MUSA SAVAŞ 2009 yılında Bitcoin ile dünyanın gündemine giren kripto para kavramı, aradan geçen 13 yıla rağmen hâlâ tam olarak varoluş amacını bulmuş değil. Çünkü sahip olduğu merkeziyetsizlik, ulus devletler için ciddi bir tehdit. Fakat kripto paranın yolculuğu, insan ömrü için değilse bile insanlığın dünyadaki ömrü baz alındığında çok çok kısa bir süre sonra bir yerlere ulaşmış olacak. Fakat ulaştığı yer hedeflediği yer mi yoksa gücün ona tanımladığı yer mi olacak, o zamanlarda yaşayanlar görecek.
Ulus devletler için neden ciddi bir tehdit? İnsanlık tarihine baktığımızda her devletin en önemli alamet'i farikası parasıydı. Şöyle ki; her tahta geçen liderin (kral, sultan, padişah, vb…) ilk işi, kendi adına para bastırmaktı. Bu paralarda ya isimleri ya da resimleri yer alırdı. Yani bir nevi haber ve iletişim aracıydı. Herkes mevcut liderin kim olduğunu paralardan takip edebiliyordu. Dolayısıyla para hem devletin hem de otoritenin sembolüydü.
Hayatımıza Bitcoin ile giren kripto paralar neyin sembolü, derseniz bu sorunun birçok cevabı var. Fakat genel kabul gören komplo teorisyenlerinin söyledikleri. Bu teorisyenlere göre, kripto paralar sermayedarların ulus devletlerle olan savaşındaki ikinci cepheydi. Bu arada belirtelim. Birinci cephe merkeziyetsiz veri idi ve bu cephede sermayedarların ciddi bir üstünlüğü vardı. Fakat son birkaç yıldır ulus devletler "Kişisel Verileri Koruma" başlığı ile başlattıkları düzenlemelerle bu cephede yeniden toparlanmaya başladı. Tüm bunlardan hareketle kripto paralara, sermayedarların tüm dünyanın tek bir devlet olması, ütopik hedeflerinin en önemli sembolü diyebiliriz.
DİJİTAL PARAYA EVRİLDİ
Kripto paraların hayatımıza girmesinden kısa bir süre sonra elektronik para, sanal para ve ondan bir süre sonra da dijital para kavramları hayatımıza girdi. Gerçi 2012 yılında Avrupa Merkez Bankası, 2013 yılında da Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı sanal para tanımlarını yaparak duyurdular. İşte o sanal para, günümüzde dijital paraya evrildi. Sadece bunlar hayatımıza girmedi. Kripto paralarla birlikte kripto para borsaları hayatımıza girdi. Örneğin; yerlilerden BTCTurk, Paribu, Bitexen, Bitay, Bitci, Bitlo, Icrypex, BitTurk, vb. yabancılardan Binance, Huobi, Gate.io, Coinbase, Crypto.com, KuCoin, vb. sayabiliriz. Daha birçok kripto para borsası var ve çok hızlı çoğalıyorlar. Neden mi? Çünkü bir şirket kurup iyi bir internet sitesi ve mobil uygulama yapmak yeterli. Mevcut kripto para borsaları bu cevabıma kızacak, ama maalesef şu anki gerçek bu.
Elektronik parayı şöyle tanımlayabiliriz: Fiziksel para veya varlıkların kaydi değerlerinin dijital ortamda işlemleri gerçekleştirmek için kullanılmasının parasal değeridir. Yani kullandığımız banka kartları ve her türlü internet işlemi, bir nevi elektronik para kullanımıdır. Bu tanımı yapıp örnekleri verdiğimize göre, elektronik para faslını kapatabiliriz.
Şimdi asıl büyük mücadelenin yaşandığı konuya dönelim… Bir tarafta kripto para diğer tarafta dijital para. Bunlar arasındaki farklar nelerdir ve neden mücadele ediyorlar? Bu mücadelenin en temel sebebi şudur: Merkez bankaları, para arzı ve ödeme sistemleri üzerindeki kontrollerini kaybetmekten korkuyor.
MERKEZ BANKALARI BÜYÜK ÇABA SARF EDİYOR
Kripto para merkeziyetsiz dijital para ise devletlerin merkez bankaları tarafından çıkarılacaklar. Çıkarılacaklar, diyoruz çünkü Karayipler ve Bahamalar'dan Çin ve İngiltere Merkez Bankası'na dünyadaki büyük küçük neredeyse tüm merkez bankaları, geleneksel para birimlerini ciddi olarak tehdit eden kripto paralarla mücadele edebilmek ve daha kolay ödeme sistemleri geliştirmek için dijital para konusunda büyük bir çaba sarf ediyor.
Kripto paraların dünya genelinde çok hızlı bir şekilde yaygınlaşmasından endişe duyan merkez bankaları, bir yandan dijital para birimleriyle ilgili araştırmalarını sürdürürken bir yandan da denemeler yapıyor.
Peki, bu mücadele nereye gidiyor? (*)
(*) Yazarımızın bu konudaki yazısı devam edecek.