ALEV RİGEL/ Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF – World Economic Forum) göre halen altı bin uzay aracı, dünyamızın çevresinde dönüyor. Bunların sadece yüzde 40'ı aktif halde kullanılıyor. Uydu parçalarıyla birlikte uzay çöplüğünün 30 bini geçtiği tahmin ediliyor. ABD rasat (gözlem) istasyonları, beş santimetreden daha uzun 19 bin parçanın hareketini takip edebiliyor. Dünya çevresinde bir santimetreden daha küçük 128 milyon parçanın olduğu düşünülüyor.
Kyoto Üniversitesi profesörü ve astronot Takao Doi, bu durumu şöyle açıklıyor: "Uydu kirliliği ciddi bir sorun. Metal uydular bile atmosfere girince yanıyor. Ama onların küçük alüminyum parçaları, atmosferin üst tabakalarında kalıyor. Hem de yıllarca. Bu durum, çevremizi olumsuz etkilediği için önemli. Ahşap uydular, tek çözüm. Uzayda hava olmadığı için bunların çürümesi söz konusu değil. Bütün mesele, ömrü dolan uyduyu, hiçbir zararı olmadan dünyaya yöneltmek ve yanıp kül olmasını sağlamak."
Doi 2008'de, Uluslararası Uzay İstasyonu'nu ziyaret etmişti. Japon astronot, şimdiye kadar bir ilki denemiş, uzaya özel bir bumerang atmıştı. Bumerang, mikro yerçekimi için bilim insanlarına kıymetli bilgiler sağlıyor (Bumerang, Avustralya yerlilerinin avlanmakta kullandığı V biçiminde metaldir. Spor amaçlı boomerang'lar ise, atan kişiye geri döner).
Sumitomo Ormancılık (aslında bir inşaat şirketi), 400 yıl önce kurulmuş olmasına rağmen, uzay için uygun ağacı bulmak için hayli zorlandı. Şirket yetkilileri, uzayda aşırı ısı farklarına dayanacak, güneşin zararlı ışınlarından etkilenmeyecek bir ahşap bulmanın kolay olmadığını kaydediyor. Sumitomo'nun İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, tek sorunun ısı farkları olmadığı anlaşılıyor. Ahşabın, ultraviyole (mor ötesi) ışınlardan etkilenmemesi de gerekiyor.
Araştırma şirketi Euroconsult, yakın gelecekte her yıl 990 yapay uydunun uzaya gönderileceğini tahmin ediyor. Bu hesaba göre 2028 yılında dünya çevresinde 15 bin uydu dönüyor olacak. Dünyanın en zengin insanı olarak gösterilen Amerikalı girişimci Elon Musk'ın SpaceX şirketi, şimdiye kadar Starlink adlı 900 uyduyu uzaya gönderdi. Daha binlercesini de göndermesi bekleniyor. Bu uyduların dünya ile aynı hızda dönmesi gerekiyor ki dünyanın herhangi bir noktasıyla hizalansın ve bu hizası da hiç bozulmasın. Bunun için uydular, saatte 40 bin kilometre (22 bin 300 mil) hızla hareket etmeliler. Hızın ne kadar yüksek olduğunu anlamak için bir kıyaslama yapalım. Uydu hızı, bir silahtan çıkan merminin hızından on kat daha fazla. Bu hız, nadiren de olsa diğer uydularla çarpışmalarına sebep olabiliyor. 2006'da uzay çöplüğünün küçük bir parçası, Uluslararası Uzay İstasyonu'nun bir camına çarpmış, camdan bir parçanın kırılıp kopmasına neden olmuştu.
Ahşap uyduların bir başka faydası da dünyadan gönderilen radyo sinyallerinin, ahşaptan kolayca geçiyor olması. Bu sayede, uydunun antenleri ve alıcı verici olarak kullanılan transponder'leri, ahşap kutunun içinde muhafaza edilebilecek. Metalden yapılmış uydularda antenlerin, dışarıda tutulması zorunlu. Çünkü radyo sinyalleri, metalden geçemiyor.
Ne var ki ahşap uydular, tamamen temiz değil. Onlar da ömürleri dolduğunda atmosfere girip yanacaklar ama iletişim ve araştırmada kullanılan diğer elektronik donanımda bulunan zehirli partikülleri yine açığa çıkarmış olacaklar. Bu nedenle ahşap uyduların kesin çözüm olup olmadığı hala tartışma konusu.
Bir başka sorun da, uyduların uzayda çarpışması ya da patlaması. Bu durumda uzay çöplüğünün, ahşaptan ya da metalden oluşmasının hiçbir anlamı yok. Ahşap uyduların, uzay çöplüğü sorununun çözümüne hiçbir faydasının olmayacağı da düşünülüyor. Çöplükte olsun, kullanımda olsun, etrafımızdaki bütün uyduların toplam ağırlığının sekiz bin ton civarında olduğu tahmin ediliyor.
Japonlar, deneme amaçlı bir ahşap uyduyu uzaya gönderdiler. Ama bunun denemesi zaten yapılmıştı. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA 1960'larda, balsa ağacından yapılmış bir uyduyu uzaya göndermişti. Bu, Ay'a seyahat için gerçekleştirilmiş bir deneydi. Herhalde iyi sonuç alamadılar ki, Ay'a giden Apollo 11 uzay aracında, ahşap kullanılmadı. Ama teknoloji bugün farklı.
Uydular dünyasında bir gezinti
* Yapay uydular, çok değişik amaçlar için kullanılır. Haberleşmede, televizyon yayınlarında, hava tahmininde, dünyadaki her tür hava ve deniz navigasyonunda, bilimsel araştırmalarda, haritalamada, dünyamızın doğal kaynaklarının gözlenmesinde uydular, çok kolay ve kesin bilgiler sunar.
