Parite kaosu -2-

Euro/dolar paritesindeki etki hem ekonomide hem de ihracatta ‘kaos’ yarattı. Türkiye’nin 2021 ihracatını 3 milyar dolar yukarı çeken paritenin bu yıl 1’in altına inmesiyle yedi aylık negatif etkisi 7 milyar dolar oldu. İhracatçı reel sektör gerekli adımların atılmasını istiyor. (İkinci Bölüm)
01.09.2022 16:58 GÜNCELLEME : 02.09.2022 00:01

PARA FİNANS/ BARIŞ ERGİN Pandemi, tedarik zincirindeki kırılma ve üzerine enflasyon ile durgunluk gelince finansal dengeler de iyiden iyiye şaştı. Resesyonun yansımaya başladığı dünyada, dolar ve euro arasındaki parite değişimi de etkisini gösteriyor. Doların değer kazanması ile pariteden dolayı ilk yedi ayda hazır giyim sektörü 800 milyon dolar, otomotivde 1.5 milyar dolar ve Türkiye toplam ihracatı ise 7 milyar dolarlık bir kayba uğradı. Hem dış ticaret dengesini hem de cari açığı etkileyen bu trend karşısında çözüm önerileri çok. Atılması gereken adımlar da oldukça fazla. (İkinci Bölüm)

"TAMPON KORUMA TABAKASI ORTADAN KALKTI"

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, ABD'de, FED'in uyguladığı sıkı para politikası nedeniyle doların kıymetli para durumunda olduğunu ve euro'nun dolara göre daha da gevşediğini ifade ediyor. Paritedeki son durumun koruma tabakasını ortadan kaldırdığını ve ciddi anlamda olumsuz etkileneceğimiz konusunda kaygılarını dile getiren İHBİR Başkanı Taycı, açıklamalarını şöyle sürdürüyor:

"Türkiye ile AB ilişkisi bazında düşünürsek dolar/euro paritesi aralarında yüzde 13-15 gibi bir makas vardı. Bu bizim rekabet edebilmek için, karlılığımızı korumak için tampon bir yüzdemizdi. Kullandığımız ithal ham maddelerimizin yüzde 90'ının üzerinde dolar bazında tedarik ediyoruz. Diğer girdiler TL bazında, satışlarımız euro bazında olduğunda yüzde 13-15'lik üreticinin bir marjı yani ihracatçıyı koruyan bir yağ tabakası vardı. Dolar/euro paritesindeki bu durum koruma tabakasını ortadan kaldırdı. Ciddi manada olumsuz etkileneceğimiz anlamına gelir."

"ORTA VE UZUN VADEDE 1.15-1.20 SEVİYELERİNE GELİR"

İDDMİB Denetim Kurulu Üyesi ve ARMATÜR Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan, dolarla ürün alıp, euro ile sattıklarını, bu anlamda aradaki yüzde 15-20 farkın kendilerine direkt ya kar düşüşü, ya da zarar olarak yansıdığını belirtiyor. Turhan, bu kadar üst üste gelen olumsuzluğun ardından ekonomik sorunlar, enflasyon, emtia fiyatlarındaki düşüş, dünyadaki piyasaların daralması gibi birçok sorunun yanında paritenin de bu sorunlara eklendiğini anlatıyor:

"Parite, 1 eşiğini aşıp biraz daha aşağı inebilir ama sonrasında orta ve uzun vadede 1.15-1.20 seviyelerine gelir diye düşünüyorum. Özellikle savaşın belli bir noktaya gelmesiyle beraber tekrar eski noktaya geleceğini öngörüyorum. Asıl sorun, pandemiden sonra işlerin açılıp bir anda tekrar kapanması. Bunun üzerine karlılığı da etkileyen en önemli konulardan biri euro/dolar paritesi oldu. Türk sanayicisini zorlu bir dönem bekliyor. Piyasalardaki daralma kapasite kullanım oranlarımızı düşürüp karlılığımızı da etkileyecek."

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayici ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger ise sektör olarak yüzde 55 euro ile ticaret yaptıklarını ve hammadde emtialarını ise dolar bazında aldıklarını, aradaki makasın sektörü finansal yönde olumsuz etkileyeceğini söylüyor. Yüzde 5'lik pariteye alışıldığını, uzak pazarlara daha fazla odaklanması gerekildiğini belirten EVSİD Başkanı Özger, gelişmelerin sektöre etkilerinin yaşanıp görüleceğini, Euro Bölgeleri'nde fiyatların biraz daha artacağını ve satışa olumsuz etki edeceğini düşünüyor.

