OPEC kararı sonrası petrol fiyatları yükseldi

Enerji maliyetlerinin yeniden artması, küresel enflasyon görünümü üzerinde baskı oluşturarak merkez bankaları açısından daha zorlu bir sürece işaret edebilir. Ancak önümüzdeki süreçte petrol fiyatlarında ek yükselişlerin gözlenmemesi ve enerji maliyetlerinde geçen hafta yaşanan yükselişin kalıcı olmaması durumunda OPEC kararının küresel ekonomiler üzerindeki etkisi sınırlı kalacaktır.
14.04.2023 11:52 GÜNCELLEME : 14.04.2023 11:52

ONURCAN BAL Mart ayında küresel bankacılık sektörüne ilişkin artan endişeler ile kredi koşullarındaki sıkılaşmanın büyüme üzerindeki olumsuz etkilerine dair değerlendirmeler, riskli varlıklar ve talebe duyarlı emtialar üzerinde baskı oluşturdu. Küresel büyümeye yönelik zayıflayan beklentiler altında petrol fiyatları da mart ayında aşağı yönlü bir seyir kaydetti. OPEC+ üyeleri nisan ayı toplantısında, sürpriz bir şekilde mayıs ayından itibaren günlük 1 milyon varili aşan petrol üretimi kesintisine gitme kararı aldı. Piyasalar OPEC'in üretim konusunda herhangi bir değişime gitmesini beklemiyordu. Temmuz ayında Rusya'nın mevcut kesintisini genişletmesiyle petrol piyasasında 1,6 milyon varillik kesinti söz konusu olacak. Hatırlanacak olursa, OPEC+ ülkeleri Ekim 2022'deki toplantıda, 2023'ün sonuna kadar günlük petrol üretiminde 2 milyon varil kesintiye gitme karar almıştı. Ekim ayındaki kesinti üzerine alınan bu son karar piyasalarda şaşkınlık yaratırken, kararın ardından ilk fiyatlamalarda petrol fiyatlarında sert yükselişler kaydedildi. Karar sonrasında ABD ham petrolünde yüzde 8'e varan yükselişler yaşandı. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, OPEC'in Mayıs'tan itibaren petrol üretiminde kesintiye gitme kararının küresel büyüme için olumlu olmadığını ve enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde belirsizliği ve yükü artırdığını belirtti. Petrol fiyatlarının önümüzdeki süreçteki seyri yakından takip edilecek. Enerji maliyetlerinin yeniden artış kaydetmesi küresel enflasyon görünümü üzerinde baskı oluşturarak merkez bankaları açısından daha zorlu bir sürece işaret edebilir. Ancak önümüzdeki süreçte petrol fiyatlarında ek yükselişlerin gözlenmemesi ve enerji maliyetlerinde geçen hafta yaşanan yükselişin kalıcı olmaması durumunda OPEC kararının küresel ekonomiler üzerindeki etkisi sınırlı kalacaktır.

KÜRESEL ÇAPTA RESESYON ENDİŞELERİ

Mart ayının ikinci yarısında ABD'deki banka iflasları ve bankacılık sektörüne dair artan endişeler gündemin ön sıralarında yer alırken, alınan önlemlerin ve destekleyici adımların katkısıyla mart ayının son bölümünde bankacılık sektörüne ilişkin endişeler yatışma kaydetti. Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmelerin etkisiyle ilerleyen süreçte kredi koşullarında sıkılaşmanın yaşanacağını ve bu durumun ekonomik büyüme üzerinde olumsuz etkileri olacağı öngörülüyor. ABD'de geçen hafta açıklanan ekonomik veriler de beklentilerin altında bir performans ortaya koydu. ABD'de ISM imalat PMI rakamı mart ayında 47,7 seviyesinden 46,3 seviyesine geriledi. Piyasadaki beklentiler 47,5 olarak açıklanması yönündeydi. Beklentilerin üzerinde düşüş kaydeden ISM imalat PMI rakamı Mayıs 2020'den beri en düşük seviyeye geriledi. ABD'de fabrika siparişleri şubat ayında tahminlerden fazla düşerken açık iş sayısı 2021'den beri ilk kez 10 milyonun altına geriledi. ISM hizmet PMI rakamı da 55,1 seviyesinden 51,2 seviyesine gerilerken, 54,4 olan piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde bir düşüş kaydetti. Kredi koşullarında beklenen sıkılaşmaya ek olarak geçen hafta ABD cephesinde zayıf gelen ekonomik veriler ile OPEC kararı sonrasında enerji maliyetlerindeki artış küresel çapta resesyon endişelerini yeniden artırdı. Yeniden ön plana çıkan resesyon endişeleri küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturdu. Özellikle bu yılın ilk yarısında riskli varlıklar açısından yükselişleri destekleyebilecek önemli bir katalizör bulunmazken, bankacılık sektöründeki endişeler, kredi koşullarındaki sıkılaşma, resesyon endişeleri, enflasyonist baskıların devamında sıkılaşma eğiliminin sürmesi gibi önemli risk başlıkları gündemdeki yerini ve önemini koruyor. Bu risk başlıklarındaki gelişmelere bağlı olarak önümüzdeki süreçte küresel risk iştahının baskı altında kalabileceği ve piyasalarda oynaklığın yüksek seyredebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

İSTİHDAM ARTIŞI İVME KAYBEDİYOR

Cuma günü ABD'de açıklanan mart ayı tarım dışı istihdam raporu, piyasadaki 230 bin artış yönündeki beklentilerin hafif üzerinde 236 bin olarak açıklandı. Şubat ayında 311 bin olarak açıklanan tarım dışı istihdam artışı 326 bine revize edildi. Veri piyasa beklentilerinin hafif üzerinde gelse de istihdam artışında önceki aylara kıyasla yaşanan yavaşlama dikkat çekti. Mart ayında ülkede işsizlik oranı genel beklentilerle uyumlu olarak yüzde 3.5 olarak açıklandı. Mart ayında ortalama saatlik kazançlar bir önceki aya göre yüzde 0.3 ile beklentiler doğrultusunda artış kaydetti. Ortalama saatlik kazançlarda yıllık artış ise yüzde 4.2 oldu.

