Küresel risk iştahı son haftalarda zayıf

Piyasalar iyimser bir yaklaşımla 2023’ün ikinci yarısında FED’in faiz indirimlerine başlayabileceğini değerlendirirken, küresel hisse piyasalarında ekim ortalarından aralık ayına kadar güçlü yükselişler yaşanmıştı. Ancak FED Başkanı Powell’ın aralık toplantısından sonra yaptığı konuşmada 2023’te faiz indirimlerinin olmayacağına dair mesajları ve faiz artırımlarının süreceğine dair mesajları risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskı oluşturdu.
28.12.2022 17:01 GÜNCELLEME : 29.12.2022 00:01

ONURCAN BAL FED, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) önceki hafta gerçekleşen aralık ayı toplantılarında 50 baz puan faiz artırımına giderken, FED Başkanı Powell ve ECB Başkanı Lagarde'ın şahin tondaki açıklamaları öne çıktı. Hatırlanacak olursa, ABD'de ekim ve kasım ayı enflasyon rakamlarında zirvelerden gerilemenin başlamasıyla FED'e ilişkin agresif sıkılaşma endişeleri yatışmış ve piyasalarda iyimserlik öne çıkmıştı. Piyasalar iyimser bir yaklaşımla 2023 yılının ikinci yarısında FED'in faiz indirimlerine başlayabileceğini değerlendirirken, küresel hisse piyasalarında ekim ortalarından aralık ayına kadar güçlü yükselişler yaşanmıştı. Ancak FED Başkanı Powell'ın aralık toplantısının ardından yaptığı konuşmada 2023 yılında faiz indirimlerinin olmayacağına dair mesajları ve faiz artırımlarının devam edeceğine dair mesajları risk iştahı ve piyasalar üzerinde baskı oluşturdu. Geçen hafta içerisinde Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz oranlarında bir değişime gitmezken, 10 yıl vadeli Japon devlet tahvili için getiri bandını 25 baz puandan 50 baz puana yükseltti. Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, getiri bandında daha fazla bir genişlemeye gerek olmadığını, bu hamlenin bir faiz artışı anlamına gelmediğini söyledi. BoJ'un sürpriz hamlesi geçen hafta içerisinde ilk fiyatlamalarda piyasalar üzerinde baskı oluşturdu. FED üyelerinden son günlerde gelen açıklamalardaki şahin ton da dikkat çekiyor. New York FED Başkanı John Williams, sıkı istihdam piyasası ve diğer bazı faktörlerin fiyat baskılarını artıracağı uyarısı yaparak bir süre daha faiz artırmak gerekeceğini söyledi. Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, enflasyonu kontrol altına almak için daha gidecek yolları olduğunu ve ulaşılacak tavan faiz seviyesinin meslektaşlarının öngördüğünden biraz daha yukarıda olduğunu belirtti. ABD'de perşembe günü 2022/3Ç büyüme rakamının son okumasında yüzde 2.9'dan yüzde 3.2'ye revize edilmesi ve haftalık işsizlik başvurularının tarihi düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmesi, FED'in şahin duruşunu sürdüreceği ve 2023 yılında faiz indirimlerinin gündeme gelmeyeceğine dair beklentileri güçlendirdi. Bu beklentilerin pekişmesi, risk iştahı üzerinde baskının devam etmesine yol açtı. Toparlayacak olursak, ekim ve kasım ayındaki toparlanmanın ardından merkez bankalarının devam eden faiz artırımları ve resesyon endişeleri gibi gündemdeki ana risk başlıklarına bağlı olarak küresel hisse piyasalarında aralık ayında satıcılı bir fiyatlama öne çıktı.

