ONURCAN BAL Geçen hafta içerisinde küresel çapta açıklanan ekonomik verilerde zayıflama emareleri takip edildi. Tedbirlerin gevşemesiyle birlikte vaka sayılarının ciddi ölçüde artış kaydettiği Çin ekonomisinde açıklanan aralık ayı imalat ve hizmet PMI rakamlarında düşüş görüldü. Çin'de imalat PMI 49,0 ve hizmet PMI 48,0 olarak açıklanırken, PMI rakamları eşik değer olan 50,0 seviyesinin altında kaldı. 2022 yılında sıfır Kovid politikasına bağlı olarak uygulanan sıkı tedbirler nedeniyle yavaşlamanın görüldüğü Çin ekonomisinde son aylarda tedbirlerde gevşeme adımları atılsa da artan vaka sayıları ekonomik görünüm üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Euro Bölgesi'nde aralık ayı imalat PMI rakamı 47,8 ve hizmet PMI rakamı da 49,8 olarak açıklandı. Kasım ayı verilerine kıyasla PMI rakamlarında toparlanma gözlense de bileşik PMI 49,3 ile eşik değerin altında kalmaya devam etti. ABD'de açıklanan ISM imalat PMI rakamı da aralıkta bir önceki aya göre 0,6 puan azalışla 48,4'e inerek art arda ikinci ay imalat sektöründe daralma yaşandığını gösterdi. Toparlayacak olursak, ekonomiler açısından öncü gösterge olarak takip edilen PMI rakamları dünyanın en büyük ekonomilerinde eşik değerin altında yer alırken, küresel çapta resesyon korkuları varlığını sürdürüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, geçen haftaki açıklamasında dünya ekonomisinin büyük kısmı için 2023'ün zor bir yıl olacağı uyarısında bulundu. 2023 yılında küresel ekonomilerde zayıflamanın devam etmesi ve ekonomilerde ılımlı resesyonların yaşanabileceğini değerlendiriyoruz. Bu hususta açıklanacak ekonomik veriler ve ekonomilerdeki zayıflama risk iştahı üzerinde zaman zaman baskı oluşturabilir. Aynı zamanda büyümenin yavaşlaması ve sıkılaşan likidite koşulları finansman ihtiyacı yüksek şirketler ve ülkeler için zorlu bir sürece işaret etmekte olup, 2023 yılında küresel çapta işten çıkarmaların artış kaydetmesini bekliyoruz. Yılın ilk çeyreğinde merkez bankalarının devam eden faiz artışları, resesyon korkuları ve kış aylarında gözlenebilecek vaka artışları gibi gelişmelerle risk iştahının baskı altında kalabileceği düşünüyoruz. Yeni yılın ikinci çeyreğinde merkez bankalarının faiz artış döngülerini sonlandırması ve resesyon endişelerinin sindirilmesiyle birlikte 2023 yılının ikinci yarısında küresel risk iştahı ve riskli varlıklarda daha anlamlı bir toparlanma bekliyoruz.
YILIN İLK YARISINDAKİ KARARLARI KRİTİK OLACAK
Geçen hafta açıklanan FOMC tutanaklarında, finansal koşulların gereksiz gevşemesinin fiyat istikrarını sağlama çabalarına zarar vereceği konusundaki uyarılar öne çıktı. Aralık ayında 50 baz puan ile faiz artış hızını düşüren FED, buna karşın şahin duruşunu açıklanan tutanaklardaki ifadelerle güçlendirdi. FED üyeleri, aralık ayı toplantı tutanaklarında enflasyonu düşürme kararlılığının altını çizerken yatırımcıları, faizlerin bir süre sıkı tutulacağını hafife almamaları yönünde uyardı. Perşembe günü açıklanan ADP özel sektör istihdamı aralık ayında 150 bin olan piyasa beklentisinin üzerinde 235 bin kişi arttı. ABD'de güçlü görünümünü koruyan işgücü piyasası ve ücret artışları FED'in sıkı duruşunu sürdürmesi konusundaki düşünceleri pekiştiriyor. ABD'de son aylarda açıklanan enflasyon rakamlarında zirvelerden geri çekilmeler gözlense de sıkı seyreden işgücü koşulları, ücret artışları ve halen daha orta vadeli hedefin oldukça üzerinde seyreden enflasyon rakamları FED'in bir süre daha faiz artışlarını sürdürmesini gerekli kılıyor. Güçlü gelen istihdam verisi sonrasında Kansas City FED Başkanı Esther George, faiz beklentisini yüzde 5'e yükselttiğini ve faizlerin enflasyonda istikrarlı bir düşüş görene dek bu seviyelerde kalması gerektiğini söyledi. Minneapolis FED Başkanı Neel Kashkari daha şahin bir tavır ortaya koyarak faizin yüzde 5.4'e yükselmesi gerektiğini, enflasyon düşmezse daha yüksek seviyelere çıkabileceğini ifade etti. FED'in aralık ayı toplantısında yayınlanan noktasal grafiğe göre FED üyeleri nihai faiz oranını yüzde 5.10 seviyesinde öngörürken, FED'in şubat, mart ve mayıs aylarındaki toplantılarında 25 baz puanlık faiz artırımına gitmesi bekleniyor. Piyasalar şubat ayı için 25 baz puanlık faiz artırımına kesin gözüyle bakmasına karşın 50 baz puanlık bir faiz artırım ihtimalinin de masada kalmaya devam ettiğini ve toplantıya kadarlık olan bölümde açıklanacak ekonomik verilerin bu konuda belirleyici olacağını düşünüyoruz. Avrupa Merkez Bankası'nın aralık ayı toplantısında ileriye yönelik enflasyonla mücadele vurgusu ve faiz artırımlarının devam edeceğine yönelik güçlü mesajları öne çıkarken, ECB'nin şubat ve mart aylarında 50 baz puan ve mayıs ayında 25 baz puan faiz artırımına gitmesi öngörülüyor. ECB Başkanı Christine Lagarde, geçen haftaki konuşmasında Euro Bölgesi'nde ücretlerin halihazırda düşündüklerinden daha hızlı şekilde artmakta olduğunu ve bu durumun yüksek olan enflasyona daha fazla katkı yapmasını engellemesi gerektiğini söyledi. Özetle FED başta olmak üzere küresel çapta merkez bankalarının yılın ilk yarısında daha küçük adımlarla da olsa sıkılaşma adımlarının devam edeceğini ve yılın ikinci yarısına girerken faiz artırım döngülerinin sona ereceğini düşünüyoruz. Merkez bankaları, faiz artırım döngülerini sonlandırdıktan sonra enflasyon cephesindeki gelişmeleri izlemeye geçecektir.
