GSYH'daki kayıp için 350 milyar TL yatırıma ihtiyaç var

GİRİŞ TARİHİ: 15.02.2023 GİRİŞ TARİHİ: 12:20 SON GÜNCELLEME: 15.02.2023 12:20
Deprem geçen hafta Türkiye GSYH’sına yüzde 10.1 katkı veren 10 ili vurdu. 10 il, 2022 verileriyle Türkiye ihracatının yüzde 10.9’unu, vergi gelirlerinin yüzde 7.5’ini oluşturuyor. Ekonomistler, depremin yaratacağı üretim kaybına dikkat çekiyor. TÜİK 2021 verilerine göre felaketin yaşandığı 10 ilin Türkiye GSYH’ye katkısı 674 milyar 830 milyon TL ve bunun yüzde 50'sinin depremle silindiği düşünüldüğünde, gereken yatırım miktarı 350 milyar TL olarak hesaplanıyor.

PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye, geçen hafta Kahramanmaraş merkezli iki depremle sarsıldı. 7.7 ve 7.6'lık depremler Türkiye'nin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 10'unu gerçekleştiren 10 ili vurdu. Türkiye'nin ekonomik büyümesinin 1.15 puanını bu illerin oluşturduğuna dikkat çeken ekonomistler, depremin vurduğu Kahramanmaraş, Adana, Malatya, Gaziantep, Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Şanlıurfa ve Kilis'te ekonominin yaraların sarılması sürecinde üretimin durmasıyla ekonomik kaybın büyüklüğüne ilişkin farklı yorumlar yapılıyor. Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Öz, ekonomik faaliyetlerin ne kadar duracağı henüz bilinmemekle birlikte, deprem yaralarının sarılması sürecinde bir aylık üretim kaybının yaklaşık 80-90 milyar TL olabileceğine işaret ediyor. Prof. Dr. Öz, Marmara depremi kadar ekonomik etki beklemediğinin altını çiziyor. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker ise depremin maliyetini 10-15 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin edilirse, bunun ekonomide yaratacağı kaybın en az 5-6 katına çıkabileceği görüşünde. 3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar'a göre bu illerin GSYH'ya katkısı yüzde 10'un üzerinde olduğundan, deprem nedeniyle yaşanacak üretim kaybının da bu düzeyde olacağı görüşünde. Türkiye ekonomisinin 2022 yılında yüzde 5 bandında büyüyeceğine işaret eden ekonomistler, depremin bilançosunun tam olarak ortaya çıkmasının ardından Türkiye ekonomisinin 2023 yılı büyüme performansına da etkisinin daha net görüleceğine işaret ediyor. Deprem bölgesinden gelen mucizelere kilitlendiğimiz bugünlerde, ekonomistlerle hem yurtiçi verileri hem de depremin bölgeye ve ülke ekonomisine olası etkilerini konuştuk…

SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI

Büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi aylık yüzde 1.6 artarken, yıllık yüzde 0.2 azaldı. Sanayi üretimi Kasım'da aylık bazda yüzde 1.6 artmış, yıllık bazda yüzde 1.1 gerilemişti. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2022 Aralık'ta aylık bazda madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 2.3 ve imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.7 artarken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 0.2 azaldı. Aralık'ta sanayi üretimi ara malında aylık yüzde 1.5 artarken, yıllık yüzde 6.2 azaldı, sermaye malında aylık yüzde 2.9, yıllık yüzde 14.8 artış gösterdi. Yüksek teknoloji sanayi üretimi ise Aralık'ta aylık yüzde 4.7 azalırken, yıllık yüzde 5.5 arttı. Arındırılmamış verilere göre sanayi üretimi Aralık'ta yüzde 9.7 artarken, yıllık bazda yüzde 1.17 geriledi. Sanayi üretimi verilerini değerlendiren ekonomistler, sanayi üretiminde yavaşlama işaretleri olsa da son Türkiye ekonomisinin son çeyrek performansının pozitif büyüme şeklinde olacağı görüşünde. Ekonomistlerin büyüme beklentilerine girmeden şunu da kısaca hatırlatalım; Türkiye ekonomisinin büyüme performansını ortaya koyacak 2022 yılı dördüncü çeyrek dönemsel GSYH verileri, TÜİK tarafından 28 Şubat'ta açıklanacak. Zincirlenmiş hacim endeksine göre 2021'de yıllık bazda yüzde 11.4 büyüyen GSYH, TÜİK verilerine göre yıllık bazda 2022 yılı birinci çeyreğinde yüzde 7.5, ikinci çeyreğinde yüzde 7.7 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 3.9 büyümüştü. Yılın ilk üç çeyreğinde ise Türkiye ekonomisinin büyüme performansı yüzde 6.2 olmuştu.