RESESYON ENDİŞELERİ VE MERKEZ BANKALARININ KARARLARI

Aralık ayının son haftasında yurtdışı piyasalarda Noel tatilleri başlayacak olup, küresel çapta likiditenin önceki haftalara nazaran daha zayıf seyrettiği görülebilir. 2023 yılının özellikle ilk yarısında merkez bankalarının sıkılaşma adımlarını ve küresel ekonomilerdeki zayıflamayı yakından takip edeceğiz. FED'in aralık ayında yayınlanan projeksiyonlarda nihai faiz oranı yüzde 5.1 olarak öngörülürken, FED'in 2023 yılında şubat, mart ve mayıs aylarında 25 baz puan faiz artırımına gidebileceğini ve federel fonlama oranını yüzde 5-5.25 seviyesine getirerek sıkılaşma sürecini sonlandıracağını değerlendiriyoruz. ECB Başkanı Lagarde, aralık toplantısı sonrasındaki açıklamalarda enflasyonun çok yüksek olduğunu ve daha fazla faiz artırmayı düşündüklerini belirtti. Bir süre daha 50 baz puanlık faiz artışı beklenebileceğini söyleyen Lagarde, enflasyonla mücadelede faiz oranının birinci araçları olduğunu ifade etti. Özetle 2023 yılının ilk yarısında küresel çapta merkez bankalarını daha küçük adımlarla da olsa sıkılaşma süreçlerine devam edeceklerini ve yılın ikinci yarısında ise beklemeye geçeceklerini düşünüyoruz. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak enerji ve emtia fiyatlarında sert bir yükseliş yaşanmazsa küresel çapta enflasyonda zirvelerin görüldüğünü ve 2023 yılında zirvelerden geri çekilmelerin yaşandığı bir süreci takip edeceğimizi düşünüyoruz. 2023 yılının ana temaları içerisinde enflasyonda zirvelerden geri çekilmeyle birlikte küresel ekonomilerde beklenen yavaşlama ve resesyonist süreç de yakından izlenecektir. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama eğilimi, 2023 yılında da ana risk başlığı olarak gündemde kalacaktır. Önümüzdeki süreçte de enflasyon başta olmak üzere ekonomik veri akışları, merkez bankalarının kararları, resesyon endişeleri ve jeopolitik gelişmeler risk iştahı ve fiyatlamalar üzerinde belirleyici olacaktır. 2023 yılının ilk çeyreğinde resesyon endişeleri ve merkez bankalarının devam eden sıkılaşma adımlarına bağlı olarak riskli varlıklarda dalgalı ve satıcılı bir fiyatlamanın yaşanabileceği kanısındayız. 2022 yılı genelinde küresel hisse piyasalarında kayıplar yaşansa da daha önceki resesyon dönemleri ile kıyaslandığında hisse piyasalarında hala daha aşağı yönlü bir alanın olduğu görülüyor. Bu nedenle yeni yılın ilk çeyreğinde zayıf bir görünüme hazırlıklı olunması, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini sonlandırmaları ve resesyon endişelerinin sindirilmesiyle birlikte yılın ikinci çeyreğinden itibaren küresel risk iştahı ve hisse piyasalarında daha anlamlı toparlanmaların yaşanabileceğini düşünüyoruz.

TCMB FAİZ ORANLARINI DEĞİŞTİRMEDİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), küresel büyümeye ilişkin risklerin arttığı ve ekonomik aktivitede ivme kaybının gözlendiği bir ortamda, sanayi üretimi ve istihdamdaki ivmenin arz ve yatırım kapasitesindeki yapısal kazanımların sürekliliğinin korunması amacıyla ağustos ayında başlattığı faiz indirim döngüsünü kasım ayı toplantısında yaptığı 150 baz puanlık faiz indirimiyle tamamladığı açıklanmıştı. TCMB'nin yönlendirmesinin de etkisiyle aralık ayı toplantısında faiz oranlarında bir değişim beklenmiyordu. TCMB, perşembe günkü toplantısında piyasadaki beklentilerle uyumlu olarak faiz oranlarında bir değişime gitmedi ve politika faizini yüzde 9 olarak korudu. TCMB mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskler dikkate alınarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirdi. TCMB, enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışlarının gecikmeli ve dolaylı etkileri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şokları etkili olduğunu belirttikten sonra, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın güçlendirilmesi için atılan ve kararlılıkla uygulanan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesiyle dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngördüğünü belirtmeye devam ediyor. TCMB geçmiş aylardaki açıklamalarına da paralel olarak parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçların kararlılıkla kullanmaya devam edeceğini belirtirken, bu ay ek olarak fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setinin liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirileceğini söylüyor. Buna göre, önümüzdeki günlerde TCMB fonlamasının swap kanalı yerine açık piyasa işlemleri (APİ) kanalına kaydırılmasını sağlamak üzere, döviz yükümlülük tutmayı cezalandırıcı ek adımların açıklandığını görebiliriz. Buna ek olarak, son dönemde TL mevduat faizlerindeki yükseliş nedeniyle politika faizi ile olan ayrışmayı gidermek üzere adımların atılması da beklenebilir. TCMB ilgili adımları, 2023 Yılı Para ve Kur Politikası metninde açıklayacağını belirtiyor.

BIST-100 Endeksi'nde dalgalı seyir etkisini sürdürüyor

Geçen haftaya da yükselişle başlayan BIST-100 Endeksi'nde hafta içerisindeki fiyatlamalarda dalgalı bir görünüm öne çıktı. Bankacılık endeksinde yaşanan sert fiyatlamalar da dikkat çeken bir gelişme oldu. Cuma gününe satıcılı bir açılışla başlayan ve dalgalı seyrin etkisini sürdürdüğü BIST-100 Endeksi'nde eylül sonundan itibaren etkili olan yükseliş trendini takip etmeye devam ediyoruz. Yeni haftada pazartesi günü 5.394 seviyesinden geçecek olan yükseliş trendi üzerinde kalındığı sürece yaşanabilecek yükselişlerde tarihi zirvenin bulunduğu 5.515,67 seviyesi ilk önemli direnç noktasıdır. Zirvenin aşılması halinde yükselişlerin devam edebileceği endekste 5.550 – 5.600 aralığı ilk direnç bölgesi olup, devamında 5.650 – 5.700 ve yükseliş kanalının üst bandına denk gelen 5.800 seviyesi takip edilecektir. Yükseliş trendinin (5.394) altında kapanışların yaşanması durumuna ise satışların hız kazanabileceğini göz önünde bulundurulmalıdır. Trend altındaki fiyatlamalarda 5.302 – 5.250 – 5.155 ve 5.041 seviyeleri gündeme gelebilir. Önceki hafta yaşanan sert satışlarla test edilen 5.041 seviyesi kırılacak olursa çok daha sert satışlar yaşanabilir.
BİZE ULAŞIN