Sektördeki gelişmeler piyasaların yakın takibinde

Belirsizliklerin arttığı ortamda merkez bankalarının izleyeceği yol haritasını öngörebilmek mümkün değil. Olası faiz indirimi ihtimalini gündeme getirebilecek finansal risklerin piyasalarda daha ciddi bir endişe yaratabileceği göz ardı edilmemeli. Merkez bankalarına dair değişen beklentiler ve piyasalardaki kafa karışıklığı, kaçınılmaz olarak daha dalgalı bir seyre neden olacaktır.
29.03.2023 14:13 GÜNCELLEME : 30.03.2023 00:00

ONURCAN BAL ABD'de biri büyük bankalardan Silicon Valley Bank (SVB) olmak üzere toplamda üç bankanın iflası; bankacılık sektörüne ilişkin endişeleri ve yeni bir kriz korkularını artırarak, son haftalarda küresel risk iştahı üzerinde baskı oluşturuyor. Sektörde yaşanan sıkıntılar ve artış kaydeden endişeler sonrasında hızlı bir şekilde alınan önlemler dikkat çekti. İlk olarak ABD'de iflas açıklayan bankalardaki tüm mevduatlara güvence verildi. FED, bankalara normalde sağladığından daha uygun koşullarda bir yıllık krediler sunan yeni bir "Banka Vadeli Finansman Programı" açıkladı. İsviçre'nin en büyük bankası UBS, küresel finans piyasalarını tehdit eden bankacılık krizinin odağındaki Credit Suisse'i, tarihi bir anlaşmayla satın aldı. İsviçre hükümetinin desteğiyle gerçekleşen bu satın alma sonrasında Avrupa bankaları üzerindeki baskı, bir süreliğine hafifledi. ECB Başkanı Lagarde, geçen haftaki açıklamalarında Euro Bölgesi'nde bankacılık sektörünün dirençli olduğu ve fiyat istikrarı ile finansal istikrarı korumak için gerekeni yapmaya hazır olduklarını mesajını yineledi. ABD Hazine Bakanı Yellen da geçen haftaki açıklamasında, ABD'de bankacılık sektöründe yaşanan kriz sonrası mevduatların güvenliği için gerekirse daha fazlasını yapmaya hazır olduklarını söyledi. Alınan önemler, güveni telkin etmeye yönelik yapılan açıklamalar ve UBS'in Credit Suisse'i satın alması gibi gelişmeler küresel bankacılık sektörüne ilişkin endişelerin önceki haftaya kıyasla bir miktar yatışmasına katkı sağladı. Ancak cuma günü küresel çapta zayıflayan risk iştahıyla yeniden artış kaydeden satış baskısı, haftanın son işlem gününde Deutsche Bank üzerinden Avrupa başta olmak üzere bankacılık hisselerinde derinleşen kayıplar, Avrupa bankalarının CDS'lerinde süregelen yükseliş eğilimi finans sektörüne yönelik endişelerin gündemdeki yerini koruduğunu ve piyasalardaki korkuların devam ettiğini gösteriyor.

