaktadır. 4.890 seviyesi altında ise teknik görünümdeki bozulmanın derinleştiği ve satışların hız kazandığı görülebilir. Bu durumda 4.750 – 4.680 – 4.601 ve 4.479 seviyeleri kademeli olarak gündeme gelebilir. Endekste 5.000 – 5.068 bölgesi üzerinde tutunma korunabilirse 5.200 seviyesinin direnç olarak test edilmeye devam edeceğini değerlendiriyoruz. Son günlerde güçlü bir direnç olarak çalışan 5.200 seviyesi aşılacak olursa 5.290 – 5.350 seviyelerine doğru bir yükseliş yaşanabilir. Yeni haftada 20 Nisan Perşembe günü Ramazan Bayramı Arifesi nedeniyle Borsa İstanbul yarım gün işlem görecek olup, 21 Nisan Cuma günü de bayram tatili nedeniyle kapalı olacaktır. Bayram nedeniyle kısalan haftada endekste işlem hacimlerinin genel olarak düşük kalmaya devam edeceğini değerlendiriyoruz.

BİZE ULAŞIN