YURTİÇİNDE YILLIK ENFLASYONDA BAZ ETKİSİYLE DÜŞÜŞ YAŞANDI
Geçen hafta salı günü yurtiçinde aralık ayı enflasyon rakamları açıklandı. Aralık ayında TÜFE rakamı aylık bazda yüzde 1.18 artış kaydetti ve piyasadaki yüzde 2.6'lık medyan beklentinin altında kaldı. Yıllık TÜFE rakamı baz etkilerinin de devreye girmesiyle (2021 Aralık ayında TÜFE enflasyonu yüzde 13.6 olmuştu) yüzde 84.4'ten yüzde 64.3'e geriledi. TL'de son dönemdeki stabilizasyonun ve de enerji fiyatlarındaki yumuşamanın yurtiçi ÜFE enflasyonuna yansımalarıyla aylık yüzde 0.24'lük bir düşüş yaşandı. Yıllık bazda ÜFE rakamı yüzde 136'dan yüzde 97.7 seviyesine geriledi. Geçen yıl TL'deki sert değer kaybının ardından, TÜFE enflasyonu ocak - nisan arası dönemde yüzde 31.7'ye (aylık ortalama yüzde 7.1) ulaşmıştı. Dolayısıyla özellikle çeşitli hizmet sektörlerinde önemli fiyat ayarlamaları devam edecek olsa da geçen yılki enflasyon gerçekleşmelerinin seriden çıkmasıyla yıllık enflasyondaki hızlı düşüş süreci devam edebilir. Önümüzdeki aylarda TL'de sınırlı sayılabilecek bir değer kaybı varsayımıyla, yıllık TÜFE enflasyonunun ilk çeyrek sonunda yüzde 50 veya bir miktar altı, ikinci çeyrekte de yüzde 40-45 civarlarına gerileyebileceğini öngörüyoruz. Mevcut durumda, sene sonu TÜFE enflasyonu beklentimiz ise yüzde 40 seviyesinde bulunuyor. Ancak bu tahminin Dolar/TL kurunun seyrine göre bir dizi revizyona uğrayabileceğini de (aşağı veya yukarı yönlü) eklemek lazım.
Borsa İstanbul'da yeni yıla hareketli başladık
Yeni yıla güçlü bir yükselişle başlayan ve tarihi zirvesini 5.704,83 seviyesine taşıyan BIST-100 Endeksi'nde yılın ilk haftasında düzeltme eğilimi öne çıktı. Çarşamba günü etkili olan satışlarla endeksin eylül sonundan beri etkili olan yükseliş trendini kırdığı takip edildi. Geçen hafta özellikle perşembe günü sert satışlara konu olan ve endekse dayalı devre kesicinin çalıştığı BIST-100 Endeksi'nde teknik görünüm zayıflama kaydetti. Ekim ve kasım aylarında yüzde 25'lik değer kazanan ve aralık ayını da yüzde 10 civarında yükselişle tamamlayan endekste ekim ayından beri yaşanan güçlü yükselişlerin ardından olası düzeltmelere karşı dikkatli olunması gerektiğini son dönemdeki yazılarımızda ifade ediyorduk. Geçen hafta yaşanan sert satışlar ve artış kaydeden volatilite nedeniyle temkinli hareket edilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Endekste önümüzdeki hafta da sert ve volatil fiyatlama eğiliminin devam edebileceğini değerlendiriyoruz. Endekste aralık ortasında yaşanan düzeltmede test edilen 5.041 seviyesi ve devamında 5.000 puan altındaki kapanışlarda ekim ayından itibaren yaşanan yükselişlere çekilen fibonacci düzeltme seviyelerinin yüzde 38.2'lik kısmına denk gelen 4.690 seviyesine kadar bir düzeltmenin önü açılacaktır. Bu seviye destek olarak çalışmazsa bu durumda 4.550 ve fibo trend dönüş çizgisinin bulunduğu 4.376 seviyesi destek olarak takip edilebilir. Endekste kısa vadede 4.258-5.330 seviyeleri üzerinde bir tutunma sağlanırsa bu durumda 5.400-5.450 aralığı ile devamında 5.550-5.600 ve tarihi zirvenin bulunduğu 5.704,83 seviyesi direnç noktaları olarak takip edilebilir.