Trump, eski tarifeleri uyguluyor

Trump, ABD imalat sanayini canlandırıp, istihdamı korumak amacıyla başta Çin olmak üzere birçok ülkeye ek gümrük vergileri getirdi ancak ekonomistlerin açıklamalarına bakılırsa hesap tutmayacak. Ekonomistler, Kongre’yi 1930 tarihli Smoot-Hawley Yasası’ndaki tuzağa düşmemek konusunda uyarıyor...
25.04.2025 12:00 GÜNCELLEME : 25.04.2025 12:00

ALEV RİGEL/ ABD Başkanı Donald Trump, onlarca yıldır düşüşte olan ABD imalat sanayini canlandırmak amacıyla kapsamlı tarifeler duyurdu. Ancak tarifeler, üniversitelere ayrılan fonların kesilmesi ve Çip Yasası'nın kaldırılması çağrılarıyla birlikte, Amerika'nın AI (Artificial Intelligence – Yapay Zeka) yarışındaki ivmesini sabote edebilecek.

Trump yönetimi, yapay zeka alanında küresel lider olmanın önemini kabul ettiğini söyleyip, yapay zeka altyapısının geliştirilmesi için yüzlerce milyar dolarlık yatırım yapılacağını duyursa da, yönetimin bazı eylemleri verimsiz.

Çoğu ekonomiste göre, katı tarifeler Trump'ın aradığı ekonomik başarıyı getirmeyecek. Bu arada, Çinli girişim DeepSeek'in (büyük dil modelleri geliştiren bir Çin yapay zeka şirketi) güçlü bir model ortaya koymasıyla yapay zeka yarışındaki rekabet daha da kızıştı.

George Washington Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler araştırma profesörü olan Susan Ariel Aaronson, CNN'e "Trump ve danışmanları dünyayı 19. yüzyıl perspektifinden görüyor ve üretim ekonomisine geri dönmek istiyor. Yapay zeka artık daha da önemli olabilecek birçok başka teknolojinin temelini oluşturuyor ve Amerika Birleşik Devletleri'nin buna gerçekten yatırım yapması gerekiyor." dedi.

ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, imalat sektöründeki istihdam 1970'lerin sonlarında zirveye ulaştıktan sonra gerilemeye başladı ve yüzyılın başında daha da hızlı bir şekilde azaldı.

Araştırmacılar, son birkaç on yılda ABD imalatını yavaşlatan gelişmenin yalnızca küreselleşme ve serbest ticaret olmadığını, aynı zamanda otomasyonu ve sert küresel rekabeti de artırdığını söylüyor. Bu arada, finans sektöründen yazılım mühendisliğine kadar, ABD hizmet sektörü gelişti. Çalışma Bakanlığı verilerine göre, ABD'deki işlerin yaklaşık beşte dördü hizmet sektöründe.

Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) göre, geleceğin işleri üretim sektöründe olmayacak. Bunun yerine "yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerin yönlendirdiği rollere olan talep" tarafından yönlendirilecek.

Ancak Trump, ABD'de üretimin zirve yaptığı uzun zaman önceki günleri geri getirmek için Amerika'yı küresel bir ticaret savaşına sürükledi. Ekonomistler, Kongre'yi ABD işçilerini korumak amacıyla Amerika'ya mal gönderen tüm ülkelere gümrük vergileri koyduğu 1930 tarihli Smoot-Hawley Yasası'ndaki tuzağa düşmemek konusunda uyardılar. Bu hareket, Avrupa ülkelerinin misilleme gümrük vergileriyle karşılık vermesi ve toplam ABD ithalatının iki yılda yüzde 40 gerilemisiyle Büyük Buhran'ı daha da kötüleştirmişti.

Artık 2025'teyiz ve iş liderleri Trump'ın tarifeleri ve artan durgunluk korkuları nedeniyle devam eden belirsizlik nedeniyle durakladılar. Uluslararası piyasalar da tarifelerin küresel ekonomiyi nasıl etkileyebileceği konusundaki endişeler nedeniyle aşırı oynak.

Tedarik Yönetimi Enstitüsü'nün son anketinde, birincil metal üreticilerinden biri, "Tarife uygulamaları ve maliyetler son bir aydır tartışmalara egemen oldu ve ileriye yönelik net bir yol belirlenene kadar piyasalara egemen olmaya devam etmeli" dedi.

Tüm bu tarife kaosunun ortasında, Trump'ın yapay zeka stratejisi belirsizliğini koruyor. Yönetimi, girdi talep eden bir yürütme emri imzaladıktan sonra, şu anda planla ilgili teknoloji şirketlerinden gelen binlerce öneriyi inceliyor.

