ONURCAN BAL Geçen hafta küresel çaptaki en önemli veri akışını, ABD'de açıklanan enflasyon rakamları oluşturdu. ABD'de aralık ayı TÜFE verisi aylık bazda yüzde 0.1 düştü. Aylık bazda kaydedilen bu düşüş, 2020 Mayıs'tan bu yana yani pandemiden itibaren yaşanan ilk aylık düşüş oldu. Yıllık TÜFE yüzde 7.1 seviyesinden yüzde 6.5 oranına düşüş kaydetti. 2022 Haziran ayında yıllık TÜFE'de yüzde 9.1 seviyesinde zirve görüldükten sonra temmuz, ağustos ve eylül aylarında yüzde 8'in üzerinde seyreden enflasyon rakamlarını takip ettik. Ancak ekim ayından itibaren ivme kazanan düşüşlerle ABD'de TÜFE 2022 yılını yüzde 6.5 seviyesinden tamamladı. Son aylarda gözlenen bu düşüş, FED'e ilişkin agresif sıkılaşma endişelerini yatıştıran en önemli etken oldu. ABD'de gıda ve enerjinin hariç tutulduğu ve çekirdek TÜFE olarak adlandırılan veri aralık ayında yüzde 0.3 artış kaydederken, yıllık bazda ise yüzde 6 seviyesinden yüzde 5.7 seviyesine gerileme gösterdi. Özetle, ABD'de perşembe günü açıklanan aralık ayı enflasyon rakamları piyasa beklentileri paralelinde gelirken, hem enflasyonda son aylarda gözlenen düşüş eğiliminin devam etmesi hem de hizmet enflasyonunun yavaşladığının görülmesi FED'in daha ılımlı faiz artışlarına gideceği yönünde oluşan beklentileri güçlendirdi. Jeopolitik gelişmelerle enerji ve emtia fiyatlarında sert bir yükseliş yaşanmazsa 2023 yılında başta ABD olmak üzere küresel çapta enflasyonun zirvelerinden geri çekildiği ve kademeli olarak normalleştiği bir yıl geçireceğimizi düşünüyoruz.
FED ÜYELERİNİN AÇIKLAMALARI ÖN PLANDAYDI
San Francisco FED Başkanı Mary Daly, FED'in 31 Ocak-1 Şubat tarihlerinde yapılacak FOMC toplantısında 50 baz puan veya 25 baz puan faiz artırmasının mümkün olduğunu söyledi. Daly, nihai seviyenin belirsiz olmasına ve enflasyonla ilgili gelen verilere bağlı olmasına rağmen, merkez bankasının faiz oranlarını duraklamadan önce yüzde 5'in üzerine yükseltmesini beklediğini ifade etti. Atlanta FED Başkanı Raphael Bostic, FED'in enflasyonu düşürme konusunda kararlı olduğunu ve ekonomideki talep fazlasını ortadan kaldırmak için faiz oranlarını yüzde 5-5.25 bandına çıkarmanın gerekeceğini belirtti. Faiz oranlarında yüzde 5'in üzerindeki seviyelere işaret eden açıklamalar, piyasalarda dalgalanmalara yol açtı. Bazı FED üyelerinden gelen açıklamalarda ise şubat ayı için 25 baz puan vurgusu ön plana çıktı. FED Boston Başkanı Susan Collins, 1 Şubat'taki FED toplantısında 25 baz puanlık artışı desteklediğini belirterek daha önce alınan sert artış kararlarının etkilerini gözlemlemek için zaman tanınması gerektiğini belirtti. Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artışları hakkında yaptığı değerlendirmede, "25 baz puanlık artışlar ileriye dönük olarak uygun olacak" dedi. Richmond FED Başkanı Thomas Barkin'de enflasyonun hız kesmeye başladığını ve faizleri geçen yıl olduğu kadar agresif bir şekilde yükseltmek zorunda olmadıklarını belirtti.