YÜZDE 5'İN ÜZERİ BÜYÜME BEKLENTİSİ

Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş sanayi üretiminin, 2022'nin dördüncü çeyreğinin son ayında da yavaşlama işareti vermeye devam ettiğini vurgulayarak, "2022 son çeyrek büyüme beklentimiz yüzde 1.5, yıllık yüzde 4.2. 2023 için ise yüzde 3.5" dedi.

Aylık değişimlere göre sanayi üretimindeki daralmanın devam ettiğini söyleyen A&T Bank Baş Ekonomisti Ayşe Özden, "2022 yılı son çeyrek, bir önceki çeyreğe göre yaklaşık 1 puan yavaşlamaya işaret etse de Ocak-Eylül dönemindeki yüzde 6.2'lik büyüme dikkate alındığında 2022 yılı için Türkiye ekonomisinin yüzde 5 civarında büyüyeceğini söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

3. Göz Danışmanlık CEO'su Hikmet Baydar, 2022 yılında yüzde 5'in üzerinde büyüme beklediğini vurguladı. Baydar, "2023 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 4.1 civarında. Büyümede 2023'te 2022 yılına göre yavaşlama bekliyorduk. Deprem nedeniyle yıllık büyüme hedefimizi 3.8 seviyelerine çekiyoruz" dedi.

2022 yılı sonu için yüzde 5 üzerinde bir GSYH ekonomik büyüme bekleyen Selçuk Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Kabaklarlı, 2023 yılı için ise şunları kaydetti:

"Reuters, ekonomistlerin raporları ışığında bölgedeki üretimin yüzde 50 düştüğü bir senaryo altında 2023 GSYİH büyümesinin yüzde 0.6 ile 2 puan düşebileceğini hesapladı ve bunun toparlanmasının altı ila 12 ay süreceğini belirtti."

"YENİDEN İNŞA KARARLARI HIZLICA ALINABİLİR"

Depremin vurduğu bölgede hem ihracatın hem de ithalatın düşmesi beklendiği için depremin Türkiye'nin dış ticaret dengesini etkilemesinin beklenmediğini kaydetti. Kabaklarlı, "TÜİK 2021 verilerine göre felaketin yaşandığı 10 ilin Türkiye GSYİH'ye olan katkısı 674 milyar 830 milyon TL ve bunun yüzde 50 sinin depremle silindiğini düşünürsek deprem sonrası gereken 350 milyar TL gibi bir yatırım rakamına ulaşmaktayız" dedi.

Özellikle üretimi tekstil ve tarım üzerinde yoğunlaşan deprem bölgesi 10 ilde ilan edilen OHAL kapsamında ekonomik yıkımı daha kolay sarmaya yönelik kararların hızlıca alınabileceğine dikkat çeken Kabaklarlı, "Bankalar nezdindeki borçlarının ertelenmesine ve kredi kartı taksit sürelerinin artırılmasına, vergisel yükümlülüklerin ve beyannamelerin ertelenmesi, DASK üzerinden deprem tazminatlarının ödenmesi gibi ekonomik kararlar geçici bir ekonomik rahatlama sağlayabilir. Ancak bunlar yaşanan felaketin yanında oldukça küçük ve her durumda yapılması gereken uygulamalar. OHAL ile beklenen daha çok yapı denetim ve konutların depreme dayanıklı yeniden inşası ile ilgili kararların alınması ve mevcut yıkımda hatası olan yetkililer ile ilgili yaptırımların yerine getirilmesidir" diye konuştu.