* Öyle uydular var ki, uygun açıda olduklarında, dünyanın herhangi bir yerinde bir otomobilin plakasını okuyabilir, insan ayağı basmamış topraklarda petrol, kömür ve maden rezervlerini görebilir, meteorolojik şartlara göre herhangi bir kasırgayı önceden haber verebilir, diğer uydularla iletişim içinde olarak işbirliği ya da bilgi alışverişi yapabilir. Bunlar aktif uydulardır.
* Bir de pasif uydular var. Adından da anlaşılacağı üzere hiçbir şey yapmazlar. Sadece dünyadan gelen sinyalleri, yine dünyanın başka bir noktasına iletirler. Sinyali güçlendiremezler bile.
* 2023 yılı itibariyle uzayda 4 bin 500'den fazla uydu ABD'ye, 600 kadarı Çin'e, 175 adedi Rusya'ya, bin 400'den fazlası da diğer ülkelere aittir. Oysa Sovyetler Birliği, uzay macerasını ilk başlatan ülkeydi. 1957'nin ekim ayında Sputnik 1, uzaya gönderildiğinde görevi, sadece dünyaya sinyal göndermekti. Aynı yılın kasım ayında Sputnik 2 fırlatıldı. Bu kez uyduda Laika adlı bir köpek vardı. Sıradan bir sokak köpeğiydi. Yolculuk kısa olmasına rağmen nefes alacak havası kalmamıştı. Bugün bile Laika hayranları ve fan kulüpleri var. Bir köpeğin göz göre göre ölüme gönderilmesi nedeniyle hala kızgınlar.
* Yuri Gagarin'le (1934-1968) ilk insanlı uzay yolculuğunu da Sovyetler başlatmıştı. Vostok 1 ile seyahat eden Gagarin, dünyanın çevresinde bir tur attı. Yolculuğu, bir saat 48 dakika sürdü. İçinde bulunduğu kapsül, etrafı kapalı bir sandalyeden ibaretti ve çoğunlukla yerden yönetiliyordu (Moskova'daki Kozmonotluk Anıt Müzesi'ni gezenler, bu kapsülü görebilir, abartmadığımızı anlayabilir). Gagarin, dünyaya, bir köy yakınlarında, kapsülünden ayrılarak paraşütle inmişti. Bu olaydan habersiz olan köylülerin şaşkınlığını tahmin etmek, zor olmasa gerek.
* Gagarin, uzay uçuşundan sonra 30 kadar ülkeden davet aldı. Bunların içinde ABD de var mıydı derseniz, tabi ki hayır. Bırakın daveti, Başkan Kennedy, Gagarin'in ABD'ye girmesini bile yasakladı. Gagarin, 27 Mart 1968'de sıradan bir eğitim uçuşunda, uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybetti.
* Rusların uzaya iki uydu birden göndermesine, Amerikalılar hemen karşılık veremedi. İşte iki ülke arasındaki soğuk savaş da böylece başlamış oldu.
* Her uzay yolculuğu, bir Rus bilim adamı sayesinde gerçekleşti. Konstantin Tsiolkovsky (1857-1935), uzaya çıkmanın düşüncesinin bile olmadığı yıllarda roketlerin nasıl kullanılacağı hakkında makaleler yazdı. Roketlerin hangi yakıtlarla çalışması gerektiği, uzayda dünyaya en yakın yörüngenin kaç kilometre yüksekte olabileceği, uzaydaki uydu hızı ile ilgili hesaplamaları 1903'te Tsiolkovsky yaptı.
* Tsiolkovsky'nin öngörmediği tek şey, uzaydaki araçların, dünya ile iletişim içinde olabileceği düşüncesiydi. Bu eksiği de 1945'te İngiliz bilim kurgu yazarı Arthur Clarke (1917-2008) tamamladı. Clarke, dünya çevresine yerleştirilecek üç uydu sayesinde dünyanın her noktasıyla haberleşme imkanı olacağını ileri sürdü.
* 1946'da Amerikalı teorik fizikçi Lyman Spitzer de, uzaya gönderilecek bir uzay teleskopuyla çok uzaklardaki gök cisimlerinin gözlemlenebileceğini iddia etti. Bugün kullanılan Hubble Uzay Teleskopu, Spitzer'in düşüncelerinin eseridir. 1990'dan beri insanoğlunun uzaydaki gözü olarak görevini yapmakta (Hubble adı, 1889 ile 1953 yılları arasında yaşamış olan Amerikalı astronom Edwin Powell Hubble'dan gelir).
* 1958'in ocak ayında Amerikalılar, "Explorer 1" ile uzay yarışına katıldı. 1960'ın nisan ayında ise ABD ilk kez televizyon yayınlarını nakledecek TIROS uydusunu başarıyla yörüngesine oturttu. Uydu, dünyadan gönderilen TV sinyallerini bir ayna gibi dünyanın başka bölgelerine yansıtıyordu.
* Uzay operasyonlarında Sovyetler Birliği ve ABD'yi, Kanada, Avustralya, Birleşik Krallık ve İtalya izledi. Günümüzde Cezayir, Arjantin, Avusturya, Brezilya, Şili, Çin, Danimarka, Mısır, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hindistan, İran, Japonya, Kazakistan, Güney Kore, Malezya, Meksika, Hollanda, Norveç, Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan, Güney Afrika, İspanya, İsviçre, Tayland, Türkiye ve Ukrayna, uzayda uydu sahibi.