BEKLENTİLER RİSK İSTİHANI ŞEKİLLENDİRİYOR
ABD'de sıkı iş gücü piyasası, ücret artışlarının devam etmesi ve hizmet sektörünün gücünü koruması FED'in şahin duruşunu sürdürebileceğinin altındaki ana etkenlerdi. Ancak ücret artışlarındaki yavaşlama ve hizmet PMI verisindeki sert düşüş FED'in şahin duruşunu sürdürebileceğine dair endişeleri yatıştırdı. FED'in enflasyonu dizginlemede ilerleme kaydettiği umutlarının artış kaydetmesi ve faiz artışlarının daha ılımlı seyredeceği beklentileri geçen hafta içerisinde küresel risk iştahını ve piyasaları destekleyen gelişmeler oldu. ABD'de açıklanan enflasyon verisi sonrasında enflasyonda gözlenen yavaşlamayla FED'in faiz artış hızını yavaşlatacağına ilişkin iyimserliğin güç kazandığı görüldü. Enflasyon sonrasında piyasalardaki beklentilerde şubat ve mart ayı için 25 baz puanlık faiz artırımları fiyatlanırken, mart ayında faiz oranlarında değişim olmayabileceğine ilişkin beklentilerin de olduğu görüldü. Açıkcası bu tarafta oluşan iyimserliği bir miktar abartılı bulduğumuzu ifade etmekte fayda var. ABD'de enflasyonda zirvelerden gözlenen düşüş, ücret artışlarındaki yavaşlama ve hizmet sektöründe gözlenen zayıflama, FED'in agresif bir sıkılaşma sürecinden uzaklaşmasındaki en büyük faktörler. Ancak FED üyelerinden gelen açıklamalara baktığımızda enflasyonla mücadelede zafer ilan etmenin erken olduğu ve bir süre daha sıkılaşmanın devam etmesinin gerekliliği vurgulanıyor. Bu nedenle FED'in şubat ve mart aylarında 25 baz puanlık faiz artırımına gideceğini hatta mayıs ayı için de 25 baz puan faiz artırımının masada olduğunu düşünüyoruz. Mayıs ayı için net bir şey söylemek adına oldukça erken. Önümüzdeki süreçte enflasyon ve ekonomik veri akışları FED'in aksiyonları üzerinde belirleyici olacaktır. Biz mayıs ayındaki 25 baz puanlık faiz artırımıyla FED'in faiz artış döngüsünü tamamlayacağını değerlendirirken, piyasada mart sonu için fiyatlamalar güç kazanmış durumda. Gelişmelere bağlı olarak zaman zaman piyasalarda iyimserliğin öne çıktığı görülüyor. Önümüzdeki süreçte FED başta olmak üzere merkez bankalarına yönelik beklentiler ve ekonomik veri akışları risk iştahını ve fiyatlamaları şekillendirmeye devam edecektir. FED'e ilişkin iyimser beklentilerle risk iştahında ve küresel hisse piyasalarında geçen hafta bir toparlanma takip ettik. Ancak yılın ilk çeyreğinde merkez bankalarının devam eden faiz artışları, resesyon korkuları ve kış aylarında gözlenebilecek vaka artışları gibi gelişmelerle risk iştahının zaman zaman baskı altında kalabileceği görüşümüzü koruyoruz. Yeni yılın ikinci çeyreğinde merkez bankalarının faiz artış döngülerini sonlandırması ve resesyon endişelerinin sindirilmesiyle birlikte 2023 yılının ikinci çeyreğinden itibaren küresel risk iştahı ve riskli varlıklarda daha anlamlı bir toparlanma bekliyoruz.
TCMB'NİN YILIN İLK FAİZ KARARI TAKİP EDİLECEK
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısı 19 Ocak Perşembe günü gerçekleşecek. Hatırlanacak olursa TCMB, küresel büyümeye ilişkin risklerin arttığı ve ekonomik aktivitede ivme kaybının gözlendiği bir ortamda sanayi üretimi ve istihdamdaki ivmenin, arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliğinin korunması amacıyla ağustos ayında başlattığı faiz indirim döngüsünü kasım ayı toplantısında yaptığı 150 baz puanlık faiz indirimiyle tamamladığı açıklanmıştı. Bu yönlendirmeye paralel olarak aralık ayı toplantısında faiz oranlarında bir değişime gitmeyen TCMB'nin ocak ayı toplantısında da faiz oranlarında bir değişime gitmesini beklemiyoruz. Politika faizini yüzde 9 seviyesinde korumasını beklediğimiz TCMB'nin liralaşma stratejisine yönelik vurgusunun devam edeceğini değerlendiriyoruz. TCMB toplantısının piyasa üzerinde anlamlı bir etki yaratmasını beklemiyoruz.
BIST-100 Endeksi'nde yüksek volatilite etkili oluyor
Ekim ve kasım aylarında yüzde 25'lik değer kazanan ve aralık ayını da yüzde 10 civarında yükselişle tamamlayan endekste ekim ayından beri yaşanan güçlü yükselişlerin ardından olası düzeltmelere karşı dikkatli olunması gerektiğini son dönemdeki yazılarımızda ifade ediyorduk. Yeni yıla güçlü bir yükselişle başlayan ve tarihi zirvesini 5.704,83 seviyesine taşıyan BIST-100 Endeksi'nde ocak ayı içerisinde sert bir düzeltme süreci yaşadık. Geçen haftanın ilk yarısında yaşanan sert satışlar ve gün içinde kaydedilen yüksek volatilite öne çıktı. Haftanın ilk yarısında yaşanan sert satışlarla önceki yazımızda belirttiğimiz fibonacci düzeltme seviyelerinin yüzde 38.2'lık kısma denk gelen 4.690 bölgesinin test edildiği endekste haftanın ikinci yarısında dalgalı bir seyirle birlikte toparlanma çabaları gözlendi. Gün içi oynaklığın oldukça yüksek seyrettiği endekste volatilitenin bir süre daha yüksek kalabileceğini değerlendiriyoruz. Bu süreçte yüksek oynaklığa ve sert fiyatlamalara karşı dikkatli olunmalıdır. Endekste 4.871 seviyesi altında 4.773–4.690 ve 4.601 seviyeleri destek olarak takip edilecektir. Bu seviyelere doğru bir geri çekilmenin yaşanması ve bu seviyelerin destek olarak çalışması halinde endekste dip oluşumu için bir teyidin alınabileceğini değerlendiriyoruz. Toparlanma çabasında ise 50 günlük basit ortalama (5.015) ve fibonacci düzeltme seviyelerinin yüzde 23.6'lık kısma denk gelen 5.078 seviyeleri takip edilecektir. Bu seviyeler üzerinde tutunmanın sağlanması durumunda yükselişlerin güç kazandığı görülebilir. Bu durumda 5.187 – 5.258 – 5.330 ve 5.400 seviyeleri direnç olarak takip edilebilir.