"EKONOMİK BÜYÜMEYİ 1 PUAN AŞAĞI ÇEKEBİLİR"

Depremden etkilenen 10 ilden oluşan bölgenin Türkiye'nin toplam GSYH'nın yüzde 10.1'ini gerçekleştirdiğini söyleyen Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Öz, şunları kaydetti:

"1999 Marmara depreminde milli gelire yaklaşık yüzde 6 maliyet, 15-20 milyar dolar arası yük getirdiği ifade edilmişti. Aynı paralelde bir hesap çıkarmaya çalıştığımızda 2023'te tahmin edilen GSMH 941 milyar dolar, yüzde 6'sı 56 milyar dolarlık bir deprem maliyetiyle 'tahmini' olarak karşılaşılabilir. Depremden etkilenen 10 ilden oluşan bölge Türkiye'nin toplam GSYH'nın Milli Gelirinin yüzde 10.1'ini gerçekleştiriyor. Anılan bölgedeki organize sanayi bölgelerinde üreten 539 bin 600 kişi çalışıyordu. Türkiye'nin ekonomik büyümesinin 1.15 puanını bu 10 il oluşturuyor. Depremden etkilenen bu 10 ilin ekonomisinin yaraların sarılması sürecinde durması, yavaşlaması neticesinde bir ayda yaklaşık 80-90 milyar TL'lik bir üretim kaybı meydana gelebilir. Fakat Marmara depremi kadar ekonomik etki beklenmiyor. Çünkü bu şehirlerde sadece evler işyerleri yollar çökmedi, insan ve ekonomi psikolojisi de etkilendi. Ama biz düştüğümüz zamanlar hızla birlikte kalkabiliyoruz. Hem ekonomik hem diğer açılardan. Anılan bölgedeki şehirlerde liman, havaalanı ve ihracatın da etkileneceği düşünüldüğünde bir süre ekonomilerde küçülme olabilir, yıllık ekonomik büyümeye yaklaşık 1 puan eksi yansıyabilir, normaldir."

Depremlerin ekonomiye özellikle üretimi etkileyecek şekilde ulaşım, enerji, iletişim, altyapı, sanayi vb. gibi doğrudan muhtemel etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öz, "Bir de altyapıya verdiği zararların tamiri ve yeniden yapımı söz konusu olacak. Zarar gören konutlar, okullar, hastaneler, barajlar, yollar, fabrikalar ve alt yapıların yeniden inşa edilmesi ekonomiye ilave bir maliyet yükleyeceği açık, halkın da biraz sabır göstermesiyle bunların yapılması gerekecek. Yapılacak ilave harcamalar kısmen de olsa makro göstergeleri etkileyebilir, özellikle bütçe/milli gelir oranını etkileyerek bütçe açığını artırabilir" diye konuştu.

İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 10.3

Türkiye genelinde 2022 yılı Aralık'ta bir önceki aya göre 62 bin kişi artarak 3 milyon 633 bin kişi, işsizlik oranı ise 0.1 puan artarak yüzde 10.3 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK'in hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı Aralık'ta bir önceki aya göre 18 bin kişi artarak 31 milyon 573 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48.5 oldu. İşgücü 2022 yılı Aralık'ta bir önceki aya göre 80 bin kişi artarak 35 milyon 206 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0.1 puanlık artış ile yüzde 54.1 olarak gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1 puanlık artış ile yüzde 18.9 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2022 yılı Aralık'ta bir önceki aya göre 0.6 puanlık artış ile yüzde 21.4 oldu.