Son dönemde yaşanan sıkıntıların küçük-orta ölçekli bankalar üzerinde denetim eksikliği ve yönetimsel hatalar nedeniyle baskı oluşturmaya devam edebileceği, ancak bu bankalardaki olası sorunların büyük bankalara sıçrayarak dünya geneline yayılan bir finans krizine dönüşme ihtimalinin zayıf olduğu değerlendirmeleri öne çıkıyor. Düşük bir ihtimalle de olsa büyük bir bankanın sıkıntıya düşmesinin, mevcutta olandan çok daha sert fiyatlamalara ve yeni bir finans krizine neden olabileceği riski göz ardı edilmemeli ve gelişmeler yakından izlenmelidir. Tüm bu gelişmelere ek olarak yaşanan sıkıntıların etkisiyle önümüzdeki süreçte küresel çapta (özellikle ABD ve Avrupa'da) kredi koşullarının sıkılaşabileceğini düşünüyoruz. Kredi koşullarındaki sıkılaşmanın ekonomiler üzerinde baskı oluşturabileceği dikkate alındığında son aylarda ön plana çıkan küresel ekonomiler için "yumuşak iniş" ihtimalinin zayıfladığı ve bu yılın ikinci yarısında küresel ekonomilerdeki zayıflamanın kredi koşullarındaki sıkılaşma nedeniyle daha şiddetli olabileceği dikkate alınmalıdır. Özetle bankacılık sektörüne ilişkin oluşan endişelerin ve kredi koşullarındaki sıkılaşmasının resesyon korkularını yeniden artırma ihtimalinin, riskli varlıklarda dalgalı ve zaman zaman satıcılı bir fiyatlamaya neden olabileceğini ve özellikle yılın ilk yarısında riskli varlıklara karşı daha temkinli bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.

FED 25 BAZ PUAN FAİZ ARTIRIMINA GİTTİ

Çarşamba günü sona eren toplantısında FED, genel beklentilerle uyumlu olarak 25 baz puan faiz artırımına gitti. Karar metninde bankacılık sisteminin sağlam ve dayanıklı olduğu vurgusu öne çıkarken, son gelişmelerin daha sıkı kredi koşullarıyla sonuçlanması ve ekonomik faaliyet, işe alma ve enflasyon üzerinde baskı oluşturmasının muhtemel olduğu ifade edildi. Daha önceki karar metinlerinde yer alan "devam eden faiz artışları" ifadesi kaldırılırken, yeterince sıkı para politikası duruşuna ulaşmak için "bazı ilave sıkılaştırmaların" uygun olacağı ifadesi yer aldı. Faiz artışlarının hızı belirlenirken para politikasındaki kümülatif sıkılaşmanın, para politikasının ekonomik faaliyeti ve enflasyonu etkilemesindeki gecikmelerin, ekonomik ve finansal gelişmelerin dikkate alınacağı kaydedildi. Yayınlanan projeksiyonlarda federal fon oranına ilişkin tahminlerinde değişim olmadı. FOMC üyeleri 2023 yıl sonu için tahminlerini yüzde 5.1 olarak korudu. FED Başkanı Powell, toplantı sonrasındaki açıklamalarında bankacılık sistemindeki gelişmeleri yakından izleyecekleri, yaşanan gelişmelerin etkilerinin şu an için belirsiz olduğunu ve sistemi güvenli tutmak için gereken tüm araçları kullanmaya hazır olduklarını ifade etti. Powell, "Daha fazla faiz artışı ihtiyacını değerlendirirken gelen verilere, değişen görünüme ve özellikle kredi sıkılaşmasının fiili ve beklenen etkilerine odaklanacağız" dedi. Eğer faizlerin beklentilerin üzerinde artırılması gerekirse bunu yapacaklarını söyleyen Powell, bu yıl için faiz indirimi öngörmediklerini de vurguladı.

