Son yıllarda Çin edebiyatının pek çok önemli eseri Türkçeye çevrildi. İki ulusun bir birini tanımalarında, edebi eserlerin katkısını görmezden gelemeyiz. Çince eserlerin Türkçe çevirilerinde belirli bir kalitenin yakalanabilmesi için bir Çeviri Komisyonu kurulmasının yararlı olacağı kanısındayım.
Orta Asya Türk tarihi ile ilgili ilk yazılı belgeler, Çin kaynaklarında bulunmaktadır. Türkler, var oldukları andan itibaren Çinlilerle iç içe yaşamış bir ulustur. Dolaysıyla, Türklerden söz etmeden Çin tarihi, Çinlilerden söz etmeden de Türk tarihi yazılamaz. Aynı coğrafyada birlikte yaşayan bu iki ulus, komşu olarak yaşamanın getirdiği doğal sonuç olarak da bir birbirlerinden etkilenmişlerdir.
Türk tarihi ile ilgili ilk yazılı bilgiler, Çin tarih kaynaklarında yer almaktadır. Çin kaynaklarında; Türklerin, "Kan Terleyen At" beslendiğinden söz edilir. Düşmanlarına korku salan, Hunların "Atmaca Okçuları" anlatılır. Türk tarihinde önemli yer tutan, "Göktürklerin Türeyiş Efsanesi" de yine Çin kaynaklarında anlatılmaktadır. Kısaca özetlersek, bizlerin Türk ulusu olarak, Çin ulusuyla çok uzun bir tarihi geçmişimiz bulunmaktadır.
Çin, 1978 yılında uygulanmaya başladığı dışa açılım politikasıyla, kapılarını dış dünyaya açtı. Böylece, dünya Çinlileri, Çinliler de dünyayı tanımaya başladılar. Ekonomistler Çin'in, gelişmiş ekonomiye sahip ülkeler için büyük bir pazar olacağını düşünmüşlerdi. Ancak hesaplar tutmadı. Çin, "Çin Usulü Serbest Ekonomi" modeli yarattı ve kısa sürede tüm dünya, Çin'in pazarı haline geldi.
Tarihi İpek Yolu üzerinden dünya ticaretinde önemli yer rol oynayan Çin, "Bir Kuşak Bir Yol" adında çok büyük bir proje ile tarihi İpek Yolu'nu tekrar canlandırmaya çalışmaktadır. Görünen odur ki "Bir Kuşak Bir Yol" projesi, dünya ekonomisinde önemli bir dönüm noktası olacaktır.
Üniversitelerin Çince bölümüne ilgi arttı
Türkiye - Çin arasında ticari gelişmelerin başlamasıyla birlikte, Türk Havayolları, Çin'e uçuşlara başladı. Çin'den çok sayıda turist Türkiye'ye gelmeye başladı. Bütün bu gelişmelere bağlı olarak, Çince önem kazanmaya başladı. Resmi ve özel Şirketler, Çince bilen elemanlar aramaya başladı. Çin ile ilgili dernekler kurulmaya başlandı, Çince kurslar açıldı. Üniversitelerdeki Çince bölümlerine ilgi arttı.
Tüm dünyada Çin dili ve kültürüne olan ilginin arttığını gören Çin, dünyaya Çin dili ve kültünü tanıtmak için, 2004 yılında "Han Ban (Çin Ofisi)" adında bir birim kurdu. İlişkilerini geliştirmek istedikleri ülkelerde, Çin dili ve kültürüne ilgi duyan kurumlara destek vermeye başladılar. Öğretmen ve ders materyali desteği sağladılar. Belirlenen bir üniversiteler bünyesinde Konfuçyüs Enstitülerini kurdular. Bu enstitüler, Çin dili ve kültünü yayma görevini üstlendiler. Son verilere göre dünyada, 134 ülkede, 500'den fazla Konfuçyüs Enstitüsü bulunmaktadır. Türkiye'de bulunan Konfuçyüs Enstitüleri şunlardır: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Konfuçyüs Enstitüsü, Okan Üniversitesi Konfuçyüs Enstitüsü, Boğaziçi Üniversitesi, Konfuçyüs Enstitüsü, Yeditepe Üniversitesi Konfuçyüs Enstitüsü. Türkiye'de, Çin kültürünü tanıtma açısından en güçlü makam, Çin Kültür Müsteşarlığıdır. Çin Kültür Müsteşarlığı, Türkiye'de düzenlenen kültür etkinlikleri konusunda deneyimli vakıf ve derneklerle işbirliği yapmaktadır.