Ancak Trump şimdiye kadar bazı ters etki yaratan adımlar attı. Trump yönetimi, Harvard, Brown ve Princeton gibi büyük üniversitelere yönelik milyarlarca dolarlık hibe ve sözleşmeleri askıya aldı.

Miami Üniversitesi'nde hukuk profesörü ve okulun Yenilik, Hukuk ve Teknoloji İşletmesi bölümünün direktörü Andres Sawicki, "Yapay zeka alanında doktora yapan öğrencilerin çoğunluğu yabancı uyruklu öğrenciler. En iyi olası teknolojiyi geliştirmek için ihtiyaç duyduğunuz insan yeteneğinin tedarikini kesiyorsunuz" dedi.

Trump'ın gümrük vergileri yürürlükte kalırsa, durgunluğa ve fiyatların artmasına yol açarak ABD imalat sektörüne baskı yapabilecek. Bu da "durgun enflasyon" (stagflasyon) olarak bilinen bir sonuç.

Trump geçen ay Kongre'yi, eski başkan Joe Biden döneminde 2022'de çıkarılan Çip ve Bilim Yasası'nı iptal etmeye çağırdı. Çip Yasası, yarı iletken araştırma ve üretimini desteklemek için yaklaşık 300 milyar dolarlık fon sağlayan iki taraflı bir yasa. Ancak bunu ortadan kaldırmak Amerika'nın yapay zeka yarışını kazanmasına yardımcı olmayacak.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Martin Chorzempa, "Çip Yasası, tedarik zincirinin tamamında ABD'ye yatırım çekmede beklentilerin çok ötesinde, son derece başarılı oldu" dedi.

Trump ve Tayvanlı yarı iletken şirketi TSMC, ABD'de beş fabrika inşa etmek için 100 milyar dolarlık bir plan duyurdu.

Yapay zeka, insanların çalışma ve iletişim kurma biçimleri de dahil olmak üzere dünyayı yeniden şekillendirmeye devam ederken, birçok ülke sektörde hakimiyet kurmak için yarışıyor. ABD oyunun önünde kalmak istiyorsa, Trump yönetimi yapay zeka ilerlemesini engelleyebilecek bazı politikalarını yeniden düşünmek zorunda kalacak.

Trump yeni gümrük vergilerini Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde devasa bir afişle tanıttı. İlk başta bu vergilerin mevcut tarifeler ve diğer ticaret engelleri temel alınarak hesaplandığı düşünüldü. Ancak daha sonra Beyaz Saray, karmaşık görünen bir matematiksel formül yayımladı.

Formül ayrıca gümrük tarifelerinin fiyatlara bağlı olup olmadığını ve bu fiyatların tarifeleri nasıl etkileyeceğini de hesaba katıyor. Ticaret açığı, bir ülkenin diğer ülkelerden ithal ettiği mal miktarının, sattığından fazla olması durumunda ortaya çıkıyor. Örneğin, ABD'nin Çin'den aldığı malların toplam değeri 440 milyar dolar iken, Çin'e sattığı malların değeri sadece 145 milyar dolar. Bu, 295 milyar dolarlık bir ticaret açığı anlamına geliyor.

295'i 440'a böldüğümüzde yüzde 67 oranını buluyoruz. Bunu ikiye bölüp yukarı yuvarladığımızda yüzde 34 ediyor. Bu nedenle, Çin'e uygulanan tarife yüzde 34 oldu.

Aynı yöntem Avrupa Birliği'ne uygulandığında ise yüzde 20'lik bir tarife ortaya çıktı.

Birçok uzman, bu tarifelerin karşılıklı olmadığını vurguluyor. Karşılıklı olması için, ülkelerin ABD'ye uyguladığı mevcut tarifeler ve diğer ticaret engelleri dikkate alınarak hesaplanması gerekiyordu. Bunun yerine, ABD'nin her ülkeyle olan ticaret açığını sıfırlamaya yönelik bir oran belirlenmiş.

Trump, bazı ülkeler için bu formülden saparak tarife uyguladı. Örneğin, ABD'nin İngiltere ile ticaret açığı bulunmuyor. Ancak yine de İngiltere'ye yüzde 10 gümrük vergisi kondu. Yeni gümrük rejimi toplamda 100'den fazla ülkeyi kapsıyor.

Trump, ABD'nin küresel ticarette kötü bir konuma sahip olduğunu düşünüyor.