MERKEZ BANKALARINA İLİŞKİN KAFA KARIŞIKLIĞI SÜRÜYOR

Bankacılık sektörüne dair endişeler, piyasalarda merkez bankalarına yönelik kafa karışıklığının artış kaydetmesine yol açtı. Finansal istikrara dair artan endişeler, elbette merkez bankalarının göz ardı edebileceği bir konu değil. Bundan sonraki süreçte bu tarafta oluşan sıkıntıların ve artan piyasa hassasiyetinin merkez bankalarının kararları üzerinde etkili olacağı muhakkak. Enflasyonda katılığın ve yukarı yönlü risklerin varlığının yanında finansal istikrara ilişkin ortaya çıkan riskler, merkez bankalarının işini çok daha zorlaştırdı. FED'in geçen hafta yayınlanan projeksiyonlarında 25 baz puanlık bir faiz artırımı daha öngörülürken, Powell bu yıl faiz indirimi öngörmediklerini ifade etti. Powell'ın açıklamalarına karşın piyasalarda hala daha bu yılın ikinci yarısında faiz indirimlerinin başlayabileceği beklentileri yerini koruyor. ECB'nin de önümüzdeki birkaç toplantıda faiz artırımlarını daha yavaş bir şekilde (50 baz puan yerine 25 baz puan olarak) devam ettirip sonrasında sıkılaşma döngüsünü tamamlayacağını düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte enflasyonun seyri, açıklanacak ekonomik veriler ve bankacılık sektöründeki gelişmeler, merkez bankalarının kararları üzerinde belirleyici olacaktır. Finansal istikrara yönelik endişeleri artırıcı gelişmelerin yaşanması durumunda merkez bankalarının mevcut politikalarında hızlı bir dönüş yapması da muhtemel. Belirsizliklerin bu denli artış kaydettiği ortamda merkez bankalarının izleyeceği yol haritasını tam olarak öngörebilmek mümkün değil. O nedenle gelişmelere bağlı olarak bu yıl olası bir faiz indirimi ihtimalini dışlamıyoruz. Ancak bu ihtimali gündeme getirebilecek finansal risklerin piyasalarda daha ciddi bir endişe yaratabileceği göz ardı edilmemelidir. Önümüzdeki süreçte merkez bankalarına dair değişen beklentilerin ve piyasalardaki kafa karışıklığının kaçınılmaz olarak daha dalgalı bir seyre neden olacağını kanısındayız.

BIST-100 Endeksi'nde volatilite artış kaydetti

Küresel çapta finans sektörüne ilişkin artan endişeler ve risk iştahındaki zayıflamanın etkisiyle önceki hafta satışların hız kazandığı BIST-100 Endeksi'nde geçen haftanın ilk yarısında da zayıf görünüm ve satış ağırlıklı fiyatlama devam etti. Haftanın ilk yarısında yaşanan satışlarla psikolojik öneme sahip 5.000 puanın altına sarkan endekste haftanın ikinci yarısında toparlanma çabası kaydedildi. Haftanın son işlem gününde ise Avrupa bankaları üzerinde artış kaydeden ve küresel piyasalara yayılan satış baskısı endeks üzerinde de etkisini hissettirdi. BIST-100 Endeksi haftayı yüzde 2.03 oranında kayıpla 5.031,98 puandan tamamladı. Küresel risk iştahındaki zayıflamanın devam etmesi ve endekste yeniden 5.000 puan altına sarkılması durumunda 4.950 – 4.890 seviyeleri kısa vadede destek olarak takip edilecektir. Geçen hafta ortasında test edilen 4.890 seviyesi altına sarkmalarda satışların hız kazandığı görülebilir. Bu durumda 4.770 – 4.690 ve 4.601 seviyeleri gündeme gelebilir. Toparlanma çabasında ise 5.078 fibo seviyesi kısa vadeli ilk direnç noktası olup, bu seviye üzerinde 50 günlük basit hareketli ortalama (5.138) ve 5.200 seviyeleri direnç olarak izlenebilir. 50 günlük ortalama ve devamında 5.200 üzerinde kapanışların yaşanması halinde teknik görünümün iyileşme kaydettiği ve toparlanma eğiliminin güç kazandığı görülebilir. Bu durumda 5.300 – 5.350 bölgesi yeniden gündeme gelebilir. Son dönemde küresel çapta artan endişeler ve risk iştahındaki zayıflama endeks üzerinde baskı oluştururken, küresel çaptaki gelişmelerin yakından izlenmesi önem taşımaktadır. Endekste 5.000 puan altındaki kapanışlarda satıcılı seyrin devamı beklenebilir. Yurtiçinde artış kaydeden volatilite ve küresel çaptaki belirsizlikler altında temkinli hareket edilmesi gerektiği kanısındayız.

BİZE ULAŞIN