"PARİTE ETKİSİ SİGORTALANABİLİR"

Serhan SALMAN / DenizBank Baş Ekonomisti

Doların güçlü seyrinin devam etmesi normal karşılanmalı. Avrupa Merkez Bankası mevcut tutumunu devam ettirdiğine göre paritenin dolar lehine daha da aşağıya gelmesi de muhtemel. Türkiye açısından değerlendirdiğimizde, Avrupa ana ihracat merkezimiz. Dolayısıyla Euro ile satışlarımız ama karşısında Dolar üzerinden maliyetlerimiz var. Olumsuz etki kaçınılmaz. Son 12 ayda ihracatımızın yüzde 45'ini (112 milyar dolar) euro ile yapmışız, ithalatımızın ise yüzde 69'u (224 milyar dolar) dolar üzerinden. Alternatif pazarlara ulaşmak bir çözüm. Ayrıca ihracatçının dolar maliyetlerini euro fiyatlarına yansıtma imkanı olursa etki azalacaktır. Ancak tedarik zincirine dahil üreticilerde kontratlar uzun süreli yapıldığı için bunu kısa dönemde yansıtmak oldukça zor. Avrupa'da beklenen resesyon etkilerini de dikkate aldığımızda; kısa dönemde parite etkisinin sigortalanması, türev piyasasında fiyatların sabitlenebileceği enstrümanların kullanılması, bir miktar maliyetleri artırmakla beraber riskin azaltılmasına yardımcı olacaktır.

"AŞAĞI YÖNLÜ HAREKET DEVAM EDER"

Enver ERKAN / Tera Yatırım Başekonomisti

Küresel ekonomik yavaşlamanın artan işaretlerinin güvenli liman dolara olan talebi artırmasıyla Euro, ABD doları karşısında paritenin altına düştü. ECB getiri makasını korumak için kriz alımları yaparsa faiz artırımlarının bir etkisi olmaz. 1.00, ara sıra test edilmesine rağmen şimdi dirençte olacak. Aşağı yönlü hareketin devam etmesini bekliyorum. Adım adım bahsettiğiniz yerlere doğru gidecektir. Türkiye'nin net ihracat sayılarını olumsuz etkiler. Türkiye'nin ekonomik yapısı gereği ihracat gelirimiz Euro ve ithalat sonucu masrafımız dolar. Dolayısıyla paritedeki durum gelirimizin değerini azaltıp masraflarımızın değerini arttırarak bizi olumsuz etkiler. İhracat gelirimizin değerinin azalması net ihracatımızı olumsuz etkiler ve borçlanmayı arttırır. Cari açık finansmanının zorlaşması, yatırım ve portföy girişlerinin az olduğu bir ortamda daha fazla rezerv kullanılmasına neden olur. Ekonomideki döviz girişi etkisinin azalması, faizlerin düşük tutulduğu bir ortamda kur artışını ve enflasyon artışını etkileyebilir. Dış talep ve net ihracattan gelen katkının azalması ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. İhracatı Euro bölgesine yaptığımız için gelirimizin global değerinin düşmesi bizi olumsuz etkiler. Orta ve uzun vade açısından, ihracata dayalı büyüme stratejisini içine alan yeni ekonomik model kapsamındaki fizibilite çalışmalarının etkilerini gözlemleyeceğiz. Bu kapsamda katma değerli yüksek teknoloji üretimi ve pazar çeşitlendirmesini kritik önemde görmekteyiz.

"TÜRKİYE'DE BULUNAN AVRUPALI ŞİRKETLER İÇİN POZİTİF"

Ahmet Deniz YAĞBASAN / ALB Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı

ABD Doları 2021 yılında Türkiye'nin dış ticaretinde en fazla kullanılan para birimi olurken Euro, ABD Dolarını takip etti. 2021 yılında ABD Doları ile yapılan ihracat 106,7 milyar dolar olurken, Euro ile yapılan ihracat 103.6 milyar dolar oldu. İhracatta her iki para biriminde ticaret rakamları birbirlerine yakın fakat, 2021'de toplam ithalatın 176 milyar doları dolarından, 78.8 milyar doları ise euro para cinsinden yapıldı. Türkiye'de bulunan ve Avrupa'dan ithalat yapan şirketler için paritede yaşanan bu düşüş pozitif olurken Avrupa'dan ihracat yapan şirketler için karlılıkta negatif bir etki görülebilir. Dolar bazlı ithalat şirketler için bu dönemde paritede yaşanan düşüş ek bir maliyet yansıtırken dolar bazlı ihracat kâr marjlarına bu dönemde pozitif yansıması olabilir. Ticarette parite etkisi sadece Türkiye için değil diğer ülkelerinde belirli bir oranda maruz kaldığı bir risk olarak gözükmektedir. Şirketler bu dönemde kırılganlığı azaltmak için pazar çeşitlendirmesine gitmekle beraber dolar bazlı ihracata ve euro bazlı ithalata bu dönemde de önem vermeyi tercih edebilirler.