EN ÇOK KÜLÇE ALTIN KAZANDIRDI

2023 yılı Ocak'ta en çok külçe altın kazandırdı. TÜİK verilerine göre Ocak'ta aylık en yüksek reel getiri yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 2.44, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 0.04 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti. Ocak'ta en çok kaybettiren BIST 100 endeksi, üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmelerde ise en çok kazandıran finansal yatırım aracı olarak dikkat çekti. Üç aylık ve altı aylık değerlendirmelerde dolar, yıllık değerlendirmelerde mevduat faizi (brüt) en çok kaybettiren finansal yatırım aracı oldu.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi 2023 Ocak'ta 49.5'e yükseldi. Böylece altı aydır süren yavaşlama Ocak'ta son derece ılımlı seyretti ve söz konusu dönemin en düşük oranında gerçekleşti. İhracat iklimindeki bozulmanın hız kesmesi, birçok ana ihracat pazarında gözlenen toparlanma belirtilerinin yansıması oldu. Endekste eşik değer olan 50'nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50'nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor. Endeks, Aralık'ta 48.5 düzeyindeydi.

TÜRKİYE NÜFUSU 85 MİLYONU AŞTI

TÜİK'in 2022 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre Türkiye nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi oldu. Türkiye'de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 599 bin 280 kişi artış gösterdi. Nüfusun yüzde 50.1'ini kadınlar, yüzde 49.9'unu erkekler oluşturdu. Kahramanmaraş merkezli iki depremin vurduğu 10 ilde yaşayan nüfus ise 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 0.48 oranında artışla 13 milyon 421 bin 699 kişiye ulaştı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, Türkiye'de ikamet eden yabancı nüfus 2021'e göre 31 bin 800 kişi artarak 1 milyon 823 bin 836 kişi oldu. Yıllık nüfus artış hızı 2021'de binde 12.7 iken, 2022'de binde 7.1 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye'de 2021'de yüzde 93.2 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2022'de yüzde 93.4 oldu. Belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 6.8'den yüzde 6.6'ya düştü.

İstanbul'un nüfusu, 2022'de yıllık 67 bin 51 kişi artarak 15 milyon 907 bin 951 kişi oldu. Türkiye nüfusunun yüzde 18.65'inin ikamet ettiği İstanbul'u, 5 milyon 782 bin 285 kişi ile Ankara, 4 milyon 462 bin 56 kişi ile İzmir, 3 milyon 194 bin 720 kişi ile Bursa ve 2 milyon 688 bin 4 kişi ile Antalya izledi.

"DEPREMİN MALİYETİ 10-15 MİLYAR DOLAR"

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü

1999 Marmara depreminin maliyetini Devlet Planlama Teşkilatı yaklaşık 20 milyar dolar hesaplarken, Dünya Bankası'nın tahmini 17 milyar dolar düzeyinde. Bugünkü depremin maliyetinin ise 10-15 milyar dolar arasında olacağını tahmin ediyorum. Bölgede imalat sanayi başta olmak üzere sanayinin tüm dallarında olumsuz bir etkilenme olacak. Sanayide yaşanacak daralma ihracatı da olumsuz etkileyecek. 10 il arasında depremden en fazla etkilenen Kahramanmaraş ve Hatay 2021 GSYH'den aldığı pay yüzde 2.3 iken, 10 ilin toplamı yüzde 10'a denk düşüyor. Depremin maliyetini 10-15 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin edilirse, bunun ekonomide yaratacağı kayıp en az beş-altı katına çıkabilir. Özellikle İskenderun gibi stratejik alanlar yaşanacak ekonomik kaybın şiddetini artıyor. Öte yandan bölgeden yetişmiş insan kaynağının da göç etme ihtimali yüksek. Özellikle Hatay ve Kahramanmaraş'ın yeniden kendine gelmesi, ekonomisi ve sosyal hayatıyla, turizm potansiyeliyle, sanayisiyle güçlenmesi üç-beş yıllık bir süreci alabilir. Üç aylık OHAL ilanının, krizin yönetilmesine fayda sağlamasını bekliyorum. Bölgenin ekonomik ve sosyal toparlanması bir kaç yılı alacak. Henüz hasarlı bina tespitleri yapılmadı, bu tespitler sonrasında yıkımın büyüklüğü hakkında daha net konuşabileceğiz. Önemli olan afet olduktan sonra değil, önleyici tedbirleri etkin ve kararlı bir şekilde hayata geçirmek. İmar planlarının bilim ışığında yapılması ve uygulanması, kolay bir şekilde değiştirilmemesi gerekiyor. Fay hatları olası bölgeleri yüzyıllardır aynı yerler. Bu alanlar yer değiştirmiyor. Ancak imar planlarımız sürekli güncelleniyor. Ayrıca denetim ve yaptırımlar yetersiz. Bugün, bu deprem eğer İstanbul'da olsaydı acaba yeni dediğimiz binalardan kaç tanesi sağlam kalırdı. Şehirleri bilimin, verinin ışığında ve tam koordinasyonla yönetmezsek daha birçok afete hazırlıksız yakalanırız.