ABD'DE ENFLASYON RAKAMLARI ÖNEMLİ

İstihdam piyasasındaki soğuma emareleri, geçen hafta ABD ekonomisinde zayıf gelen ekonomik veriler ve kredi koşullarındaki sıkılaşma beklentilerine bağlı olarak FED'in önümüzdeki süreçte 25 baz puanlık bir faiz artışına daha giderek mart ayı projeksiyonlarında ifade edilen nihai faiz oranına ulaşacağını ve sonrasında faiz artış döngüsünü sonlandırarak ekonomik gelişmeleri takip edeceğini düşünüyoruz. Piyasalarda ise daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere FED'in yılın ikinci yarısında faiz indirimlerine gidebileceği fiyatlanıyor. FED cephesinden kurulan iletişimde ise bu yıl için faiz indirimi öngörülmezken, piyasaların mı yoksa FED'in mi haklı çıkacağını zaman gösterecek. Kredi koşullarında öngörülen sıkılaşmanın büyüme ve enflasyon üzerinde etkileri ile enflasyon ve istihdam veriler başta olmak üzere açıklanacak ekonomik veriler FED'in kararları üzerinde belirleyici olacaktır. Bu hususta yeni haftada ABD'de açıklanacak enflasyon rakamları da son derece kritik olacaktır. 12 Nisan Çarşamba günü mart ayı TÜFE rakamı ile 13 Nisan Perşembe günü mart ayı ÜFE rakamı piyasaların yakın takibinde yer alacak.

YURTİÇİNDE YILLIK TÜFE GERİLEDİ

Geçen hafta pazartesi günü yurtiçinde açıklanan TÜFE rakamı piyasa beklentilerinin bir miktar altında aylık bazda yüzde 2.29 artış kaydetti. Yıllık TÜFE mart ayında baz etkisiyle yüzde 55.18 seviyesinden yüzde 50.51 seviyesine geriledi. Yurtiçi ÜFE enflasyonu ise mart ayında bir önceki aya göre yüzde 0.44 oranında artış kaydederken, güçlü baz etkisiyle yıllık ÜFE yüzde 76.61'den yüzde 62.45 seviyesine geriledi. Yıllık enflasyon rakamlarında son aylarda baz etkisiyle düşüş kaydediliyor. Geçen sene nisan ayında TÜFE'de aylık bazda yüzde 7.25 oranında artış yaşanmıştı. Nisan ayındaki etkiyi de geride bıraktıktan sonra (bir sonraki enflasyon verisi itibariyle) yıllık TÜFE'de baz etkisiyle kaydedilen düşüşün sonuna yaklaşmış olacağız. Yaşanan deprem afetinin doğrudan ve dolaylı etkileri ve enflasyonun ana eğiliminde gözlemlediğimiz katılık (örneğin hizmet kaleminde) nedeniyle, TÜFE enflasyonunun sene başındaki beklentilerimizin üzerinde bir patikada gerçekleşebileceğini ve yılın ikinci yarısında da yeniden yükselişlerin yaşanabileceğini değerlendiriyoruz. Buna göre, sene sonu TÜFE enflasyonu tahminimiz daha önce öngördüğümüz yüzde 40 yerine mevcutta yüzde 50 civarında bulunuyor.

BIST-100 Endeksi'nde 5.000 direnci ön planda

Mart ayının ikinci yarısında satıcılı bir seyrin yaşandığı BIST-100 Endeksi'nde nisan ilk haftasında toparlanma çabası kaydedildi. Özellikle geçen haftanın ilk bölümünde kapanışa doğru hız kazanan alımlarla yükselişlerin yaşandığı endekste 5.000 puan seviyesi test edildi. Ancak 5.000 puan üzerinde kalıcılığın sağlanamadığı BIST-100 Endeksi'nde haftanın ikinci yarısında ise daha dalgalı bir seyir öne çıktı. Yurtiçinde işlem hacimleri düşük seyrederken, gün içinde artış kaydeden volatilite de dikkat çekiyor. BIST-100 Endeksi geçen haftayı yüzde 2.32 oranında değer kazanımıyla 4.924,64 puandan tamamladı. Endekste yeni haftada 5.000–5.078 bandı yakından takip edilecektir. Mart ayının son bölümünde direnç olarak çalışan bu bölge geçilir ve endekste 50 günlük basit hareketli ortalama (5.086) üzerinde günlük kapanışlar yaşanabilirse teknik görünümün iyileşme kaydettiği ve alımların güç kazandığı görülebilir. Bu durumda 5.200 – 5.291 – 5.350 ve 5.430 seviyeleri direnç olarak takip edilebilir. Ancak 5.000 bölgesinin direnç olarak çalışmaya devam etmesi ve endekste yeniden satışların etkili olması durumunda 4.890–4.850 bölgesi destek konumunda bulunmaktadır. Bu bölge altındaki kapanışlarda satış baskının etkisini sürdürebileceği endekste 4.750–4.680 seviyeleri takip edilebilir. Nisan ayının ilk işlem gününde test edilen 4.680 seviyesi kırılacak olursa hız kazanan satışlar ve zayıflayan teknik görünüm ile 4.601–4.555 ve 4.479 seviyeleri gündeme gelebilir.

BİZE ULAŞIN