"ŞİRKETLERİN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER OLDUKÇA SINIRLI"

Umut TUNCER / GCM Yatırım Menkul Değerler Kıdemli Analisti

FED'in faiz artırımına yönelik beklentiler piyasalara yön vermeye devam ediyor. Bu yıl yüzde 3.50 – 3.75, önümüzdeki yıl yüzde 3.75 – 4.00 aralığındaki faizler ana beklenti durumunda. Ancak halihazırda şahin beklentiler fiyatlandı görünüyor, dolayısıyla dolarda olası geri çekilmeler ağırlık kazansa da FED'in Avrupa Merkez Bankası'na göre enflasyonla mücadele sürecindeki agresifliği doların lehine sürecin devam etmesine yol açabilir. Dış ticaret konusunda euro'nun zayıf oluşu aleyhimize bir durum ortaya çıkarıyor. Hammadde veya ara mamuller yoğun olarak Dolar ile alınırken, nihai ürünlerin yoğun olarak Avrupa'ya satışı, gelirin euro bazında olmasına yol açıyor. Bu durum doğal olarak ticaret hacmi aynı kalsa bile ihracatçının karlılığını negatif etkileyecektir. Buna karşı şirketlerin alabileceği önlemler oldukça sınırlı.

"OTOMOTİVDE İHRACATIMIZIN YÜZDE 82'Sİ EURO CİNSİNDEN"

Baran ÇELİK / Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Euro'nun dolar karşısında değer kaybetmesi ihracatının büyük bölümünü euro cinsinden yapan otomotiv ihracatımıza olumsuz yansıyor. İhracat rakamları dolar olarak açıklandığı için dolar cinsinden ihracatımız parite nedeniyle düşüyor. Yılın ilk yedi ayında otomotiv ihracatımızın yüzde 82'si euro cinsinden yapıldı. Doların otomotiv ihracatımızdaki payı ise yüzde 11 oldu. Bu nedenle euro bazlı ihracatımız dolara dönüştürüldüğünde parite kaynaklı bir kayıp ortaya çıkıyor. Haziran ayında parite ortalama 1.06'ya, Temmuz ayında ise 1.02'ye kadar geriledi. Bugün itibarıyla ise Dolar Euro'dan daha değerli hale geldi. Dolayısıyla parite kaynaklı ihracat kaybımız giderek artıyor.

"ABD GİBİ ALTERNATİF PAZARLARA ODAKLANMALIYIZ"

Adnan ASLAN / Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı

Önümüzdeki süreçte kendi adımıza çok daha fazla Euro-Dolar paritesinin hareketlerine ve 1.00 altında kalma potansiyeline konsantre olarak ilerleyeceğiz. Avrupa bölgesinin savaş sürecinden en çok etkiyi alması, yaşanan çok derin enerji krizi, büyüme problemleri, siyasal krizler, İtalya gibi ülkelerin yüksek borçluluğu gibi birçok kriter şahinleşmeye başlayan ECB'ye rağmen paritenin aşağı yönlü sürecini bir süre daha masada tutacağa benziyor. İhracat potansiyelimiz artarken, gelirimizin ağırlıklı euro, ithalatımızın ve borç ödemeler dengesinin ağırlıklı dolar olarak görüldüğü kompozisyonda kısa vadeli etkilere karşı hazırlıklı olmak, ürün ve pazar çeşitliliği konusunda devletin önderliğinde yeni alternatif pazarlar kazanmak, AB kadar ABD ile ticari potansiyeli arttırıcı önlemler almak oldukça önemli olacak.

"PARİTE RİSKİNİ ÇOK İYİ YÖNETMEK LAZIM"

Fikret KİLECİ / Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı ve TİM Başkan Vekili

Türkiye ihracatçısının en büyük pazarı Avrupa. Dolayısıyla paritedeki bu durum ihracatçıyı zorluyor. Paritedeki hareketler ihracatçıyı, imalatçıyı ve sanayiciyi, maliyet hesaplaması yapamaz hale getirebiliyor. İş dünyamızın, bir şekilde riske girmeden ticaretin, ihracatın, üretimin dünyada genel ne kadar emniyeti varsa ne kadar sigortası varsa onları kullanıp, kendini güvenceye alarak iş yapması gerekir. Az hasarla süreci yönetmek için bunların yapılması önemli. Bu, sadece Türkiye için değil, bütün dünya için geçerli. Euro/dolar paritesi mi, Dolar/Türk Lirası paritesi mi? Birini diğerinden ayıramazsınız. Şöyle söyleyeyim; euro ile ithal edip dolar ile sattığımız mal var. Orada pozitifiz. Ama dolar ile ithal edip, TL ile üretim yapıp, euro ile sattığımız mal var, orada negatifiz. Yani bir konu, herkese artı yazmıyor. Bir başkasına eksi yazabiliyor. Artı olan eksiye, eksi olan artıya dönüyor. Dolayısıyla bu riski çok iyi yönetmek lazım. Eskiden projeksiyonlar altı aylık, bir yıllık olurdu. Şimdi daha kısa aralıklı projeksiyonlar oluşturup, süreci öyle yönetmek gerekiyor."

BİZE ULAŞIN