"DEPREM BÖLGESİ VERGİ GELİRLERİNİN YÜZDE 7.5'İNİ OLUŞTURUYOR"

Prof. Dr. Ersan ÖZ / Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi

Depremden etkilenen 10 ilde toplam 13.4 milyon kişi yaşıyor ve bu sayı toplam Türkiye nüfusunun yüzde 15.7'si. İlk etapta bölgedeki ihtiyaçlara yönelik yapılan devletin AFAD aracılığıyla ve tüm Türkiye'den gönüllü akan yardımların yanında acil yardım ve destek faaliyetleri için 100 milyar liralık bir kaynak kurumlara tahsis edildiği açıklandı. İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı 'Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu' 2021 araştırmasına göre bu listede Gaziantep'ten 33, Kahramanmaraş'tan 16, Adana'dan 12 ve Hatay'dan 12 firma bulunuyor. TÜİK 2022 yılı verilerine göre Gaziantep 11.2 milyar dolarla en fazla ihracat yapan iller arasında altıncı sırada yer alıyor. Depremden etkilenen diğer illerden Hatay ve Adana sırasıyla 4.1 milyar ve 3.1 milyar dolarla en çok ihracat yapan iller arasında. Bunun yanında İskenderun ve Mersin limanları bölgeden mal sevkiyatı ve ithalatın merkezi konumunda. Deprem bölgesinde bulunan mükellefler için, mücbir sebep hali ilan edildi. Depremin etkisini bütçe açısından değerlendirdiğimizde 2022 yılında 2 trilyon 353.3 milyar TL olan toplam vergi gelirlerinin 176.4 milyar TL'sini depremden etkilenen 10 ilin ödediği görülüyor. Bu ise toplam vergi gelirlerinin yüzde 7.5'ini oluşturuyor. Üretim kaybı ne kadar olacak ve ekonomik faaliyetler ne kadar duracak/aksayacak henüz bilinmiyor. Elbette bütçeden ilave harcamalar yaparken bir de beklenen vergi geliri elde edilemeyince negatif etki olacağı aşikar ve normal. Fakat umudumuzun ümidimizin kırılmasına gerek yok, birden düşüp hızlıca kalktığımız ne badireler atlatıldı.

"350 MİLYAR TL'LİK YATIRIMA İHTİYAÇ VAR"

Doç. Dr. Esra KABAKLARLI / Selçuk Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi

Nüfusun yüzde 18'ini (en fazla Suriyeli mülteciyi) barındıran bölgede yaşanan felaketin, sanayi, dış ticaret, tarım, hizmetler sektörleri açısından büyük kayıplar yaşatması bekleniyor. Sanayi bölgelerinin durduğu ya da yüzde 25 kapasite ile çalıştığı ve limanların büyük hasar aldığı bölgede yanaşan felaket sonucunda gerçekleşecek zararın Türkiye GSYH'sının yaklaşık yüzde 2'si olabileceği tahmin ediliyor. Para piyasaları açısından değerlendirirsek; Türk lirası dolar karşısında yüzde 0.03 kayıp ile 18.83 olurken, BIST-100 endeksi yüzde 7.09 değer kaybetti. MSCI Türkiye ve ETF'ler sırasıyla yüzde 4.27 ve yüzde 2.4 düştü. 99 Marmara depremine paralel şekilde, Borsa İstanbul'un faaliyetlerine ara verilerek bu bölgedeki vatandaşların hisse değerlerinde daha fazla kayıp yaşanamamaları amaçlandı. Depremin Türkiye'de turizm sektörüne etkisinin sınırlı olacağı beklenirken o bölgedeki hizmet sektöründeki KOBİ'ler ve küçük esnaf için ciddi ekonomik yardımlar gerekiyor. Aile başına 10 bin TL deprem yardımının yapılacağının açıklandığı bölgede ilgili yardımlar ve deprem sonrası konut inşaatının bölge ekonomine çarpan etkisi yaratması ve toplam tüketin talebini artırması beklenebilir. Ancak üretimin yüzde 50'sinin silindiği düşünüldüğünde inşaat sektörü ve altyapı yatırımlarının yaratacağı çarpan etkisi uzun vadede ancak hissedilebilir. Deprem sonrası kesintinin boyutunu gösteren EPİAŞ verilerine göre Türkiye'de elektrik kullanımı 6 Şubat Pazartesi günü bir hafta öncesine göre yüzde 11 düştü. Kırsalda, ahırlar, depolarda yaşanan yıkımın tarım ve hayvancılık sektörüne de ciddi bir darbe yaratacağı bekleniyor. TÜİK 2021 verilerine göre felaketin yaşandığı 10 ilin Türkiye GSYH'ye katkısı 674 milyar 830 milyon TL ve bunun yüzde 50'sinin depremle silindiğini düşünürsek deprem sonrası gereken 350 milyar TL gibi bir yatırım rakamına ulaşmaktayız. Gerekli yatırımların finansmanı için; Borsada işlem gören Emlak Konut bölgede depreme dayanıklı konut inşaatı için yeni borçlanma araçlarını piyasaya sürebilir. 99 depreminden sonra kalıcı hale gelen iletişim ve yurtdışı çıkış harcı gibi kaynaklar bu alanda kullanılabilir.

"2023 YILI BÜYÜMESİNE 1 PUANDAN FAZLA OLUMSUZ ETKİSİ OLABİLİR"

Hikmet BAYDAR / 3. Göz Danışmanlık CEO'su

Depremin yoğun yaşandığı 10 ilde İSO 500 (ilk ve ikinci 500) listesine giren 152 kuruluş var. Önemli barajlar da bu bölgede. Toplam GSYH içerisinde 10 ilin payı yüzde 10 civarında. Dolayısıyla deprem yaraları sarılana kadar üretim aksamları olacaktır. GSYH katkısı yüzde 10'un üzerinde olduğundan üretimi en az yüzde 10 olumsuz etkiler. İster istemez 2023 yılı GSYH beklentileri aşağı yönde revize edilecektir. 2023 yılı büyümesine 1 puandan fazla olumsuz etkisi olabilir. Deprem bölgesindeki illerin ihracatı toplam ihracatın yüzde 10.9'unu gerçekleştiriyor. Bütçe gelirlerinin yüzde 6.8'i bölgeden, vergi gelirlerinin yüzde 7.5'i bölgeden.

TÜRKİYE HIZLI YAŞLANIYOR

Nüfus piramidindeki yapısal değişim devam etti. Türkiye nüfusunun ortanca yaşı 33.5'e yükseldi. Türkiye'de 2021'de 33.1 olan ortanca yaş, 2022'de 33.5'e yükseldi. Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007'de yüzde 66.5 iken 2022'de yüzde 68.1 oldu. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı yüzde 26.4'ten yüzde 22'ye gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise yüzde 7.1'den yüzde 9.9'a yükseldi.

Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk ve yaşlı birey sayısını gösteren toplam yaş bağımlılık oranı, 2021'de yüzde 47.4 iken 2022'de yüzde 46.8'e düştü. Nüfus yoğunluğu olarak tanımlanan "bir kilometrekareye düşen kişi sayısı", Türkiye genelinde 2021'e göre bir kişi artarak 111 kişiye yükseldi. İstanbul, kilometrekareye düşen 3 bin 62 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek olan ilimiz oldu. İstanbul'dan sonra 576 kişi ile Kocaeli ve 371 kişi ile İzmir nüfus yoğunluğu en yüksek olan iller oldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.