Hayalimdeki Çin Yarışması 2015'te başladı
Uluslararası Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Vakfı (UBİKAV Vakfı), Türkiye'de Çin kültürünün tanıtılmasında en etkili olan, etkinliklerden biri olan, "Hayalimdeki Çin Resim Yarışması"nı düzenlemektedir. "Hayalimdeki Çin Resim Yarışması", Türkiye'deki tüm Ortaöğretim öğrencilerine açık bir yarışmadır.
UBİKAV Vakfı, hazırlamış olduğu "Hayalimdeki Çin Resim Yarışması" adında projeyi, 2015 yılında Çin halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliğine sunmuştur. Büyükelçilik tarafından onaylanan proje, 2016 yılında hayata geçirilmiştir. İlk olarak 2016 yılında düzenlenen Yarışma, başarıyla tamamlanmıştır. 2024 yılında, "VIII. Hayalimdeki Çin Resim Yarışması" düzenlenmiştir. Yarışma, başarıyla yoluna devam etmektedir. Türkiye genelinde Ortaöğretim öğrencileri büyük bir heyecanla yarışma ilanını beklemektedirler.
Türkiye genelinde yapılan yarışmada, başarılı olan öğrencilere 10 günlük "Çin Gezisi" ödülü verilmektedir. Böylesine büyük bir ödül veren hiçbir yarışma yoktur. Çin gezisi ödülü, Çin devletine yakışan bir ödüldür. Birinci olan öğrencinin bir okul yöneticisi, görsel sanatlar öğretmeni ve bir velisinin de Çin gezisine katılması sağlanmıştır.
Çin gezileri, deneyimli bir yönetmen tarafından filme alınmış ve Türkçe seslendirmeli, Çince alt yazılı 30 dakikalık DVD'ler hazırlanmıştır. Vakıf WEB sayfasına yüklenen filmler, ilgiyle izlenmektedir. Bu yarışma, Çin halk Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçiliği ve Çin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteği ile yürütülmektedir. UBİKAV Vakfı Başkanı olarak şöyle bir hayalim var: "Hayalimdeki Çin Resim Yarışması"na, görme engelli öğrencilerin de katılımının sağlanması gerektiğine inanıyorum. Görme engelli öğrencilerin kendi aralarında yarışmalarını sağlayarak, aralarından bir öğrenci seçebiliriz. Başarılı olan bu öğrenciyi, Görsel Sanatlar öğretmeni ve bir velisi ile birlikte Çin gezisinde dahil edebiliriz. Biz Vakıf olarak, görme engelli çocuklarımızın da umudu olmalıyız."
Kültürel ilişkileri arttıracak öneriler
Öncelikle Türk ve Çinlilerden oluşan bir "Türkiye-Çin Dostluk Platformu" oluşturulmalıdır. Bu platform içinde farklı komisyonlar yer almalıdır. Bu platform, Çin Kültür Müsteşarlığı ile koordine içinde olmalıdır. Ayrıca çeviri, film ve kültür etkinlikleri komisyonları da kurulmalı.
Son yıllarda Çin edebiyatının pek çok önemli eseri Türkçeye çevrildi. Ancak, bu eserler yayınlandıktan sonra, beklenen ilgiyi göremedi. Burada önemli olan, çeviriyi yapanların Türkçeyi kullanma ustalığıdır. Türkçeye çevrilen eserler için harcanan zamana yazık oldu. Roman çevirileri girişimi başarılı olamadı. İki ulusun bir birini tanımalarında, edebi eserlerin katkısını görmezden gelemeyiz. Çevirilerde belirli bir kalitenin yakalanabilmesi için, çeviri işlerinin ehil kişiler tarafından kontrol edilmesinin yararlı olacağı düşüncesindeyim. Çince eserlerin Türkçe çevirilerinde belirli bir kalitenin yakalanabilmesi için, çeviri kitapların doğru ve akıcı bir dille Türkçeye aktarılması konusunda daha fazla özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bir Çeviri Komisyonu kurulmasının yararlı olacağı kanısındayım.
İki halkın biri birini iyi tanıyabilmesi için, TV dizi filmleri ve uzun metrajları filmlerin çok etkili olacağı kanısındayım. Bunların titizlikle seçilmesi ve Türk halkına sunulması sağlanmalıdır. Çin'de sevilen dizilerin Türkçeye çevirilerinin yapılması ve Türkçe dublaj ya da Türkçe altyazılı olarak Türkiye'de gösterilmesi çok yararlı olacaktır.
Ülke genelinde düzenlenecek kültür-sanat etkinlikleri düzenlemek konusunda çalışmalar yürütecek bir komisyon olacaktır. Türkiye'de düzenlenecek etkinlikler konusunda çalışmalar yürütecektir. Yerel yönetimlerle bağlantılar kurarak, sSergiler, atölye çalışmaları vb. etkinlikler düzenlenmesini sağlayacaktır.