Ona göre, diğer ülkeler ABD pazarını ucuz ürünlerle dolduruyor, bu da Amerikan şirketlerine zarar veriyor ve iş kayıplarına neden oluyor. Bu nedenle Trump, ticaret açıklarını azaltarak ABD'de üretimi yeniden canlandırmayı ve istihdamı korumayı hedefliyor.

Ancak bu yeni tarife sistemi istenen sonucu verecek mi? BBC, birçok ekonomistle görüştü. Çoğunluğun görüşü, tarifelerin ABD'nin belirli ülkelerle olan ticaret açığını azaltabileceği, ancak dünya genelindeki ticaret açığını ortadan kaldırmayacağı yönünde.

King's College London'dan Profesör Jonathan Portes, "Evet, bu ülkelerle olan ikili ticaret açıklarını azaltacak. Ancak bu hesaplamada dikkate alınmayan çok daha geniş etkileri olacak" diyor.

Çünkü ABD'nin genel ticaret açığı sadece ticaret engellerinden kaynaklanmıyor. Aynı zamanda ABD ekonomisinin işleyiş biçimiyle de ilgili.

Örneğin, Amerikalılar kazandıklarından daha fazla harcayıp yatırım yapıyorlar. Bu da ABD'nin dünyadan daha fazla mal satın almasına neden oluyor. Bu durum devam ettiği sürece, ABD'nin küresel ticaret açığı sürecek.

Ayrıca bazı ticaret açıkları tarifelerle değil, meşru nedenlerle de oluşabiliyor. Örneğin, bazı gıda ürünlerini farklı iklimlere sahip ülkelerden almak daha ucuz ve kolay olabiliyor.

London School of Economics'ten Thomas Sampson, "Formül, ABD'nin ticaret açığı verdiği ülkelere tarife uygulamasını meşrulaştırmak için oluşturulmuş. Ekonomik bir mantığı yok ve küresel ekonomiye büyük zarar verecek" diyor.

---------------------------------

Avrupa Çip Yasası nedir?

AB'nin yarı iletken teknolojileri ve uygulamalarında arz güvenliğini, dayanıklılığını ve teknolojik liderliğini sağlamak amacıyla hazırladığı Avrupa Çip Yasası (European Chips Act), 21 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasa ile AB'nin çip temininde dışa bağımlılığının azaltılması, tedarik güvenliğinin sağlanması, çip üretiminde rekabet edebilirliğin artırılması, teknolojik liderliğin güçlendirilmesi ve üretimdeki aksaklıkların önüne geçilmesi hedefleniyor. Avrupa Çip Yasası kapsamında, yüzde 10 olan AB'nin küresel çip üretimindeki payının, 2030 yılına kadar yüzde 20'ye çıkarılması planlanıyor.

----------------------------

1930 Tarife Yasası nedir?

Smoot-Hawley Tarife Yasası olarak da bilinir. 17 Haziran 1930'da Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkan Herbert Hoover tarafından yasalaştırılan korumacı bir ticaret önlemiydi. Baş kongre sponsorları Senatör Reed Smoot ve Temsilci Willis Hawley'nin adını taşıyan yasa, Ekim 1929'da başlayan Büyük Buhran sırasında Amerikan endüstrilerini yabancı rekabetten korumak amacıyla 20 binden fazla ithal mala tarife koymuştu. Hoover, partisinin ve iş liderlerinin baskısına boyun eğerek birçok kıdemli ekonomistin karşı çıkmasına rağmen yasa tasarısını imzaladı. Yurt içi istihdamı ve üretimi desteklemeyi amaçlayan tarifeler, ABD'nin ticaret ortaklarının kendi tarifeleriyle karşılık vermesi nedeniyle Depresyonu derinleştirdi ve bu da ABD ihracatının ve küresel ticaretin düşmesine yol açtı. Ekonomistler ve tarihçiler bu yasayı bir politika yanlışı olarak görüyor ve bu yasa modern ekonomik tartışmalarda korumacı politikanın uyarıcı bir örneği olmaya devam ediyor.

-----------------------------

Durgun enflasyon nedir?

Stagflasyon (durgun enflasyon); stagnasyon ile enflasyonun aynı anda görüldüğü durumdur. Bu durumda ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar da hızla yükselir. 1970 yılında İngilizcede "stagnation" (stagnasyon, gayri safi millî hasıla hızının ortalamadan daha düşük bir hızda büyümesi) ile "inflation" (enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışı) kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir.

BİZE ULAŞIN